ISLAHAT SİYASET TARİKAT
Bektaşîliğin İlgası Sonrasında
Osmanlı Devleti’nin Tarikat Politikaları
(1826-1866)
Muharrem Varol
Islahat Siyaset Tarikat Bektaşîliğin İlgası Sonrasında Osmanlı Devleti’nin Tarikat
Politikaları (1826-1866)’nın yayın hakları Dergâh Yayınları’na aittir.
Dergâh Yayınları: 530
Sertifika No: 14420
Tarih Serisi: 35
ISBN: 978-975-995-405-5
1. Baskı: Haziran 2013
Sayfa Düzeni: E. Gökçe Aksoy
Seri Kapak Tasarımı: Işıl Döneray
Kapak Uygulama: Ercan Patlak
Basım Yeri: Ana Basın Yayın Gıda İnş. Tic. A.Ş.
Beysan Sanayi Sitesi Birlik Cad. Yayıncılar Birliği Sitesi
No: 32 Kapı no: 4G Yakuplu - Büyükçekmece / İstanbul
Tel: [212] 422 79 29
Matbaa Sertifika No: 20699
Kapak Basım Yeri: Elma Basım Yayın ve
İletişim Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti.
Tel: [212] 697 30 30
Cilt: Güven Mücellit & Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti.
Tel: [212] 445 00 04
Dağıtım ve Satış: Ana Yayın Dağıtım
Molla Fenari Sokak Yıldız Han No: 28 Giriş Kat
Tel: [212] 526 99 41 (3 hat) Faks: [212] 519 04 21
Cağaloğlu / İstanbul
Muharrem Varol
ISLAHAT SİYASET TARİKAT
Bektaşîliğin İlgası Sonrasında
Osmanlı Devleti’nin Tarikat Politikaları
(1826-1866)
–Yanya, Selanik ve Edirne Tatbikatı–
DERGÂH YAYINLARI
Klodfarer Cad. Altan İş Merkezi No: 3/20 34122 Sultanahmet / İstanbul
Tel: [212] 518 95 79-80 Fax: [212] 518 95 81
www.dergahyayinlari.com / bilgi@dergahyayinlari.com
MUHARREM VAROL. 16 Mart 1979’da İstanbul’da doğdu. İlkokulu Ya-
vuz Selim İlkokulu’nda, orta ve liseyi ise Fatih Ahmet Rasim Lisesi’nde
bitirdi. 1996 yılında girdiği Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden
2001’de mezun oldu. Aynı yıl Marmara Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü
Yakınçağ Osmanlı Tarihi Anabilim Dalı’nda yüksek lisansa başladı. II.
Abdülhamid’in Danışmanı Ebü’l-Huda Sayyadi (1850-1909) Hayatı, Eser-
leri ve Tesirleri başlıklı yüksek lisans tezini 2004’de takdim etti. Bu sırada
aynı bölümde doktora çalışmasına başladı ve 2011’de doktora tezi kabul
edildi. 5 yıl süreyle Milli Saraylar bünyesinde Müze Araştırmacısı sıfatıyla
çalıştı. Halen İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde
öğretim üyesidir.
İçindekiler
Önsöz, 7
Kısaltmalar, 11
Giriş, 13
I. BÖLÜM: YENİÇERİ YOLDAŞLIĞININ BEDELİ: BEKTAŞÎ TEKKELERİNİN İLGASI, 21
1. Osmanlı Tarihinde Bektaşîlik, 23
a. Yeniçeri-Bektaşî İlişkisi, 32
2. Bektaşî Tarikatının İlgası, 38
a. Bektaşî Tarikatının İlgası Hakkında Verilen Karar, 45
b. Bektaşîlerin Takibatı ve Sürgüne Gönderilmeleri, 51
c. Bektaşî Bakiyyelerinin İhtilal Teşebbüsü, 56
d. İstanbul’daki Bektaşî Tekkelerinin Yıktırılması ve Sonraki Durumları, 59
3. Yasak Sonrası Bektaşîliğin Durumu, 61
a. Diğer Tarikatlara Devredilen Tekkeler, 62
b. Anadolu ve Rumeli’deki Bazı Bektaşî Tekkelerinin Takibatı, 67
4. Bektaşîliğin Yasaklamasından Sonra Bektaşîlerin Durumu: “Uyanan Canlar”, 71
a. Sürgünden Affedilen Bektaşîler, 75
b. Bir Devlet Politikası Olarak Devam Eden Bektaşîlik Yasağı, 76
5. Bektaşî Tarikatına Yönelik Uygulanan Politika’nın Sonuçları, 79
6. Tehdit Olarak Görülen Bir Tarikat: Hâlidîlik, 80
II. BÖLÜM: TANZİMAT DÖNEMİNDE DEVLET-TEKKE İLİŞKİLERİ, 91
1. Evkaf-ı Hümâyûn Nezareti ve Tekkeler Üzerindeki Sosyo-Ekonomik Etkileri, 93
a. Tekke Vakıflarının Devlet Tarafından Zabtı, 94
b. Evkaf Nezareti’nin Tekkelerin İhtiyaçlarını Karşılaması, 102
2. Tanzimat Politikalarının Tekkeler Üzerindeki Etkileri, 105
a. Tanzimat’ın Tekke Vakıf Arazileri ve Gelirleri Üzerindeki Etkileri, 107
b. Bazı Tekke Mensuplarının Gelir Kaynaklarının Kesilmesi, 111
3. Askerlik Alanında Yapılan Reformların Tekkeler Üzerindeki Etkileri, 127
a. Tanzimat Sonrası Askeri Düzenlemeler ve Tekkelere Etkileri, 129
b. Muharip Bir Güç Kaynağı Olarak Tekkeler, 135
c. Cephe Gerisinde Dua Eden Dervişler, 143
4. Osmanlı Devleti’nin Tarikatları Destekleme Siyaseti, 148
a. Tekkelerin Tamir ve Onarımı, 149
b. Taamiye, Tahsisat, Maaş ve Atiyye, 155
c. Muharremiye, 163
d. Mevlid-i Şerif ve Miraciye, 165
e. Kurbanlık Koyun ve Et Tayinatı, 168
f. Kar-Buz ve Arpa-Saman Tayinatları, 173
g. Sûr-i Hümâyûn, 176
h. Vâlide Sultanların Tekkelere Olan Yardımları, 179
6
İÇİNDEKİLER
III. BÖLÜM: SİYASET-TARİKAT İLİŞKİSİ VE MECLİS-İ MEŞÂYİH’İN KURULUŞU, 185
1. 19. Yüzyılda Osmanlı Siyasi Yönetimi ve Tarikatlar, 187
a. Sünni-Hanefi Politik Söylemin İnşası, 187
b. Propaganda Vasıtası Olarak Tarikatlardan Yararlanılması, 191
2. Bürokrasi ve Tekkeler, 201
a. Devlet Görevinde Bulunan Tekke Mensupları, 203
b. Bürokrasi ve Tekke Arasındaki Geçişlilik, 206
c. Üst Düzey Bürokratların Tarikatlar ile Olan İlişkileri, 210
3. Siyaset ve Tekke İlişkisi, 217
a. Devlet Politikalarının Uygulanmasına Yardımcı Olan Şeyhler, 218
b. Devlet İşlerine Karışan Tarikat Mensupları, 219
c. Politik Muhalefet Bağlamında Tarikatlar ve Kuleli Vakası, 225
4. Meclis-i Meşâyih’in Oluşumu, 239
a. Meclis-i Meşâyih’in Tarihsel Süreci, 239
b. Devletin Tarikatları Denetim Siyasetinin Aşamaları, 241
5. Meclis-i Meşâyih’in Kuruluşu ve İlk Nizamnâmesi, 260
a. Meclis-i Meşâyih’in Kuruluşu, 261
b. Meclis-i Meşâyih Üzerine Yapılan Tartışmalar, 262
c. Meclis-i Meşâyih’in İlk Nizâmnâmesi, 266
IV. BÖLÜM: ÇEVRE-MERKEZ AÇISINDAN DEVLET-TEKKE İLİŞKİLERİ, 275
1. Yanya, 277
a. Yanya’da Tarikatların Genel Durumu, 278
b. Yanya’da Tekke-Vakıf Münasebetleri, 281
c. Devletin Yanya’da Tarikatlara Yardımı, 287
d. Tanzimat’ın Yanya’daki Tarikatlara Etkisi, 292
e. Tanzimat’ın Makbul Bir Şeyhi: Şeyh Nazif Efendi, 297
f. Yanya’da Bektaşîlik, 299
g. Devlete Bağımlı Bir Şeyh: Gazi Ali Baba, 306
2. Selanik, 324
a. Selanik’te Tarikatların Genel Durumu, 325
b. Selanik’te Vakıf-Tekke İlişkileri, 330
c. Devlet’in Tarikatlara Yönelik Desteği, 333
d. Tanzimat Etkisi, 342
e. Selanik’te Siyasi Yönetim ve Tarikatlar, 344
f. Selanik’te Bektaşîlik, 349
g. Rumeli’nin Seçkin Tekkesi: Selanik Mevlevihânesi, 351
3. Edirne, 371
a. Edirne’de Tarikatların Genel Durumu, 372
b. Devletin Edirne’deki Tarikatlara Desteği, 379
c. Tanzimat’ın Edirne’deki Tekkeler Üzerindeki Etkileri, 388
d. Edirne’de Bektaşîlik, 391
e. Hem Eşraf Hem de Nakibü’l-Eşraf Bir Nakşî: Şeyh Dâvud Efendi, 411
f. Mabeyn’de Bir Hâlidî-Nakşî Şeyhi: Yanyalı Şeyh Mustafa İsmet Efendi, 427
Sonuç, 439
Ekler, 443
Bibliyografya, 463
Dizin, 477
ÖNSÖZ
Bu çalışma Osmanlı Devleti’nin reform çağında tarikatlara yönelik siya-
setini incelemeyi amaçlamaktadır. Modernleşme sancıları yaşayan Osmanlı
Devleti, toplumsal hayatta gayet etkili olan tarikatlar ile geleneksel anlamda
çok boyutlu bir ilişki yapısına sahipti. Özellikle, devletin bürokratik yapısında
meydana gelen değişimlerin sosyal hayatta etkileri tedricen görülmeye başla-
mış ve bundan tarikatlar da etkilenmişlerdi. Çalışmamızda bu etkileşim karşı-
lıklı olarak anlaşılmaya çalışılmakla beraber, daha çok devlet açısından olaylar
değerlendirilmeye çalışılmıştır. Dolayısıyla, dini ve ruhani yönleri ağır basan
tarikatların bu çalışmada ağırlıklı olarak maddi ilişkilerine bakılmıştır. Bu da
pek tabii olarak tarikatların doğasında var olan manevi anlatıdan kısmen uzak
bir görüntünün oluşmasına sebebiyet vermiştir. Zira her şeyden önce, bu çalış-
mada mümkün mertebe tarih disiplinine ait metodoloji kullanılmaya çalışılmış
ve tarikatların devlet ile geliştirdiği “somut” ilişkilere göz atılmıştır.
Son dönemlerde, tasavvuf tarihi araştırmalarında fark edilir bir artış
gözlemlenmektedir. Bu çalışmaları, üç başlık altında toplamak mümkündür.
Osmanlı tarihi boyunca yaşamış birtakım mutasavvıfların hayatlarını konu
edinen biyografik çalışmalar, bir tarikatı veyahut o tarikata bağlı olan bir kolu
inceleyen monografik eserler ve belirli zaman dilimlerindeki tarikatları ince-
lemeye çalışan genel tezlerdir. Hiç şüphe yok ki her çalışma kendi çapında bir
kıymeti haizdir ve belli bir emek mahsulüdür. Dolayısıyla, öncelikle bu emeği
takdir etmek gerekir. Ne var ki bazı çalışmalarda ise çok fazla çaba gösterilmesi-
ne rağmen, uzun süreçler ve genel olarak imparatorluğun tamamı incelenmeye
çalışıldığı için belli problemlerin olduğu görülmektedir. Özellikle, tasavvuf tari-
hi çalışmalarının bazılarında ise arşiv kaynakları çok sınırlı alanda kullanıldığı
için sorunların daha da artış gösterdiği müşahede edilmektedir.
Bu çalışma aslında böylesi bir ihtiyaçtan meydana gelmiş büyük çoğunlu-
ğu itibarıyla birincil kaynak denilen arşiv vesikalarına dayanarak hazırlanmış
mütevazi bir katkı niteliğindedir. Şüphesiz, içerisinde birtakım eksiklikler
olmakla beraber, genel anlamda Osmanlı Devleti’nin resmi evrakı, temel kro-
8
ÖNSÖZ
nikler, bazı yazmalar ve kaynak eserler esas alınmıştır. Tasavvuf kültürünün
şifahi aktarım esasına dayanılarak oluşturulmuş bazı bilgi yanlışlarını bu arşiv
belgeleri sayesinde düzeltmek mümkün olmuştur. Aynı zamanda, bugüne
kadar bulunamamış olan Meclis-i Meşâyih’in ilk nizamnâmesi bu çalışma vesi-
lesiyle gün yüzüne çıkmış olmaktadır.
Çalışma dört bölüm ve bir sonuçtan oluşmaktadır. Birinci bölümde,
Bektaşîliğin kaldırılması merkeze alınarak süreç incelenmeye çalışılmıştır. Lite-
ratürde var olan bilgilerin tekrar edilmesinden kaçınılmış özellikle, tekkele-
rin kapatılma, yıkılma ve mal varlıklarının satılma sürecine odaklanılmıştır.
Bektaşîlik gerçekten çok ağır bir darbe yemesine rağmen, sanılanın aksine
Anadolu ve Rumeli’de pek çok Bektaşî tekkesine dokunulmadığı da şaşırtıcı
bir şekilde müşahede edilmiştir. Hatta, bu noktada gerek Anadolu ve gerekse
Rumeli’den sürgüne gönderilen şahısların belli bir kısmının isimlerini tespit
etmek mümkün olmuştur. Bununla beraber, literatürde Bektaşîliğin yeniden
canlanışına dair argümanlara yer verilerek bunlar tenkide tabi tutulmuştur. Ayrı-
ca, devrin tekke siyasetini anlama adına son dönem Osmanlı sosyal alanında ve
siyaset sahnesinde etkili bir tarikat olan Hâlidîliğin ortaya çıkışı incelenmiştir.
İkinci bölümde ise, Tanzimat ile başlayan süreçte tekkelere uygulanan
sosyo-ekonomik politikalar tasnif edilmeye çalışılmıştır. 1826 tarihinde Evkaf-ı
Hümayun Nezareti’nin kurulmasıyla ekonomik anlamda devlete daha da
bağımlı hale gelen tekkelerden bazılarının gelir kaynakları doğrudan doğruya
devlet hazinesi tarafından yönetilmiştir. Bununla beraber, tekkeler bu kurum
vasıtasıyla devlete daha da yakınlaşmak zorunda kalmışlardır. Pek çok tekke
bu nezaret vasıtasıyla geçimlerini temin etmeye başlamıştır. Öteden beri tekke
mensuplarının elde ettiği muafiyetlerin Tanzimat döneminde devlet adamla-
rı tarafından nasıl değerlendirildiği ve bu imtiyazların devam edip etmediği
örnekler ile gösterilmiştir. Tekke mensuplarının bu devirde meydana gelen
askeri reform hareketlerinden nasıl etkilendikleri ve özellikle savaş gibi durum-
larda ne gibi görevler ifa ettikleri gösterilmeye çalışılmıştır. Bir başka ifadeyle,
Osmanlı Devleti’nin tekkelere yönelik destek siyasetinin araçlarına bakılarak
bu anlamda süreklilik ve kırılma noktaları görülmeye çalışılmıştır.
Üçüncü bölümde, tarikatların Osmanlı siyaset ve bürokrasi dünyasındaki
rolüne temas edilmiştir. Burada özellikle, Bektaşîliğin yasaklanması sonrasın-
da II. Mahmud’un uyguladığı Sünni-Hanefi dindarlık politikası bağlamında
tarikatların birer propaganda aracı olarak nasıl kullanıldığı dönemin resmi
gazetesi Takvim-i Vekâyi üzerinden takip edilmiştir. Bununla beraber, bürok-
rasi içerisindeki tekke mensuplarının ne ölçüde işlevsel oldukları ve bürokrasi-
tekke arasındaki geçişkenlik incelenmiştir. Tarikatların siyasi hayatta ne kadar
etkin oldukları tartışılarak, özellikle politikaların oluşumundaki rollerine deği-
nilmiştir. Bu bölümde ayrıca, devletin tekkeler üzerindeki denetim siyasetinin
en somut aracı olan Meclis-i Meşâyih müessesesini hazırlayan tarihsel zemine
9
ISLAHAT SİYASET TARİKAT
işaret edilerek, meclisin kuruluş aşaması işlenmiştir. Burada daha önceden
varlığı bilinen ama kendisi bulunamamış olan ilk nizamname Başbakanlık
Osmanlı Arşivi’nde ortaya çıkartılmış ve nizamname maddeleri incelenmiştir.
Ayrıca, ekler kısmında bu nizamname transkripsiyon metniyle gösterilmiştir.
Dördüncü ve son bölümde ise, Osmanlı Devleti’nin batı bölgesinde yer
alan Balkanlar ve Rumeli’nin üç önemli merkezi olan Yanya, Selanik ve Edirne
üzerinden tatbikata bakılmıştır. Bu üç bölgenin tarihsel ve kentsel özelliklerine
kısaca temas edilerek özellikle tasavvuf kültürüne odaklanılmıştır. Bununla
beraber, bu dönemde (1826-1866) devlet-tekke ilişkilerinin ana hatları ele
alınarak Tanzimat etkisi görülmeye çalışılmıştır. Özellikle, Yanya’daki genel
durum ve bir Rifai şeyhi olan Gazi Ali Baba’nın sergilediği performans bir tekke
şeyhinin yerel ve merkezi hükümet ile girdiği ilişkinin çok ilginç boyutlarını
göstermektedir. Ayrıca, Beşiktaş Mevlevihanesi’nin meşhur şeyhlerinden Nazif
Efendi’nin Yanya bölgesinin refahına olan gönüllü katkısının nasıl bir devlet
propagandasına dönüştüğü ayrıntılı bir şekilde işlenmiştir. Yine bu dönemde
Bektaşîliği ile meşhur olan bölgede Bektaşîlerin sessizliği gösterilmeye çalışıl-
mıştır. Selanik’te ise bir tekke şeyhinin devlet politikasına karışabilme seviye-
sini görmekle birlikte, Selanik Mevlevihanesi örneğinde bölgenin eşrafından
olan bir hanedanın şeyhliği mercek altına alınarak çevre-merkez bağlamında
devlet ile olan yakın ilişkisine bakılmıştır. Son olarak, bir Osmanlı payitahtı
olan Edirne gibi tekkeleri ile meşhur bir bölgede özellikle Bektaşîliğin etkili
merkezlerinden biri olması yönüyle bu tarikatın ilga sürecine odaklanılmıştır.
Burada devletin tekke ve mensuplarına yaklaşımının somut örnekleri veril-
miştir. Bununla beraber, bölgenin en önemli iki tarikat şeyhi Nakşî Dâvud ve
Nakşî Mustafa İsmet Efendilerin merkez ile geliştirdiği münasebetin niteliğine
bakılmaya çalışılmıştır. Bütün bunlar mukayese edildiğinde bölgesel farklılık-
lar ve benzerliklerin işaret edilerek tarikatların özellikle Osmanlı taşrasındaki
pozisyonları anlaşılmaya çalışılmıştır.
Elinizdeki araştırma büyük bir oranda Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde
yapılan uzun ve yorucu çalışmalar sonucu ortaya çıkmış olup ele aldığı konu-
ya dair yüzlerce örnek içermektedir. Bu anlamda, bazen “tasvir” ve “tahkiye”
üslubundan kurtulmak mümkün olamamıştır. Zira, arşivde benzer binlerce
belge elden geçirilmiş, incelenmiş ve seçilen örnekler ise bunlar arasından
konunun zaman ve mekanı çerçevesinde tahdit edilmiştir. Her şeyden önce,
tasavvuf tarihi araştırmalarında yukarıda sözünü ettiğimiz eksiklik muvace-
hesinde Osmanlı Devleti’ne ait resmi evrak çalışmanın sınırlarını belirleyen
hâkim unsur olmuştur. Çünkü, bir değerlendirme ve yorumun sıhhat derecesi
sahih bilginin varlığına bağlı bir keyfiyettir. Doğru bilgi elbette tek bir kay-
nağa dayandırılamaz, ancak anlamaya çalıştığımız olguya dair en nitelikli ve
temel menbanın gerektiği gibi kullanılamaması da düşünülemez. Dolayısıyla,
Osmanlı Devleti’nin son döneminde tarikatlara yaklaşımının çeşitli yönlerini
anlayabilmenin mühim vasıtalarından birinin devletin resmi evrakı olduğu
10
ÖNSÖZ
bedahet derecesinde olsa gerektir. Elbette, “belge fetişizmi” denilen hastalığa
kapılmamanın çare-i yegânesinin de tarih metodolojisi içerisinde var olan
kaynak çeşitliliğinin artırılmasıyla mümkün olacağı derkârdır. Tarih disiplini
içerisinde “büyük anlatı” ve “genellemeler” ihtiyatla karşılandığı için, biz de
zaman zaman küçük detayların üzerine giderek hakikati “taharriye” soyunduk.
Meşhur fil hikâyesinde anlatılan parçayı bütün zannetme yanlışına da düşme-
meye gayret ederek “küllden” kopmamaya çalıştık. Bu sebeple hatalarımız bir
tarafa, bazı bölüm ve kısımlar okuyucu için ağır ve sıkıcı gelse de yıllar önce
Dostları ilə paylaş: |