İnfantil Kolik
Nalan KARABAYIR *, Fatma OĞUZ **
İnfantil Kolik
Wessel ve ark. tarafından üç haftadan fazla, haftada en az
üç gün, günde üç saati aşan huzursuzluk ve ağlama nöbet-
leri olarak tanımlanan kolikum infantum doğumu izleyen,
ilk üç ayda çok sık rastlanan bir yakınmadır. Kolikum
infantumu açıklamaya yönelik çeşitli teoriler öne sürül-
müştür, ancak, etiyoloji kesin aydınlatılamamıştır. Ayırıcı
tanıda infeksiyonlar, gastrointestinal sorunlar, travma,
beslenme, ilaç reaksiyonu, nörolojik nedenler ve kardiyo-
vasküler nedenler düşünülmelidir. Kolikum infantumun
etkili bir tedavisi yoktur. Ağlamaya erken yanıt, aşırı uya-
rıdan kaçınma, hafif yatıştırıcı hareketler, emzik kullanımı,
kanguru kullanımı ve bebeğin yanında elektrik süpürgesi
çalıştırma gibi uygulamalar infantil koliği azaltmada yara-
rı olabilir.
Anahtar kelimeler: İnfantil kolik, aşırı ağlama, sütçocuğu
Çocuk Dergisi 2009; 9(1):16-21
Infantile Colic
Colicum infantum which is described by Wessel et al, is a
frequently encountered complaint which can be seen in
infants within the first three months after delivery and is
characterized by excessive uneasiness and crying episodes
which may continue more than 3 weeks and at least 3 days
in a week. There are several theories related with the exp-
lanation of colicum infantum, but the etiology of the condi-
tion is not definitely clarified. Infections, gastrointestinal
problems, trauma, nutritional deficits, drug reaction, neu-
rological problems and cardiovascular disorders should be
considered in the differential diagnosis. There is no effecti-
ve treatment for colicum infantum. However, early respon-
se to crying episodes, avoiding excessive stimuli, slight
caressing movements, sucking a pacifier, using a baby
kangaroo and running a vacuum cleaner nearby the infant
may help to decrease colicum infantum.
Key words: Colicum infantum, excessive crying, infant
J Child 2009; 9(1):16-21
Doğumu izleyen ilk üç ayda aşırı ağlama çok sık
rastlanan bir yakınmadır. Kolikum infantum ilk kez
1954 yılında Wessel ve ark.
(1)
tarafından üç haftadan
fazla, haftada en az üç gün, günde üç saati aşan
huzursuzluk ve ağlama nöbetleri olarak tanımlanmış-
tır. Bu krizlere “ilk üç ay koliği” adı verilmektedir.
Bu durum bebeklerin % 5-25’inde görülür
(2,3)
.
Genellikle doğumdan sonra ikinci-üçüncü haftalarda
başlar, altıncı-sekizinci haftalarda artar ve üçüncü-
dördüncü aylarda kendiliğinden düzelir. Kolik ağla-
ması, normal ağlamadan farklıdır; bebek sakinleştiri-
lemeden saatlerce ağlayabilir. Pek az çocukta ağla-
ma, 24 saat boyunca sürer. Nöbetler genelde öğleden
sonra veya akşam saatlerinde gözlenir. Genellikle
kolik ağlaması her gün yineler, bazen bir gece ara
verdiği görülür. Nöbetler sırasında bebeğin yüzünde
bir ağrı ifadesi oluşur, yumruklarının sıkar, ayakları-
nı karnına çeker. Karakteristik nöbet ani başlar, yük-
sek sesle ve sürekli ağlama gözlenir. Bebeğin yüzün-
de kızarma veya ağız çevresinde solukluk gözlenebi-
lir. Nöbet bebeğin dışkı veya gaz çıkarması ile sonla-
nabileceği gibi tamamen yorulması ile de bitebilir
(4,5)
. Beslenme ve uyku düzeni ağlamayla bozulur;
bebek huysuzlaşır. Meme aranan bir bebek emmeye
başladıktan kısa bir süre sonra ağlayarak emmeyi
bırakabilir ya da tam uykuya dalmışken birkaç dk.
sonra uyanarak ağlamaya devam edebilir
(6)
.
ETİYOLOJİ
Kolikum infantumu açıklamaya yönelik çeşitli teori-
ler öne sürülmüştür, ancak etiyoloji kesin aydınlatıla-
mamıştır
(7)
. Kolik, normal ağlamanın üst ucu olarak
tanımlanmaktadır. Genellikle ağlamanın toplam süre-
si ve sıklığından daha çok, bir nöbetteki ağlama
süresindeki artma sorun oluşturmaktadır
(4)
. Bu ağla-
ma biçimini normal ağlama ve başka nedenlere bağlı
olarak oluşan ağlamalardan ayırt etmek gerekir.
Kolik etiyolojisini açıklamak üzere yapılan çalışma-
larda iki faktör ön plana çıkmaktadır.
1. Gastrointestinal sistem dışı faktörler
2. Gastrointestinal faktörler
Alındığı tarih: 12.03.07
Kabul tarihi: 24.03.08
* SB Bakırköy Doğumevi Çocuk ve Kadın Hastalıkları Eğitim
Hastanesi, Uz. Dr.
** İ.Ü. Çocuk Sağlığı Enstitüsü, Sosyal Pediatri Anabilim Dalı
Çocuk Dergisi 9(1):16-21, 2009
16
Gastrointestinal sistem dışı faktörler
• Nörogelişimsel: Çalışmalar koliğin bebeklerdeki
normal ağlamanın en üst noktası olduğunu göster-
mektedir. Kolikli bebeklerde ağlama paterni nor-
mal bebeklerle aynıdır. Ancak, kolikli bebekler
daha uzun süre ağlar, kolaylıkla susturulamazlar.
Pek çok bebekte dördüncü ayda koliğin ortadan
kalkması bu teoriyi desteklemektedir
(9)
.
• Psikolojik: Kolik bebek ve çevre arasında yeter-
siz bağdan kaynaklanan davranış sorunlarının en
erken örneği olarak tanımlanmıştır
(10)
. Ancak, bu
bebeklerin zor bebekler olduğu teorisi prospektif
longitudinal çalışmalarla desteklenmemiştir
(11)
.
Gebelikte stres ve fiziksel yakınmalar, aile içi
sorunlar ve doğumda olumsuz tecrübeler de kolik
gelişimiyle ilişkili bulunmuştur
(12)
. Maternal
endişe ve maternal alkol tüketimi infantil kolik
riskini artırmaktadır
(13,14)
. Ayrıca genç anne, anne-
nin eğitim düzeyi, baba ile birlikte yaşamama,
sosyal desteğin yetersiz olması da diğer faktörler-
dir
(15)
. Ülkemizde yapılan bir çalışmada postpar-
tum depresyonun infantil kolik nedeni olabileceği
bildirilmiştir
(16)
.
• Normal ya da anormal fizyoloji: Bazı yazarlar
pek çok infantil kolik vakasının patolojikten çok
davranış ve biyolojik faktörlerden kaynaklandığı-
na inanmaktadır. Bu bakış açısı otonom sinir sis-
teminin dengesinin normal olduğunu gösteren
Kirjavainen
(17)
tarafından desteklenmektedir.
Bununla birlikte Lehtonen ve ark.
(18)
bu bebekler-
de biliyer sistem fizyolojisinin anormal olduğunu
bildirmektedir.
• Diğer nedenler: Kolik için en fazla kabul gören
açıklamalardan biri de erken yenidoğan dönemin-
de, bebekte dışarıdan gelen uyarıları engelleyici
bir mekanizmanın var olması, birinci ay içinde bu
engelleyici mekanizmanın ortadan kalkması ve
bebeğin dış uyaranlara karşı daha uyanık, daha
duyarlı hale gelmesi şeklindedir. Çok sayıda uya-
ranla karşılaşan bebek, akşam saatlerinde iyice
gergin ve uyarılmış olur. Sonuçta, nedensiz ağla-
malar görülür. Beşinci ayın sonunda, bebek, bu
uyaranlarla baş edebilmeye başlar ve kolik sona
erer
(6)
. Kurtoğlu ve ark.
(19)
ise infantil kolikli
bebeklerde serotinerjik sistemin aktivitesininin
arttığını bildirmektedir. Nedeni tam olarak bilin-
memekle beraber, koliği artırıcı çevresel bir fak-
tör olarak, sigara dumanı gösterilmiştir. Evde
sigara içen birey sayısı ne kadar fazla ise, bebekte
kolik görülme olasılığı ve şiddeti o kadar fazladır
(20)
. Baba günde 15’den fazla, anne gebelikte
günde ondan fazla sigara içmişse ve doğumdan
sonra da içmeye devam ediyorsa, infantil kolik
% 69 daha sık görülmektedir
(21)
. Başka bir çalış-
mada ise anne gebelikte ve doğumdan sonra siga-
ra içiyorsa riskin 1.5 kat arttığı bildirilmektedir
(22)
. Düşük doğum ağırlığının kolik riskini artırdı-
ğını gösteren çalışmalar da bulunmaktadır
(23)
.
Gastrointestinal Faktörler
• Beslenme: Biberonla besleme, yatay pozisyonda
besleme ve beslenme sonrası gaz çıkarmama
infantil kolik nedeni olarak bildirilmiştir
(8)
. Anne
sütü ile beslenme ilk altı ayda tek koruyucu faktör
olarak kabul edilmektedir. Anne sütü alan bebek-
lerde almayanlara göre risk 1.8 kat artmıştır
(14)
.
Ancak, başka bir makalede anne sütünün kolikten
koruyucu olmadığı bildirilmektedir
(13)
.
• Alerji: Lothe ve ark.
(24)
koliğin inek sütü proteini-
ne karşı alerji nedeniyle ortaya çıktığını bildir-
mektedir. Buna karşın Buchanan
(25)
tarafından
yapılan çalışmada infantil kolikte hipoalerjen
mama kullanımının yeterli kanıta dayanmadığı
ileri sürülmektedir. Besin alerjisi bu bebeklerin
çok az kısmında neden olabilir
(26)
.
• Gastrointestinal hormonlar: Kolikli bebeklerde
vazoaktif intestinal peptit ve motilin düzeylerinin
yükseldiği bilinmektedir. Daha sonra kolik geli-
şen bebeklerde yaşamın ilk günlerinde bu nor-
monların yükselmesi infantil kolikte anormal gast-
rointestinal sistem fizyolojisini işaret eder
(27)
.
• Laktoz malabsorbsiyonu: Bazı yazarlar infantil
kolikte laktoz malabsorbsiyonunun sorumlu oldu-
ğunu bildirilmiştir
(28)
.
• Gastroözefageal reflü (GER): İnfantil koliğin
GER’in tek bulgusu olabileceği ileri sürülmekte-
dir
(29)
.
Ailelere verilmesi gereken en önemli mesaj, koliğin
anne babanın tutumları sonucunda ortaya çıkmadığı-
dır. Anne ve baba her şeyi doğru yapsa bile durum
tamamen aynı olabilir. Yapılabilecek en doğru şey,
bebeğin ağlaması konusunda akılcı davranmaktır.
Ancak, her anne-babanın bildiği gibi, bu yaklaşım
kolay olmayabilir
(6)
.
N. Karabayır ve ark., İnfantil Kolik
17
AYIRICI TANI
• İnfeksiyonlar: Otitis media, idrar yolu infeksiyo-
nu, stomatit, menenjit
• Gastrointestinal sorunlar: Peristaltizm sorunları,
gastroözofageal reflü, invajinasyon, herni
• Travma: Korneal abrazyon, gözde yabancı cisim,
parmağa saç turnikesi, çocuk istismarı
• Beslenme: Anne sütünden geçen ilaçlar, inek sütü
alerjisi
• İlaç reaksiyonu: Aşı reaksiyonu, yenidoğanlarda
ilaç yoksunluğu
• Nörolojik: West sendromu, olgunlaşma gecikmesi
• Kardiyovasküler: Aritmi (supraventriküler taşi-
kardi), konjestif kalp yetersizliği
(5,6)
.
TEDAVİ
Kolikum infantumun etkili bir tedavisi yoktur. 2001
yılı başında yayınlanan bir çalışmada davranış teda-
visinin biraz daha etkili olduğu belirtilmiştir
(30)
.
Danışmanlık
1. Bebeğin sağlıklı büyüdüğü konusunda aileyi
bilgilendirmek
2. Bebeğin ağlaması konusunda eğitim: Yorgunluk
bebeklerde ağlamaya yol açan en önemli nedendir.
3. Aşırı ağlamayı azaltmaya yönelik girişimler:
Bazı davranış değişiklikleri ile nöbetlerin sıklığı
değil ama süresi azaltılabilir. Ebeveynler ağlayan
bebeği ne zaman kucaklarına almaları gerektiğini
bilmelidir. Her bebek için ayrı bir yaklaşım gerek-
mektedir. Örneğin, kendi kendini sakinleştirme
yeteneği olmayan bebekler ağlamaya başlamadan
önce hafif ağlamaları başlarken ele alınmalıdırlar.
Bu bebeklerde vertikal sallama yararlı olabilir. Bu
bebekler aşırı gürültü ve parlak ışıktan korunma-
lıdır. Anne kucağına almadan önce sakin bir sesle
yanıt vermeli, bebeği yatıştırmaya çalışmalıdır.
Bebeğin ağlamalarına sözlü yanıtlar vermek, göz
teması ve vokalizasyon yararlı olabilir. Düzenli
olarak sallanma bazı çocuklarda vestibüler uyarı
için yararlı olabilir.
4. Bu durumun geçici olduğu konusunda aileyi
bilgilendirmek: Araştırmalar bu çocukların ileri
yaşlarda biraz iştahsız olduğunu ve daha sık karın
ağrısı çektiklerıni göstermektedir
(4,6)
.
Diyet Değişikliği
Tek başına anne sütü ile beslenen bebeklerde diyet
değişikliği yapmaya gerek yoktur. Anne sütü başlıca
koruyucu faktördür
(14)
. Her öğünde iki memeyi bir-
den emzirmeye çalışmak bebeğin laktozdan zengin
önsütü aşırı almasına neden olduğu için gaz sancıla-
rına yol açabilir. Bu nedenle bebek bir memeyi tama-
men bırakana dek o memeden emzirilmelidir. Anne
ağlamaların belirgin biçimde kendi yediklerinden
etkilendiğini belirtiyorsa bu besinleri diyetinden
çıkarabilir
(4)
. Bir derlemede süt ve süt ürünleri, buğ-
day, yumurta ve fındığın diyetten çıkarılmasının
yararı olacağı bildirilmiştir
(31)
.
Aileler mama ile beslenen bebeklerde sıklıkla ne ile
beslemeleri gerektiğini merak eder. Bir randomize
kontrollü çalışmada kolikli bebeklerde soya bazlı
formülalar ile iyi yanıt alındığı bildirilirken, diğer bir
çalışmada tam tersi sonuç alınmıştır. Ayrıca, soya
proteinene karşı da alerji gelişebilir. AAP soya bazlı
mamaların kullanımını önermemektedir
(32)
. Yapılan
çalışmalarda laktaz enzimli ya da liften zengin
mamaların plasebo göre etkin olmadığı gösterilmiş-
tir
(31)
. Ailede atopi öyküsü bulunan bebeklerde hipo-
alerjen mama kullanımı konusunda da karışıklık
bulunmaktadır. Tek başına anne sütü ile beslenmeyen
bebeklerde kazein hidrozilat mamalar kullanıldığında
ağlama nöbetlerinde azalma oduğunu gösteren çalış-
malar az sayıda bebekte yapılmıştır. Hipoalerjen
mamalar bir hafta denenebilir. Ayrıca, inek sütü pro-
teinine intolerans sonucu gelişen GER ve kanlı dışkı-
lama vakalarında kullanılabilir
(5)
. Hipoalerjen mama-
ların besin alerjisinin infantil kolikli bebeklerin ufak
bir yüzdesinde semptomlardan sorumlu olduğu çoğu
kolikli bebekte ağlamayı azaltmayacağı üstelik diye-
te umut bağlamış ailelerin endişesini artırabileceği
unutulmamalıdır
(4)
. Kısmen hidrolize, fruktoz ve
oligosakkarid içeren yeni bir mamanın standart for-
müla ve simetikon ile karşılaştırıldığında ağlama
epizodlarını azalttığı bildirilmektedir
(33)
.
Bitkisel Çaylar
Bitkisel çayların kolik tedavisinde etkili olduğunu
gösteren kontrollü çalışma az sayıdadır. Rezene,
meyan kökü, papatya kolik tedavisinde en sık kulla-
nılan bitkilerdir. Melisa, rezene ve matricariae recuti-
ta karışımıyla plasebo kontrollü yapılan çalışmada
Çocuk Dergisi 9(1):16-21, 2009
18
bir haftadan sonra ağlama zamanı azalmış, yan etki
saptanmamıştır
(34)
. Weizman ve ark.
(35)
çift kör plase-
bo kontrollu çalışmada kolikli bebeklerde beş değişik
bitkinin karışımından yapılan bir bitkisel çay kullan-
mışlar ve anlamlı etkili bulmuşlardır. Ancak, bu
çalışma teknik olarak eleştiri almıştır. Rezene çekir-
deği yağı ile masaj da koliği azaltmada plasebodan
etkin bulunmuştur
(36)
. “Gripe water” pek çok bitki
karışımından oluşan gaz nedeniyle oluşan sıkıntısı
gidermek için kullanılan bir üründür. Yurtdışında
online bulunabilen bu ürünün şeker ve alkol içerme-
yenleri tercih edilmelidir
(5)
. Bitkisel çayların tedavi
amaçlı kullanımında çekinceler doz ve içeriklerinin
standardize olmaması, normal beslemeyi bozmaları
ve içerdikleri toksik maddelere bağlı ciddi hatta
ölümcül yan etkilerin görülmesidir
(5)
.
Farmakolojik Tedavi
1. Antispazmodikler: Sık kullanılmakla birlikte
kontrollü çalışma yoktur. Sütçocuklarında apne
ve solunum problemlerine yol açabilir
(4)
.
2. Antikolinerjikler: Sistematik derlemelerde plase-
bodan daha etkili olduğu bildirilmektedir
(37)
. En
sık kullanılan ajan dicylomine, apneye neden
olduğundan altı aydan küçük bebeklerde kullanıl-
mamaktadır. Cimetropium, İtalya’da infantil kolik
tedavisinde sık kullanılan bir ajan olup plaseboya
göre ağlama krizlerinin süresini azalttığı gösteril-
miştir. En önemli yan etkisi uyku halidir. Ciddi
yan etki bildirilmemiştir
(38)
.
3. Sedatifler ve analjezikler: Ampirik olarak kulla-
nılan bu ilaçların kolik ataklarını azalttığına yöne-
lik kesin çalışmalar yoktur. Çok aşırı ağlaması
olan bebeklerde geçici sedasyon sağlamak ama-
cıyla kullanılabileceği savunuluyor. Ancak, bu tür
ilaçların bebeği aşırı uyutarak beslenmesinin
aksamasına yol açabileceği akılda tutulmalıdır
(5)
.
4. Simetikon: Metcalf ve ark.
(39)
tarafından yapılan
çalışmada % 48 oranında etkili olduğu belirtil-
miştir. Ancak, simetikona yanıt vermeyen bebek-
lerin % 37’si plaseboya yanıt vermiş, ayrıca
simetikona yanıt verenlerin % 20’si aynı zamanda
plaseboya da yanıt vermiştir. Bu durumda simeti-
konun etkinliğinin plasebodan farklı olmadığı
ortaya çıkmaktadır
(4)
.
Davranışsal Tedavi
Ağlayan bebeği yatıştırmak için birçok yöntem var-
dır. Ancak, bir bebeğin yatıştırılmasını sağlayan bir
yöntem bir diğerinin daha çok ağlamasına yol açabi-
lir. Bir yöntemden diğerine geçiş yapmak ya da aynı
anda birden fazla yöntemi kullanmak uyarıcı olabilir
ve koliği artırabilir. Yavaş tonda bir şeyler mırıldanır-
ken bebeği hafifçe sallamak, genellikle yararlı olmak-
tadır. Aşağıdaki yöntemler, ağlayan bebeği rahatlat-
mak için denenebilir:
• Bebeğin kucakta, pusette, yatağında, hamakta,
bebek altı haftalıktan büyükse otomatik bebek
salıncağında ritmik şekilde sallanması. Çok sert
sallama boyunda yaralanmaya yol açabileceğin-
den dikkatli olmak gerekir.
• Arabasıyla gezdirmek. Hatta, bebeği arabasında
gezdirirken saatte 80-90 km hızla giden bir araba
hissi veren sakinleştirme amaçlı araçlar da yapıl-
mıştır.
• Bebeğin kanguru içinde ya da annenin/bakıcının
kucağında tutulması. Bazı bebekleri sıkıca, kun-
daklar gibi sarmak işe yarayabilir.
• Bebeğin kucağa alınıp annenin/bakıcının göğsüne
yaslanmış şekilde tutulması. Sarılmak, bebekte
güven hissi uyandırır. Bu arada, sırtına, hafifçe,
aralıklı olarak minik vuruşlar uygulamanın da
yararı olur.
• Karına sıcak havlu uygulaması
• Bebeğe ılık banyoya yaptırma
• Şarkı söylemek. Bebeğin hangi müzik türünden
hoşlandığını keşfetmeye çalışmalıdır. Beğendiği
bir melodi tekrar tekrar söylenebilir.
• Ritmik seslerden yararlanma. Birçok bebek vanti-
latör ya da elektrik süpürgesinin sesiyle, rahim
içinde duyduğu guruldamaların teyp kaydıyla,
doğadaki seslerle ya da babalarının sesleriyle
sakinleşebilmektedir.
• Bebeğe masaj yapılması. Okşanmaktan ve doku-
nulmaktan hoşlanan bebekler için masaj, sakin-
leştirici olabilir.
• Kısa bir süre, annenin/bakıcının sırt üstü yatarak
bebeği, üzerine yüzü koyun yatırması.
• Basınç uygulama tekniği: Bebek kucağa alınır,
annenin/bakıcının karnı üzerine yatırılır ve hafif-
çe sırtına vurulur ya da sırtı sıvazlanır. Bu, birçok
bebeğin çok sevdiği bir yöntemdir.
N. Karabayır ve ark., İnfantil Kolik
19
Bu tedavi yöntemlerinin hiçbirinin etkinliği iyi
düzenlenmiş çalışmalar ile gösterilmemiştir. Bu
uygulamalar plasebo ile bile çözüm bulunabilen bir
sorun için seçilecek en ucuz yöntem olması, farma-
kolojik tedavilere ve diyet değişimıne göre daha
güvenli ve daha az dramatik olması nedeni ile öneri-
lebilir. Ancak, bu yöntemleri önerirken bebeği aşırı
uyarmaktan kaçınmalarını ve olası kazalara karşı
uyanık olmalarını anımsatmak uygun olur
(6)
.
Manevralar
Bir çalışmada spinal manipulasyonun infantil koliği
azaltmada etkin olduğu gösterilirken, başka bir çalış-
mada plaseboya üstünlüğü olmadığı bildirilmiştir
(40,41)
.
Diğer Yöntemler
Bebeği kurutma makinesi ya da saç kurutma makine-
si yanına koymak ya da karnına basınç uygulamak
koliği azaltmak için uygulanan diğer yöntemlerdir.
Aileler ve arkadaşlar tarafından önerilen bazı yön-
temler işe yarayabilir, ancak bilimsel olarak araştırıl-
mamıştır
(5)
.
Sonuç olarak, ağlamaya erken yanıt, aşırı uyarıdan
kaçınma, hafif yatıştırıcı hareketler, emzik kullanımı,
kanguru kullanımı ve elektrik süpürgesi kullanımı
infantil koliği azaltabilir
(5)
. Ancak, infantil koliğin
kanıtlanmış tek tedavisi zamandır
(42)
.
PROGNOZ
İnfantil kolik selim bir durumdur. Pek çok bebekte
semptomlar üçüncü-dördüncü ayda kaybolur, daha
sonraki gelişimleri de çok iyidir. Sloman ve ark.
(43)
yaşamın ilk yılında anne-bebek bağının iyi olmama-
sına bağlı olarak geçici bir gelişme geriliği bildirmiş-
tir. İnfantil kolikli vakalar iki-yedi ayda normal uyku
düzenine sahip olur
(44)
. Kolikli çocuklarda yineleyen
karın ağrıları ve alerjik hastalıkların daha sık görül-
düğü bildirilmekle beraber, 2001 yılında yayınlanan
prospektif çalışmada astım ve alerjik hastalıklarla
bağlantı saptanmamıştır
(45)
. Bu çocukların ilerde
titiz, agresif, uyku bozuklukları olan çocuklar oldu-
ğu, ayrıca ailede gastrointestinal ve atopik hastalıkla-
rın daha fazla görüldüğü bildirilmektedir
(46)
. Başka
bir çalışmada ise, üç aydan uzun süren ağlamalarda
ileri yaşta bilişsel fonksiyonların bozulabileceği bil-
dirilmektedir
(47)
.
KAYNAKLAR
1. Wessel MA, Cobb JC, Jackson EB, Harris GS Jr, Detwiller
AC. Paroxysmal fussing in infancy, sometimes called colic.
Pediatrics 1954; 14:421-35.
2. Clifford TJ, Campbell MK, Speechley KN, Gorodzinsky F.
Sequelae of infant colic: evidence of transient infant distress
and absence of lasting effects on maternal mental health. Arch
Pediatr Adolesc Med 2002; 156:1183-8.
3. Lucassen PL, Assendelft WJ, van Eijk JT, Gubbels JW,
Douwes AC, van Geldrop WJ. Systematic review of the
occurence of infantil colic in the community. Arch Dis Child
2001; 84:398-403.
4. Gökçay G. Çok ağlayan bebeğe yaklaşım. Çocuk Dergisi
2001; 1:128-30.
5. Roberts DM, Ostapchuk M, O’Brien JG. Infantil colic. Am
Fam Physician 2004; 70:735-40.
6. Eisenberg A, Murkoff HE, Hathaway SE. Çeviri: Tunalı D.
Bebeğinizin ilk yılında sizi neler bekler? Epsilon Yayıncılık.
İstanbul, 2. baskı 1998. 113-20.
7. Pankaj G. Infantil colic-Unfolded. Ind J Pediatr 2004;
71:903-6.
8. Gupta SK. Is colic a gastrointestinal disorder? Curr Opin
Pediatr 2002; 14:588-92.
9. Barr RG. Colic and crying syndromes in infants. Pediatrics
1998; 102(5 suppl E):1282-6.
10. Carey WB. Colic-primary excessive crying as an infant-
environment interaction. Pediatr Clin North Am 1984;
31:993.
11. White BP, Gunnar MR, Larson MC, Donzella B, Barr RG.
Behovioral and physiological responsivity, sleep and patterns
of daiy cortisol production in infants with and without colic.
Child Dev 2000; 71:862-77.
12. Rautava P, Helenius H, Lehtonen L. Psychosocial predispo-
sing factors for infantil colic.BMJ 1993; 307:600-4.
13. Clifford TJ, Campbell MK, Speechley KN, Gorodzinsky F.
Infant colic: empirical evidence of the absence of an associa-
tion with source of early infant nutrition. Arch Pediatr Adolesc
Med 2002; 156:1123-8.
14. Saavedra MA, Dacosta JS, Garcias G, Horta BL, Tomasi
E, Mendoca R. Infantil colic incidence and associated risk
factors: a cohort study. J Pediatr (Rio J) 2003; 79:115-22.
15. Canivet CA, Ostergren PO, Rosen AS, Jakobsson IL,
Hagender BM. Infantile colic and the role of trait anxiety
during pregnancy in relation to psychosocial and socioecono-
mic factors. Scand J Public Health 2005; 33:26-34.
16. Akman I, Kuscu K, Ozdemir N, et al. Mother’s postpartum
psychological adjustment and infantile colic. Arch Dis Child
2006; 91:417-9.
17. Kirjavainen J, Jahnukainen T, Huktala V, et al. The balan-
ce of autonomic nervous system is normal in colicy infants.
Acta Pediatr 2001; 90:250-4.
18. Lehtonen L, Svedstrom E, Korvenranta H. Gallbladder
hypocontractility in infantil colic. Acta Pediatr 1994;
83:1174-7.
19. Kurtoglu S, Uzum K, Hallac IK, Coskum A. 5- hydroxy-3-
indole acetic acid levels in infantie colic: Is serotoninergic
tonus responsible for the problem? Acta Pediatr 1997; 86:764-
73.
20. Reijneweld SA, Brugman E, Hirasing RA. Infantile colic:
Maternal smoking as a potential factor. Arch Dis Child 2000;
83:302-3.
21. Reijneveld SA, Lanting CI, Crone MR, Van Wouwe JP.
Exposure to obacco smoke and infant crying. Acta Paediatr
2005; 94:217-21.
22. Sondergaard C, Henriksen TB, Obel C, Wisborg K.
Smoking during pregnancy and infantile colic. Pediatrics
2001; 108:342-6.
23. Sondergaard C, Skajaa E, Henriksen TB. Fetal growth and
infantile colic. Arch Dis hild Fetal Neonatal Ed. 2000;
83:F44-7.
24. Lothe L, Lindberg T. Cow’s milk whey protein elicits
symptoms of infantile colic in colicy formula-fed infants: A
double-blind cross over study. Pediatrics 1989; 83:262.
Çocuk Dergisi 9(1):16-21, 2009
20
25. Buchanan P. Effectiveness of treatment for infantile colic.
Trial of hypo allergenic milk is not supported by strong eno-
ugh evidence. BMJ 1998; 317:1451-2.
26. Hill DJ, Hosking CS. Infantile colic and food hypersensiti-
vity. J Pediatr Gastroenterol Nutr 2000; 30(suppl):S67-76.
27. Lothe L, Ivasson SA, Ekman R, Lindberg T. Motilin and
infantile colic: A prospective study. Acta Pediatr Scand 1990;
79:410-6.
28. Hyams J, Geerstama M, Etienne N, Treem W. Colonic
hydrogen production in infants with colic. J Pediatr 1989;
115:592.
29. Infantile colic: sole manifestation of GER. J Pediatr
Gastroenterol Nutr 1997; 24:213-3.
30. Morris S, James-Roberts IS, Sleep J, Gillham P. Economic
evaluation of strategies for managing crying and sleeping
problems. Arch Dis Child 2001; 84:15-19.
31. Garrison MM, Christakis DA. A systematic review of treat-
ments for infant colic. Pediatrics 2000; 106:184-90.
32. American Academy of Pediatrics. Committee on nutrition.
Soy protein- based formulas: recommendations for use in
infant feeding. Pediatrics 2000; 106(1pt1):149-53.
33. Savino F, Palumeri E, Castagno E, et al. Reduction of
crying episodes owing to infantile colic: a randomized cont-
rolled study on the efficacy of a new infant formula. Eur J Clin
Nutr 2006; 60:1304-10. Epub 2006 May 31.
34. Savino F, Cresi F, Castagno E, Silvestro L, Oggero R. A
randomized double-blind placebo-controlled trial of a standar-
dized extract of Matricariae recutita, Foeniculum vulgare and
Melissa officinalis (Coli Mil) in the treatment of breastfed
colicy infants. Phytother Res 2005; 19:335-40.
35. Weizman Z, Allkrinawi S, Goldfarb D, Bitran C. Effiacy of
herbal tea prepation in infantil colic. J Pediatr 1993; 122:650-
52.
36. Alexandrovich I, Rakovitskaya O, Kolmo E, Sidorova T,
Shushunov S. The effect of Fennel (Foeniculum vulgare)
seed emulsion in infantie colic; a randomized, placebo – cont-
roled study. Altern Ther Health Med 2003; 9:58-61.
37. Lucassen PL, Assendelft WJ, Gubbels JW, van Eijk JT,
van Geldrop WJ, Neven AK. Effetiveness of treatment for
infantile colic: systematic review (published erratum appears
in BMJ 1998; 317:171) BMJ 1998; 316:1563-9.
38. Savino F, Brondello C, Cresi F, Oggero R, Silvestro L.
Cimetropium bromide in the treatment of crisis in infantile
colic. J Pediatr Gastroenterol Nutr 2002; 34:417-9.
39. Metcalf TJ, Irons TG, Sher LD, Young PC. Simethicone in
the treatment of infant colic: A randomized placebo control-
led, multicenter trial. Pediatrics 1994; 94:29-34.
40. Olafsdoltir E, Forshei S, Fluge G, Markestad T. Randomised
controlled trial of infantle colic treated with chiropractic spi-
nal manipulation. Arch Dis Child 2001; 84:138-41.
41. Hughes S, Bolton J. Is chiropractic an effective treatment in
infantile colic? Arch Dis Child 2002; 86:32-4.
42. Croteau CA, Wright ST, Eglash A. Clinical inquiries. What
is the best treatment for infants with colic? J Fam Pract 2006;
55:634-6.
43. Sloman J, Bellinger DC, Krentzel CP. Infantie colic and
transient developmental lag in the first year of life. Child
Psychiatry Hum Dev 1990; 21:25-36.
44. Kirjavainen J, Kirjavainen T, Huktala V, Lehtonen L.
Infants with colic have a normal sleep pattern a 2& 7 months
of age. J Pediatr 2001; 138:218-23.
45. Castro-Rodriguez JA, Stern DA, Halonen M, et al. Relation
between infantle colic ans asthma/atopy: a prospective study
in an selected population. Pediatrics 2001; 108:878-82.
46. Savino F, Castagno E, Bretto R, Brondello C, Palumeri E,
Oggero R. A prospective 10-year study on children who had
severe infantile colic. Acta Ped 2005; 94:129-32.
47. Rao MR, Brenner RA, Schisterman EF, Vik T, Mills JL.
Long term cognitive development in children with prolonged
crying. Arch Dis Child 2004; 89:989-92.
N. Karabayır ve ark., İnfantil Kolik
21
Dostları ilə paylaş: |