İ S T A N B U L
YA B A N C I L A R
İ Ç İ N T Ü R K Ç E Ö Ğ R E T İ M S E T İ C 1
42
Dördüncü gün onu kucağıma aldığımda bir güven duygusu yaşadım. Bu bana hayatının 10 yılını hediye eden kadındı.
Beşinci gün bu güven duygusu daha da büyümüştü. Bundan Jane’e bahsetmedim. Günler geçtikçe onu taşımak daha da
kolaylaşmıştı. Belki de bu sayede yaptığım antrenmandan dolayıydı bu.
Bir sabah onu ne giyeceğini düşünürken izledim. İsyan ederek her gün kıyafetlerinin biraz daha bol geldiğini söyledi.
Birden onun ne kadar süzüldüğünü ve kilo verdiğini fark ettim. Demek ki onu her sabah daha kolay taşıyabilmemin sebebi
buydu. Birden bir düşünce yüzüme yumruk gibi vurdu. Bu kadar acıyı ve üzüntüyü kalbinde taşıyordu. Farkında olmadan
başını okşadım. O an oğlumuz da geldi ve “Baba, annemi taşıman lazım.” dedi. Bu hayatımızın bir parçası olmuştu. Baba-
sının annesini odadan kapıya taşıması. Eşim oğlumuzu yanına çağırdı ve ona sıkı sıkı sarıldı. Ben başımı çevirdim, son anda
kararımdan vazgeçmek istemiyordum. Onu kucağıma aldım ve yatak odasından kapıya kadar taşıdım. Elini enseme koy-
muştu ve ben onu sıkı sıkı tutmuştum. Tıpkı evlendiğimiz gün gibi. Artık huzursuzlanmıştım bu kadar kilo vermesinden. Son
gün onu kucağımda taşıdığımda hareket etmedim. Oğlumuz okuldaydı ve eşime hayatımızdaki yakınlığın ne kadar eksildiği-
ni söyledim. Ofise gittim. Kapıyı kilitlemeden arabadan fırladım. Bunun için zaman yoktu. Her anın kararımı değiştirmesin-
den korkuyordum. Merdivenden yukarı koştum, yukarı varınca Jane kapıyı açtı. Ona karımdan boşanmayacağımı söyledim.
Şaşkın bir ifadeyle elini alnıma koydu ve “Senin ateşin mi var?” diye sordu. “Üzgünüm Jane ama ben artık boşanmak iste-
miyorum.” dedim. Evliliğimizin renksiz kalması sevgi eksikliğinden değil, birbirimizin değerini unuttuğumuzdandı. Jane olayı
anlayınca yüzüme bir tokat attı ve kapıyı kapatarak ağlamaya başladı. Hemen aşağı koşup ilk çiçekçiye gidip eşime bir buket
çiçek aldım. Üzerindeki karta da ‘’Seni her sabah hayatımın sonuna kadar taşıyacağım.’’ yazdım. Eve vardığımda yüzümü
bir gülümseme kapladı. Elimde çiçeklerle yatak odasına gittim ve eşimi yatağın üstünde ölü olarak buldum. Eşim aylardır
kanser ile savaşıyordu ve ben Jane ile ilgilenmekten bunu fark etmemiştim. Fazla yaşamayacağını bildiği için, beni oğlumun
negatif tutumundan korumaya çalışmıştı. En azından oğlumun gözünde iyi bir eş olarak kalmamı istemişti.
İlişkideki küçük şeylerdir önemli olan. Villalar, arabalar çok paralar değil. Bunlar hayatı kolaylaştırır ama asla mutluluğun
temeli olamazlar. İlişkine zaman ayır ve ilişkine güven, huzur verecek şeylere meşgul ol. Mutlu bir beraberlik yaşa.
Dostları ilə paylaş: