bir a book, a car, a movie (bir kitap, bir araba, bir film)



Yüklə 0,65 Mb.
səhifə110/114
tarix28.07.2020
ölçüsü0,65 Mb.
#32310
1   ...   106   107   108   109   110   111   112   113   114
vocabularyy

Mr. Green is a rich and powerful man. (Bay Green zengin ve güçlü bir adamdır.)



















2012) practical; (sıfat)










pratik, kullanışlı













You can gain practical experience in thias work. (Bu işte pratik tecrübe edinebilirsin.)



















2013) practice; (isim, fiil)










i.; uygulama, pratik, idman, alıştırma, egzersiz     f.; antrenman yapmak, egzersiz yapmak, alıştırma yapmak

Playing the piano requires much practice. (Piyano çalmak çok pratik ister.)



















2014) pray; (fiil)













dua etmek, yalvarmak










She knelt down and prayed. (O, diz çöktü ve dua etti.)



















2015) prayer; (isim)













dua, yalvarma, ibadet










He learned this  prayer when he was a child. (Bu duayı çocukken öğrenmişti.)



















2016) precisely; (zarf)










kesinlikle, aynen öyle,tam olarak







It is not clear precisely when the accident happened. (Kazanın ne zaman olduğu tam olarak belli değil.)



















2017) predict; (fiil)













öngörmek, tahmin etmek










Nobody can predict what will happen in the future. (Gelecekte ne olacağını kimse öngöremez.)



















2018) prefer; (fiil)













tercih etmek, yeğlemek










I prefer my coffee with milk. (Kahvemi sütlü tercih ederim.)



















2019) preference; (isim)










tercih, yeğleme













It’s a personal preference. (Bu kişisel bir tetrcih.)






















2020) pregnancy; (isim)










hamilelik, gebelik













Many women experience sickness during pregnancy. (Birçok kadın hamileliği süresince hasta olur.)



















2021) pregnant; (sıfat)










hamile, gebe













His wife is pregnant. (Onun karısı hamile.)






















2022) preparation; (isim)










hazırlık, hazırlama, hazırlanma










We have finished food preparation. (Yiyecek hazırlığını tamamladık.)



















2023) prepare; (fiil)













hazırlamak, düzenlemek, yapmak







The whole class is preparing for the exams. (Tüm sınıf sınavlar için hazırlanıyor.)



















2024) prescription; (isim)










reçete, talimat













The doctor gave me a prescription for painkiller. (Doktor bana ağrı kesici için reçete yazdı.)



















2025) presence; (isim)










mevcudiyet, bulunma, bulunuş, varlık







He didn’t even notice my presence. (Benim varlığımı fark etmedi bile.)



















2026) present; (isim, sıfat, fiil)










i.; hediye, armağan , şimdiki zaman   s.; mevcut, şimdiki, hazır      f.; sunmak, hediye etmek, sahnelemek

We can’t do anything in the present situation. (Şuanki durumda bir şey yapamayız.)



















2027) presentation; (isim)










sunum
















 I admired his presentation. (Onun sunumuna bayıldım.)



















2028) preserve; (fiil)










korumak, muhafaza etmek, saklamak







Traditions shoul be preserved. (Gelenekler muhafaza edilmelidir.)



















2029) president; (isim)










başkan, cumhurbaşkanı










Do you have any comment, Mr President? (Bir yorumunuz var mı sayın Başkan?)



















2030) presidential; (sıfat)










başkanlık

Yüklə 0,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   106   107   108   109   110   111   112   113   114




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin