bir a book, a car, a movie (bir kitap, bir araba, bir film)



Yüklə 0,65 Mb.
səhifə56/114
tarix28.07.2020
ölçüsü0,65 Mb.
#32310
1   ...   52   53   54   55   56   57   58   59   ...   114
vocabularyy













arkadaş, ortak, dost, yoldaş










She was loved among her fellows. (Arkadaşları arasında sevilirdi.)



















1039) female; (isim, sıfat)










i.; dişi, kadın, bayan   s.; dişil, kadınlara ait




One of two candidates must be female. (2 adaydan biri bayan olmalı.)



















1040) fence; (isim, fiil)










i.; çit, parmaklık, engel    f.; çit ile çevirmek , etrafını çevirmek , korumak

He dyed the fences white and yellow. (Çitleri beyaz ve sarıya boyadı.)



















1041) few; (sıfat)













az, birkaç













Very few students speak French. (Çok az öğrenci Fransızca konuşabiliyor.)



















1042) fewer; (sıfat)













az, daha az













The number of tourists is fewer than last year. (Bu yıl turist sayısı geçen yıldan daha az.)



















1043) fiber; (isim)













lif, iplik, elyaf, tel, fiber, kişilik







Dried fruits are especially high in fibre. (Kuru meyveler özellikle lif açısından zengindir.)



















1044) fiction; (isim)













düş, kurgu , uydurma, fiksiyon










The movie is an example of popular fiction. (Film, popüler kurgunun bir örneğidir.)



















1045) field; (isim , fiil)










i.; saha , alan, tarla    f.; sahaya çıkarmak







We camped in a field near the town. (Kasabanın yakınındaki bir alanda kamp yaptık.)



















1046) fifteen; (isim)













on beş
















He lost his father when he was fifteen. (15 yaşındayken babasını kaybetti.)



















1047) fifth; (sıfat)













beşinci
















They organized a party for her fifth birthday. (Onun beşinci yaş günü için parti düzenlediler.)



















1048) fifty; (isim)













elli
















There were fifty candles on the cake. (Pastanın üzerinde elli adet mum vardı.)



















1049) fight; (isim, fiil)










i.; dövüş, kavga   f.; dövüşmek, kavga etmek




My little brothers are always fighting. (Küçük kardeşlerim durmadan kavga ediyorlar.)



















1050) fighter; (isim)













dövüşçü, kavgacı, boksör, avcı uçağı, savaş uçağı




The jet fighter released its bomb. (Savaş uçağı bombalarını bıraktı.)



















1051) fighting; (isim)










kavga, dövüş, savaş













He fought in Cyprus. (O, Kıbrıs’ta savaştı.)

























1052) figure; (isim, fiil)










i.; şekil, rakam    f.; şekillendirmek, resmetmek




I saw the figure of  a lion on his jacket. (Ceketinin üstünde bir aslan figürü gördüm.)



















1052) file; (isim, fiil)










i.; dosya, klasör    f.; dosyalamak, kayda geçirmek




Put those files on my desk, please. (Şu dosyaları masamın üstüne koy lütfen.)



















1053) fill; (fiil, isim)













f.; doldurmak, dolgu yapmak    i.; doldurma , dolgu, doyumluk

Fill the bucket with water. (Kovayı suyla doldur.)






















1054) film; (fiil, isim)










f.; filme çekmek , film yapmak    i.;film, ince tabaka




Hollywood is the leader of the film industry in America.(Hollywood, Amerika’da film endüstrisinin lideridir.)



















1055) final; (isim, sıfat)










i.; final       s.; son, kesin, kati










I made my final decision. (Kesin kararımı verdim)














Yüklə 0,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   52   53   54   55   56   57   58   59   ...   114




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin