Barnabas İncili 68
Bizim tanrılarımızdan ne kadar korktuğumuzu görüyorsunuz.
Onların heykellerine sahip olduğumuz şeylerin en iyisini
veriyoruz.” diyorlardı. Nain halkı arasında en ufak bir fesat
çıkaramayan şeytan, bu tür konuşmaları teşvik ediyordu. Ama
İsa Nain'de hiç oyalanmayıp, Kefernahum'a döndü. Nain'de
anlaşmazlıklar öyle bir kerteye gelmişti ki bazıları, “Bizi ziyaret
eden Allah'ımız” derken, bazıları “Allah görünmez, öyle ki,
O'nu kimse görmemiştir, kulu Musa bile; o halde o Allah değil,
ama O'nun oğludur” diyordu. Bir diğerleri de, “O Allah değil,
Allah'ın oğlu da değildir, çünkü Allah'ın baba olacak bedeni de
yoktur ayrıca; O, sadece Allah'ın bir peygamberidir.” diyordu.
Ve böyle kışkırtmalarda bulunuyordu İsa'nın peygamberliğinin
üçüncü yılında şeytan. Öyle ki, bu kışkırtmalardan halkımızın
başına büyük bir yıkım gelecekti.
İsa Kefernahum'a gitti; burada ahali, kendisinin geldiğini
öğrenince tüm hastalarını toplayıp, İsa'nın havarileriyle birlikte
kaldığı evin sundurmasının önüne koydu. Ve İsa'yı dışarı
çağırıp, hastalara sıhhat için ricada bulundular. Sonra, İsa
ellerini her birinin üzerine koyup, dedi, “Kutsal adınla İsrail'in
Rabbi, bu hastaya sıhhat ver.” Böyle böyle hepsi iyileşti. Sebt
gün İsa havraya girdi ve tüm halk konuştuğunu duymak üzere
buraya koşuştu. Yazıcı o gün Davud'un mezmurunu okudu,
şöyle diyordu Davud orada, “Bir zaman bulduğumda dosdoğru
hükmedeceğim.” Ardından, peygamberleri okuduktan sonra İsa
kalktı ve elleriyle sus işareti yapıp, ağzını açarak şöyle konuştu,
“Kardeşler, babamız Davud'un, bir zaman bulduğunda dosdoğru
hükmedeceğini söyleyen sözlerini duydunuz. Size gerçekten
diyorum ki, pek çok hâkim hükmünde, kendileri için uygun
düşmeyen hüküm vermek ve kendileri için uygun düşene de
zamanından önce hükmetmekten başka bir nedenle yanılgıya
düşmez. Bu bakımdan, babalarımızın Allah'ı peygamberi Davud
aracılığıyla bize şöyle bağırır, “Adaletle hükmedin ey
insanoğulları”