Giriş
Hermansky-Pudlak sendromu (HPS) ilk defa Hermansky ve Pudlak tarafından 1959 yılında tanımlanan ve okulokutanöz albi-
nizm ve trombosit agregasyon bozukluğu ile belirgin otozomal çekinik geçişli bir hastalıktır (1). Sıklığı 500 000-1 000 0000’da
bir arasında değişmektedir ancak özellikle İsviçre Alplerinde ve Porto Rico’da çok sık görülür, bu bölgelerde sıklığı 1 800’de bire
kadar artmıştır (2). Klinik yelpazesi oldukça geniş bir hastalıktır ve farklı tablolarda karşımıza çıkabilir (3). Bir uçta ileri derecede
okülokutanöz albinizm olan hastalarda beyaza yakın saç ve mavi göz vardır, diğer uçta saç ve göz rengi tamamen normal kişiler
tanı alabilir. Açık cilt rengi, çiller, kirpiklerde hipertrikoz görülebilir. Göz muayenesinde azalmış görme keskinliği, horizon-
tal nistagmus, iris ve fundus hipopigmentasyonuna bağlı fotofobi olabilir. Kanama sıklığı ve ağırlığı da değişkenlik gösterir.
Çocukluk çağında vücutta morluklar başlar; burun kanaması, cerrahi sonrası kanama, diş eti kanamaları diğer bulgulardır (3).
Daha ileri yaşlarda doğum sırasında kanama veya uzamış menstrüel kanamaya neden olabilir. Akciğerde fibroz, granülomatöz
kolit ve nadiren de nötropeni daha az görülen ciddi sorunlardır. Farklı yakınmalarla değişik kliniklere başvuran ve tarafımıza
gönderilen üç olgu bölümümüzde HPS tanısı aldı.
Özet
Hermansky-Pudlak sendromu (HSP) okulokutanöz albinizm ve
trombosit agregasyon bozukluğu ile belirgin otozomal çekinik ge-
çişli bir hastalıktır. Klinik tablo oldukça değişkendir ve hastalar farklı
yakınmalarla başvurabilir. Çocukluk çağında vücutta morluklar baş-
lar; burun kanaması, cerrahi sonrası kanama, diş eti kanamaları gö-
rülebilir. Bu yazıda kliniğimizde HSP tanısı alan üç olgu sunuldu.
Sonuç olarak göz bulguları ve albinizm olan her hastada eşlik eden
kanama bozukluğu tarif edilmiyor bile olsa HPS düşünülmelidir. Ka-
nama bulguları hafif veya farkedilmemiş olabilir. Trombosit agregas-
yon testlerinde ikinci dalganın yokluğu tanıyı destekler.
(Türk Ped Arş 2014; 49: 163-6)
Anahtar Kelimeler: Hermansky-Pudlak sendromu, kanama bozuk-
luğu, trombosit işlev bozukluğu
Abstract
Hermansky-Pudlak syndrome (HPS) is an autosomal recessive
disease characterized with oculocutaneous albinism and platelet
aggregation disorder. The clinical picture is highly variable and
patients may present with different complaints., Ecchymoses usu-
ally develop in childhood; epistaxis, postoperative hemorrhage
and gingival bleeding may be observed. Here we present 3 pa-
tients who were diagnosed with HPS in our clinic. In conclusion,
HPS should be considered in all patients with ocular findings and
albinism even though bleeding disorder is not described. Bleed-
ing findings may be mild or unrecognized. Absence of second-
ary wave in platalet aggregation tests supports the diagnosis.
(Türk Ped Arş 2014; 49: 163-6)
Key words: Hermnasky-Pudlack syndrome, bleeding disorder,
thrombocyte dysfunction
Yazışma Adresi / Address for Correspondence: Nihal Özdemir, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Pediatrik Hematoloji-Onkoloji
Bilim Dalı, İstanbul, Türkiye. E-posta / E-mail: gnozdemir@hotmail.com
Geliş Tarihi / Received: 22.06.2012 Kabul Tarihi / Accepted: 01.10.2012
©Telif Hakkı 2014 Türk Pediatri Kurumu Derneği - Makale metnine www.turkpediatriarsivi.com web adresinden ulaşılabilir.
©Copyright 2014 by Turkish Pediatric Association - Available online at www.turkpediatriarsivi.com
DOI:10.5152/tpa.2014.1071
163
Trombosit işlev bozukluğunun nadir bir nedeni:
Hermansky-Pudlak sendromu
A rare cause of thrombocyte dysfunction: Hermansky-Pudlak syndrome
Nihal Özdemir
1
, Emre Çelik
1
, Zafer Başlar
2
, Tiraje Celkan
1
1
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Pediatrik Hematoloji-Onkoloji Bilim Dalı, İstanbul, Türkiye
2
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Erişkin Hematoloji Bilim Dalı, Hemostaz Laboratuvarı, İstanbul, Türkiye
Olgu Sunumu / Case Report
Türk Ped Arş 2014; 49: 163-6
Özdemir ve ark. Hermansky-Pudlak sendromu
Olgular
Olgu 1
Üç yaşında kız hasta, okulokutanöz albinizm nedeniyle göz
bölümünde izlemdeydi. Hasta özellikle bir yaşından sonra
ortaya çıkan tekrarlayan enfeksiyonları (üst solunum yolu en-
feksiyonu) nedeniyle immünoloji bölümünde tetkik edilmek-
teydi. Tekrarlayan enfeksiyon nedeni olarak Chediak-Higashi
ön tanısıyla tarafımıza yönlendirildi. Anne ve baba arasında
akrabalık olan hastanın kanama öyküsü sorgulandığında ko-
lay morarma yakınması olduğu öğrenildi, ciddi bir kanaması
olmamıştı. Kan sayımında, pıhtılaşma testlerinde ve düzenli
biyokimyasal tetkiklerinde özellik saptanmadı. Periferik yay-
ması Chediak-Higashi ile uyumlu bulunmadı ancak soluk
trombositler izlendi. Kolay morarma, albinizm, tekrarlayan
enfeksiyon yakınması da düşünülerek trombosit agregasyon
testleri istendi. Trombosit agregasyon testinde epinefrin ile
düşük dalga görüldü. Ristosetin ve kolajen yanıtı normal idi.
Hastaya bu bulgularla HPS tanısı konuldu.
Olgu 2
Dokuz yaşında kız hasta dört yaşından itibaren vücudunda
yaygın ekimozları ve burun kanaması nedeni ile izlendiği dış
merkezde yapılan tetkiklerinde kanama zamanı uzun (10 dak)
bulunması üzerine merkezimize von-Willebrand faktör (vWF)
eksikliği tanısı ile yönlendirilmişti. Kan sayımı, pıhtılaşma
testleri (protrombin zamanı, aktive parsiyel tromboplastin
zamanı) ve düzenli kan biyokimyası normaldi. Anne ve baba
arasında akrabalık olan hastanın fizik muayenesinde nistag-
mus saptandı. Saç rengi anne ve babasından bağımsız ola-
rak açık renkti. Göz muayenesinde albinoid fundus saptanan
hastada hafif kanama öyküsü ve oküler albinizm bulguları
ile HPS ön tanısı konuldu. Trombosit agregasyon testlerinde
epinefrin ile düşük dalga görüldü, kolajen ve diğer agonistler-
le yanıtı normal idi. Hasta halen kliniğimizde izlenmektedir.
Olgu 3
Altı yaşında kız hastanın, üç yaşından beri vücudunda eki-
mozları ve bacak ağrısı nedeniyle romatoloji bölümünde tet-
kik edilirken anemisi saptanması üzerine hemolitik anemi
düşünülerek tarafımıza yönlendirilmişti. Anne ve baba ara-
sında akrabalık olan hastanın fizik bakısında saç rengi açık-
tı ve gözlerde nistagmus saptandı (Resim 1). Tetkiklerinde
demir eksikliği anemisi bulundu. Göz muayenesinde her iki
fundusta hipopigmente alanlar saptanan hastaya trombosit
agregasyon testi yapıldı. Adenozin difosfat (ADP) ve epinef-
rinle gecikmiş ikinci dalga görülen hastaya tetkikleri sonra-
sında HPS tanısı konuldu.
Tartışma
Hermansky Pudlak sendromu, bir trombosit depo havuzu
hastalığıdır. Trombosit depo havuzu hastalıkları heterojen bir
grup hastalıktan oluşur, ancak hepsinde salınımla ilişkili ag-
regasyon bozukluğu vardır (Şekil 1) (4). Trombositler içinde
normalde alfa ve delta olmak üzere iki çeşit granül bulunur.
Alfa granüller içinde faktör V, vWF ve fibrinojen de olduğun-
dan bunların özgül eksikliklerinde de bir miktar agregasyon
bozukluğu görülür. Sadece alfa granül havuzunda eksiklikle
ilişkili hastalıklar; gri-trombosit sendromu, Quebec trombo-
sit bozukluğu ve artrogripoz-böbrek işlev bozukluğu-kolestaz
(ARC) sendromudur. Gri-trombosit sendromunda trombo-
sitler hafif büyüktür, trombositopeni gözlenebilir. Trombosit
agregasyon testinde genellikle trombin veya kolajenle ilişkili
agregasyon bozulmuştur. Quebec trombosit bozukluğu oto-
zomal baskın geçiş gösterir. Hastalarda bazen trombositope-
ni olabilir, trombosit agregasyon testinde tipik olarak epinef-
rin yanıtı bozuktur. Delta ya da diğer adı ile “dense” granüller
ADP, adenozin trifosfat (ATP), kalsiyum ve serotonin içerir,
görevleri ilk olarak hemen boşalmak ve trombositlerin ikin-
ci agregasyon yanıtını uyarmaktır. Delta granül bozuklukları;
HPS, Chediak Higashi sendromu, Griscelli sendromu ve Wis-
kott-Aldrich sendromudur. Bu grup hastalıklarda pigment
bozuklukları tipiktir. Chediak Higashi sendromunda immün
yetersizlik ve ilerleyici nörolojik bozukluk görülür. Tanı koy-
durucu bulgusu, trombosit dahil granül içeren çeşitli hücre-
164
Resim 1. Olgu 3’ün ve annesinin resmi
Şekil 1. Trombosit salgı bozuklukları
HPS: Hermansky-Pudlak sendromu; CHS: Chediak-Higashi sendro-
mu; WAS: Wiscott-Aldrich sendromu; TAR: radius yokluğu ile birlikte
trombositopeni; ARC: artrogripoz-renal disfonksiyon-kolestaz;
OB: otozomal baskın; PY: periferik yayma; ADP: adenozin difosfat
Trombosit salgı
bozuklukları
Dense-delta granül
(Depo havuzu defekti)
Alfa granül
İzole
HPS
CHS
WAS
TAR
Qubecs
-OB geçer
-Trombosit düşük/normal
-Epinefrin bozuk
-ADP
-Epinefrin
-Kolajen
-Trombosit düşük/normal
-PY: soluk trombositler
-Trombin-kolajen düşük
Paris-Trousseau-Jacobsens ARC Gri-trombosit
Sendromla birlikte
1. Dalga normal
Düşük dalga
2. Dalga
lerde dev inklüzyon cisimciklerinin görülmesidir. Griscelli
sendromu olan hastalarda kısmi albinizm ve gümüş rengi saç
görülür. Değişik alt tiplerinde nörolojik sorunlar ve/veya cid-
di immün yetersizlik görülür. Wiskott-Aldrich sendromu X’e
bağlı çekinik geçiş gösteren bir hastalıktır, trombositopeni,
ekzema ve immün yetersizlik klasik bulgularıdır. Delta gra-
nül hastalıklarında trombosit agregometresinde birinci dal-
ga normaldir ancak delta granüllerin eksikliğine bağlı olarak
ADP, kolajen, epinefrin ve/veya araşidonik asitle agregasyon-
da ikinci dalga eksikliği vardır.
Trombositlerin elektron mikroskopisinde delta granülle-
rin yokluğu tipik olarak HPS’de görülür ve klinikle birlikte
HPS’de diğer salınım bozukluklarından ayırmada kullanılır.
Otozomal çekinik bir hastalık olduğu için akraba evlilikleri-
nin sık olduğu bölgelerde daha fazla görülür. Bizim üç olgu-
muzda da anne ve baba arasında akrabalık vardı. Hastalarda
klinikte okulokutanöz albinizm, fotofobi, rotatuar nistagmus,
görme keskinliğinde azalma (albinizme bağlı olarak) görülür.
Hastalar genellikle çocukluk çağında hafif kanama bulgula-
rıyla başvururlar. Kanamalar diğer trombosit işlev bozukluk-
larında olduğu gibi mukozal kanama, cerrahi veya diş çekimi
sonrası kanama şeklindedir. Yine HPS’yi diğer kanama bo-
zukluklarından ayırmak için protrombin zamanı, aktive par-
siyel tromboplastin zamanı ve trombositlerin normal olması
önemlidir, kanama zamanı uzamıştır. Trombosit agregasyon
testinde ADP ve epinefrinle birinci dalga normal iken, ikin-
ci cevap gecikmiş veya hiç yoktur. Düşük konsantrasyonlar-
da kolajene yanıt azalmışken artan kolajen konsantrasyon-
larında yanıt normal veya normale yakındır. İkinci dalga
trombositlerin agregasyonundan sorumlu delta granüllerin
yokluğu nedeniyle bozulmuştur. Ancak delta granül eksikliği
hastalıklarında trombosit işlev testlerinde çok farklı sonuçlar
elde edilebilir, tamamen normal testten, normal ADP agre-
gasyonu, azalmış epinefrin ve kolajen agregasyonu; anormal
ADP ve epinefrin, normal düşük doz kolajen yanıtı; azalmış
epinefrin yanıtı normal ADP ve düşük doz kolajen yanıtı gibi
bulgular bulunabilir. Bizim üç olgumuzda da epinefrinle
azalmış ikinci dalga görülürken ADP yanıtı değişken olarak
normal ve azalmış bulundu. Tanıyı kesinleştirmek için elekt-
ron mikroskop çalışması gerekmektedir. Tipik klinik bulgular
ile birlikte trombosit işlev testlerinde bozukluk olan hastalar-
da HPS tanısı konulabilir. Biz de hastalarımızda tanıyı klinik
olarak koyduk ve trombosit agregasyon testi ile destekledik.
Bilinen sekiz farklı HSP geni vardır (HPS1-HSP8) ve her biri
farklı bir fenotiple ilişkilidir. (5). Hermansky-Pudlak sendro-
mu tip 1 en sık görülen alt tiptir ve aynı zamanda en ciddi
fenotipe neden olur, 10q23 kromozom defekti nedeniyle or-
taya çıkar. Kanama, akciğer fibrozu ve kolit sıklıkla görülür.
Kanama şiddeti olgularda değişkenlik gösterir. İris, koroid
ve retina pigmentasyonu değişen miktarlarda azalmıştır ve
cilt pigmentasyonu ile uyum göstermez. Cilt ve saç pigmen-
tasyonu yine hastalarda geniş ölçüde değişkenlik gösterir ve
ilginç olarak hastanın yaşı ilerledikçe saç ve ciltte koyulaşma
görülebilir. Diğer tipler genellikle daha hafif seyreder. Her-
mansky-Pudlak sendromu tip 2 hastalarında nötropeni ile
doğal öldürücü hücrelerde azalma ve özellikle üst solunum
yolu olmak üzere tekrarlayan enfeksiyonlar görülebilir. Lite-
ratürde çok az sayıda olgu bildirilmiştir. Bizim ilk olgumuzda
da tekrarlayan enfeksiyon öyküsü vardı ancak hiç nötropeni
saptanmamıştı. Bu hastada doğal öldürücü hücrelerin de-
ğerlendirilmesi ve genetik test yapılamadığından alt tip tam
olarak belirlenemedi. Yine HPS tip 2’de kalça çıkığı, denge-
sizlik gibi nörolojik bulgular ve ileti tipi işitme kaybı olabi-
lir. Olgumuzda bu bulguların hiçbiri yoktu. Literatürde bir
hastada da hemofagositik lenfohistiyositoz bildirilmiştir (6).
Tip 2’den AP3B1 geni sorumludur. Hermansky-Pudlak send-
romu tip 3 genellikle daha hafif seyreder. Bazı hastalarda göz
dışı bulgular o kadar hafiftir ki hastalar yıllar boyunca sadece
oküler albinizm tanısı ile izlenebilirler. Bütün hastalarda ka-
nama özellikle de epistaksi öyküsü vardır. Yine bizim ikinci
olgumuzda cilt hipopigmentasyonu çok hafifti. Tip 4 hasta-
larında diğer alt gruplarda olduğu gibi hipopigmentasyon
değişen düzeylerde olabilir. Hepsinde olmasa da bir çoğunda
trombosit işlev bozukluğu vardır. Hayatı tehdit eden pulmo-
ner fibroz sadece tip 1 ve tip 4 hastalarında görülür; tip 3, 5
ve 6’da görülmez. Tanımlanan tip 5 hastaların hepsinde nis-
tagmus vardır. Hepsinde kolay morarma ve trombosit işlev
bozukluğu gösterilmiştir. Yine ilginç olarak HPS tip 5 hasta-
larında serum kolesterol ve trigliseritleri yüksektir. Bizim üç
olgumuzda da kan yağları normal sınırlardaydı. Tip 6’lı çok az
sayıda hasta bildirilmiştir, kanama ve albinizm hepsinde var-
dır. Diğer tipler çok nadirdir. Hermansky Pudlak sendromu-
nun farklı klinik bulguları melanozom, trombosit granülleri
ve tip 2 alveolar hücrelerin lamellar parçaları gibi lizozomla
ilişkili organellerinde işlev bozukluğu sonucu ortaya çıkar.
Melanozomlarda bozukluk okülokutanöz albinizm ve görme
bozukluğuna, trombosit granüllerindeki bozukluk trombosit
agregasyon bozukluğuna ve alveolar hücrelerdeki pulmoner
fibroza neden olur. Pulmoner fibroz patojenezinde aynı za-
manda yine lizozomlardaki bozukluk nedeniyle biriken lipit-
protein kompleksi seroid lipofuksininde rol aldığı düşünül-
mektedir. Klinik olarak belli mutasyonlar sekans analizi ile
saptanabilir (HPS1, AP3B1 (HPS2), HPS3, HPS4, HPS5, HPS6,
DTNBP1 (HSP7) ve BLOC1S3 (HPS8)).
Hermansky Pudlak sendromunun bilinen bir tedavisi yoktur;
diş çekimi, cerrahi ve doğum sırasında olan kanamalar trom-
bosit verilerek kontrol edilebilir (7). Desmopresin koruyucu
tedavi olarak kullanılabilir. Rekombinan faktör VIIa’nın kul-
lanımı ile ilgili olgu sunumları bildirilmiştir (8). Kanamada
kriyopresipitat kullanılabilir, içeriğindeki vWF ve diğer mik-
rotrombosit parçacıklarının faydalı olduğu düşünülmekte-
dir. Aspirin gibi trombosit işlevlerini bozabilecek ilaçlardan
kaçınılmalıdır. Görme keskinliği ile ilgili bozukluklar oküler
albinizmden kaynaklandığından düzeltilmesi mümkün de-
ğildir. Strabismus için cerrahi kozmetik nedenlerle düşünü-
lebilir. Hipopigmentasyon nedeniyle güneşten korunulması
önemlidir, cilt kanseri bu hastalarda daha sık görülmektedir.
165
Türk Ped Arş 2014; 49: 163-6
Özdemir ve ark. Hermansky-Pudlak sendromu
Akciğer fibrozu en ciddi sorundur. Genellikle 4-5. dekadda
dilimde ortaya çıkar ve ölüm oranı yüksektir. Akciğer fibro-
zunun tek tedavisi akciğer naklidir ancak eşlik eden kanama
sorunu nedeniyle uygulanması zordur (9). Steroidin faydası
gösterilememiştir. İzlemde hastalara yıllık olarak göz muaye-
nesi, cilt muayenesi (premalin ve malin cilt lezyonları açısın-
dan), 20 yaşından sonra akciğer işlev testleri ve kolit bulguları
açısından sorgulama yapılmalıdır.
Sonuç olarak, HPS nadir görülen bir doğuştan kanama bozuk-
luğudur. Tanı esas olarak klinik olarak konulur. Göz bulguları
ve albinizm olan her hastada eşlik eden kanama bozukluğu
tarif edilmiyor bile olsa HPS düşünülmelidir. Kanama bulgu-
ları hafif veya farkedilmemiş olabilir. Trombosit agregasyon
testlerinde ikinci dalganın yokluğu tanıyı destekler.
Hasta Onamı: Yazılı hasta onamı bu olguya katılan hastaların ailele-
rinden alınmıştır.
Hakem değerlendirmesi: Dış bağımsız.
Yazar Katkıları: Fikir - N.Ö., T.C.; Denetleme - T.C.; Veri toplanması
ve/veya işlemesi - E.Ç.; Analiz ve/veya yorum - Z.B., T.C.; Literatür
taraması - N.Ö.; Yazıyı yazan - N.Ö.; Eleştirel İnceleme - T.C., H.Ş.;
Diğer - Z.B.
Çıkar Çatışması: Yazarlar çıkar çatışması bildirmemişlerdir.
Finansal Destek: Yazarlar bu çalışma için finansal destek almadıkla-
rını beyan etmişlerdir.
Informed Consent: Written informed consent was obtained from the
parents of the patients who participated in this study.
Peer-review: Externally peer-reviewed.
Author Contributions: Concept - N.Ö., T.C.; Supervision - T.C.; / Data
Collection and/or Processing - E.Ç.; Analysis and/or Interpretation
- Z.B., T.C.; Literature Review - N.Ö.; Writer - N.Ö.; Critical Review -
T.C., H.Ş.; Other - Z.B.
Conflict of Interest: No conflict of interest was declared by the aut-
hors.
Financial Disclosure: The authors declared that this study has recei-
ved no financial support.
Kaynaklar
1. Hermansky F, Pudlak P. Albinism associated with hemorrha-
gic diathesis and unusual pigmented reticular cells in the bone
marrow: report of two cases with histochemical studies. Blood
1959; 14: 162-9.
2. Witkop CJ, Nunez Babcock M, Rao GH, et al. Albinism and Her-
mansky-Pudlak syndrome in Puerto Rico. Bol Asoc Med P R
1990; 82: 333-9.
3. Hurford MT, Sebastiano C. Hermansky-Pudlak syndrome: Re-
port of a case and review of the literature. Int J Clin Exp Pathol
2008; 1: 550-4.
4. Nurden P, Nurden AT. Congenital disorders associated with
platelet dysfunctions. Thromb Haemost 2008; 99: 253-63.
5. Wei ML. Hermanksy-Pudlak syndrome: a disease of protein
trafficking and organelle function. Pigment Cell Res 2006; 19:
19-42.
[CrossRef]
6. Enders A, Zieger B, Schwarz K, et al. Lethal hemophagocytic
lymphohistiocytosis in Hermansky-Pudlak syndrome type II.
Blood 2006; 108: 81-7.
[CrossRef]
7. Van Dorp DB, Wijermans PW, Meire F, Vrensen G. The Her-
mansky-Pudlak syndrome. Variable reaction to 1-desamino-
8D-arginine vasopressin for correction of the bleeding time.
Opthalmic Paediatr Genet 1990; 11: 237-44.
[CrossRef]
8. Del Pozo Pozo AI, Jimenez-Yuste V, Villar A, Villar A, Quintana
M, Hernandez-Navarro F. Successful thyroidectomy in a patient
with Hermansky-Pudlak syndrome treated with recombinant
activated factor VII and platelet concentrates. Blood Coagul Fib-
rinolysis 2002; 13: 551-3.
[CrossRef]
9. Lederer DJ, Kawut SM, Sonett JR, et al. Successful bilateral lung
transplantation for pulmonary fibrosis associated with Her-
mansky-Pudlak syndrome. J Heart Lung Transplant 2005; 24:
1697-9.
[CrossRef]
166
Türk Ped Arş 2014; 49: 163-6
Özdemir ve ark. Hermansky-Pudlak sendromu
Dostları ilə paylaş: |