7.ÖZET
Epidural anestezi altında elektif histerektomi operasyonu geçirecek olgularda
epidural aralığa verilen levobupivakain ve bupivakaini, motor ve duyusal blok oluşma,
bloğun başlama, gerileme ve sonlanma süreleri, dermatomlara ulaşma süreleri, ilk
analjezik gereksinim süreleri, epidural anestezi süreleri, hemodinamik parametreler üzerine
etkileri, komplikasyonlar, analjezi kalitesi, hasta ve cerrah memnuniyeti açısından
karşılaştırmayı amaçladık.
Çalışmamız; ASA I-II, 25-70 yaş arası, elektif histerektomi operasyonu
uygulanacak toplam 50 olguda gerçekleştirildi. Bupivakain uygulanan olgular Grup B
(n:25), levobupivakain uygulanan olgular Grup L (n:25) olarak ayrıldı. Her iki grup
arasında yaş, boy, ağırlık gibi demografik özellikler açısından istatistiksel olarak anlamlı
fark yoktu. Her iki gruptaki hastalara el sırtından 20 gauge kanül ile damar yolu açıldı.
Premedikasyon amacıyla 0,03 mg/kg midazolam intravenöz yoldan yapıldı. Epidural blok
öncesi 30 dk. süresince gidecek şekilde 10 ml/kg % 0.9 izotonik NaCl infüzyonu başlandı.
Hastalar ameliyathaneye alınarak standart DII derivasyonunda elektrokardiyografi (EKG),
kalp atım hızı (KAH), noninvaziv sistolik arter basıncı (SAB), diastolik arter basıncı
(DAB), ortalama arter basıncı (OAB) ve periferik oksijen satürasyonu (SpO2)
monitörizasyonu yapıldı Epidural blok öncesi, epidural başlangıç, 5.dk, 10.dk, 15.dk,
30.dk, 45.dk, 60.dk, 90.dk, 120.dk, operasyon bitimi 15.dk, 30.dk’ lardaki değerleri
kaydedildi.
Tüm hastalara oturur pozisyonu verildi. Ponksiyon bölgesi % 10 povidon iyot
antiseptik çözeltici (İsosol ®) ile dezenfekte edilerek steril delikli kompres ile örtüldü
Uygun pozisyonda L
3-4
aralığından girilerek 3 ml (60mg) prilokain ile infiltrasyon
anestezisi uygulandı. Epidural aralık 18 gauge Tuohy iğnesi ile serum fizyolojik
kullanılarak “direnç kaybı” yöntemleri ile tesbit edilerek kateter kranial yönde ilerleyecek
şekilde epidural boşlukta 2-3 cm ilerletildi. 3 ml test dozu her gruba kendi çalışma ilacı ile
uygulandı. beş dakika beklendikten sonra intravenöz ve intratekal enjeksiyon semptomları
saptanmadığında kateterin kalan kısmı uygun şekilde cilde tespit edildi. 2 dakikalık aralar
ile 5’er ml’lik dozlar Grup B hastalara 17ml (85mg) izobarik bupivakain (Marcaine %0.5–
Astra Zeneca), Grup L hastalara 17ml (85mg) izobarik levobupivakain (Chirocaine %0.5-
Abbott), uygulandı. Enjeksiyonu takiben hastalar supin pozisyona getirildi ve başları
63
yükseltildi. Sempatik blok buz testi ile, duyusal blok seviyesi orta klaviküler hatta
bilateral "pin-prick" testi ile, motor blok seviyesi ise Modifiye bromage skalası ile, lokal
anestezik verilmesi sonrası, her iki dakikada bir değerlendirildi. Bu takiplerle duyusal blok
başlama, duyusal bloğun T
6
’ya ulaşma süresi, motor blok başlama, gerileme, kalkma
süresi, iki segment gerileme süresi, ilk analjezik ihtiyaç süresi, bulantı-kusma,
hipotansiyon, bradikardi gibi yan etkiler, hasta ve cerrah memnuniyeti, analjezi kalitesi
kaydedildi.Duysal blok seviyesi T 6 -8 düzeyine eriştiğinde operasyon başlatıldı.
Duyusal bloğun başlama zamanı olarak T
10
dermatomundaki duyu kaybı olduğu
an, iki segment gerileme zamanı olarak da duyusal bloğun ulaştığı en yüksek
dermatomdan iki dermatom gerilediği zaman kabul edildi.
Motor blok geri dönüşüm zamanı olarak hastanın ulaştığı en yüksek motor blok
skalasından bir puan gerilediği zaman değerlendirildi. Cerrahi işlem başladıktan sonra ağrı
şiddetini belirlemek amacıyla Vizüel analog skala (VAS) kullanıldı. Bulantı-kusma,
hipotansiyon, bradikardi gibi yan etkiler ve hasta ve cerrah memnuniyeti kaydedildi.
Grup L olgularda motor blok üst seviyeye ulaşma süresi ortalaması grup B’deki
olgulardan istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük bulundu (p=0,034).
Grupların duyusal ve motor blok başlama, gerileme süreleri, dermatomlara ulaşma
süreleri, ilk analjezik ihtiyacı süresi, motor blok kalkma süresi, hasta ve cerrah
memnuniyeti ve KAH, SAB, DAB, OAB, SPO2 değerleri arasında istatistiksel olarak
anlamlı fark gözlenmedi (p>0.05).
Her grup kendi içinde SAB, DAB, OAB KAH ölçümleri açısından bazal değerlerle
karşılaştırıldı istatistiksel olarak anlamlı (p<0.05) derecede düşmeler gözlendi. Ancak bu
düşmeler her iki grupta üçer hastada efedrin kullanımını, bupivakain grubunda bir hastada
atropin kullanımını gerektirecek düzeyde oldu.
Gruplar arasında bulantı, kusma, hipotansiyon, bradikardi gibi komplikasyonlar
açısından istatistiksel olarak anlamlı fark gözlenmedi.
Sonuç olarak; epidural anestezi uyguladığımız çalışmamızda, hemodinamik
parametreler, anestezi ve analjezi kalitesi, hasta, cerrah memnuniyeti ve komplikasyonlar
açısından bupivakain grubuna benzer özelliklere sahip olması nedeniyle levobupivakainin
bupivakaine iyi bir alternatif olabileceği kanısına vardık.
|