İ S T A N B U L
YA B A N C I L A R İ Ç İ N T Ü R K Ç E Ö Ğ R E T İ M S E T İ C 1 / +
188
SÖZÜN ÖZÜ
MEDENİYETİMİZE YÖN VERENLER
Aşağıdaki özlü sözleri kendi kelimelerimizle ifade edelim. Aynı fikri siz nasıl dile getirirdiniz?
“Uygarlık, insanlarla doğanın arasını açmıştır.”
Hüseyin Rahmi Gürpınar
“Çiçeklerin olmadığı yerlerde insanlar yaşayamaz.”
Napolyon
“Bırakın da tabiat size dadılık etsin.”
Wordworth
“Yaş kesen baş keser.”
Atasözü
“Dünya herkesin ihtiyacına yetecek kadarını sağlar, herkesin hırsına yetecek kadarını değil.”
Mahathma Gandhi
“Ancak
en son ağaç kesildikten, en son nehir zehirlendikten ve en son balık tutulduktan sonra anlayacaksınız ki,
insan
parayı yiyemez!”
Kızılderili Cree
“Doğa, bize dedelerimizden
kalan bir miras değil, torunlarımıza bırakacağımız bir emanettir.”
Kızılderili Duwanish
“Öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile zeytin dikeceksin.”
Nazım Hikmet
AHMET HAMDİ TANPINAR
23 Haziran 1901’de İstanbul’da doğdu. 1923 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fa-
kültesini bitirdi. Liselerde ve yüksekokullarda çeşitli dersler okuttu. 1939 yılında İstanbul
Üniversitesinde Yeni Türk Edebiyatı profesörlüğüne atandı. 1942-1946 yılları arasında
Maraş Milletvekili olarak görev yaptı. Bir süre Milli Eğitim müfettişliği yaptı. Sonra 1949
yılında Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümündeki görevine döndü. Gençlik
yıllarında Yahya Kemal ve Ahmet Haşim’in talebesi ve dostu olmuş, Batı edebiyatından
Paul Valéry ile Marcel Proust’u kendisine üstad olarak seçmiştir. Bu yazarlar edebiyatta
güzellik ve mükemmeliyete ön planda yer verirler. Onlara göre edebiyat, tıpkı resim ve
musiki gibi “güzel sanat”tır. Onlardan farkı, boya ve ses yerine, insanı ve hayatı anlatma-
da bu iki vasıtadan çok daha zengin olan dili kullanmasıdır.
Tanpınar şiiri hayatının en büyük ihtirası haline getirmiş, fakat asıl kabiliyetini şiir estetiğine göre yazdığı mensur eser-
lerde göstermiştir. İlk şiiri 1920’de yayımlanmıştır. Geniş okuyucu kitlesi onu umumiyetle lise kitaplarına ve antolojilere
giren “Bursa’da Zaman” şiiri ile tanır. Hayatı boyunca sağlığından şikâyetçi olan Ahmet Hamdi Tanpınar’ın cenazesi Rumeli
Hisarı Kabristanı’nda, hocası ve dostu Yahya Kemal’in yanı başına defnedildi. Mezartaşı üzerinde çok bilinen “Ne İçindeyim
Zamanın” şiirinin ilk iki mısrası yazılmıştır:
“Ne içindeyim zamanın / Ne de büsbütün dışında”.
“O yıpranmamış insanlıktı. İnceliklerini kendisinde bulurdu. Şimdi de cins bir horoz gibi lokantanın dibinde kendi ken-
dine kibirleniyordu. Bu, maddesine hürmet ve hayranlıktı. Hakikatte bir nevi iptidai narsisizm ki, ayna diye sadece kadının
vücudunu alıyor, orada aksini biraz bulanık görünce istikrahla fırlatıp atıyor ve değiştiriyordu. Bunu kadınlar da yapabilirdi.”
Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur (S.179)