1
Gıda Yoluyla Bulaşan Zoonozlar: Veteriner Uzmanlar için Zorluklar
a
(
(
(
(
Đnfovet Dergisi,
Mart 2010,
Sayı:75 ’de
yayınlanmıstır
)
))
)
Yazar: Tasha Epp
b
Çeviren: Burcu Đrem Omurtag
c
“Hayvanlar her zaman insanoğlunun kaderini belirlemiştir.”
d
Bir taraftan gelişen hayvan yetiştiriciliği, bir yandan gıda işlenmesi, hazırlanması
ve geliştirilen saklama koşullarına rağmen dünya çapında gıda yoluyla bulaşan hastalık
lar mevcudiyetini koruyarak halk sağlığı sorunu olarak dünyada önemini korumakta
dır.Veteriner hekimlik ve halk sağlığı,her ikisi de devam eden bu problemde,izleme ve
kontrol yönünden önemli rol oynamaktadır.
Large Animal Veterinary Rounds
dergisinin
bu sayısı,gıda yolu ile bulaşan hastalıkların tehlikesi ve son yıllarda ortaya çıkan en ö
nemli bir kaç patojeni şu an ki geçerli bilgiler dahilinde gözden geçirmektedir. Bu pato
jenlerin ortaya çıkışındaki faktörler tartışmalıdır ancak veteriner hekimlerin gıdalarda
ki bu bakterilerin önlenmesi ve kontrolü konusunda oynadığı rol vurgulanmaktadır.
Đnsanlar her zaman bu zoonoz patojenlere, özellikle hayvanlarla bir arada yaşamaya
başladıkları sürelerden beri, maruz kalmıştır. Muhtemelen ilk zoonoz hastalığın bulaşması da
avcıların vahşi doğada hayvanları öldürmesi,derisini yüzmesi, kesmesi ve yemesi sonucu mey
dana gelmiştir. Patojenler, mikro ve makroparasitler de dahil olmak üzere et tüketimi ile bu
laşmalarının yanında, çeşitli kemik, deri, kan ve organların değerlendirilmesi ile de bulaşmak
tadır.Bu olası patojenlere Bacillus anthracis (anthrax), Brucella,Taenia ve Trichinella ‘ da da
hil olmak üzere oluşturdukları hastalıkların kökeninde hayvansal taşıyıcılar bulunmaktadır.
1
Đnsanlar hayvanları yetiştirmeye ve evcilleştirmeye başladıklarından beri farkında ol
madan hayvan kaynaklı patojenleri de evlerine almaya başlamışlardır. Bazı örneklerde görü
len bu yeni ilişki, büyük ihtimalle hayvandan insana geçişi de kapsamak üzere çapraz tür ya
yılımı için yeni elverişli durumlar meydana getirmiştir. Bazı patojenler, duyarlı ev sahibi in
sanda yayılım için devamlı kontakt gerektirir ki buna karşılık bazıları ise genetik sıçrama ile
insandan insana yayılmayı başarmışlardır.
1
21. yy.’da Gıda Yoluyla Bulaşan Hastalıklar
Gıda, insan hayatının ayrılmaz bir parçasıdır ve gıda bileşimi,içeriği; sosyal statüler,
ekonomik durumlar ve kültürel değerler tarafından yönetilmektedir. Pek çok patojen, gıdayı,
bulaşma için etkin bir aracı olarak kullanmaktadır. Gelişmiş ülkelerde, gıda yoluyla bulaşan
hastalıklar, güvenli bir gıda için alınan tedbirlere rağmen önde gelen sağlık problemidir. Ka
nada halk sağlığı uzmanları tahminince her yıl gıda kaynaklı bakteriyel hastalıklardan 11 ila
13 milyon vaka meydana gelmektedir.
2
Gelişmekte olan ülkelerde ise Dünya Sağlık Örgütü
tarafından yapılan araştırmalara göre gıda kaynaklı diyareler en önde giden hastalık ve ölüm
sebebidir.
3
a
Foodborne Zoonoses: Challenges for the Veterinary Profession, Large Animal Veterinary Rounds, Vol.8(6),
2008.
b
DVM, PhD.
c
Veteriner Hekim, Đzmir Veteriner Hekimler Odası Veteriner Halk Sağlığı Çalışma Grubu Üyesi,
Veterinärmedizinische Universität Wien; Institut für Fleischhygiene, Fleischtechnologie und
Lebensmittelwissenschaft (Doktorant).
d
KF Meyer, DVM, MD.
2
Çoğunluğunu biyolojik patojenlerin oluşturduğu birbirinden farklı 250’ nin üzerinde
gıda enfeksiyonu, beraberinde getirdiği pek çok ilaç ve toksik madde kalıntısıyla birlikte ta
nımlanmaktadır.
4
Biyolojik tehlikeler arasında bakteriler, virüsler, parazitler ve prionlar yer
almaktadır. Bunlardan bir kısmı gıdayı bulaşma için aracı olarak kullanan tehlikeli insan pato
jenleri şeklinde klasifiye edilirken diğerleri zoonoz özelliktedir. Gıda kaynaklı patojenlerin or
taya çıkışındaki faktörler çok çeşitlidir ve şu şekilde kategorize edilebilir:
• Đnsanların demografik özellikleri ve hareketleri
• Gıda endüstrisi ve teknolojisi
• Uluslararası ticaret ve seyahatler
• Mikrobiyal adaptasyon
• Ekonomi, politik istikrarlılık, halk sağlığı alanındaki tedbirlerde oluşacak herhangi
bir aksaklık.
5
“Güvenli” bir gıda üretimi adına harcanan büyük çabalara rağmen, pek çok bilinen gı
da patojeni ve aynı şekilde yeni ortaya çıkan patojenler tarafından her yıl yüksek miktarda, gı
da ile ilişkili hastalık oluşmaktadır. Patojen listesinin uzunluğundan dolayı bu makale kapsa
mında belli başlı patojenlerin ortaya çıkışlarındaki etkili faktörlerle ilgili detayların altı çizile
cektir.
Tablo 1: Seçilmiş gıda kaynaklı zoonoz patojenler hakkında bilgilendirme, Kanada’ yı kapsayan
referanslarla
6
Patojen
Reservuar
/lar
e
Gıda ürünleri
Salgın
sayısı/Rapor
edilmiş
bildirimler
f
Đnsan
vakaları
(×
×
×
× 10
3
)
Đle göre her
100.000 kişiye
düşen, en yüksek
vaka
Campylobacter
jejuni
Kanatlı
Kanatlı eti, çiğ
süt,
arıtılmamış su
5
3.2
Saskatchewan
(19.1/100.000)
Escherichia coli
Sığır
Dana kıyma,
çiğ süt, yeşil
salata,
arıtılmamış su,
elma suyu
31
3.1
Prens Edward
Adası
(15.9/100.000)
Salmonella
enteriditis
Kanatlı,
memeliler,
sürüngenler
Yumurta,
kanatlı, et, taze
tüketilen
ürünler ve çiğ
gıdalar
3
4.1
Northwest
Territories, Yukon,
Nunavut
(9.6/100.000)
Listeria
monocytogenes
Toprak,
saman, su
Hazır
yemekler
(yumuşak
peynir,
şarküteri, vb.)
MD
g
MD
MD
Vibrio species
Su, deniz
ürünleri
Deniz ürünleri
(çiğ, az pişmiş,
kontamine)
1
(V.
parahaemolyticu
s)
0.08
British Columbia
(0.3/100.000)
e
Asıl reservuarlar koyu renkli yazılmış olanlar
f
Salgınlarla ilgili ulusal bilgilendirme sistemi olmayışından dolayı geniş kapsamlı olmayan bildirimler
g
MD = Mevcut değil; bu patojenle ilgili bir kaynak araştırma mevcut değil
- 3 -
Patojenler
Parazitik
Parazitler çok çeşitli koşullarda, örn; kuzey yarım küreden tropikal iklim kuşaklarına
kadar, gelişme gösterebilecek özelliğe sahip bir patojen grubudur. Bu grup, helmintler ( kan
calı kurt, tenya, karaciğer kelebekleri ) ile protozoaları da içermektedir ve bu alanda kontrol
tedbirleri üzerine başarılı çalışmalar ortaya çıkmaktadır. Pek çok parazitin sahip olduğu ken
dine has yaşam sikluslarının bilinmesi bulaşma için elverişli koşulların sınırlandırılmasına yar
dımcı olmaktadır. Bu güne dek Kuzey Amerika gıda kaynakları içerisinde çok seyrek sayıda
parazitik patojenin bildirimi olmuştur. Bütün alınan önlemlere rağmen halen, 2006 yılında, Ka
nada’ da başlıca enterik hastalıklara sebep olan etmenlerde üçüncü sırada Cryptosporidium,
Giardia ve Cyclospora yer almıştır.
6
Kanada’daki domuzlarda en son rapor edilen Trichinella vakası,1996’ da açıkta yetişti
rilen bir domuza aitti ki en son insanda domuz eti tüketimine bağlı olarak gerçekleşen trişino
zis vakası ise 1980 yılına aitti.
7
Bugün insan trişinozu, özlellikle kuzey ülkelerde yer alan
avcılık organizasyonlarından rapor edilmiş su aygırı veya ayı eti tüketimi ile ilişkilendirilmek
tedir.
8
Son yıllarda Trichinella’nın yerel diyetteki durumu ile ilgili, laboratuar bazlı bir prog
ram ile Nunavut’ da büyüyen halk sağlığı risklerini azaltmak için girişimlerde bulunulmak
tadır.
Taenia türleri Kanada da çiftliklerde canlı hayvanlarda rapor edilmiş,ancak Kanada
mezbahalarında kesilmiş hayvanlarda seyrek olarak karşılaşılmaktadır.Evcil hayvanlarda
güvenli gıda teminine rağmen Taenia ile bağlantılı hastalıklar halen sporadik olarak Kuzey
Amerika’ da görülmekte ve genellikle bu hastalıklar, özellikle göçmenlerde veya bu hastalığı
başka ülkelerden almış olan kişilerde ortaya çıkmaktadır. Niagara bölgesinde felçli hastalarda
yapılan bir araştırmada neurocysticercosis tanısı konulmuş,bu fertlerden biri Somalili, diğeri
Meksikalı ve bir diğeri ise Đspanyol asıllı olmak üzere 3 bireyde tespit edilmiştir.
9
Toksoplazmosis çoğunlukla az pişmiş domuz eti tüketimi ile ilişkili bir protozoadır ve
Kanada’daki domuzlarda düşük bir prevalans sergilemektedir, yüksek olsa bile zaten yeterli pi
şirme ile etkenin insana bulaşması önlenebilmektedir.Etkenin prevalansı 1996 yılında bir sero
prevalans çalışmasında Kanada doğumlu 30 yaşın altındaki fertlerde %4.6 oranındayken, Ka
nada dışında doğanlarda %23.1 oranında görülmüştür.
10
Bir çalışmada Kanada’ ya denizaşırı
ülkelerden gelen turistler, göçmenler ve ziyaretçilerde yaklaşık %3 Taenia solucanı, %1.3 nö
rokistiserkozis ve %1.0 toksoplazma barındığı ortaya çıkmıştır.
11
Bu durum Kanadalıların gı
da tüketimi ve özellikle denetimsiz ( Örn; av eti) veya Kanada sınırları dışında kalan gıdalar
konusunda daha dikkatli olmalarının gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Bakteriyel
Pek çok bakteriyel patojen aslında zoonoz olarak uzun zamandır bilinmektedir.Ancak
kısa bir geçmişe sahip oldukları durumlar da olabilmektedir.Örneğin; Escherichia coli ve gast
rointestinal (GI) hastalıklar arasındaki ilişki 1880’ li yıllarda gözlemlenmiştir ancak 1947’ ye
kadar açıklanamamıştır.
4
Pek çok bakteri normal barsak florasında 1 veya daha fazla evcil
hayvanda veya vahşi yaşamdaki türlerde (Tablo 1) belirlenmiş olması eradikasyonlarını başa
rısız hale getirmiştir. Bu patojenler hakkındaki bilgiler ancak yapılan incelemelerle elde edile
bilmektedir.
Geçtiğimiz yarım asırda pek çok bakteri kontrol edilmiş veya en azından evcil hay
vanlarda eradikasyonu sağlanmış ve böylece insanlara bulaşma yolları engellenmiştir. Bu ba
şarı öykülerinden biri de Kanada’ da, 1980 ‘lerin ortaları itibariyle Brucella abortus’ un evcil
sığır sürülerinden eradikasyonunun sağlanmasıdır. Bu patojenin insanlara bulaşma yolları has
- 4 -
ta hayvanlara yapılan direkt kontakt ve pastörize edilmemiş süt ve süt ürünlerinin tüketilmesi,
örn; taze çiğ peynir, olarak bilinmektedir. Ulusal çapta veterinerlerin kontrolunda yürütülen
eradikasyon programı; et muayenesinin organizasyonunun ve süt pastörizayonunun oturtulma
sı ve çiftlik kontrolünün sağlanması yer almaktaydı. Buna rağmen B. abortus Kanada’ da vah
şi hayatta (Örn; Wood Buffalo Ulusal Parkındaki bizonlarda) halen görülmektedir ve yerel
evcil sürüler için de ciddi bir risk potansiyeli oluşturmaktadır.
Son on yıllarda bazı yeni tanımlanan patojen bakteriler olmuştur. Vibrio ailesine ait, V.
cholerae, V. parahaemolyticus, V. vulnificus’ u da içeren bakteriler, sulak arazi ve haliç bulu
nan çevrelerde doğal olarak yerleşiktir.
4
V. parahaemolyticus ilk olarak 1950’de Japonya’ da
sardalyalarda identifiye edilirken, V. vulnificus 1970’lerde identifiye edilmişti ancak çiğ ka
buklu deniz ürünlerinden ileri geldiği 1980’lere kadar keşfedilememişti. Vibrio türleri su sıcak
lığı 15°C üzerinde olan sahiller dahil olmak üzere tüm dünyada saptanmıştır.
12
Organizma,
semptom göstermeksizin kontamine deniz kabuklularında, yumuşakçalarda ve balıklarda varo
labilen fakat herhangi bir tat, koku ve görüntü değişikliğine yol açmayan özelliktedir.
V. parahaemoliticus sıklıkla çiğ veya az pişmiş istiridye yenmesi ile ilişkilendirilen fır
satçı bir patojendir. Đnsanlarda genellikle GI semptomlarla (Örn; diyare) görülür ve immun ya
nıta göre genellikle 2-3 gün içinde ortadan kaldırılır. V. vulnificus’ un alımı ise kontamine de
niz ürünleri ve açık yaralara giren kontamine deniz suyu vasıtasıyla olmaktadır. Birey enfekte
olur olmaz vücut nörolojik yanıt geliştirir ve septisemi oluşur, bazense GI semptomlar görü
lebilir. Çoğunlukla sağlık durumu normalin altındaki, örn; karaciğer yetmezliği, diyabet veya
immun sistem baskılanması gibi hastalıkları olan bireylerde ortaya çıkmaktadır. Birleşik Dev
letlerde (BD), deniz ürünü ile ilişkilendirilen ölümlerin % 95’ i bu patojenden kaynaklanmak
tadır.
4
Koruma ve kontrol çalışmaları deniz kabuklulularının toplanma ve hazırlanma dönem
lerine odaklanmıştır. Soğuk aylarda veya kıyıdan uzak avlanma kontaminasyon miktarını bi
raz azaltmaktadır ancak yine de pazar kaygıları sebebiyle yine yaz ayları sırasında avlanma
meydana gelmektedir.
13
Bunun yanında iklim değişikliği de bu patojenin gıda yoluyla bulaş
masında etkili olabilmektedir. Deniz kabuklularının uygun pişirilmesi, saklanması ve mua
melesi ile kontamine deniz ürünlerinden ileri gelen insan vakaları engellenebilmektedir.
2001 ve 2006 yılları arasında, Vibrio enfeksiyonu ile ilişkili 140 vaka British Colum
bia (BC) tarafından V. parahaemolyticus olarak doğrulanmıştır.
14
Etkenin ortaya çıkması Tem
muz ile Eylül ayları arasında okyanus su sıcaklığının 15 derecenin üzerine çıktığında olmakta
dır. Belirli bölgelerdeki vakaların çiğ deniz kabuklularının yenmesi ve özellikle BC veya
Washington sularından avlanan istiridyelerin restorantlarda servis edilmesi, serbest avlanma
veya marketlerden satın alınan ürünlerin tüketilmesi sonucu ortaya çıktığı saptanmıştır.
Viral
Hayvan kaynaklı viral patojenler, çok seyrek olarak gıda yoluyla bulaşarak insanlarda
hastalığa sebep olmaktadır. Viral patojenlerde en çok sıklıkla gözlenen, bir gıdayı veya suyu
aracı olarak kullanarak insanlarda hastalık oluşturmasıdır. Örneğin; Norwalk-benzeri virusler
çiğ veya az pişmiş ve lağım suyu ile veya kendiliğinden bir şekilde kontamine olmuş su kay
naklarından toplanan deniz kabuklularının tüketimi sonucu ortaya çıkmaktadır.
Hepatit E virüsü kısmen yeni adlandırılmış bir patojen olup (1980’li yıllardan itibaren
tanınmaktadır) insanlarda çok sınırlı sayıda gıda kaynaklı salgına sebep olmuştur. Đnsanlarda
ki bulaşmaya sebep olan primer aracısı sudur ancak 2 zoonotik özellikteki genotipinin rezer
vuarları erkek domuzlar, geyik, maymun, kanatlı ve yine insanlardır. 2001 yılından beri Japon
ya’da pek çok akut enfeksiyöz hepatitis vakası çiğ domuz karaciğeri, çiğ geyik eti ve çiğ ya
ban domuzu karaciğeri ile ilişkilendirilmiştir.
15
Japonya’daki bir salgın sonucu yapılan araştır
maya göre o bölgede yer alan perakende satış marketlerinden alınan domuz karaciğeri numu
- 5 -
nelerinde %1.9 oranında bu virus identifiye edilmiştir. Buna ek olarak karaciğerlerden elde
edilen ve insanlardan elde edilen izolatlar nükleotid sekansı bakımından aynı özellik göster
mektedir.
15
Doğru pişirme yöntemi ile herhangi bir viral patojeni etkisiz hale ve gıdayı da gü
venilir hale getirmek mümkün olmaktadır. Ancak çiğ et ve iç organların tüketimi sebebiyle gı
da yoluyla bulaşan belirli patojen kültürlerinin yayılımı da devam etmektedir.
Prionlar
Creutzfeldt-Jakob hastalığının bir varyantının (vCJD) ortaya çıkışı ve bunun deli dana
(BSE) hastalığı ile arasındaki ilişki politik ayaklanmaya ve bu konudaki izlemelerin artmasına
sebep olmuştur. Dünya çapındaki sığır endüstrisi ve insan populasyonu arasındaki ticari paza
rı vurmak için ekonomik bir karar olarak otoburların yemlerine ucuz hayvansal proteinlerin ka
tılması ile ortaya çıkmıştır.
16,17
Britanya hayvan ilgili vakaların en şiddetli şekilde yaşandığı yerdir ve son 10 yıl içeri
sinde insan ilişkili vakalar da sayıca 163’e tırmanmıştır. Kanada’ da bu tarihe kadar 12 BSE’
li hayvan identifiye edilmiş ancak evcil hayattakilerde herhangi bir vCJD vakasına rastlanma
mıştır.
17
Kontrol önlemi olarak spesifik risk eradikasyonu yöntemleri üzerinde çalışılmış ve
hayvansal kaynaklı proteinler içeren yemlere yasaklar getirilerek en azından evcil yaşam gıda
zincirinden olası tehlike uzaklaştırılmış ve dolayısıyla insanlar da korunmuştur.
Antimikrobiyel rezidüler
Ette antimikrobiyel rezidünün engellenmesi konusu standarttır;ancak mikropların çekil
me safhasının ardından özellikle antimikrobiyellere dirençli özelliktekiler, hayvansal ürünler
de bulunabilmektedirler. Direnç oluşumu, çok kalabalık canlı hayvanın barındırıldığı çiftlikler
de veya hastanelerde, yaygın veya aşırı antibiyotik kullanılan durumlarda sıklıkla gözlenmek
tedir.
18
Antimikrobiyellere karşı gelişen dirençlilik, hayvanlardan insanlara iki yolla ulaşmak
tadır; ya direkt zoonoz enfeksiyon aracılığı ile ya da indirekt, bakteri populasyonları arasın
daki genetik alışveriş ile. Dirençli bakteri ortaya çıktıktan sonra bakterinin sayıca miktarına,
şiddetine, insanda oluşturduğu hastalığın süresine bağlı olarak tedavinin etkisizleşmesi veya
daha pahalı bir tedaviye dönüşmesi olasılığı artmaktadır.
Birleşik Devletlerde ( BD ) Floroquinolon’lara karşı direnç geliştirmiş Campylobacter
izolatları tetikte olma özelliğini koruyarak daha fazla veteriner ve doktora ihtiyacın bulundu
ğunu ortaya koymaktadır. BD’de yerel halkta campylobacteriosis vakalarındaki artış florokino
lon’ların kanatlılarda kullanımına izin verilmesiyle bağdaştırılmaktadır.
18
Gerçekte deoksiri
bonükleik asit ( DNA ) finger printing yöntemi ile kanatlı ürünleri ve insan klinik vakaların
dan izole edilmiş C. jejuni’ de özdeş dirençlilik saptanmış ve bu suretle insanda gıda zinciri
üzerinden direkt etki ettiği ortaya konmuştur.
Hayvansal kökenli olmayan gıdalar
Hayvansal kökenli gıdalar mikrobiyel ve parazitik patojenler yönünden en büyük riski
taşımaktadır. Şimdi hayvansal kökenli olmayan gıda maddeleri olmak üzere yeni bir alan kar
şımıza çıkmakta. Üretimin artması ve çevresel kontaminasyonlar sebebiyle gıda kaynaklı has
talıkların patlak vermesinde hayvansal kaynaklı olmayan gıda maddeleri de bir bulaşma yolu
olarak da yeni yeni yer almaktadır. Son yıllarda bu grup içerisinden kontaminasyon potansiye
li taşıyan ürünlere karşı gerekli tüketici uyarıları yapılmaktadır ve bu riskli ürünler yeşil sa
lata, ıspanak, domates ve çeşitli meyveler olarak sıralanabilir.
Örneğin; en son 2006 yılı Eylül ayında E.coli O157:H7 antijeni ile kontamine olan çu
vallanmış ıspanaklar sebebiyle meydana gelen salgında, ıspanakların Kaliforniya’daki 4 farklı
- 6 -
bölgeden toplandığı ortaya konmuştur.
19
Ispanak üretim yerlerinden birinin sığır çiftliğinin 1
mil yakınında bulunduğu ve bu çiftlikteki sığırların dışkılarından elde edilen ve salgına sebe
biyet veren etkenin genetik özelliklerinin aynı olduğu tespit edilmiştir. Buna ek olarak bu böl
ge vahşi yaban domuzlarının serbestçe gezebildiği, ineklerin otlatıldığı ve kendiliğinden ıspa
nağın yetiştiği ayrıca su yollarının da bulunduğu bilinen bir alandır. E.coli O157 bölgedeki
sığır ve yaban domuzu dışkılarından, bölgesel su kaynaklarından ve mera topraklarından izole
edilmiştir. Durum, yaban domuzunun direkt meraları kontamine etmesi veya dışkıların dolaylı
olarak çevre sularını kontamine etmesi suretiyle ıspanak kontaminasyonunda etkin bir rol al
dığı hipotezine oturtulmuştur.
Veteriner Hekim Uzmanların Rolü
Đnsanların enfekte olması çiğ veya az pişmiş kontamine etlerin tüketilmesi veya elle mua
melesi, kontamine suyla yıkanmış çiğ sebzelerin tüketilmesi, kontamine çiğ süt veya suyun tü
ketilmesi veya bazı durumlarda da kontamine suyla direkt temas veya içinde bekletmenin ar
dından olmaktadır.
4,12
Genel olarak kontrol amaçlı tedbirler şu 3 alanda yoğunlaşmıştır:
• Reservuardaki patojen miktarını düşürmek
• Đşleme sırasında kontaminasyonu engellemek
• Tüketiciyi güvenli gıda tüketimi konusunda bilinçlendirmek
Şekil -1: Gıda zincirinin her basamağında uygulanan kontrol önlemlerinin listesi
HACCP:Hazard Analysis and Critical Control / Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktası
- 7 -
Amaç, tüm patojenlerin, etkili ve uygun şekilde, bulaşma yollarının önüne geçilmesi
dir.Uzman veteriner hekimler, besi hayvanlarındaki tarımsal hastalıkların etkisinin azaltılma
sı ve gıda tüketimi için yapılan kesimlerin ve kesimhanelerin denetlenmesi amaçlı görevlendi
rilmiştir. Şu anda ve gelecekte gıda ve su yolu ile bulaşan hastalıkların kontrolü, bütünsel bir
yaklaşım ile çiftlikten çatala [ farm to fork ] uygulamasını ( Şekil -1 ) gerektirmektedir.
20
Üretim Öncesi Uygulamaları
Zoonozların kontrolü için ilk adım çiftliktir. Biyogüvenlik kurallarının çiftliğe gelen
yeni hayvanlara, yemlere, aletlere, ziyaretçilere uygulanabilir ve tüm çiftliği kapsayacak şekil
de uygulanması gerekir. Ticari amaç dışında kullanılan kanatlı yemleri veya özel patojenlere
karşı yapılan aşı gibi uygulamaların oturtulması da etkili olmaktadır.
21
Her halükarda varolan
risklerin bilinmesi ve her patojene karşı spesifik kontrol önlemlerinin alınması, en etkili yön
temin oturtulmasının sağlanması ve böylece nihai başarıya ulaşmanın anahtarıdır. Bu durum,
su ve gıda kaynaklı bulaşan hastalıkların bir bütün dahilinde ele alınıp önlenmesi açısından
veteriner hekimlere profesyonel bir oyuncu olma rolünü vermektedir. Sık görülen patojenlerin
yaşam zincirlerinin belirlenip,gıda üreticilerinin kontrol amaçlı denetimlerinin teşvik edilme
si,belli başlı patojenlerin çoğalmalarını ve yayılmalarının önlenmesi için yardımcı olabilir.
Veteriner hekimler açısından önemli olan diğer bir gelişmekte alan ise hayvan refahına
karşı duyarlı olan organik veya doğal yollarla yapılan canlı hayvan yetiştiriciliğinin yaygınlaş
masıdır. Pek çok modern çiftlikte en uygun olanı,hastalık yayılımının kontrolü yöntemi için
çalışılmaktadır. Örneğin; kapalı ortamda yetiştirilen ve kemirgen girişi engellenen, artık yem
verilmeyen ve çöplerin temizlendiği ortamdaki domuzlarda, tenya, trişin ve toksoplazma gibi
parazitik hastalıkların etkin bir biçimde kontrolü sağlanabilmiştir. Yalnız tüketicinin talep etti
ği serbest gezinen, antibiyotiğin kullanılmadan yetiştiği hayvanlar ve pestisit içermeyen gübre
lerle üretilmiş ürünler eski patojenlerin tekrar ortaya çıkma riskini de arttırmaktadır. Örneğin;
tamamen organik bir biçimde ve açık ortamda üretilen domuzlarda Toxoplazma gondii ve
Trichinella spp.’nin kontrolü yönünden zorlukları da beraberinde getirmektedir.
22
Burada ve
teriner hekimlerin sağlıklı ve hastalık riski taşımayan her türlü üretim yöntemini sağlamak adı
na bilgi ve uzmanlıklarını gösterecekleri geniş bir alan mevcuttur.
Güvenilir gıda tedariki,her bir hayvan üzerinde tam bir kontrol sağlayamasa bile hay
vanların çevreyle olan etkileşimlerini engelleyebilmektedir. Bunun için; ilaçların, kullanım ta
rihi geçmiş yemlerin, hayvansal atıkların veya depo edilmiş yemlerin bulunduğu alanlara da
dikkat etmek gerekmektedir. Zira,tüm hayvansal atıklar ve depolanmış yemler enfeksiyon kay
nağı olabilir. Hastalıklar yaban hayata yerleştiği anda, kalıcı bir enfeksiyon kaynağı haline gel
mektedirler. Yinelersek, veteriner hekimlerin, doğru atık yönetimi, gerekli düzenlemeler için
ortak hareket etme, uygun yöntemlerle tarihi geçmiş antimikrobiyellerin toplanması ve atık ya
da kirli su kontaminasyonunu önlemek için yeni üretim tekniklerinin geliştirilmesi konuların
da gıda üreticilerini eğitmeleri gerekmektedir. Veteriner hekimler bu rolü üstlenebilecek dona
nıma sahiptirler.
Hayvanların kesimhanelere getirilmeleri, bulaşıcı hastalıkların önlenmesi ve kontrolü
için uygun bir ortam sağlamaktadır. Stres, aşırı kalabalık, kötü havalandırma ve rahatsız ko
şullar, enfekte hayvanlardaki patojenlerin artması için uygun ortam yaratmaktadır. Bu durum
taşıma araçlarının enfekte dışkılarla daha çok kontamine olmasına, sonrasında da içerisinde ta
şınan diğer sağlıklı hayvanlara, araçların geçtiği çevreye ve kesimhaneye bu patojenlerin ya
yılmasına sebebiyet vermektedir. Hayvanların,hayvan refahı kuralları içerisinde taşınması ile
ilgili düzenlemelerin tekrar gözden geçirilmesi için araştırmalar sürmektedir. Gıda üreticileri
nin ve araç sürücülerinin taşıma esnasında patojenlerin yayılımı ile ilgili eğitilmesi çok önem
lidir. Tüketicilerin de taşıma ile hayvan refahı arasındaki ilişkiden haberdar olmalarının sonu
- 8 -
cu olarak Kanada’ daki standartların endüstriyel alanda çok sıkı bir şekilde uygulanması sağla
nacaktır.
Üretim Sürecindeki Uygulamalar
Gıda üretim endüstrisindeki denetimler,güvenilir gıda tedariki sırasında hastalıklı ya
da kesime uygun olmayan hayvanların kullanılmasını büyük ölçüde önlemiştir. Tehlike anali
zi ve kritik kontrol noktası ( HACCP ) kurallarının gıda üretim sürecindeki uygulamaları tehli
kelerin tanımlamasına, etkili kontrol noktalarının belirlenmesine ve kontrolün başarıyla kayıt
altına alınmasına yardımcı olur.
21
Oysa, daha önce tespit edilmemiş veya hiç görülmeyen pato
jenlerin yayılımının tehdidi devam etmektedir. Bu nedenle hijyenik kurallara uyulan ve iyi or
ganize olmuş bir üretim, gıda güvenliğinde ve bununla beraber tüketici güvenliğinde çok ö
nemli bir yere sahip olarak değerlendirilmektedir. Kanada Gıda Kontrol Ajansı (CFIA) Kana
da’daki gıda kontrol faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçasıdır ve veteriner hekimler birliğinin
desteği devam ettiği sürece gıda endüstrisinin gelecekte ayrılmaz bir parçası olacaktır. Ayrıca,
özel çalışan veteriner hekimlerin de kesime uygun hayvanların nasıl olması gerektiğini üretici
lere öğretmek açısından büyük rolü vardır.
Hastalıkların izlenmesi, herhangi bir patojenin oluşturduğu riskin değerlendirmesine
olanak sağlar. Denetim,gıda zincirinin herhangi bir basamağında yapılabilir. Ayrıca kontrol
önlemlerini değerlendirmek için bir mekanizma oluşturabilir ve gıda güvenliği konusunda
tedarikçileri uyarabilir. Maalesef, birçok durumda gıda kaynaklı hastalıkların ilk belirtisi halk
ta oluşturduğu salgındır.
21
Ürünlerin geri iadeleri, üreticiler açısından maliyetlerin artmasına
ve tüketicilerde güven kaybına yol açabilir ve bu durum iflasa kadar götürebilir. Gıda ihtiya
cının doğası gereği bu olaylar sıklıkla eyaletleri, bölgeleri ve hatta uluslararası sınırları aşmak
tadır. Gıda ürünlerinin çoğu artık tek bir yöresel hayvandan elde edilmemektedir. Bunun yeri
ne farklı çiftliklerin ve çeşitli ülkelerin ürünlerinden elde edilmekte ve tüm dünyaya sevk edil
mektedir. Yaygın ürün ticareti ve dünya üzerindeki insan hareketliliği sebebiyle hiçbir ülke
mevcut ya da gelişmekte olan patojenlere karşı yeterince karşı koyabilir durumda değildir.
4,13
Çok sayıdaki patojene karşı yapılan denetimler, hem Kanadalı tüketicileri korumak hem de u
luslararası ticarette yeni pazarlar oluşturmak için gereklidir.
Üretim Sonrasındaki Uygulamalar
Kontrol amaçlı uygulamalar sürecinde son basamak tüketicidir. Halkın çoğunluğu, gı
da ihtiyaçlarını işlenmiş ürünlerden karşılar. Ancak, et ve et ürünlerinin, tüketim için etik ve
“güvenli” bir şekilde üretilip üretilmediği ile ilgilenmediklerini düşünmek yanlış olur. Dünya
daki hiçbir üretim ve işleme sistemi sıfır riskli gıda üretemeyecektir. Bundan dolayı halk sağ
lığı kuruluşları gıda işleme, depolama ve pişirme işlemleri hakkında tüketicileri bilinçlendir
meye devam etmelidirler.
Sonuç
Đçinde bulunduğumuz yüzyılda, “güvenli” bir gıda arayışında önemli adımlar atılmış
tır. Tek bir kontrol stratejisi gıda kaynaklı hastalık risklerini tamamen ortadan kaldıramaz,
ancak, kombine bir kontrol sistemi ile tüm riskler önemli ölçüde azaltılabilmektedir. Veteri
ner hekimler ve kamu sağlığı yetkilileri için mevcut en uygun tek kontrol stratejisi bilgidir. Şu
da kabul edilmelidir ki, gelecek yıllarda karşılaşılacak güçlükler her zaman için mevcuttur an
cak veterinerler gıda güvenliğinin devamı için çalışmakta ve bu alanda üzerlerine düşen gö
revleri karşılamaya hazır bulunmaktadırlar.
- 9 -
Kaynaklar:
1
Torrey EF,Yolken RH.Beasts of the Earth:Animals,Humans and Disease. New Jersey: Rutgers Univ Press;
2005.
2
Canadian Food Inspection Agency, Causes of Food-borne illness,
http://www.inspection.gc.ca/english/fssa/concen/causee.shtml. Accessed: June 15, 2008.
3
World Health Organization. Food Safety. http://www.who.int/foodsafety/en/index.html.Accessed: June 15,
2008.
4
Millitotis MD, Bier JW, eds. International Handbook of Foodborne Pathogens. NewYork, NY:Marcel Dekker
Inc; 2003.
5
Altekruse SF,Cohen ML, Sverdlow DL. Emerging foodborne diseases. Emerg Infect Dis. 1997;3:285-293.
6
Public Health Agency of Canada. Laboratory Surveillance Data for Enteric Pathogens in Canada: Annual
Summary 2006,
http://www.nml-lnm.gc.ca/NESP-PNSME/assets/pdf/2006AnnualReport.pdf. Accessed: June 15, 2008.
7
Canadian Food Inspection Agency. Trichinellosis information.
http://www.inspection.gc.ca/english/anima/heasan/disemala/trich/trichfse.shtml.
Accessed: June 15, 2008.
8
Public Health Agency of Canada.Outbreak of trichinellosis associated with arctic walruses in northern Canada,
1999. Canadian Communicable Disease Report. 15 February 2001; vol. 27-04. www.phac-
aspc.gc.ca/publicat/ccdrrmtc/01vol27/dr2704eb.html.Accessed:April 30, 2008.
9
SanchezAL, Simone B,Yarascavitch M,Goswami R.Low frequency of neurocysticercosis in patients with
epilepsy and seizure disorders in the Niagara region, Canada: a retrospective study. Can J Infect Dis.
2004;15(3):179-180.
10
Ford-Jones EL,Kitai I,Corey M, et al. Seroprevalence of toxoplasma antibody in aToronto population. Can J
Infect Dis Med Microbial. 1996;7(5):326-328.
11
Boggild AK, Yohanna S, Keystone JS, Kain KC. Prospective analysis of parasitic infections in Canadian
travelers and immigrants. JTravel Med. 2006; 13(3):138-144
12
Coalville JL, Berryhill DL. Handbook of Zoonoses: Identification and Prevention. Philadelphia, PA:Mosby
Elsevier; 2007.
13
Swerdlow DL,Altekruse SF. Foodborne diseases in the global village:What’s on the plate for the 21st Century.
In: Emerging Infections 2.Washington, DC: ASM Press; 1998:273-294.
14
Public Health Agency of Canada. Descriptive epidemiology of Vibrio parahaemolyticus and otherVibrio
species infections in British Columbia: 2001-2006. Canadian Communicable Disease Report 2007; vol. 33-11.
www.phac-aspc.gc.ca/publicat/ccdr-rmtc/07vol33/dr3311b-eng.php.Accessed:April 30, 2008.
15
Li T, Chijiwa K, Sera N, et al. Hepatitis E virus transmission from wild boar meat. Emerg Infect Dis.
2005;11(12):1958-1960.
16
Clark C,Campbell J.Bovine spongiform encephalopathy. LargeAnimalVeterinary Rounds. 2003;3(6):1-6.
17
Clark C. Bovine spongiform encephalopathy: An update. Large AnimalVeterinary Rounds. 2007; 7(8):1-6.
18
Health Canada.Adverse effects of antimicrobial resistance from food animals on human health. www.hc-
sc.gc.ca/dhp-mps/pubs/vet/amr-ram_final_report-rapport_06-27_2_e.html. Accessed: June 15, 2008.
19
Jay MT,Cooley M,Carychao D, et al. Escherichia coli O157:H7 in feral swine near spinach fields and cattle,
central California coast. Emerg Infect Dis. 2007; 13(12):1908-1911.
20
Collins JD,Wall PG. Food safety and animal production systems: controlling zoonoses at the farm level. Rev
SciTech. 2004;23(2):685-700.
21
Potter M, ed. Food Consumption and Disease Risk: Consumer-Pathogen Interactions. Boca Raton, FL: CRC
Press LLC. 2006:456.
22
Gajadhar AA, Scandrett WB, Forbes LB.Overview of food- and waterborne zoonotic parasites at the farm
level. Rev SciTech. 2006;25(2):595-606.
Dostları ilə paylaş: |