Anadolu'nun yiğilleri
ilimsel bir araștırma bulunmamakla birlikte, yaygın olan görüșe göre, "segmen" muhafız olarak açıklanır. Segmen, kökü Orta Asya'ya dayanan bir Türk gelenegidir. Orta Asya’da Türklerin
göçebe olarak yașadıkları dönemde segmenler, göçler sırasında kervan- ları korurdu. Yerleșik hayata geçildikten sonra segmen töresinden vazgeçmeyen Türkler, Anadolu'da segmenligi bir dügün gelenegi haline getirdiler. Orta Asya’da göç kervanlarına öncülük ve koruyuculuk eden segmen, özellikle Ankara ve çevresinde gelin alayını korumaya bașladı. Bu ișlev degișikligi, segmene iki ayrı anlam kazandırdı. Tekil olarak segmen efe ya da köy yigidi olarak anlamlanırken, çogul olarak dügün alayı anlamında kullanılmaya bașlandı. Ankara ve çevresinde, gelin
alayı ile gidecek segmenler, yöresel segmen kıyafetleri giyerler. Segmenleri yöneten bir Efe Bașı bulunur ve segmenler bu Efe Bașı'nın yönlendirmesiyle ilerler. Segmenlerin bir kısmı alaya atla eșlik ederken, bir kısmıda davul-zurna eșliginde zeybek oynayarak katılır.
Segmenler, kendilerine bir de önder seçerler. Bu önderi seçme ișine Segmen Alayı Düzülmesi denir. Segmen Alayı Düzülmesi bugün yalnızca Ankara’da sürdürülen bir gelenek. Segmen Alayı Düzülmesi, efeler kahvesine sancak dikilmesiyle bașlar. Dua okunduktan ve kurban kesildikten sonra da Segmenler davul ve zurna eșliginde hareket ederler. Davulcu ve zurnacının özel kıyafetleri vardır. zurna çaldıgı zaman, davullarını havaya kaldırırlar, davul havada iken tokmak vurarak, helezonlar çizerek, yere yatarlar, kalkarlar, bir ayakları üzerinde dönerler, davulları tekrar havaya kaldırırlar. Sonra sıçrayıp yere diz çökerler. Çogunlukla iki davulcu karșılıklı oynarlar, yanyana davul degneklerini kasnaklara vurarak ve saga sola sallayarak dokuz adım yürür, sonra geri dönerler. Bu șekilde, üçüncü yürüyüș sonunda davulları hızlı çalarak ilerlerler. Bundan sonra zurnacıların oyun havaları çalmasıyla, oyunlar oynanır.
B