1 HAZIRLIK ÇALIŞMASI çalışmıştı, gitmemişti, okumamış mıydı
-İzmir’e taşınana kadar yıllarca bu fabrikada çalışmıştı.
-On yedi yaşına kadar hiç sinemaya gitmemişti.
-Acaba kendisine yazdığımız notu okumamış mıydı?
1 Aşağıdaki paragrafta Hasan’ın unutamadığı bir çocukluk anısı yer almakta. Buna benzer komik bir çocukluk anınızı arkadaşlarımıza anlatalım. Bir gün komşumuz Hale Teyze çocuklarıyla beraber bize gelmişti. Annem misafirlerimiz için çok
güzel pastalar, börekler hazırlamıştı. Salonda çok gürültü yaptığımızdan olsa gerek, biz çocuklara
pastalarımızı mutfakta yememizi söylemişti. Hale Teyze’nin büyük oğlu Ömer benimle, küçük oğlu
Selim ise kardeşimle yaşıttı. Hepimiz büyük bir iştahla pastalarımızı yemeye başlamıştık. Selim ga-
zozunu hepimizden önce bitirip kardeşimden gazoz istemişti. Kardeşim de yanlışlıkla gazoz yerine
çamaşır suyu doldurmuştu bardağa. Selim’in bir yudum içtikten sonraki yüz ifadesini ve çığlığını
ömrüm boyunca unutamam.
ÜNLÜ BİLİM ADAMLARININ ÇOCUKLUKLARI Albert Einstein 14 Mart 1879’da Almanya’da dünyaya gelen Albert Einstein’ın babası Hermann bir elektrik
şirketinin sahibi, annesi Pauline ise yetenekli bir piyanistti. Albert iki buçuk yaşındayken, kız
kardeşi Maja dünyaya gelmişti. Albert okula başlamadan önce konuşma zorlukları yaşıyordu,
annesi ve babası bu durumdan kaygılanarak onu doktora götürmüşlerdi. Bir gece yemek yer-
ken sessizliğin içinden Albert’in sesi duyulmuştu: ‘‘Bu çorba çok sıcak.’’ Ailesi daha önce niye
hiç konuşmadığını sorunca Albert şöyle yanıt verdi: ‘‘Çünkü şimdiye kadar her şey düzenliydi.’’
Dört beş yaşlarında hasta bir şekilde yataktayken babası onu neşelendirmek için manyetik
bir pusula vermişti. Pusula ibresinin hareketini o yaşta oldukça gizemli bulmuştu ve o pusula
kendisinde büyük bir merak uyandırmıştı. Pusulayı defalarca etrafında döndürmesine rağmen
içindeki ok aynı noktayı işaret ediyordu. Einstein, boş uzayda güçlerin olduğunu ve pusulaya etki ettiklerini söylemişti.
Einstein ilkokula başladıktan sonra, okuldaki sıkı disiplinden ve ezberci anlayıştan rahatsız olmaya başlamıştı. Albert do-
kuz buçuk yaşındayken Katolik ilkokulundan ayrılıp Luitpold Gymnasium’da eğitim görmeye başlamıştı. Gymnasium Antik
Yunanca ve Latinceye büyük önem veriyordu. Müfredatta ayrıca modern diller, coğrafya, edebiyat ve matematik de bulu-
nuyordu. Einstein, Latince ve matematikteki keskin mantığı seviyor ve bu derslerde en yüksek notları alıyordu. Gymnasium
ilkokuldan çok daha sıkı bir disipline sahipti. Einstein burada otoriter öğretmenler ile sürekli çatışıyordu ve öğretmenleri
Einstein’ın bağımsız, isyankâr kişiliğinden hiç hoşlanmıyordu.
OKUMA
İ S T A N B U L YA B A N C I L A R İ Ç İ N T Ü R K Ç E Ö Ğ R E T İ M S E T İ C 1