Çukurova üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ İKTİsat anabiLİm dali


  DYY’ler  Yoluyla  Gelen  Teknolojinin  Yerel  Firmalara  Yayılması



Yüklə 1,26 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə57/87
tarix02.01.2022
ölçüsü1,26 Mb.
#39572
1   ...   53   54   55   56   57   58   59   60   ...   87
2.1.4.5.2.  DYY’ler  Yoluyla  Gelen  Teknolojinin  Yerel  Firmalara  Yayılması 
(Spillover Effect) 
ÇUŞ’lar  yoluyla  bağlı  firmalara  aktarılan  teknoloji  gerçekleşmesi  beklenen  bir 
durum iken, ev sahibi ülkedeki yerel firmalar ile ÇUŞ’ların bağlı kuruluşları arasındaki 
ekonomik ilişkilere bağlı olarak gerçekleşen ikincil bir teknoloji transferi vardır ki, esas 
bu  tür  bir  teknoloji  transferinin  ev  sahibi  ülke  ekonomisi  üzerinde  daha  büyük  etki 
yaratması  beklenmektedir.  Çünkü,  ÇUŞ’lardaki  merkez  ve  bağlı  kuruluşlar  arasındaki 
teknoloji transferi sadece belli bir kesitte sınırlı kalırken, bağlı kuruluş ve yerel firmalar 
arasındaki  transfer  işlemi  daha  büyük  kesime  hatta  ev  sahibi  ülkenin  tamamına  hitap 
etmektedir.  Bu  nedenle  ev  sahibi  ülke  üzerinde  en  büyük  etkiye  sahip  teknoloji 
transferinin ikincil yolla gerçekleşeceği idda edilmektedir
16

A.O.  Hirschman’a  göre,  AGÜ’lerde  piyasanın  darlığı  ve  mali  yetersizlikler 
nedeniyle  aynı  anda  farklı  sektörlere  yatırım  yapılmasına  imkân  vermemektedir.  Bu 
nedenle,  bazı kilit sektörlere ağırlık  verilerek  yapılacak  yatırımlar ve sağlanacak kalkış 
diğer sektörlerin de gelişmesine yol açacaktır. Çünkü, belli sektörü geliştirmeye yönelik 
yatırımlar  dışsal  ekonomiler  yaratarak  yeni  yatırımları  uyaracağını  belirtmiştir  (Acar, 
1990,  62). 
Bağlı  kuruluşlar  ve  yerel  firmalar  arasındaki  bu  ikincil  teknoloji  transferi, 
kendiliğinden  oluşan  bir  süreç  halinde  ortaya  çıkmasından  ayrıca  herhangi  bir 
                                                
16
  DYY’ler  yoluyla  dışsallıkların  oluşumu  çeşitli  şekillerde  gerçekleşebilir.  Bunlar;  yeni  ürün  ve 
teknolojileritanıtmak,  yerel  firmalara  teknik  yardım  sağlanması,  piyasada  rekabet  artışı  yoluyla  etkin 
üretim  yapılmasının  sağlanması,  yerel  işgücünün  yabancı  firmalarca  istihdam  edilmesi  aşamasında 
eğitime tabi tutulması, Arı Kokko, Ruben Tansını, Marıo Zejan , 1996. 


 
 
104 
 
fiyatlandırma 
ödeme 
karşılığı 
olmadığından 
dolayı 
dışsallık 
olarak 
değerlendirilmektedir. 
ÇUŞ’lar  yoluyla  ev  sahibi  ülkede  oluşan  dışsallıklar,  farklı  şekillerde  ortaya 
çıkabilmektedir.  ÇUŞ’ların  ev  sahibi  ülkenin  yerel  firmaları  üzerinde  dışsallık 
yaratmasının  ana  kaynağı  etkin  bir  rekabet  ortamının  yaratılmasına  bağlanmaktadır. 
Çünkü,  ekonomide  etkin  bir  rekabet  ortamının  varolması,  ekonominin  dinamik  bir 
süreçte  çalışarak,  yeni  teknolojilerin  takibini,  standartlaştırılmış  kaliteyi  tutturmayı, 
üretimde,  pazarlamada,  dağıtımda  ve  yönetimde  etkinliği  arttırmayı  zorunlu 
kılmaktadır.  Global  şirketlerin  ürün  ve  hizmetleri  standartlaştırılmış  olduğundan,  artan 
üretimle birlikte, ölçek ekonomisiyle önemli maliyet tasarrufları sağlanabilmektedir.  
Ölçek ekonomisinin yarattığı maliyet avantajı ile büyüyen şirketler, Pazar payını 
arttırdıktan  sonra,  yaratmış  oldukları  imaj  sayesinde  kapsam  ekonomisinden  ( 
Economies  of  scope  )  yararlanarak,  yeni  ürünler  piyasaya  sunabilmektedir.  Firma, 
mevcut  ürünlere  yeni  ürünler  ilave  ettiğinde  ilk  ürünlerdeki  evreleri  tekrar 
geçirmeyeceği  için,  önemli  bir  avantaj  yakalamış  olacaktır.  Bu  etkiler  nedeniyle, 
ÇUŞ’ların  ev  sahibi  ülke  üzerinde  dışsallık  etkisi  yaratabileceği  düşünülmektedir  (R. 
DE. Mello, 1997; Chuang Hsu,2004; Lipsey, Sjöholm, 2004, Aydın, 1997,  26; Esener, 
1997, 100; Makkı, Somwaru, 2004; Kokko, Tansını ve Zejan, 1996). 
Yukarıda  da  ifade  edildiği  üzere  ulusötesi  şirketlerin  hiç  şüphesiz  ki,  firmaya 
özgü  yeteneklerinin  (ölçek  ekonomileri,  pazarlama  kabiliyetler  vb.)  fazlalığı  ve 
genişliğinden  dolayı,  ulusal  firmalardan  daha  etkin  üretimde  bulunarak,  verimlilik 
seviyesinin,  ulusal  rakiplerinden  daha  yüksek  olduğunu  gösteren  birçok  çalışma 
mevcuttur.  Bu  şirketlerin  davranışı,  rekabeti  arttırıcı  olduğu  takdirde,  söz  konusu 
yatırımlar,  endüstri  performansının  dinamik  ve  statik  etkinliğinin  ve  tüketici  refahının 
artırılması  açısından  önemli  potansiyeller  taşıyabilir.  Bununla  birlikte,  ulusötesi 
şirketlerin piyasaya girmesiyle birlikte, o ülkedeki piyasa yapılarında bazen daha büyük 
bir  yoğunlaşma  ve  antir-rekabetçi  davranışların  olması  da  muhtemeldir.  Çünkü  bu 
şirketler, ulusal şirketlerden daha  büyük ölçekli oldukları  için,  hem daha çok kaynağa 
hem de daha büyük bir piyasa gücüne sahip olabilmektedir. 
ÇUŞ’ların  dünya  ekonomisinde  ve  tek  tek  ülke  ekonomileri  üzerinde  rekabeti 
hem  azaltıcı  hem  de  arttırıcı  etkide  bulundukları  bir  gerçektir.  Ancak,  bu  etkilerin 
görece ağırlıklarının ne olduğu ve sonuçta ortaya çıkan net etkinin hangi yönde olacağı 
konusunda görüş ayrılıkları söz konusudur.  


 
 
105 
 
Ulusötesi  şirketlerin  rekabet  üzerindeki  etkilerini  belirleyen  en  önemli  faktör 
yerel  ve  yabancı  firmalar  arasındaki  verimlilik  boşluğudur.  GOÜ’lere  yönelik  olarak 
orta  ve  küçük  ölçekli  ulusötesi  şirketler  tarafından  yapılacak  DYY’lerin  rekabet 
vasıtasıyla  performans  arttırıcı  etkilerinin  yayılma  ihtimalinin,  daha  büyük  ulusötesi 
şirketlere  göre  daha  kuvvetli  olduğu  gözlenmektedir.  Çünkü  küçük  ve  orta  ölçekli 
yapıdaki  ulusötesi  şirketler,  genellikle  daha  emek  yoğun  ve  daha  düşük  teknolojili 
endüstürilerde  faaliyette  bulunurlar  ve  rekabetçi  avantajları  da  gelişmiş  ülkelerin 
ulusaşırı  şirketlerinkinden  daha  düşüktür.  Dolayısıyla  yerel  firmaların,  bu  tür  ulusötesi 
şirketlerden kaynaklanabilecek rekabetten fayda sağlayabilme ihtimalleri daha yüksektir 
(Çetintaş, 2004) 
Aitken  ve  Harrison’un  (1999)  Venezuela  ve  F.  Sjöhol’ün  (1998) 
Endonezya’daki    DYY’lerin  ev  sahibi  ülke  firmalar  üzerindeki  rekabetçi  etkisini 
inceledikleri  çalışmalarında  ulusaşırı  şirketlerin  AGÜ’lerde  rekabet  etkisini  yok  edici, 
tekelleşmeyi  arttırıcı  etki  yarattıkları  sonucuna  ulaşmışlardır.  DYY’lerin  rekabeti 
azaltmasının  arkasındaki  neden  olarak  ise,  yatırımların  büyük  çoğunluğunun  sadece 
birkaç  büyük  ülkeye  ait  olup,  birkaç  merkezden  alınan  mali  kararların  tüm  ülkeyi 
etkilemesi,  DYY’lerin  belli  endüstrilerde  yoğunlaşması,  ulusaşırı  şirketlerin  girdikleri 
piyasalarda  ulusal  ekonomiyi  denetimleri  altına  almaları  ve  piyasalarda  oligopolistik 
koşullar  yaratmaları  ayrıca,  piyasa  gücündeki  üstünlüğe  dayalı  olarak  üretimi  düşük 
düzeyde tutarak yüksek fiyattan mal satılması gösterilmektedir.
17
    
Lipsey  ve  Sjöholm’ün  (2004)  ayrıca  Blomström  ve  Sjöholm’ün  (1998)  
Endonezya üzerinde gerçekleştirdikleri iki farklı çalışmada diğer taraftan Blomström’ün 
(1986) Meksika, Sinani ve Meyer’in ise Estonya üzerinde yaptığı çalışmalarda  ulusaşırı 
şirketlerin  rekabeti  yok  ettiği  tezine  karşı  çıkarak  ulusaşırı  şirketlerin  rekabet  yaratıcı 
etki gösterdikleri ifade etmişlerdir. Ulusaşırı şirketler tarafından rekabetin arttırılması şu 
nedenlere bağlanmıştır. 
-    Firma  sayısının  artması  rekabetin  artması  anlamına  gelir.  1950’den  bu  yana 
ÇUŞ’ların sayısı hızla artmıştır. 
                                                
17
  Piyasanın  rekabet  derecesini  belirleyen  ölçütler;  satıcı  toplulaşma  oranı  (seller  concentratıon  );  bir 
piyasada  nekadar  çok  satıcı  var  ise  rekabet  o  kadar  kuvvetlidir.  Genellikle  piyasadaki  en  büyük    4 
firmanın % olarak piyasa payı toplulaşma oranını gösterir. Ürün farklılaştırması; firmaların yoğun reklam 
harcamaları ile tüketici gözünde ne kadar farklılaştırılabilmiş ise piyasada rekabetten o kadar uzaklaşılmış 
demektir.  Ürün  farklılaştırmasının  yapılıp  yapılmadığı  reklam  harcamasının  karşılaştırılması  ile  dolaylı 
olarak ölçülebilir. Giriş engelleri, bir diğer rekabet ölçütüdür. Endüstüriye başka firmaların girişi ne kadar 
zor  ise,  rekabet  o  kadar  zayıf  demektir.  Bir  endüstüriye  dışarıdan  girişi  zorlaştıran  en  önemli  etkenler 
olarak,  optimal  ölçek  büyüklüğü,  mevcut  firmaların  sahip  olduğu  mutlak  maliyet  avantajları,  teknoloji 
tekeli, yeni girişim için çok büyük reklam harcamaları gereksinimi olarak sayılabilir, Yıldırım, 1983. 


 
 
106 
 
-   Ulusaşırı şirketlerin yerel firmaları satın almasının tekelleşmeyi arttırdığı her 
zaman  doğru  değildir.  Örneğin  iflas  etmek  üzere  olan  bir  firmanın  satın  alınması, 
firmanın  canlandırılması,  ekonomide rekabetin arttırılması anlamına gelir.  Ayrıca ÇUŞ 
satınaldığı  firmayı  bir  diğer  firma  ile  birleştirmiyor  ise,  o  ülkedeki  firma  sayısı  satın 
alma işleminden etkilenmeyecektir.  
-    Bir  ülkedeki  rekabet  ve  etkinliğin  derecesi  piyasa  büyüklüğüne  bağlıdır. 
ÇUŞ’ların  iç piyasası dar olan  hem gelişmiş hem  de GOÜ’ler üzerinde rekabet azaltıcı 
ancak, iç piyasası geniş ülkeler üzerinde, ise rekabet arttırıcı etki gösterecektir. 
-   İhracata yönelik olan ÇUŞ’ların, dünya ticaretini geliştirerek, bu yolla dünya 
piyasalarında rekabetin artmasında sağladıkları katkı büyüktür. 
-  Ulusaşırı şirketler, dışarıda sık sık kendi ürün çizgileri dışındaki endüstrilerde 
faaliyette bulunarak rekabeti geliştirmektedir. Şirketlerin kendi  çalışma alanları dışında 
faaliyet göstermelerinin nedenleri; şirket içinde biriken yeniden yatırılacak fonların aynı 
endüstriye yatırılması halinde kâr oranının düşecek olmasından kaynaklanmaktadır. 
-      AGÜ’lerde  rekabet  zayıflığının  nedeni,  iç  Pazar  küçüklüğüne    bağlı  olarak 
ÇUŞ  sayısındaki  azlıktan  ziyade,  bu  ülkelerin  ithal-ikameci  politikalar  nedeniyle 
ithalata koydukları kısıtlamalardır. 
-  Ulusaşırı şirketlerin mal ve girdi ihracatlarının  önemli bir kısmının şirketlerin 
kendi şebekeleri içerisinde cereyan etmesi halinde, dış ticaretin rekabet yaratma etkisini 
zayıflattığı söylenmektedir. Oysa  bu şirketlerin, nihai ürünlerini  yine kendilerine dışsal 
olan  pazarlarda  satmak  zorunda  oldukları  için,  firma  içi  mal  ve  girdi  akımı  otomatik 
olarak  ulusaşırı  şirketlere  nihai  pazarlarda  tekel  gücü  sağlayamaz  (Yıldırım,  1983;  s 
109-113).        
ÇUŞ’lar  yoluyla  oluşan  dışsallıkların  bir  diğer  oluşum  şekli  ise,  gösteriş  etkisi 
(Demonstration  Effect)  olarak  adlandırılmaktadır.  Bu  etki  yabancı  firmaların  bağlı 
kuruluşa  getirdikleri  yeni  teknolojilerin  taklit  edilmesi  şeklinde  ortaya  çıkmaktadır. 
ÇUŞ’ların  ev  sahibi  ülkenin  tüketim  tercihlerinde  yeni  ürün  tanıtımları  yoluyla 
değişiklik yaratabileceği dolayısıyla, yerli firmanın oluşacak olan yeni ürün piyasasında 
varolmak amacıyla yabancı firmaları takibe yöneldikleri belirtilmektedir. 
ÇUŞ’ların ev sahibi  ülke  işgücünü, kısa süreli veya uzun  süreli olarak  istihdam 
etmesi işgücüne, modern organizasyonlar ve uluslararası standartlarda üretim teknikleri 
ile  çalışma  imkânı  sunarak,  işgücünün  yönetim,  üretim,  piyasa  bilgilerinin  ve 
yeteneklerinin  yaparak  öğrenmeden  (Learning  by  doing)  dolayı  gelişeceği  zamanla 


 
 
107 
 
edinilen  bu  bilgilerin  yerel  firmalarda  işe  başlanmasıyla  söz  konusu  firmalara  transfer 
edileceği belirtilmektedir. 
Diğer taraftaftan ÇUŞ’ların ürettikleri ticari üretime  yönelik  makinelerin  yurtiçi 
firmalara  satışı  sonrasında  bakım,  montaj  veya  satış  sonrasında  teknik  servis 
hizmetlerinde 
bulunurken 
sağlanan  teknoloji  transferi 
yoluyla  dışsallıkların 
oluşabileceği ifade edilmektedir( Chuang, Hsu, 2004; R. DE. Mello, 2004). 
A.O.  Hirschman’a  göre,  uyarılmış  olan  yeni  yatırımlar  dışsal  ekonomiler 
yaratacağından,  stratejik  bir  yatırım politikası  hızlı  bir  kalkınmayı  harekete geçirebilir. 
Ancak  kalkınmayı  gerçekleştirebilmek  için,  hangi  kesimdeki  yatırımlara  öncelik 
verilmesi  gerektiği,  yatırım  kesimlerinin  ileri  ve  geriye  dönük  bağlantılarına  bakılarak 
bağlılık değerleri yüksek kesimlerin öncelikli olması gerektiğini ifade etmiştir
18
. Ancak 
yine  bu  seçimde  de  ekonominin  özellikleri  de  göz  önünde  bulundurulmalıdır  (Acar, 
1990). 
Dışsallıkların oluşumunda ÇUŞ’lar ile yerel firmalar arasındaki ileriye ve geriye 
dönük  bağlantılar  oldukça  etkili  bir  kanaldır.  İleri  doğru  bağlantılar;  ÇUŞ’a  bağlı 
kuruluşların  ürettikleri  ürünleri  girdi  olarak  kullanılmak  üzere  yerel  firmalara  satması, 
geriye  doğru  bağlantılar  ise,  ÇUŞ’a  bağlı  kuruluşların  üretim  için  gerekli  mal  ve 
hizmetleri yerel firmalardan satın almaları sonucunda ortaya çıkan bağlantı şeklidir. 
ÇUŞ’ların  yerel  firmalar  ile  ileri-geri  bağlantılar  kurmalarının  nedeni,  bütün 
ticari faaliyetlerden bekleneceği gibi en kârlı üretimi gerçekleştirebilmektir. Dolayısıyla 
yabancı  firmalar,  taşıma  maliyetlerinden  kurtulmak,  tedarikçiler  ile  iletişim  içerisinde 
olabilmek ve daha kaliteli girdi temini sağlayabilmek amacıyla geriye dönük bağlantılar 
kurarken,  bağlantı  kurdukları  yerel  firmaları  kendilerine  daha  iyi  hizmetler 
sunabilmeleri için daha verimli koşullar altında çalışmalarını sağlayarak teslimat süresi, 
fiyat,  üretim  kalitesi  gibi  konularda  uyarıcı  etkide  bulunabilmektedir.  İleri  dönük 
bağlantılar  ise,  yerel  firmaları  yeni  üretime  adapte  ederek  daha  fazla  satış  yapabilmek 
için diğer bir ifadeyle kendi üretimlerine talep kaynağı yaratabilmek amacıyla teknoloji 
transferinde  bulunarak  yerel  firmalar  üzerinde  dışsallıklar  yaratabileceklerdir.  Yerli  ve 
yabancı firmalar arasında oluşan bu bağlantılardan geriye dönük bağlantıların ev sahibi 
ülke  ekonomisinde  dışsallıkların  ortaya  çıkmasında  daha  etkili  olduğu  belirtilmektedir 
                                                
18
 Hirschman, Chenery ve Watanabe tarafından ABD, İtalya ve Japonya üzerinde ileriye ve geriye dönük 
bağlantı derecesini ara mallar, tamamlanmış mallar, ara hammaddeler ve tamamlanmamış hammaddeler 
üzerinde olmak dört grupta araştırma sonuçları ortaya konmuştur, Acar, 1990. 


 
 
108 
 
(Elmawazini,  Sadi  ve  Candidate,  2005;  Blomström  ve  Koko,  2003;  Sinani  ve  Meyer, 
2004, UNCTAD, 2001; Shiong, 1997; Uludağ, 1988,  490). 
ÇUŞ’lar yoluyla ev sahibi ülke üzerinde yaratılan dışsallıklar, olumlu olabileceği 
gibi  olumsuz  etki  de  gösterebilmektedir.  ÇUŞ’ların  bağlı  kuruluşlar  aracılığıyla  ev 
sahibi  ülkeye  getirdikleri  teknolojik  yeniliklerin  olumlu  ya  da  olumsuz  etki  yaratıp 
yaratmayacağı,  öncelikle  ev  sahibi  ülkenin  beşeri  sermayesine,  diğer  taraftan  yerli 
firmalar  ile  yabancı  firmalar  arasındaki  ilişkiye  ve  yatırımlardaki  bölgeselleşme 
eğilimine bağlı olacaktır. 
Ülkelerin  ve  firmaların  yabancı  sahipli  üstün  teknolojilerden  faydalanabilme 
özellikleri  farklılık  arz  eder.  Bu  farklılığın  en  önemli  nedeni,  ev  sahibi  ülklerin  beşeri 
sermaye  stoğundaki  farklılıktan  kaynaklanmaktadır.  Ev  sahibi  ülkenin  gelişmiş  bir 
beşeri  sermaye  stoğunun  var  olması,  diğer  bir  ifadeyle,  iyi  eğitim  almış,  yetenekli, 
yüksek  kapasiteli  bir  işgücü  yapısının  dışsallıkların  pozitif  yönlü  olmasını  sağlayacağı 
ifade  edilmektedir.  Çünkü,  beşeri  sermaye  birikiminin  yüksek  olması  yabancı 
firmalardan  elde  edilen  bilgilerin  yerel  endüstrilerde daha  hızlı  ve daha doğru biçimde 
uygulamaya  geçirilerek,  mevcut  bilgilerden  en  etkin  biçimde  faydalanma  imkânı 
sağlayacaktır (Lipsey ve Sjöholm, 2004; Aitken ve Harrison,1999; Blomström ve Koko, 
2003; R. DE. Mello, 2004; Berthelemy ve Demurger, 2000). 
Dışsallıkların etkisinin olumlu olup olmamasını belirleyen bir diğer faktör, yerel 
ve  yabancı  firmalar  arasındaki  mevcut  ilişkilerdir.  Yurtiçi  yatırımlar  ve  yabancı 
yatırımlar  arasındaki  ikame  ya  da  tamamlayıcılık  ilişkisinin  derecesi  dışsallıkların 
oluşumunu  dolayısıyla,  çıktının  büyüme  oranını  belirleyecektir.  Eğer,  ülkeye  gelen 
yabancı  firma,  yerel  firmalar  ile  tamamlayıcılık  ilişkisi  içerisinde  bulunmaz,  yerel 
firmalar  üzerinde  olumlu  dışsallıklar  sağlamaz  ise,  yabancı  firmalar  yüksek  teknolojili 
üretimler  nedeniyle  marjinal  maliyeti  düşük  üretim  gerçekleştirerek,  yerel  firmalar 
üzerinde  sıkıştırıcı  etki  (crowds  out)  yaratıp,  yerel  firmaların  varolan  üretim  gücünü 
zayıflatarak  onların  piyasa  payını  ele  geçirebilir.  Ancak,  yabancı  ve  yerli  firmalar 
arasındaki  ilişki  kuvvetli  bir  tamamlayıcılık  niteliği  taşıyor  ise,  yabancı  firma  yurtiçi 
firmalar  üzerinde  rahatlatıcı  etki  (crowd  in)  yaratıp  yurtiçi  firmaların  verimliliklerinde 
artış  yaratarak  olumlu  dışsallıkların  ortaya  çıkmasında  etkili  olacaktır  (Borensztein, 
Gregoria,  Lee,  1998;  Sinani,  Meyer,  2004;  Desai,  Foley  ve  Hines,  2005,  Berthelemy, 
Demurger, 2000). 
Desai, Foley ve Hines (2005) tarafından 1980 yılında 20, 1990’da ise 26 OECD 
ülkesi    ve  Amerika’daki  yabancı  yatırımların  yurtiçi  yatırımlar  üzerine  olan  etkisini 


 
 
109 
 
incelendiği  çalışmada  OECD  grubu  ülkeler  için  yatay  kesit  Amerika  için  ise,  zaman 
serisi  analizi  uygulanmıştır.  Elde  edilen  sonuç  OECD  ülkelerinde  DYY’lerin  yurtiçi 
yatırımları  azalttığı,  Amerika’daki  DYY’lerin  ise  yurtiçi  yatırımlarla  tamamlayıcılık 
ilişkisi içerisinde bulunarak yurtiçi yatırımları arttırdığı gözlenmiştir.     
Eğer  ev  sahibi  ülkeye  kaynak  olarak  gelen  DYY  yurtiçi  yatırımlar  ile 
tamamlayıcı  ilişki  içerisinde  değil  ise,  parasal  yardım  veya  borçlanma  ülkenin 
ekonomik  gelişimini  daha  olumlu  etkileyeceği  ifade  edilmektedir  (Aitken  ve  Harrison, 
1999). 
Dışsallıkların oluşumunu belirleyen bir diğer faktör ise, ev sahibi ülke ve merkez 
ülkeler  arasındaki  teknoloji  boşluğudur.  Bu  konuda  farklı  görüşler  ortaya  çıkmaktadır. 
Bir  gruba  göre,  ülkeler  arasındaki  teknoloji  boşluğunun  yüksek  olması  dışsallıkların 
oluşum  alanını  genişleteceği  için  dışsallıkları  pozitif  yönlü  olarak  etkileyeceği  ifade 
edilirken,  bir  diğer  gruba  göre,  teknoloji  boşluğunun  yüksek  olmasının  teknolojinin 
massetme kapasitesini azaltacağı için dışsallıkları negatif yönlü olarak etkileyeceği ileri 
sürülmektedir ( Lipsey ve Sjöholm, 2004; Chuang ve Hsu, 2004). 

Yüklə 1,26 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   53   54   55   56   57   58   59   60   ...   87




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin