7.4. Siber Savaş
Bilgisayarların keşfi sonrasında, her geçen gün gelişen bilgi sistem-
leri ve iletişim teknolojileriyle, özellikle haberleşme, finans, enerji
ve güvenlik faaliyetlerinin bilgi sistemleri üzerinden yürütülmesi
sonucu bilişim sistemleri günlük yaşamın vazgeçilmez bir parça-
sı olmuştur. Bilginin, elektronik ve bilişim sistemlerinin sağladığı
imkânlarla üretildiği, daha etkin işlendiği, iletildiği, muhafaza edil-
diği ve kullanıldığı “Siber Uzay” ya da “Siber Ortam” konuşulma-
ya başlamış ve bu ortamın öneminin her geçen gün daha da arttığı
görülmüştür [22].
Siber ortamda bilgilere ve bilişim sistemlerine yönelik başlayan
kötü niyetli hareketlere ve saldırılara karşı bilginin ve bilgi sistem-
lerinin korunması, karşı tarafın bilgilerine ve bilgi sistemlerine za-
rar verilmesi veya olumsuz etkilenmesi olayları ile birlikte “siber
H İ B R İ T S AVA Ş K A P S A M I N D A S İ B E R S AVA Ş V E S İ B E R C AY D I R I C I L I K
193
güvenlik” ve “siber savaş” kavramları ortaya çıkmıştır [22]. Siber
ortamda sahip olunan imkân ve kabiliyetlerin, sadece siber alanda
değil, özellikle diplomasi ve askeri alanlarda “caydırıcılık” sağla-
mak maksadıyla da kullanıldığı görülmüştür.
Siber ortam, sanal ortam, sayısal ortam, bilgi ortamı vb. terimlerle
de adlandırılmakta olan ve geçen yıllar süresince pekçok tanımının
yapıldığı görülen “siber uzay”; kısaca “bilgisayar ağları üzerinde
sayısallaştırılmış bilginin iletildiği düşünsel ortam”, geniş kapsamlı
olarak da “bilgisayar ve füzelerden, güneşten gelen ışınlara kadar
elektronik ve elektromanyetik görüngenin kullanımı ile karakterize
edilen alan”
[23] şeklinde tanımlanmaktadır.
Türkiye 2016-19 Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi Belgesinde siber
uzay; “tüm dünyaya ve uzaya yayılmış durumda bulunan bilişim
sistemlerinden ve bunları birbirine bağlayan ağlardan veya bağım-
sız bilgi sistemlerinden oluşan sayısal ortam” [24]
olarak tanımlan-
mıştır.
Tanımlar incelendiğinde siber uzayın fiziksel ve sanal olarak iki bir-
leşik yapıdan oluştuğu görülmektedir. Fiziksel yapı, sayısal elekt-
ronik cihazları, bilgisayarları, akıllı telefonları, akıllı nesneleri, algı-
layıcıları ve duyargaları, uydu sistemlerini ve internet dâhil bütün
bilgisayar ağlarını içeren her türlü bilgi ve iletişim sistemlerini ve
kullanıcılarını kapsamaktadır. Sanal anlamda ise, fiziksel ortamda-
ki işletim sistemleri başta olmak üzere yazılım ve kodlar ile üretilen,
depolanan, iletilen ve çeşitli maksatlarla kullanılan her türlü verileri
ve bilgileri kapsamaktadır.
Teknolojik gelişmeler sonrası içinde yaşadığımız bilgi çağında,
elektronik, bilgi ve iletişim sistemleri ile hayatımızın, beynimizle
sinir sistemimizin vücudumuzda olduğu gibi, en önemli parçala-
rından birisi haline gelen siber uzay; saldırılar, suçlar, terör olayları
ve savaş gibi pekçok tehlikeyi de üzerinde barındırmakta, bu tehli-
keler de her geçen gün çeşitlenerek artmaktadır.
Kazanç sağlamak veya zarar vermek maksatlarıyla siber uzayda
belirlenecek hedef ya da hedeflere yönelik gerçekleştirilecek faali-
yetler siber saldırıları oluşturmaktadır. ABD Ulusal Araştırma Kon-
seyi tarafından, 2009 yılında yapılan bir çalışmada siber saldırılar
“bilgisayar sistemleri, ağlar veya bilgiyi ve/veya bunlarda yerleşik
olan ya da bunları taşıyan programları bozmak, aldatmak, küçük
M U S T A F A Ş E N O L
194
düşürmek veya yok etmek için yapılan kasıtlı hareketler” [23] ola-
rak tanımlanmıştır.
Siber saldırılar, siber ortamdaki fiziksel veya sanal yapıyı, yazılım,
donanım ve alt yapı sistemlerini, genellikle de bu sistemler üzerin-
deki bilgiyi ve kullanıcıları hedef almaktadır. Saldırganlar bilgiyi
ve kullanıcıları hedef alarak eylemlerini gerçekleştirirken temel ola-
rak üç prensibe göre hareket etmektedirler. Bunlar, gizli bilgilerin
elde edilmesi veya bilginin gizliliğinin açık edilmesi, bilgiye zarar
verilerek değiştirilmesi yani bütünlüğünün bozulması ve bilgiye
kullanıcıların erişiminin engellenmesi yani kullanılabilirliğinin ön-
lenmesidir. Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı belge-
sinde bu üç prensipten hareketle siber saldırıların tanımı, “ulusal
siber uzayda bulunan bilişim sistemlerinin gizlilik, bütünlük veya
erişilebilirliğini ortadan kaldırmak amacıyla, siber uzayın her hangi
bir yerindeki kişi ve/veya bilişim sistemleri tarafından kasıtlı olarak
yapılan işlemler” [24] şeklinde yapılmıştır.
Başlangıçta klasik suç tanımına uymayan ve bilgisayar veya bilişim
suçları olarak ifade edilmeye başlanan suçlar, bilgisayarın iş haya-
tında ve internetin yaygınlaşarak sosyal hayatta da kullanılmasıyla
birlikte siber suçlar kavramı ile ifade edilmeye başlanmıştır. Genel
olarak, “bilgisayarların kötüye kullanılması, bilgileri otomatik işle-
me tabi tutulmuş ve verilerin nakline ilişkin kanuna ve meslek ha-
yatına aykırı davranışlar” [26] şeklinde ifade edilen ve uluslararası
bir konu olan siber suçlar, BM 10’uncu Kongresinde (2000) bilişim
sistemi güvenliğini/veri işlemini hedef alan, bilişim sistemi/ağı ma-
rifetiyle gerçekleşen kanun dışı eylemler” [27] şeklinde açıklanmış-
tır.
Avrupa Konseyi Siber Suçlar Sözleşmesinde (2004) ise; yetkisiz
erişim, sisteme ve veriye müdahale, bilişim sistemi aracılığıyla
sahtekârlık ya da dolandırıcılık suçları yanında, bilgisayar ve veriye
yönelik fiillere ilave olarak, bilişim sistemlerinin kullanılmasıyla ve
özellikle internetin yaygınlaşması ile birlikte niceliksel olarak orta-
ya çıkan çocuk pornografisi, telif haklarına ilişkin ihlaller, yabancı
düşmanlığının ve ırkçılığın önlenmesine ilişkin hükümler de siber
suç kapsamına alınmıştır [28].
Teknolojinin gelişmesine paralel olarak, teknolojik araçlar ve bilişim
sistemleri terör unsurlarınca her geçen gün daha yaygın kullanılır
H İ B R İ T S AVA Ş K A P S A M I N D A S İ B E R S AVA Ş V E S İ B E R C AY D I R I C I L I K
195
olmuştur. Siber uzay ile terörizm sözcüklerinin birleşiminden olu-
şan siber terörizm, en basit şekilde, terör gruplarının siber ortamı
kullanarak terör faaliyetlerini gerçekleştirmeleri şeklinde açıklana-
bilir.
Günümüzde özellikle modern terör örgütlerinin, örgütlerini ya-
pılandırmak, eleman temin etmek, amaçları doğrultusunda orga-
nizasyon ve eylemlerini planlayarak gerçekleştirmek maksadıyla
bilişim teknolojilerini yaygın olarak kullandıkları, kamu ve özel
kurumların bilişim sistemlerine yönelik siber saldırı faaliyetleri ger-
çekleştirdikleri görülmektedir.
Ancak uluslararası ortamda, terörizmin tanımı olmadığı gibi, siber
terörizmin de kabul görmüş ortak bir tanımı bulunmamaktadır. Si-
ber terörizmin genel bir tanımı; politik veya sosyal hedefleri ger-
çekleştirmek, devleti ve vatandaşlarını korkutarak, aşağılayarak,
baskı oluşturarak etkilemek ve hükümet politikalarını değiştirtmek
maksadıyla, bilgisayarlara, ağ sistemlerine, veri tabanlarına bilişim
teknolojisi kabiliyetlerini kullanarak yapılan yasadışı tehdit ve zarar
verici saldırılar [28] şeklinde yapılmaktadır. Tanımdan da anlaşı-
lacağı üzere, siber terör olaylarında, silah olarak bilişim sistemleri
kullanılarak, hedef olarak kişilere, kurumlara veya devlete ait bilgi-
sayar ve iletişim sistemleri alınarak yapılan siber saldırılar, korku
ve şiddet içermesi yanında, can ve mal kaybına da sebep olabilmek-
tedir.
Günlük yaşamda saldırılara, hassas ve değerli varlıklara gelecek her
türlü kötülüğe, hasar veya zarara karşı korunma veya karşı koy-
ma derecesi anlamında kullanılan “güvenlik” kavramı TDK sözlü-
ğünde “Toplum yaşamında yasal düzenin aksamadan yürütülmesi,
kişilerin korkusuzca yaşayabilmesi durumu, emniyet” [1] şeklinde
açıklanmaktadır. Güvenlik kavramı halk arasında saldırılara karşı
koyma anlamına gelen “savunma” kavramı yerine de kullanılmak-
tadır.
Saldırılarda hedefin merkezinde bilginin olması nedeniyle, başlan-
gıçta “Bilgi Güvenliği” olarak kullanılan kavramın siber güvenliği
de kapsadığına dair yaklaşımların olmasına karşın, günümüzde si-
ber ortamın hızlı değişimi dolayısıyla yaşanan olayların da etkisiyle
bunun tersinin yaygınlaştığı, siber güvenliğin bilgi güvenliğini de
M U S T A F A Ş E N O L
196
içerir şekilde kullanılmaya başlandığı görülmektedir. Bu durum,
“konuyla ilgili farklı terimlerin ve tanımların ortak temalarından
hareketle, siber güvenliğin devlet sırlarının korunması ve ulusal sa-
vunmanın sağlaması için temel esas olduğu…” şeklinde NATO Si-
ber Güvenlik Çerçeve Kılavuzu’nda da açıkça vurgulanmıştır [29].
Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı belgesinde ise siber
güvenliğin; “siber uzayı oluşturan bilişim sistemlerinin saldırılar-
dan korunmasını, bu ortamda işlenen bilgi/verinin gizlilik, bütün-
lük ve erişilebilirliğinin güvence altına alınmasını, saldırıların ve
siber güvenlik olaylarının tespit edilmesini, bu tespitlere karşı tepki
mekanizmalarının devreye alınmasını ve sonrasında ise sistemlerin
yaşanan siber güvenlik olayı öncesi durumlarına geri döndürülme-
sini” [24] ifade ettiği belirtilmiştir.
Strateji belgesindeki bu tanımlamada görüldüğü üzere, temel amaç
bilgiyi korumak ve sistemlerin devamlılığını sağlamak olup, bilgi-
yi, bilişim sistemlerini ve kullanıcılarını hedef alarak gerçekleştiri-
len siber saldırılarda kullanılan üç prensip (bilginin gizliliğinin ve
bütünlüğünün korunması ve erişilebilirliğinin sağlanması) siber
güvenliğin de temelini teşkil etmektedir. Siber saldırı ve olayların
tespit edilerek engel olunması ve bilişim sistemlerinin saldırı/olay
öncesi duruma döndürülmesi siber güvenliğin temel amaç ve he-
defleri arasında yer almaktadır.
Siber ortamın tehlikelerinin farkında olan ülkeler siber güvenli-
ği önemsemekte, siber tehditleri ulusal güvenliğe karşı en önem-
li tehdit unsurlarından biri olarak kabul etmekte ve başta ülkenin
elektronik haberleşme, enerji, su yönetimi, kritik kamu hizmetleri,
ulaştırma, bankacılık ve finans sektörleri vb. kritik altyapıları olmak
üzere bireylerinin, kurum ve kuruluşlarının varlıklarını siber risk-
lere, tehditlere ve saldırılara karşı korumak için çözümler üreterek
uygulamaya koymaktadırlar. Bu konuda gerekli adımları atmayan
ülkeler ise geç kalmış demektir. Çünkü başlangıçta küçük çapta ve
bir kısmı zararsız denebilecek seviyedeki riskler, tehditler ve saldı-
rılar, teknolojinin gelişmesi ve internetin yaygınlaşmasıyla birlikte,
insanoğlunun varoluşundan başlayarak zaman içerisinde kara, de-
niz, hava ve uzay gibi kendine has özellikleri ve gereklilikleri bulu-
nan dört savaş alanına, 21’inci yüzyıla gelindiğinde, beşinci savaş
alanı olarak “siber uzay” (Şekil 7.5) eklenmiştir.
H İ B R İ T S AVA Ş K A P S A M I N D A S İ B E R S AVA Ş V E S İ B E R C AY D I R I C I L I K
197
Dostları ilə paylaş: |