Nemin sa lanmas mekanizmas tart maldr. Bazlar nemin nazal
sekresyonla salgland n iddia ederken, baz ara trclar mukoz membran damar
ve kapillerlerinden çkan seröz transüda ile sa land n iddia ederler. Günlük nazal
sekresyon 1-1.5 lt dir.
Ekspirasyon da neme çok yardm eder. Ekspirasyon esnasnda, s ve nem
mukozay terk eder. Bu solunum havasndan nem kaybolmasna engel olur.
Nemlendirme ve stma mekani inde de i meler sadece nazofarengeal
mukoz membrann irritasyon ve kurulu unu etkilemez. Üst solunum yolunun di er
ksmlarn da etkiler. Kuruluk birçok akut nazal enfeksiyonun ba langcdr.
Filtrasyon:
Hava burun kllarnn filtre edici etkileri ve müköz örtüsünün yabanc cisimleri
tutucu etkisi sonucu temizlenir. Mikroskopik partiküller burun kllar tarafndan
tutulurken,15 mikronun altndaki daha küçük parçacklar ise burun mukozas
tarafndan havadan toplanrlar. 4.5 mikrona kadar olan partiküllerin %85’i temizlenir,
ancak 1 mikron büyüklü ündeki partiküllerin ancak %5’i burun tarafndan tutulabilir.
B - BURUN SOLUNUM HAVASI YOLU
Hava geçi hareketleri nazal kavitenin yapsna ba ldr. Naresler küçüktür ve
konumlar yere horizontal durumdadr. Bu havann, yukar-a a ve konkalarn
medialine do ru yönelmesine sebep olur.
Koanalar daha geni ve vertikal pozisyonda olduklar için havaya kar
dirençleri daha azdr. Ön ve arka burun deliklerinin farkl olmas ve burun
bo luklarnn yaps, inspiryum ve ekspiryumda, burun içinden geçen, soluk
13
havasnda sirkülasyonlar daireler meydana getirir. Bu sirkülasyonlar, inspirasyon ve
ekspirasyonda de i iktir ( ekil 14).
ekil 14: Nazal hava akm
ki intranazal hava akm vardr, biri inspirasyon di eri ekpirasyon
esnasndadr. Genel olarak inspire edilen hava burun deliklerinden koanalara düz
bir yol izlemez. Burun deliklerinden inhale edilen hava, açkl a a bakan, yukar-
a a ve yüksek, kubbe eklinde bir yol izler. Olfaktör fissürden ve sfenoidin ön
yüzünden geçerek posterior koanalarna varr. Sfenoidin yüzü ve konkalar
üzerinde , hipertrofik konka, adenoid vejetasyonlar, deviye septumlar, polipler,
nazal kavitede ve olfaktor bölgede havann da lmn de i tirirler.
Ekspire edilen hava inferior meatuslar yolu ile direkt olarak posterior
koanadan nostrillere (burun deliklerine) gelmez, bu gerçek de ildir. Çünkü birkaç
küçük sirkülasyonun eklenmesi ile ekspire edilen hava, inspire edilen havann
izledi i yolu izler. Aralarndaki fark, inspiryumda solunum havas nazal kaviteye
giri te orta meadan geçmez. Ekspirasyonda ise bir ksm hava orta konkann arka
ucu ile orta meaya do ru yönelir. Sonuç olarak orta meadaki ostiumlar sadece
scak, nemli havaya maruz kalrlar, fakat inspire edilen so uk ve kuru hava buraya
u ramaz.
2-OLFAKS YON
Çe itli kokularn burun üst ksmna ula mas ile koku end organ stimüle edilir
ve koku duyulur. Koku mukozas 2-4 cm
2
kadardr. Burada olfaktor sinir hücreleri
says 100 milyon kadardr.
Koku mukozasnda, koku hücreleri, destek hücreleri ve bazal hücreler olmak
üzere üç tip hücre vardr. Koku hücreleri destek hücrelerinin arasna yerle mi lerdir.
Periferik uzantlar epitelin yüzeyine, santral uzantlar sfenoidin lamina kribrozasna
uzanr. Aralarnda çok sayda seröz bowman bezleri vardr.
Koku partiküllerinin koku sinirlerini nasl stimüle etti i tam olarak
açklanamamakla birlikte, baz teorilerle açklanmaya çal lm tr:
1. Korpüsküler teori: Koku maddelerinin partikülleri, difüzyonla havaya yaylr
ve olfaktuar hücrelerin üzerine varnca kimyasal bir reaksiyon meydana gelir.
14
2. Dalga teorisi: Enerji dalgalar, k gibi, sinüs dalgalar gibi gelir.
3. Stereo-Kemikal teori: Kimyasal teorinin bir ba ka açklamasdr. Burada
kimyasal maddenin fizik ekli önemlidir. Reseptörleri muayyen ekildeki
moleküller uyarabilir. Antijen, antikor gibi adapte olan molekül ba land
reseptörü uyarr.
4. Modern Vibrasyonel teori: Bu teoriye göre her maddenin molekülleri
vibrasyonlar olu turur. Yani bu teoride dalga uzaktan gelmemekte, reseptörle
temas eden imik madde dalgalar yaparak potansiyel olu turmaktadr.
5. Penetrasyon ve Puncturing teori: Kokusu alnabilecek maddelerin büyük
rijit ve karma k ekilli moleküller olmas gerekiyor. Ancak böyle bir madde
olfaktor membran delebilmektedir. Delinme iyon de i mesine neden olarak
ksa devre ile eksitasyonu ba latmaktadr. Kokunun kalitesi difüzyonun hzna
ve açlan deli in iyile me zamanna ba ldr. Olfaktuar sinir uçlarnn
periferde stimüle edilmesinden sonra impulslar, olfaktor sinirler yoluyla
bulbus olfaktoryusa iletilirler. Buradan stimulus hipokampus ve unkusa
yerle mi olfaksiyonun santral organlarna iletilir. Buradan da serebral
korteksle ilgili olan liflerle sinaps yapar.
Koku teorilerinin geçerlili i saptanamad için, henüz geçerli genel bir
akseptansla uygulanabilen bir olfaktör testte yoktur. Baz objektif gibi görünen
testler güvensizdir (Pupiller, kardiovasküler, respiratuvar, psiko galvanik ve
elektroansefalografik). Subjektif metodlar dezavantaja ra men yine de kullanlabilir.
Uygulanan testlerin genel prensipleri hastaya tand kokular birer birer sa ve sol
burun deli inden koklatlarak kokunun iddeti ve ne kokusu oldu u sorulur.
Koku almayla ili kili patolojik durumlar:
Anosmia: Koku alma duyusunun tam kayb, havann burnun üst arka
ksmna, area kribriformise ula amamas veya bu bölgenin tahrip olmas
Parosmia: Kokuyu yanl alglama
Hiposmia: Az koku duyma
Kakosmia: Mevcut olmayan kokular duyma (Özellikle kötü kokular).
3- REZONATÖR ORGAN:
Bilindi i gibi ses üretimi grtlakta yaplr. Bu sesin büyütülme ve artikülasyon
gibi birtakm i lemlerden geçmesi gerekir. Bu (artikülasyon) rezonans olayna burun
ve paranazal sinüsler e lik ederler.
öyle ki:
Akci erlerden yükselen primitif hava sütunu, ses tellerinden geçerken ki inin,
o andaki emosyonel durumuna göre (a,e,i,o,u gibi) sesler olu ur. Bu primitif hava
15
sütunu ses tellerinden yükselirken epiglot, dil kökü, tonsiller, a z içi, di ler,
yumu ak damak, nazofarenks, koanalar, burun içi ve sinüslere çarpar, sürtünür ve
artiküle olur. Rezonasyon meydana gelir. Bizde ortaya çkan ses üretiminden o
sesin kimin sesi oldu unu anlarz.
Ki iye özel ses karakterini burundaki patolojiler bozabilir:
Hiponazalite; Burun, gere inden az rezonasyona katlyorsa olu ur, burun
içinde obstrüksiyon yapan patolojilere ba l olu ur.
Hipernazalite; Burun, gere inden fazla rezonasyona katlyorsa olu ur,
damak yarklar ve velofarengeal yetmezliklerde görülür.
4- ORTA KULA IN HAVALANMASI:
Ön ve arka burun deliklerinin farkl olmas ve burun kavitesinin yaps,
solunum havasnda akmlar ve girdaplar meydana getirir. Bu akmlar inspirasyon ve
ekspirasyonda de i iktir. nspirasyonda bir patoloji varsa, bu orta kulak
ventilasyonunu olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle, obstrüktif nazal patolojilere, orta
kulak bozukluklar e lik eder.
5- PARANAZAL S NÜSLER N BO ALIMI:
çerisi mukoza ile kapl her bo lu un ostiumu olmas arttr. Çünkü mukoza
sekresyonlarnn devaml olarak ta nmas ve bo altlmas gerekir. Burada basnç
de i meleri, gravite ve siliyer hareket, bo altmda önemli rol oynar. Bu ancak sinüs
içinde havann bulunmas ile mümkün olabilir. Sonuç olarak nazal bo luk havas ile
sinüs havas arasnda geçi arttr. Sinüs pasajlarn tkayc patolojiler, sinüzitlerin
geli imine neden olur.
Nazal sinüslerde hava akmnn önemsiz oldu una inanlr ve sinüslerle nazal
bo luklar arasnda, hava de i imi son derece azdr;
nspirasyonda, hava akci erlere girer, fakat sinüslerden çkar.
Ekspirasyonda, hava akci erlerden çkar, fakat sinüslere girer.
Sinüs ostiumlar açksa ve solunum normalse, sinüs içindeki ve burundaki
basnç arasnda çok küçük bir fark vardr. Muhtemelen her respirasyonda, sinüs
içindeki hava burundaki gibi de i mektedir. Aslnda sinüslerin tümü ile havalanmas
oldukça zaman alr. Ço u vakada bu 1 saate yakndr.
6- REFLEKSLER
a- Hap rk Refleksi:
Glandlarn sekresyonu, burun damarlarnn i mesi, imik, fizik, mekanik
uyarlar bu refleksi ba latabilir. Refleksin amac, burun pasajn açk tutmaya
yöneliktir.
16
Hap rkta cevap, ya bir tek derin nefes alma veya birbirini izleyen kuvvetli
derin nefes almalar takiben, çok güçlü olarak, solununum havasnn burun yoluyla
d ar atlmas hareketidir. Yumu ak damak açk ve gergindir. Hava iddetle, a z,
daha çok burun tarafndan d arya atlm sa lanr. Böylece nazofarenks ve burun
bo luklar, endojen ve eksojen maddelerden temizlenir. Bu nedenle,
hiperprodüksiyonlu üst solunum yollar enfeksiyonlar ve allerjilerde hastal a
hap rk e lik eder.
b- Is Regülasyon Refleksi:
nspire edilen havann nareslerden koanaya gelmesi ¼ sn alr. Hava farenkse
geldi inde rölatif nemlili i %75 veya daha fazladr.
Konkalar radyotör gibi havay str ve inspire edilen hava nazal kaviteler
tarafndan 36-37°C’ye stlr ( ekil 15). Isy ayarlama görevi önemli bir nazal
görevdir. Burnun s de i ikliklerinden, vücudun di er bölümlerinde oldu u gibi,
talamus ve hipotalamus sorumludur.
ekil 15: Nazal kavitede havann stlma mekanizmas
D ortamda s dü tü ünde, burun potensi azalarak snn korunmasn
sa lar. D ortamda s artt nda, burun geçirgenli i artacak, scak kan vücut
yüzeyine getirerek, s kaybolmasna neden olacaktr.
nspiryum havasnn nem oran da, s kaybna neden olur. Çünkü
buharla ma meydana gelmektedir. 24 saatte 1000 cc su inspiryum havasna
verilebilir.
Philips ve Raghavann 1970 ylnda, yaptklar çal mada, nazobukkal
bölgenin termoregülasyon üzerine etkisini ara trdlar. Çevre scakl sabit
tutuldu unda, solunum havas scakl nda meydana gelen artma, solunum hznn
artmas ile sonuçlanm tr. Bu hzl solunum, üst solunum yollarndaki sca a duyarl
17
reseptörlerin uyarlmasna ba lanm tr. Ayn ekilde, üst solunum yollarnda
bulunan, so u a duyarl reseptörlerin uyarlmas da, solunum hznda dü meye
sebep olur.
c- Nazo Pulmoner Refleks:
Burun bo luklarnn primer fonksiyonlarndan biri de, inspire edilen havann
scaklk ve nemini artrarak, akci erlere ula madan, respiratuvar pasajlar için
hazrlanmaktadr. Pulmoner alveoller nem olmadkça havadan oksijen alp
karbondioksit veremezler.
Nazal kavite epiteli, ekspire edilen hava ile artlandrlm tr. Epitel, inspire
edilen havadan daha çok nem içerir. Hava yüzeyden geçerken, nazomüköz
membran üzerinde, nem depo edilir. Nazal membran, inspire edilen havay
tamamen satüre etme kabiliyetinde de ildir. Ek nemlenme, hava trakeadan
geçerken olur.
nspire edilen hava, negatif basnç altnda iken, ekspire edilen hava, pozitif
basnç altndadr. Burundan, inspirasyon esnasnda, basnç hafif azalr, ekspirasyon
esnasnda hafif artar.
Nazo-pulmoner refleks hakknda gittikçe artan, iyi dökümante edilmi
kaynaklarn bulunmas, nazal problemleri medikal veya cerrahi olarak tedavi eden
kulak burun bo az hekimleri için önem ta maktadr.
Epistaksis için, anterior ve posterior tamponman uygulanm hastalarda,
parsiyel karbondioksit basncnda de i iklik olmakszn, parsiyel oksijen basncnda
belirgin bir azalma oldu u gösterilmi tir. Bu bulgu sedasyonla ilgili de ildir.
Pulmoner hipertansiyonlu ve waldeyer halkas lenfoid dokusunda belirgin hipertrofi
olan çocuklarda, waldeyer halkas çkarld zaman, pulmoner hipertansiyon
düzelmektedir.
d- Nazal Siklüs:
Burnun, solunumla olan ili kisinde görevi, havay zor geçirme mekaniklerine
göre düzenlenmi tir. Buna nazal direnç ad verilir. Nazal direnç, burunun
fonksiyonlarn yapabilmesi için fizyolojik bir gereksinimdir.
Nazal mukoza, otonom sinir sistemi etkisi altnda, aktif dinamik bir organdr
ve de i ik eksternal ve internal stimuluslarla reaksiyon gösterme yetene indedir.
1895’de Kayser nazal mukozasnn sabit bir konjesyon ve dekonjesyonunu
gözlemi , buna nazal siklüs adn vermi tir.
Siklus esnasnda konkalara ne oldu u henüz fazla ara trlmam tr.
Mukozann i mesi, arteryel hiperemiye, venöz dolgunlu a, ödeme ve bunlarn
kombinasyonuna ba l olabilir.
18
Burunun spontan konjesyon ve dekonjesyonu, 3 saatlik sikluslar halinde
meydana gelir. Bu fizyolojik bir fenomendir ( ekil 16).
ekil 16: Fizyolojik nazal siklus ve etkileri
Bir siklus periferik refleks ve mekanizmalardan çok santral sinir sistemi
tarafndan kontrol edilir.
Yer çekimi venöz dolgunlu u arttrr ve ki i a a do ru e ildi i zaman nazal
rezistans % 15 artar. Tek tarafl burun tkankl olan hastalar o taraf üzerine
yatarak uyumaktan kaçnrlar. Egzersiz, baz emosyonel durumlar ve seks
hormonlar, nazal rezistans etkiler.
7- TAT DUYUSUNA OLAN ETK S
Tat duyusunun iyi alglanabilmesi için koku fonksiyonlarnn iyi olmas gerekir.
Örne in; grip ve nezle oldu umuz zaman, yediklerimizden bir tat alamayz. Ayn
ekilde nazal pasaj kapatan nedenlerde de ayn duygu vardr.
Bu nedenle, çok eskiden beri mutfak sanatnda gda maddelerine tadn
yannda koku verilmesinin nedeni de budur.
8- BAKTER S D BAKTER OSTAT K ETK S
Burun sekresyonlarnn içerdi i immunglobulinler ve enzimler sayesinde
mikroorganizmalara
kar
koruyucudur.
Ayrca
siliyer
fonksiyon
bu
mikroorganizmalar bu bölgeden uzakla trr.
Ancak baz hallerde enfeksiyon ile:
Burun sekresyonu azalr
Siliyal epitelin fonksiyonu bozulur
Siliyal epitelin fonksiyonunun bozulmas ve burun sekresyonunun
azalmas ile
Bakteriler ve kaba partiküller nazofarenkse sevkedilemez
Burun içinde enfeksiyonlar geli ir
Nazofarenks, Hipofarinks, Larenks ve bron lara ajan patojenler
yerle ir.
19
9- ESTET K
Burun, co rafi bölgelere ve rklara ba l olarak çe itli ekiller gösterir. Siyahi
rkta, bask ve yayvan, kuzey rklarnda ise küçük burun tipi vardr. Memleketimizde,
Karadeniz bölgesine has, iri burun tipini, bölgesel burun ekillerine bir örnek olarak
verebiliriz.
Burun yapsndaki ekil bozukluklar, psikozlara ve bunalmlara yol açarak,
ki ileri, cerrahi tedavilere zorunlu klmaktadr. Ancak, bu çe it operasyonlara
girmeden önce, ki inin estetik probleminin, gerçekten bir sorun te kil edip etmedi i,
kendi ki isel karakterini veren normal fonksiyone bir burun olup olmad , ileride
kar la lacak problemler yönünden ara trlmas gerekir.
10- SEKS
Burun koku fonksiyonu, bilhassa a a omurgallarda, e ini bulma ve neslini
devam ettirme için geli ilmi organdr. Baz canllar, çkardklar kokular vastas ile,
kar cins tarafndan kolayca bulunur veya kar cinsin ilgisini çekerler.
nsanda bu fonksiyon geli memi tir. Ancak, yüzyllardr devam eden parfüm
ve koku tüketimi do adaki gereksinmenin bir taklidi gibidir.
BURUN C LD HASTALIKLARI
Nazal Vestibül Foliküliti (Sycosis) ve Nazal Fronkül:
Folikülit, burun kl foliküllerinin yüzeyel bir iltihabdr. Akut ve kronik rinitler
sonras burun sekresyonunun içerdi i bakteriler, özellikle Stafilokokkus Aereuslarn
(Rinitis Staphilacocsica) kl foliküllerini inoküle etmesiyle olu abildi i gibi, ayn
bakterilerin ka ma veya burun kllarnn cmbzla veya elle çekilmesi sonucu, kl
foliküllerini enfekte etmesi ile ba lar.
Semptomlar:
Burun ucunda a r, hassasiyet, gerilme hissi, kzarklk
Burun ucu, burun kanad ve dudakta i likle kendini gösterir
Burun ucu bölgesi i ve ödemli bir hal alr
ikayetler kendi kendine geçebildi i gibi
Apse ve nekroz sonucu, fronkül olu ur
A rsz oldu u gibi, a rl olarak da seyredebilir.
Fronkül: Burun vestibülünde, stafilokoklarn etken oldu u, burun cildinin kl ve
ya foliküllerinin nekrotik ve iltihapl bir hastal dr ( ekil 17).
20
ekil 17: Tedavi öncesi ve sonras nazal fronkül
Patogenez:
Genellikle stafilakoklarn sebep oldu u bir hastalktr.
Nazal vestibülün kl köklerinden kaynaklanr, üst dudak ve burun ucu
bölgesini tutar
Daima cildi tutar, mukozaya yaylmaz
Tedavi:
Uygun antibiyotik yeterli dozda ve yeterli sürede Oral veya paranteral
olarak uygulanmal
Burun vestibülüne antibiyotikli pomatlar sürülmeli
Burun ucuna dokunulmamal, burun kllar çekilmemeli ve fronküller hiç
bir zaman sklmamaldr.
Komplikasyonlar:
1. Burunda, Vena fasialis,Vena oftalmika yolu ile kavernöz sinüse açlr.
Burun ucundan kalkan streptokoksik ajanlar, böyle bir travma ile
kavernöz sinüse ta narak, kavernöz sinüs trombozu ve menenjit
olu abilir
2. Vena Fasialis yolu ile V.Jugularis nterna Trombozu
3. Lenfanjit
Nazal Egzema:
Semptomlar:
Vezikül ve püstüllerle ba layan bir hastalktr
Kabuklanarak a rl bir ekil alr
Kronikle ince ka nt, yanma ve deskuamasyon ortaya çkar
Burun d ve burun vestibül derisinde yerle ir.
21
Patogenez:
Patolojik burun sekresyonlar
Allerjik cilt reaksiyonlar
Diabetes mellitus
Generalize egzema
Çocuklarda besin duyarll v.s saylabilir
Tedavi:
Kabuklar, ya l pomatla ya lanr, steroidli pomatlar sürülür
Mevcut ragadlara %5-10’luk gümü nitrat solusyonu ile atu man
yaplr
Etkenin bulunmas tedavide yardmc olur.
Erizipel (Ylanck)
Semptomlar:
Cilt ve cilt alt dokusunun akut enflamasyonudur
Enfekte cilt sahas krmz renkte ve sa lam ksmdan kabarktr
Lokal scaklk, vezikülle me, a r, genel durum bozulmas, titreme ve
39°C civar ate mevcuttur ( ekil 18).
Patogenez:
Etken ajan Streptokoklardr
ekil18: Erizipel
22
|