Barnabas İncili
28
Eğer Allah sabırla dünyaya katlanıyorsa, o zaman sen de onu
kalbine mi yerleştireceksin? Ey yeryüzünün tozu ve çamuru!
Sen sabrınla ruhuna sahip olacaksın. Bu bakımdan, eğer bir
kimse, yüzünün bir tarafına bir yumruk vuracak olsa, ona
vurması için öbür yanını teklif et.
Kötülüğe karşılık verme, çünkü en kötü hayvanlar böyle yapar;
fakat kötülüğe iyilikle karşılık ver ve senden nefret edenler için
Allah'a yalvar. Ateş, ateşle söndürülmez, ama suyla söndürülür.
İşte böyle, size diyorum ki, kötülüğün üstesinden kötülükle
değil, aksine iyilikle geleceksiniz. Güneşi iyilerin ve kötülerin
üzerine doğuran ve yağmuru da aynı şekilde yağdıran Allah'a
bakın. Evet, işte herkese iyilik yapmanız gerekiyor; çünkü
kanunda yazılıdır. Kutsal ol, çünkü senin Allah'ın
“Ben kutsalım; temiz ol, çünkü Ben temizim ve kâmil ol, çünkü
Ben kâmilim.”
demektedir. Size cidden söylüyorum ki, bir hizmetçi efendisini
memnun etmek için çalışır ve efendisini memnun etmeyecek
herhangi bir giysi de giymez, sizin, giysileriniz iradeniz ve
sevginizdir. Bakın, Allah'ı, Rabbimizi razı etmeyecek bir şeyi
istememeye ve sevmemeye dikkat edin. Emin olun ki, Allah
dünyanın debdebesinden ve şehvetlerinden nefret eder, bu
bakımdan siz de dünyadan nefret edin.”
Barnabas İncili
29
19. İsa, ihanete uğrayacağını haber veriyor ve dağdan
inerken on cüzzamlıyı iyileştiriyor.
İsa, bunları söyledikten sonra Petrus (Simon) cevap verdi.
-
Ey muallim bak ki, biz senin arkandan gelen her şeyi terk ettik,
bize ne olacak?
-
Kuşkusuz Hüküm Günü'nde yanıma oturacak, on iki İsrail
kabilesine karşı şahitlik edeceksiniz. Ey Rabbim, nasıl şeydir
bu? Ben on iki tane havari seçtim ve içlerinden biri bir şeytandır.
Bu söz üzerine havariler üzüntülerinden sapsarı kesildiler ve
gizlice yazan gözyaşlarıyla İsa’ya sordu,
-
Ey muallim, şeytan beni aldatacak ve sonra ben tart mı
edileceğim?
-
Bu kadar üzülme, Barnabas, çünkü Allah'ın dünyayı yaratmadan
önce seçtikleri helak olmayacaktır. Sevin, çünkü senin adın
hayat kitabında yazılıdır. Korkmayın, çünkü benim kötülüğümü
isteyecek olan benim sözüme üzülmez, çünkü onun içinde ilahî
duygu yoktur.
Bu sözleri üzerine, seçilenler rahatladılar. İsa dualarda bulundu
ve şakirdleri de, “Âmin, âmin, kadir ve rahim olan Rabbimiz
Allah” dediler. Duasını bitirdikten sonra İsa, havarileriyle
birlikte dağdan indi ve uzaklardan “İsa, Davud'un oğlu, bize
merhamet et!” diye bağıran on tane cüzzamlıya rastladı. İsa
onları yanına çağırdı ve şöyle dedi.
-
Benden ne diliyorsunuz, ey kardeşler?
-
Bize sıhhat ver!
-
Ah, ne kadar zavallısınız siz, aklınızı öylesine yitirmişsiniz ki,
“Bize sıhhat ver!” diyorsunuz. Benim de sizin gibi bir insan
olduğumu görmüyorsunuz.
Sizi yaratan Allah'ımıza seslenin ve kadir ve rahim olan O sizi
iyileştirecektir
|