İ S T A N B U L
YA B A N C I L A R İ Ç İ N T Ü R K Ç E Ö Ğ R E T İ M S E T İ C 1 / +
116
HAZIRLIK ÇALIŞMASI
bitmiş olan,
gelmekte olan, konuşacak olan -Çalmakta olan şarkıyı sana armağan ediyorum.
-Boşalmış olan cam şişeleri geri dönüşüme kazandırınız.
-Haftaya başlayacak olan festival dört gün sürecek.
A. SANAT NEDİR?
SANAT SANAT İÇİNDİR
ÜNİTE
7
OKUMA
1 Aşağıdaki eserleri, ait olduğu sanat dalının adıyla eşleştirelim.
Heykel ( ) Seramik ( ) Kara kalem ( ) Origami ( ) Kaligrafi ( )
1
2
3
4
5
SANAT NEDİR?
Her insanın güzellik duygusuna ve güzele karşı bir ilgisi vardır. Giysilerimizin biçim ve renk
uyumuna dikkat ederiz. Ev eşyalarımızı yerleştirirken güzel görünmesine özen gösteririz. Düzgün
görünümlü çiçeklerle süslenmiş bir masada yemek yemek iştahımızı açar. Güzel bir müzik eşliğin-
de iş yapmak verimi arttırır… Sanat, insanlık tarihinin her döneminde vardı. İnsanlığın geçirdiği
değişimler sanat biçimlerini ve sanata bakışı değiştirmiş; her dönemde ve her toplumda, sanat
farklı görünümlerde ortaya çıkmıştır. Bugün sanatın duygusal ve düşünsel etkileme gücüne sahip
oluşu daha belirleyicidir. Bu anlayışa en uygun tanımı yapan Thomas Munro’ya göre sanat, “do-
yurucu estetik yaşantılar oluşturmak amacıyla dürtüler yaratma becerisidir.”
“Sanat” kelimesi genelde görsel sanatlar anlamında kullanılır. Kelimenin bugünkü kullanımı,
Batı kültürünün etkisiyle İngilizcedeki “art” kelimesine yakın olsa da halk arasında biraz daha
geniş anlamda kullanılır. Gerek İngilizcedeki “art” (artificial = yapay), gerek Almancadaki “kunst”
(künstlich = yapay), gerekse Türkçedeki Arapça kökenli “sanat” (suni = yapay) kelimeleri, içlerin-
de yapaylığa dair bir anlam barındırır. Sanat, bu geniş anlamından Rönesans zamanında sıyrıl-
maya başlamış, ancak yakın zamana kadar “sanat” ve “zanaat” kelimeleri dönüşümlü olarak kullanılmaya devam etmiştir. Buna
ek olarak Sanayi Devrimi sonrasında tasarım ve sanat arasında da bir ayrım doğmuş, 1950 ve 60’larda popüler kültür ve sanat
arasında tartışma kaldıran bir üçüncü çizgi çekilmiştir.
Sanat, güzel ile uğraşır. Güzel görece bir kavramdır. Kendi içinde tutarlı bir bütünlüğü taşıyan şey çirkin, acı verici, iğrendirici
bile olsa estetik açıdan güzeldir. Sanat, nesnel ve öznel yaklaşımlara göre farklı açıklanır. Nesnel yaklaşımda sanat, toplumsal etki-
lerle; öznel yaklaşımda ise salt bir bireysellikle yaratılır. Sanat sanat için mi yoksa toplum için mi yapılmalı? Sanatın amacı faydalı
olmak mıdır yoksa sadece güzeli aramak mı? Bu soruların kaynağı 19. yüzyıl Avrupa’sı. Yaklaşık bir yüzyıl sonra da bize ulaşan bir
polemik. Kant’a göre sanatın kendi dışında, hiçbir amacı yoktur. Onun tek amacı kendisidir. Güzel sanatı ancak deha yaratabilir.
Hegel’e
göre sanattaki güzellik, doğadaki güzellikten üstündür. Sanat, insan aklının ürünüdür. Kendisine doğanın taklidinden
başka amaç bulmalıdır. Marks’a göre üretici eylem, insanın ve doğanın karşılıklı etkileşiminin bir aşamasıdır. Bu, toplumsal bir
karakter taşır. Sanat, yaşamı insanîleştiren bir olgudur. Araştırıcı, yaratıcı, çok yönlü tümel insana ulaşma çabası içinde sanatlar
gelişebilir. Croce, güzelliğin yerine anlatımı öne çıkarır. Sanat, sezginin ve anlatımın birliğidir. Bireysel ve teorik bir etkinliktir.
Doğa, sanatçının yorumu ile güzel olabilir. Collingwood’a göre sanat herhangi bir duygunun dışavurumu değildir. Bu duygu, ifade
edildiği ana kadar açıklık kazanmamış olup, ifade edilişi onun keşfedilmesine neden olacak bir duygu olmalıdır.
Sonuç olarak, deha düzeyindeki zekânın, var olana karşı tepkisinin, tutarlı bir bütünlük içerisinde somutlaştığı bir alandır. Sa-
natçı, zekâsı ve sezgileriyle çağının önünde giden insan olduğu için, gerçek sanatın anlayanı azdır. Onu anlamak için çaba gerekir.
Sanat en genel anlamıyla, yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi olarak anlaşılır.