engellerle karşılaşmak istemiyor! Cennete gitmek istiyor ama ölmek
istemiyor!
Bu yargıya nasıl vardım? Karşımdaki kişilerin içi 'saydı'
dolu cümlelerinden dolayı.
"Eğer param
olsaydı..."
"Eğer
müdür olsaydım..."
"Eğer yabancı
dilim olsaydı..."
"Eğer
elimden tutan olsaydı..."
"Eğer bizim de Batıklar gibi imkânlarımız ol
saydı..."
Bu teoriyi geliştirdikten sonra beynimde otomatik çalışan bir
'saydısayar' oluştu! Bir insanı dinlerken kullandığı her 'saydı'
kelimesini beynim kendiliğinden sayıyor! Bir insanın gelecekte
başarılı olabilme potansiyelini kullandığı 'saydı' sayısından anla
yabiliyorum!
'Saydıcılar', nasıl başarılı olabileceklerinden daha çok,
neden
başarılı olamadıklarını açıklamaya kafa yoran insanlardır. Maze
ret bulma merkezi gibi çalışırlar. Eylemci değil söylemcidirler.
Sürekli
niye yapamadıklarını açıklamaya kafa yorarlar,
nasıl yapa
bileceklerine değil!
Saydı mantığıyla düşünenler neden hayatı patinaj halinde
yaşar? Benjamin Franklin cevabı biliyor:
"İyi mazeretler bulmayı
başaranların, başka bir iş başarabildikleri pek görülmemiştir!" Neden
çıkardıkları gürültü çok, bitirdikleri iş yoktur? Cenap Şahabet-
tin cevabı biliyor: "
Yerinde sayanlar yürüyenlerden daha çok gürül
tü çıkarır!"
Bu ülkede başarısızların resmi dili, Türkçe değil
'saydıca'dırl
Baş nakarat şudur: "Benim
de elimden tutan biri olsaydü”
Bu topraklarda kurulmuş efsanevi 'saydı' cümlesi eski bir
Milli Eğitim Bakam'na aittir: "Şu okullar
olmasaydı, Maarifi (Mil
li Eğitim Bakanlığı'nı) ne güzel idare ederdim!" Bir öğrenci de
şöyle buyurmuştu: "Üniversite sınavı
olmasaydı, üniversiteyi
kesinlikle kazanırdım!"
Urfalı İbrahim Tatlıses'in, "Urfa'da Oxford
olsaydı, biz de
okurduk!" demesine ne demeli?
102
Futbol takımlarımız yıllarca başarısızlıklarını, "Saha çamur
lu
olmasaydı...", "Hakem taraf tutmasaı/dı..."diye açıkladı bize.
Bu kültürü değiştiren insan Fatih Terim'dir. Terim ilkesi:
"Yene
riz ya da yeniliriz ama asla mazeretlerin arkasına sığınmayız!"
Bir kamu bankasında eğitim verirken, bazı çalışanlar (saydı-
cılar) eğer kurumlan özel sektör bankası ol
saydı, ne kadar başa
rılı olacaklarını, kamu bankasında çalışma şartlarının farklı ve
zor olduğunu anlatıp dururlardı.
Özel sektör bankasının çalışanlarına seminer verirken, katı
lımcı grubun içindeki saydıcılar bu defa; eğer devlet bankası
olsalardı daha başarılı olabileceklerini, çünkü halkın
arkasında
devlet olan bankalara daha fazla güvendiğini, kamu bankalarının
yasal ayrıcalıklarının olduğunu, devlet bankalarıyla eşit şartlarda
rekabet edemediklerini söylerlerdi.
'Saydı cılar başarısızlıklarının nedenini değiştirilmesi kendi elle
rinde olmayan faktörlere bağlamakta ustadırlar. Bir 'saydı'emin akıl
yürütme biçimiyle kesinlikle başa çıkamazsınız! Mesela bu kita
bı okurken şöyle diyebilirler: "Mümin Sekman bu kitabı daha
önce yazmış
olsaydı, ben de zamanında başarılı olurdum!"
Buna cevap vermeye çalışsanız da başa çıkamazsınız. Hiçbir
şey bulamazlarsa şöyle derler: "Bende bu saydı mantığı olma-
saydı, ben de başarılı olurdum!"
Altına imza atabileceğim tek 'saydı' cümlesi budur.
Dostları ilə paylaş: