bir a book, a car, a movie (bir kitap, bir araba, bir film)



Yüklə 0,65 Mb.
səhifə35/114
tarix28.07.2020
ölçüsü0,65 Mb.
#32310
1   ...   31   32   33   34   35   36   37   38   ...   114
vocabularyy





















658) crowd; (isim, fiil)










i.; kalabalık, yığın, sürü      f.; doldurmak, kalabalık etmek

She looked for her daughter in the crowd. (Kalabalıkta kızını aradı.)



















659) crucial; (sıfat)













çok önemli, elzem , kritik










Teachers play a crucial role in the education of the children.(Öğretmenler, çocukların eğitiminde çok önemli bir rol oynar.



















660) cry; (fiil, isim)













f.; ağlamak, çıığlık atmak, bağırmak, yalvarma      i.; ağlama, bağırma , yalvarma

She cried after the exam. (Sınavdan sonra ağladı.)






















661) cultural; (sıfat)













kültürel
















Every ethnic group has its own cultural values. (Her etnik grubun kendine özgü kültürel değerleri vardır.)



















662)culture; (isim)













kültür, medeniyet













Eastern culture has a rooted history. (Doğu kültürünün köklü bir tarihi vardır.)



















663) cup; (isim, fiil)













i.; fincan, kupa, çanak     f.; şişe çekmek, hacamat yapmak

Can I have a cup a coffee? (Bir fincan kahve alabilir miyim?)



















664) curious; (sıfat)













meraklı, ilgili, tuhaf, ilginç










He is very curious about chemistry. (Kimya bilimine çok meraklı.)



















665) current; (isim, sıfat)










i.; akım, akarsu debisi     s.; güncel, aktüel, şimdiki




Current news from Russia made everyone sad. (Rusya’dan gelen güncel haberler herkesi üzdü.)



















666) currently; (zarf)










bugünlerde, halihazırda, şu anda







She is currently traveling a lot. (Bugünlerde çok seyehat ediyor.)



















667) curriculum; (isim)










müfredat, öğretim programı










The Ministry of Education has changed the curriculum. (Eğitim Bakanlığı müfredatı değiştirdi.)



















 668) custom; (isim)













örf, adet, gelenek, görenek, töre







Their wedding ceremony was organized according to their cutoms. (Düğün törenleri, gelenek ve göreneklerine göre düzenlenmişti.)



















669) customer; (isim)










müşteri, alıcı













The customer had a little discussion with the sales lady. (Müşteri, tezgahtar bayanla küçük bir tartışma yaşadı.)



















670) cut; (fiil, isim, sıfat)










f.; kesmek, doğramak     i.; kesik,kesme, şekil, biçim, indirim     s.; kesilmiş, indirilmiş

She cuts her own hair. (Saçını kendisi keser.)






















671) cycle; (isim, fiil)










i.; dönme, devir, tur, çevrim    f.; bisiklet sürmek, pedal çevirmek

We are going to cycle in the forest tomorrow. (Yarın ormanda bisiklet süreceğiz.)

Yüklə 0,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   31   32   33   34   35   36   37   38   ...   114




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin