bir a book, a car, a movie (bir kitap, bir araba, bir film)



Yüklə 0,65 Mb.
səhifə25/114
tarix28.07.2020
ölçüsü0,65 Mb.
#32310
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   114
vocabularyy










sivil, kamu













Martin Luther King is a well known leader of civil rights. (Martin Luther King sivil hakların bilinen bir önderidir.)



















464) civilian; (isim, sıfat)










i.; sivil s.; mülki , sivil










After he retired from the army, he returned to civilian life. (Ordudan emekli olduktan sonra sivil hayata döndü.



















465) claim; (fiil, isim)










f.; iddia etmek, talepte bulunmak   i.; iddia, talep




I don’t claim  to be hundred percent right. (Yüzde yüz haklı olduğumu iddia etmiyorum.)



















466) class; (isim, fiil)










i.; sınıf, ders   f.; sınıflandırmak







Friday’s class canceled.  (Cuma günkü ders iptal oldu.)



















467) classic; (isim, sıfat)










i.; klasik , klas , klasik eser  s.; klasik, geleneksel




This book is the example of classic novel. (Bu kitap bir klasik roman örneğidir.)



















468) classroom; (isim)










sınıf , derslik













Students decorated the classroom for the new year. (Öğrenciler yeni yıl için sınıfı süslediler.)



















469) clean; (sıfat, fiil)










s.; temiz, pürüzsüz   f.; temizlemek , arındırmak




She cleaned the house all day. (Bütün gün evi temizledi.)



















470) clear; (sıfat)













açık, net, temiz













The sky is clear, we can see the clouds. (Gökyüzü açık, bulutları görebiliyorum)



















471) clearly; (zarf)













açık bir biçimde, açıkça










I explaned everything clearly. (Her şeyi açıkça izah ettim.)



















472) client; (isim)













müşteri, alıcı, müvekkil










We need to develop client focused solutions. (Müşterici odaklı çözümler geliştirmeliyiz.)



















473) climate; (isim)













iklim,çevre, hava













Climate change is an important problem for our world. (İklim değişikliği dünyamız için önemli bir sorun.)



















474) climb; (fiil, isim)










f.; tırmanmak, çıkmak   i.; tırmanma, çıkma




Climbing  the mountain is exciting but at the same time it dangerous. (Dağa tırmanmak heyecan verici ama aynı zamanda tehlikelidir.



















475) clinic; (isim)













klinik, muayenehane










An animal clinic needs to be opened in this neighborhood. (Bu mahalleye bir hayvan kliniği açılması gerek.)



















476) clinical; (sıfat)













klinik, klinik ile ilgili










Everything will be clear after the clinical tests are done. (Klinik testler yapıldıktan sonra her şey belli olacak.)



















477) clock; (isim)













saat , hız göstergesi













The clock in the kitchen is not working. (Mutfaktaki saat çalışmıyor.)



















478) close; (fiil,isim, sıfat)










f.; kapatmak,yaklaşmak  bitirmek, anlaşmaya varmak  i.;kapanış  s.; yakın, samimi

He closed the door behind her. (Arkasından kapıyı kapattı.)



















479) closely; (zarf)













yakından, benzer













I followed all the events closely. (Tüm olayları yakından takip ettim.)



















480) closer;(sıfat)













daha yakın













Earth is closer to the sun than Mars. (Dünya güneşe Mars’tan daha yakın.)



















481) clothes; (isim)













giysi, giyecek, elbise










She bought new clothes. (Yeni kıyafetler aldı.)








Yüklə 0,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   114




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin