GiRİŞ canliliğin tanimi


Göllerde ve gölcüklerde süksesyon



Yüklə 5,01 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə124/204
tarix20.11.2023
ölçüsü5,01 Kb.
#165478
1   ...   120   121   122   123   124   125   126   127   ...   204
ormankoruma 51b07

Göllerde ve gölcüklerde süksesyon.
Göller ve gölcükler de, sonunda bir 
klimaks topluluğuna gelişen, ekolojik süksesyon evrelerinden geçebilmektedir (Şekil 
1-
12). Bu işlem tortu, dökülen yapraklar ve diğer enkazın kademeli olarak göl 
tabanına birikmesi, göl derinliğini azaltması ile başlar. Göl etrafında, bataklık yosunu 
ve kamışlar, sazlar ve hasırotları gibi pek çok köklü bitkiler sığ suda gelişirler. Bu 
bitkiler, gölün büyüklüğünü azaltarak, kademeli olarak kıyılardan içeriye doğru 
uzanırlar. Göl doldukça, organizmaların büyük bir populasyonu destekleyebilecek 
besin maddeleşince zenginleşir. Bitki hayvanların çoğalan miktarı çökeltideki, dolgu 
işlemini hızlandıran organik materyali destekler. Süksesyon sürdükçe, göl bir bataklık 
olur. Daha sonra da, susuz kara oluşturan bataklık dolar. Kara toplulukları sucul 
formların yerini alır. Bir süre sonra, dolgu alanı civar topluluğun bir parçası olur.
 
EKOSİSTEMDE MATERYAL DÖNGÜLERİ 
 
Bütün ekosistemlerde materyallerin döngüsü canlılar ile çevre arasında 
meydana gelir. Organizmalar belirli maddeleri çevreden bünyelerine katarlar. Bu 
organizmalar öldüğünde, vücutları ayrıştırıcılar tarafından yıkılır ve bu maddeler 
çevreye geri döner. Bu maddeler çevreye geri döndürülmeseydi, bunların mevcudu 
sonunda tükenmiş olurdu. Canlılarla çevre arasındaki materyal döngülerine 
biyojeokimyasal döngüler
denir. Azot, karbon, oks
ijen ve su bu döngülere katılan 
maddelerdendir.
 
 


Karbon ve Oksijen Döngüleri
 
Karbon, karbondioksit formunda, atmosferin yüzde 0.03768’ini oluşturur. 
Karbondioksit çözünmüş olarak da yeryüzündeki sularda bulunur. Karbondioksit
fotosentez sırasında, 
karbo
n bağlama
olarak bilinen bir işlemle atmosferden organik 
bileşiklere geçirilir. Bu bileşiklerin bir kısmı, hücresel solunum sırasında karbondioksiti 
atmosfere geri salarak, fotosentetik organizmalar tarafından yıkılır. Bitkiler ve diğer 
fotosentetik organi
zmalar hayvanlar tarafından yenirse, karbon bileşikleri bir besin 
ağına girer. Her bir düzeyde, bir miktar bileşik, atmosfere karbondioksit salarak 
hücresel solunum ile yıkılır. Sonuçta, ölü bitki ve hayvan kalıntıları ve hayvan 
dışkıları, karbondioksiti serbest bırakarak ayrıştırıcılar tarafından yıkılır. 
Karbon döngüsünde, karbondioksit, fotosentezle atmosferden uzaklaştırılır ve 
hücresel solunumla atmosfere geri döndürülür. Bu iki işlem, normalde atmosferde 
nispeten değişmez bir karbondioksit düzeyi ile korunan denge içindedir. Ancak, fosil 
yakıtların (petrol, kömür ve doğal gaz) yakılması da karbondioksit salmaktadır. Bu 
yakıtların kullanılmasının artmasından dolayı, 1980’lerin ortasından buyana 
atmosferin karbondioksit içeriği kademeli olarak artmaktadır. Bu değişimin uzun 
dönemli etkileri bilinmemektedir. Bununla birlikte, bazı bilim adamları, yer yüzeyinde 
bir sıcaklık artışına neden olacağını düşünmektedir. Bu, atmosferik karbondioksitin 
yeryüzünden uzaya geri yansıması gerekirken ısıyı aborbe etmesinden dolayı 
meydana gelecektir. 
Organik bileşikler, doğal olarak, sadece canlı organizmaların vücudunda ya da 
ürünlerinde ve kalıntılarında bulunan karbon bileşikleridir. Organik bileşikler, 
karbonun yanında hemen her zaman hidrojen ve çoğunlukla oksijen 
ve azot 
içerirler. Fosfor ve kükürt ile küçük miktarlarda demir, kalsiyum, sodyum, klor ve 
potasyum içerebilirler. Organik bileşiklerin oluşturulması açısından bu elementler 
içinde özellikle karbonun dolaşımı dolayısıyla karbon döngüsü çok önemli 
olmaktadır. Karbon biyolojik ve fiziksel çevre arasında karbon döngüsünde 
dolaşır. 


Karbon döngüsü, karbonun biyosfer, pedosfer, jeosfer, hidrosfer ve atmosfer 
arasındaki değişiminin biyokimyasal çevrimidir. 
Karbon döngüsü en çok bulunan elementin geri dönüşümünü sağlayan ve onu 
biyosferin tüm organizmalarının yeniden kullanımına sunan yeryüzündeki en 
önemli döngülerden biridir. 
Karbon döngüsü çoğunlukla değişim yollarıyla bağlantılı beş büyük karbon 
kaynağı olarak düşünülmektedir. Bu kaynaklar şunlardır: 

Atmosfer 

Tatlı su kaynakları ve toprak karbonu gibi canlı olmayan organik materyal 
içeriği ile ayrılan karasal biyosfer.

Çözünmüş inorganik karbon ve canlı ve cansız deniz biota’sı içeren denizler,

Fosil yakıt içren sedimentler

Volkanlar ve jeotermal sisteml
erle manto ve yerkabuğundan atmosfer ve 
hidrosfere salıverilen yeryüzündeki içsel karbon. 
Yıllık karbonun devinimleri, kaynaklar arasında karbon değişimleri, çeşitli 
kimyasal, fiziksel, jeolojik ve biyolojik işlemlerden dolayı meydana gelmektedir. 
Okyanus
lar yeryüzü yüzeyine yakın en büyük aktif karbon havuzunu içerirler, 
ancak bu havuzun derin okyanus kısmı atmosferle hızlı bir değişim göstermez.
Küresel karbon stoku karbon kaynakları veya karbon döngüsünün özgün bir 
çevrimi (örneğin, atmosfer –
biyosfer) 
arasındaki karbon değişiminin (kazançlar 
ve kayıplar) bir dengesidir (tartısıdır). Bir havuz veya kaynağın karbon stokunun 


izlenmesi, havuz veya kaynağın karbondioksit için bir kaynak veya bir alıcı (sink) 
olarak mı işlev gördüğü hakkında bilgi sağar.
Ye
ryüzü atmosferi %0.035 oranında 
karbondioksit, CO
2
, içermekte ve biyolojik 
çevre, karbonu şekerler, yağlar ve proteinler olarak alıkoyan bitkilere bağlı 
olmaktadır. Bitkiler fotosentezde güneş ışığını kullanarak karbonu glikozda 
bağlar ve bu işlemde oksi
jen, O
2
, salıverirler. Bitkiler, diğer metabolik işlemlerle 
glikozu diğer şekerlere, protein veya yağlara dönüştürebilirler. Hayvanlar karbon 
gereksinimlerini tükettikleri ve sindirdikleri bitkilerden sağlarlar ve böylece 
karbon biyotik çevre içinde besin sisteminde dolaşır. Herbivorlar bitkilerden 
beslenir, ancak kendileri karnivorlara yem olurlar.
Karbon fiziksel çevreye birkaç yolla döner. Bitkiler ve hayvanlar solunum yapar 
ve bu esnada çevreye CO
2
salıverirler. Ancak bitkiler, karbondioksitin 
üretebildiklerinden daha fazlasını fotosentezde tüketmektedirler. Karbondioksitin 
fiziksel çevreye geri dönmesinin diğer bir yolu ölü bitki ve hayvanlarla 
olmaktadır. Ölü organizma bünyeleri ayrıştırıcılar tarafından tüketilir. Bu işlemde, 
karbonun bir kısmı fosilleşme yoluyla fiziksel çevreye geri döner. Karbonun bir 
kısmı diğer organizmaların ayrıştırıcıları tüketmesiyle biyolojik çevrede kalır. 
Ancak açık farkla, karbonun çoğu, karbondioksit solunumuyla fiziksel çevreye 
geri döner. 
Oksijen yeryüzü atmosferinin yaklaşık yüzde yirmi birini oluşturur. Fotosentez 
sırasında, su molekülleri hidrojen ve oksijene ayrılır. Hidrojen karbonhidratların 
oluşturulmasında kullanılır ve oksijen atmosfere salıverilir. Hayvanlar, bitkiler ve çoğu 
protistler hücresel solunumda oksijen kullanır ve karbondioksit salar. Böylece oksijen 
döngüsünde, oksijen fotosentez işlemi ile atmosfere salınır ve hücresel solunumla 
atmosferden alıkonur. 



Yüklə 5,01 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   120   121   122   123   124   125   126   127   ...   204




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin