bir a book, a car, a movie (bir kitap, bir araba, bir film)



Yüklə 0,65 Mb.
səhifə102/114
tarix28.07.2020
ölçüsü0,65 Mb.
#32310
1   ...   98   99   100   101   102   103   104   105   ...   114
vocabularyy
















1858) owe; (fiil)













borçlu olmak, minnettar olmak







He still owes five thousand  dollars to his father. (Babasına hala beş bin dolar borcu var.)



















1859) own; (zamir, fiil, sıfat)










zm.; kendi, kendinin    f.; sahip olmak   s.; özel




Is that your own car? (Bu senin kendi araban mı?)






















1860) owner; (isim)













sahip,mal sahibi













He is the owner of a textile factory. (O, bir tekstil fabrikasının sahibi.)



1861) pace; (fiil, isim)










f.;adımlamak, gezinmek    i.; tempo, adım, yürüyüş




The runners have quickened their pace. (Yarışçılar tempolarını hızlandırdı.)



















1862) pack; (fiil, isim)










f.; paketlemek, ambalajlamak , eşyalarını toplamak   i.; ambalaj, paket, sargı

I have packed a few things into  the suitcase. (Valizin içine birkaç şey topladım.)



















1863) package; (fiil, isim)










f.; paketlemek   i.; paket, koli, ambalaj







There is a large package for you. (Size büyük bir paket var.)



















1864) page; (isim)













i.; sayfa, uşak, otel garsonu, komi   f.; sayfaları numaralandırmak

Turn to page 50. (Sayfa 50’ye çevirin.)

























1865) pain; (isim)













ağrı, sancı, sızı, acı, ızdırap










She is suffering from chest pain. (Göğüs ağrısı çekiyor.)



















1866) painful; (sıfat)













ağrılı, sancılı, eziyetli










Her treatment process was painful. (Onun tedavi süreci çok sancılıydı.)



















1867) paint; (fiil, isim)










f.; boyamak, resmetmek   i.; boya, makyaj malzemesi

The walls were painted blue. (Duvarlar maviye boyandı.)



















1868) painter; (isim)










ressam, boyacı













Picasso is a well known painter. (Picasso tanınmış bir ressamdır.)



















1869) painting; (isim)










resim, boyama, tablo, yağlı boya







Painting and music are her biggest hobbies. (resim ve müzik onun en büyük hobileri.)



















1870) pair; (isim, fiil)










i.; çift, eş   f.; çift olmak, eşleşmek, eşleştirmek




She bought a pair of gloves. (Bana bir çift eldiven aldı.)



















1871) pale; (sıfat)













soluk, solgun, renksiz, cansız










You look pale. Are you ill? (Solgun görünüyorsun. Hasta mısın?)



















1872) Palestinian; (isim, sıfat)










i.; filistinli   s.; filistin










The Pastinians had to leave their home after war. (Filistinliler savaştan sonra evlerini terk etmek zorunda kaldılar.)



















1873) palm; (isim)













palmiye, hurma ağacı, avuç, avuç içi







John is planting a palm tree in his backyard. (John arka bahçesine palmiye ağacı dikiyor.)



















1874) pan; (isim)













tava, tepsi













Melt the butter in a pan. (Yağı bir tavanın içinde erit.)



















1875) panel; (isim)













pano, tabla, panel













The important politicians are going to meet in this panel. (Önemli siyasetçiler bu panelde buluşacak.)



















1876) pant; (isim, fiil)










i.; soluma    f.; hızlı hızlı solumak, nefes nefese kalmak



















1877) paper; (isim, fiil)








Yüklə 0,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   98   99   100   101   102   103   104   105   ...   114




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin