**
YVY
**
HPLC
[47]
Kuru Đncir
20
AFB
1
2 (%10)
0
2 (%100)
TLC
[51]
Kuru Đncir
2643
Toplam AF
313(%11.8)
257 (%9.7)
56 (%2.1)
HPLC
[52]
Kuru Đncir
4917
Toplam AF
1575 (%32)
1095 (%22.2)
480 (%9.8)
HPLC
[53]
Oluşum Seviyesi
*
; Avrupa Birliği Ülkelerinin Direkt Đnsan Tüketimi Đçin Kuru Đncirde Belirlediği Limit Değerler); AFB
1
için< 2ppb, Toplam AF
için>4 ppb, YVY
**
: Yeterli Veri Yok; Yazar kontaminasyon seviyesini 0.70- 11.8 ppb aralığı şeklinde vermiş ancak % değer belirtmemiştir.
Son yıllarda yapılan çalışmalar, kuru incirlerin OTA
oluşumuna karşı da hassas bir ürün olduğunu da ortaya
koymaktadır. Avrupa Birliği tarafından birçok gıda
maddesi için OTA limit değeri belirtilmişken, kuru incir
için henüz böyle bir limit değer belirlenmemiştir. Ancak,
Almanya kuru incir için OTA limit değerini 8 µg/ kg
olarak belirlemiştir [44]. Kuru incirde OTA varlığı ile ilgili
yapılan çalışmaların bazıları Tablo 3’te özetlenmiştir.
Tablo 3. Kuru incirlerde OTA varlığı ile ilgili yapılan çalışmalar
Örnek
Sayısı
Pozitif
Örnek Sayısı ve %’si
Oluşum Aralığı
(ppb)
Kullanılan
Metot
Kaynak
98
18 (%18.4)
0.87- 24.37
HPLC
[47]
115
55 (%47.8)
0.12- 15.31
HPLC
[34]
54
11(%20.3)
19- 390
TLC
[43]
50
32 (%64)
0.4- 1710
HPLC
[44]
6
0
0
HPLC
[48]
20
13 (%65)
0.03- 1.42
HPLC
[13]
15
6 (%40)
0- 9600
HPLC
[49]
20
2 (%10)
0.2- 0.8
HPLC
[50]
20
2 (%10)
70- 160
TLC
[51]
Kuru incirlerde AF’ler ve OTA oluşumunun yanısıra
diğer mikotoksinlerin varlığı ile ilgili de birçok çalışma
yapılmıştır. Karbancıoğlu-Güler ve Heperkan [34], 115
kuru incir örneğinin 86’sında ortalama 0.315 µg/g
düzeyinde Fumonisin B
1
belirlemişlerdir. Karaca ve Nas
[36], kuru incir örneklerinde 39.3-151.6 ppb düzeylerinde
patulin belirlemişler, Aziz ve Moussa [54] ise analiz
ettikleri örneklerde 60 ppb’ nin üzerinde sitrinin
belirlediklerini ifade etmişlerdir.
Đ
ncirde mikotoksin oluşumu ağaçta başlayabilmekte,
bunu takiben hasat ve depolama süresince de devam
edebilmektedir. Đncirler genellikle tamamen olgunlaşana
kadar dalında bırakılmakta ve daha sonra meyve
L. Şen, S. Nas Akademik Gıda 8(3) (2010) 24-32
28
buruşmakta ve kendiliğinden düşmektedir. Yere düşen
incirler toplanarak nem içeriklerinin düşürülmesi
amacıyla 5 günden fazla bir süre güneşte
kurutulmaktadırlar [8]. Đncirin yetiştiği bölgelerdeki
sıcaklık aralığı (27-30°C) küf gelişimi için gerekli olan
optimum sıcaklık aralığı ile çakışmakta [8], dolayısıyla
da mikotoksin oluşumuna olanak sağlamaktadır. Hasat
ve güneşte kurutma işlemleri de ayrıca mikotoksin
oluşumuna katkıda bulunmaktadır. Đncirin depolama
aşamasında mikotoksin oluşumunu etkileyen faktörlerin
başında nem içeriği, depo şartları ve meyvelerin nem
içeriğinin heterojen olması gelmektedir [34].
KURU ÜZÜM
Üzüm (Vitis vinifera), iklim ve toprak istekleri yönünden
çok seçici olmayışı, çoğalma yöntemlerinin kolay oluşu
ve çok çeşitli şekillerde tüketilebilmesi gibi sebeplerden
dünyadaki en yaygın kültür bitkilerinden birisidir.
Dünyada üretilen üzümlerin her yıl yaklaşık 700-1,200
bin
ton
arasındaki
bir
miktarı
kurutularak
değerlendirilmektedir. Türkiye, ABD, Şili, Đran, Güney
Afrika Cumhuriyeti ve Yunanistan dünyanın en önemli
çekirdeksiz kuru üzüm üreticisi ülkelerdir [57].
Üzüm fungal gelişmeye hassas olan meyvelerden biridir
ve bu zamana kadar yapılan çalışmalar üzüm ve üzüm
ürünlerinde en sık rastlanan mikotoksinin OTA olduğunu
ortaya koymuştur. Kurutulmuş üzüm çeşitleri sağlıklı
gıdalar olarak bilinmekte ve aynı zamanda müsli,
bisküvi, kek ve diğer gıda maddelerinde bileşen olarak
yer almaktadırlar. Avrupa ülkelerinde diyete bağlı OTA
alımının %50’sinin tahıllardan alındığı tahmin edilmekle
birlikte, insanların, özellikle çocukların, bu ürünleri
büyük miktarlarda tüketmesinden dolayı kurutulmuş
üzüm çeşitlerinin de ayrıca önemli bir OTA alım kaynağı
olduğu düşünülmektedir [56].
1996 yılına kadar A. niger var. niger’ in OTA üretebildiği
rapor edilmesine rağmen, üzümlerde yalnızca A.
ochraceus’ un OTA oluşturduğu düşünülüyordu. Zimmer
ve Dick [10] tarafından üzüm suyu ve şarapta önemli
miktarlarda belirlenen OTA kaynağının siyah sporlu iki
Aspergillus türü olan A. carbonarius ve A. niger olduğu
belirtilmiştir. Üzümlerin fungal kökenli bozulmalarında
daha çok Botyritis cinerea rol oynamasına karşın,
Aspergillus carbonarius üzümlerde ve şaraplarda OTA
oluşumuna neden olan en önemli küf türüdür [58].
Avrupa’da yapılan geniş çaplı araştırmaların sonucunda
A. carbonarius’un büyük ölçüde üzüm, şarap ve şarap
meyvelerinde OTA oluşumundan sorumlu küf türü
olduğu belirlenmiştir [59].
Ülkemizde çekirdeksiz üzümler hasattan sonra büyük
bandırma kazanlarında 100 L suya, 5 kg potasyum
karbonat ve 1-1.5 L zeytinyağı dozu ile hazırlanan
bandırma eriyiğine (potasa), plastik sepetler içinde 5-10
kez bandırılmakta, daha sonra bandırılan üzümler sergi
yerlerindeki polipropilen kanaviçeler üzerinde 5-7 günde
güneşte kurutulmaktadır [60]. Kuru üzüm çeşitleri
ş
araplık üzümlere göre OTA oluşumu açısından daha
büyük risk altındadır. Çünkü kurutma işlemi süresince A.
carbonarius’un A. niger’ e oranı artmaktadır. Hasattan
önce A. niger dominant türdür ve bu tür nadiren OTA
üretmektedir. Bununla birlikte kurutma işlemi A.
carbonarius gelişimini desteklemekte ve bu türün hemen
hemen tüm suşları genelde 0.92 a
w
değerinde OTA
oluşturabilmektedir [61]. Kurutma prosesi süresince
havanın nem miktarında kısa süreli artış bile üründe
OTA üretimini arttırabilmektedir [62]. Kuru üzümde OTA
varlığı ile ilgili yapılan bazı çalışmalar Tablo 4’ de
belirtilmiştir.
Tablo 4. Kuru üzümde OTA varlığı ile ilgili çalışmalar (belirtilmediği sürece analizde kullanılan yöntem HPLC’dir).
Açıklama
Örnek
Sayısı
Pozitif Örnek
Sayısı ve %’ si
Örnek Sayısı ve %’si
(Oluşum Seviyesi
*
>10 µg/kg)
Ortalama
Oluşum Seviyesi
(µg/kg)
Maksimum
Oluşum Seviyesi
(µg/kg)
Kaynak
-
36
36 (%100)
4 (%11.2)
4.6
63.6
[62]**
Çekirdeksiz, Đşlenmemiş
(Sultani)
264
179 (%67.8)
26 (%9.8)
3.4
54
[63]
Kuru Üzüm ve Kuş Üzümü
118
96 (%84)
5 (%4)
2.32
34.6
[64]
Kuru Üzüm ve Kuş Üzümü
60
53 (%88)
10 (%16)
5.6
53.6
[65]
Çekirdeksiz ve Kuş Üzümü
81
60 (%74)
-
2.6
13.8
[66]
Đş
lenmiş (Sultani)
1885
1710 (% 91)
11 (%0.6)
1.36
100
[67]
-
7
2
0
1.1
1.2
[48]
Sultani
53
28 (%53)
2 (%3.8)
5.15
58.04
[47]
Kuru Üzüm ve Kuş Üzümü
301
286 (%95)
28 (%9)
3.8
40.8
[50]
-
85
67 (%79)
3 (%4)
2.29
26.6
[68]
Sultani
66
39 (%59)
3 (%5)
3.11
26
[68]
*Oluşum Seviyesi; Avrupa Birliği Ülkelerinin Direkt Đnsan Tüketimi Đçin Kuru Üzümde Belirlediği Limit Değer 10 µg/kg olarak belirlenmiştir.
** HPTLC
Üzüm ve üzümden elde edilen ürünlerde OTA varlığını
hasat öncesi ve hasat sonrası koşullar etkilemektedir.
Bağın yeri, hava şartları, üzüm çeşidi ve bağ
işletmeciliği gibi hasat öncesi koşulların üzüm ve
üzümden elde edilen ürünlerde OTA miktarını
etkilemektedir [8]. OTA tanenin olgunlaşma aşamasının
başlangıcında bile üretilebilmektedir. Üzümlerdeki OTA
miktarının üzüm olgunlaştıkça arttığı belirlenmiştir. Ürün
ne kadar uzun süre bağda kalırsa, o kadar fazla
okratoksijenik aspergilli görülmekte ve hasat zamanında
üzümlerin tamamı enfekte olabilmektedir [10]. Fungusit
ve pestisit uygulamaları, zarar görmüş ve küflenmiş
üzümlerin kurutmadan önce ayıklanması son üründe
OTA miktarının azaltılması açısından etkili olabilecek
uygulamalardandır.
L. Şen, S. Nas Akademik Gıda 8(3) (2010) 24-32
29
KIRMIZIBĐBER
Kırmızıbiber, Solanaceae familyasına ait olan Capsicum
annuum L. türüne dahil bir sebzedir. Kırmızı toz-
pulbiber ise bu sebzenin kurutularak öğütülmesi sonucu
elde edilen, yemeklere lezzet ve acılık vermek amacıyla
kullanılan bir baharattır [69].
Dünya biber üretiminde en
büyük ülke Çin’dir, bu ülkeyi sırasıyla Meksika ve
Türkiye izlemektedir. Türkiye tek başına dünya biber
üretiminde %8, dünya işlenmiş biber ticaretinde ise
%3’lük bir paya sahip olması nedeniyle biber, ülke
ekonomisi
açısından
önem taşıyan
bir
ürün
konumundadır [70]. Yapılan çalışmalar kırmızıbiberde
en sık rastlanan mikotoksinin AF’ler olduğunu ortaya
koymuştur.
Kırmızıbiber
üretimi
oldukça
ilkel
ş
artlarda
yapılmaktadır. Tarladan toplanan kırmızıbiberler küçük
parçalara ayrıldıktan sonra toprak üzerinde güneşte
kurutulmakta ve daha sonra değirmenlerde toz haline
getirilmekte ve daha sonra da naylon ve bez çuvallarda
toptancılara
satılmaktadır.
Bu
nedenle
de,
kırmızıbiberlere toprak kökenli toksikojenik
küf
bulaşmasına
ve
toksin
oluşumuna
çok
sık
rastlanmaktadır [71]. Ülkemizde kırmızıbiberde AF
oluşumu son 10-12 yıldır ihraç edilen biberlerin Avrupa
ülkelerinden geri gönderilmesi ile dikkati çekmiştir [70].
Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’ne göre baharatlarda
bulunmasına izin verilen AFB
1
miktarı 5 ppb, toplam AF
miktarı ise 10 ppb olarak belirlenmiştir [37]. Avrupa
Birliği ülkeleri de kırmızıbiber için aynı limit değerleri
kabul etmiştir [21]. Kırmızıbiberde AF varlığı ile ilgili
yapılan çalışmalar Tablo 5’ de özetlenmiştir.
Tablo 5. Kırmızıbiberde AF varlığı ile Đlgili yapılan çalışmalar
Örnek
Sayısı
Mikotoksin
Tipi
Pozitif
Örnek Sayısı ve
%’ si
Oluşum seviyesi
(ppb)
AB Limit Değerlerini
*
Aşan Örnek Sayısı ve
%’ si
Kullanılan Metot
Kaynak
AFB
1
16 (%69.5)
0.38- 3.68
0
23
Toplam AF
19 (%83)
0.38- 15.84
3(%13)
HPLC
[52]
75
AFB
1
72 (%96)
0.11- 24.7
11(%14.7)
ELISA
[72]
13
Toplam AF
100 (%100)
0.1- 96.2
8 (%61.5)
HPLC
[73]
12
AFB
1
8 (%66.6)
1.0- 18.2
3 (%25)
HPLC
[74]
30
Toplam AF
27 (%90)
0.5- 124.6
19 (%63)
HPLC
[75]
40
AFB
1
40
1.10- 44.0
23 (%57.5)
TLC
[76]
70
AFB
1
43 (%61.4)
0.5- 7.3
13 (%18.6)
HPLC
[19]
AB Limit Değerleri
*
; AFB1> 5 ppb, toplam AF> 10 ppb
Gerek Türkiye, gerekse kırmızıbiber ihraç eden
ülkelerde kırmızıbiberin geleneksel olarak toprak
üzerinde kurutulması yüksek bulaşma nedeni olarak
görülmektedir [77]. Bu nedenle mikotoksin problemi
açısından kırmızıbiberin kurutulması işleminin daha
sağlıklı koşullarda yapılmasının sağlanması ve iyi tarım
uygulamalarının hayata geçirilmesi ile bulaşma riskinin
mümkün olduğu kadar azaltılması gerekmektedir.
SONUÇ
Mikotoksinler tarımsal ürünlerde yalnızca ekonomik
sorunlara neden olmamakta, aynı zamanda önemli
sağlık riski de oluşturmaktadır. Mikotoksin oluşumu
kurutulmuş meyve ve sebze ürünlerinin yetiştirme,
hasat, taşıma, kurutma ve depolama aşamalarının
herhangi birinde ortaya çıkan bir problemdir. Ancak
özellikle kurutma aşaması son üründeki mikotoksin
miktarını etkileyen en önemli işlem basamağı olarak
karşımıza
çıkmaktadır.
Kurutulmuş
meyve
ve
sebzelerden incir AF’ler ve OTA, üzüm OTA ve
kırmızıbiber ise yine AF’ler açısından riskli mamullerdir.
Bu ürünlerde küf bulaşmasının daha bahçede/tarlada
önlenmesi mikotoksin probleminin önüne geçilmesinde
hayati bir öneme sahip olsa da bu her zaman
gerçekleştirilememektedir. Mikotoksin içerdiği belirlenen
ürünlerin fiziksel yöntemler ile detoksifikasyonu,
kimyasal
ve
mikrobiyolojik
yöntemlerin
üründe
oluşturabileceği bazı problemler nedeni ile kurutulmuş
ürünler için daha fazla kullanılan bir yöntemdir.
Kurutulmuş
ürünlerde
fiziksel
detoksifikasyonun
yanında, son yıllarda üzerinde en çok durulan
metotlardan birisi de ozon uygulamasıdır. Ozon
uygulamasının tarımsal ürünlerde fungal çürümeye
engel olduğu, bakteriyel çoğalmayı engellediği, pestisit
ve kimyasal ilaç kalıntılarını giderdiği ve AF içeriğini
önemli ölçüde azalttığı yönünde çalışmalar mevcuttur.
Kurutulmuş ürünlerde mikotoksin üreten küflerin
kontaminasyonunu
engellemek
için
iyi
tarım
uygulamaları (GAP) ve HACCP uygulamalarının entegre
ş
ekilde kullanımı mikotoksin oluşumunu önemli ölçüde
engelleyecektir.
KAYNAKLAR
[1] Artık, N. 2007. Gıda Mikotoksinleri ve Đnsan Sağlığı
Açısından Önemi, T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
Yayın Dairesi Başkanlığı, Gıda Serisi No: 6, Ankara,
s9- 57.
[2] Sherif, S.O., Salama, E.E., Abdel- Wahhab M.A.,
2009. Mycotoxins and child health: The need for
health risk assessment. International Journal of
Hygiene and Environmental Health 21(4): 347- 68.
[3] Seo, J.A., Yu, J.H., 2005. Toxigenic Fungi and
Mycotoxins. In Handbook of Industrial Mycology,
Edited by Z. An., Marcell Dekker Inc, 270 Madison
Avenue, New York, NY 10016, 749p.
[4] Narayanasamy, P., 2006. Postharvest Pathogens
and Disease Management, John Wiley & Sons, Inc.,
Hoboken, New Jersey, USA, 582p.
L. Şen, S. Nas Akademik Gıda 8(3) (2010) 24-32
30
[5] Breyden, W.L., 2007. Mycotoxins in the food chain:
human health ımplications. Asia Pac. J. Clin. Nutr.
16: 95- 101.
[6] Park, D.L., Ayala, C.E., Guzman-Perez, S.E.,
Lopez-Garcia, E., Trujillo, S., 2001. Microbial Toxins
in Foods: Algal, Fungal and Bacterial. In Food
Toxicology, Edited by W. Helferich, C. K. Winter,
CRC Press, N.W. Corporate Blvd., Boca Raton,
Florida 33431. USA, 219p.
[7] Logrieco, A., Bottalico, A., Mulé, G., Moretti, A.,
Giancarlo, P., 2003. Epidemiology of toxigenic fungi
and their associated mycotoxins for some
mediterranean crops. European Journal of Plant
Pathology 109: 645-667.
[8] Jackson, L. S., Al-Taher, F. 2008. Factors Affecting
Mycotoxin Productions in Fruits, In Mycotoxins in
Fruits and Vegetables, Edited by Barkai- Golan, R.,
Paster, N., 525 B Street, Suite 1900, San Diego, CA
92101-4495, USA, 395p.
[9] CAST, 2003. Mycotoxins: Risks in Plant, Animal,
and Human Systems. Council for Agricultural
Science and Technology, Ames, Iowa, USA (Printed
in the US), Task Force Report, ISSN 0194-4088;
no: 39 (January, 2003).
[10] Barkai-Golan, R., Paster, N., 2008. Mouldy fruits
and vegetables as a source of mycotoxins: Part 1.
World Mycotoxin Journal 1(2): 147-159.
[11] Maraqa, A., Al-Shora, N., Farah. H., Elbjeirami,
W.E., Shakya, A.K., Sallal, A.K., 2007. Effect of
Nigella sativa extract and oil on aflatoksin
production by Aspergillus flavus. Turkish Journal of
Biology 31: 55-159.
[12] Sherif, S.O., Salama, E. E., Abdel-Wahhab M. A.
2009. Mycotoxins and child health: the need for
health risk assessment. Int. J. Hyg. Environ. Health
212(4): 347-68.
[13] Juan, C., Zinedine, A., Moltό, J.C., Idrissi, L.,
Mañes, J., 2008. Aflatoxins levels in dried fruits and
nuts from Rabat- Salé area, Morocco. Food Control
19: 849-853.
[14] Ariño, A., Herrera, M., Estopañan, G., Rota, M.C.,
Carramiñana, J.J., Juan, T., Herrera, A., 2009.
Aflatoxins in bulk and pre- packed pistachios sold in
Spain and effect of roasting. Food Control 20: 811-
814.
[15] Desphande, S.S., 2002. Handbook of Food
Toxicology, Marcel Dekker, Inc. 270 Madison
Avenue, New York, NY, USA, s387-457.
[16] Sabuncuoğlu, S.A., Baydar, T., Giray, B., Şahin, G.,
2008. Mikotoksinler: toksik etkileri, degradasyonları,
oluşumlarının önlenmesi ve zararlı etkilerinin
azaltılması.
Hacettepe
Üniversitesi
Eczacılık
Fakültesi Dergisi 28(1): 63-92.
[17] Romagnoli, B., Menna, V., Gruppionni, N.,
Bergamini, C., 2009. Aflatoxins in spices, aromatic
herbs, herb- teas and medicinal plants marketed in
Italy. Food Control 18: 697-701.
[18] Kanbur, M., Liman B.C., Eraslan, G., Altınordulu, Ş.,
2006. Kayseri’ de tüketime sunulan kırmızı
biberlerde enzim Đmmunoassay (EIA) ile kantitatif
analizi. Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi
Dergisi
3(1): 21-24.
[19] Shundo, L., Almeida, P.D., Alaburda, J., Lamardo,
L.C.A., Navas, S.A., Ruvieri, V., Sabino, M., 2009.
Aflatoxins and ochratoxin A in Brazilian paprika.
Food Control 20: 1099-1102.
[20] Özkaya, Ş., Temiz, A., 2003. Aflatoksinler: kimyasal
yapıları ve toksisisteleri ve detoksifikasyonları. Or-
Lab Online Mikrobiyoloji Dergisi 1(1): 1-21.
[21] Anonymous 2007, EC Comission of Regulation No:
1881/2006 (Ammended by 1126/ 2007).
[22] Anonymous 2010, EC Comission of Regulation No:
165/ 2010 (Ammended by 1881/ 2006).
[23] Şevitürk, M.Đ., Gönülalan, Z., 2007. Kayseri’ de
tüketime sunulan bazı tahıl ürünlerinde okratoksin A
miktarları. Sağlık Bilimleri Dergisi 16(2): 86-90.
[24] Tosun, H., Demirel, N.N., Çoban, H., 2006. Üzüm
ve üzüm ürünlerinde Okratoksin A sorunu. C.B.Ü.
Fen Bilimleri Dergisi 2(2): 141-145.
[25] Onan, E., Çoban, H., 2006. Üzüm ve şarapta olası
bir tehlike: Okratoksin A. Selçuk Üniversitesi Ziraat
Fakültesi Dergisi 20(39): 53-57.
[26] Var, I., Kabak, B., 2007. Occurence of Ochratoxin A
in Turkish wines. Michrochemical Journal 86: 241-
247.
[27] Battilani, P., Giorni, P., Pietri, A., 2003.
Epidemiology of toxin-producing fungi and
Ochratoxin A occurrence in grape. European
Journal of Plant Pathology 109: 715-722.
[28] Var, I., Kabak, B., Erginkaya, Z., 2008. Reduction in
Ochratoxin A levels in white wine: following
treatment with activated carbon and sodium
bentonite. Food Control 19: 592-598.
[29] Palumbo, J.D., O’Keeffe D.L.., Mahoney, N.E.,
2007. Inhibition of Ochratoxin A production and
growth of Aspergillus species by phenolic
antioxidant compounds. Mycopathologia 164: 241-
248.
[30] Flajs, D., Domijan, A. M., Ivić, D., Cvjetković, B.,
Peraica, M., 2009. ELISA and HPLC analysis of
Ochratoxin A in red wines of Croatia. Food Control
20: 590-592.
[31] Cemeroğlu B, Özkan M., 2004. Kurutma
teknolojisi. Meyve ve Sebze Đşleme Teknolojisi, Cilt
II, B. Cemeroğlu (ed.), s. 479-618, Başkent Klişe
Matbaacılık, Ankara.
[32] Okos, M.R., Campanella, O., Narsimhan, G., Singh,
R.K., Weitnauer, A.C., 2006. Food Dehidration. In
Handbook of Food Engineering Second Edition,
Edited by D. R. Heldman, D. B. Lund, CRC Pres,
USA, 1023p.
[33] Akova, Y., 2009. Kuru Đncir. T. C. Başbakanlık Dış
Ticaret Müsteşarlığı Đhracatı Geliştirme Etüd
Merkezi
Sektör
Raporu,
http://www.igeme.org.tr/Arastirmalar/ulke_sek/sekto
r.cfm?sec=ara
[34] Karbancıoğlu-Güler, F., Heperkan, D., 2008. Natural
occurance of Ochratoxin A in dried figs. Analytica
Chimica Acta 617: 32-36.
[35] Heperkan, D. 2006, The importance of mycotoxins
and a brief history of mycotoxin studies in Turkey.
ARI Bulletin of Istanbul Technical University 54: 18-
27.
[36] Karaca, H., Nas, S., 2006.
Aflatoxins, patulin and
ergosterol contents of dried figs in Turkey. Food
Additives and Contaminants 23(5): 502-508.
|