Dr. Carol S. Dweck
York Times'ta
bir yazıda "Yetenek orada ve bu en önemli şey" diye
saçma bir cümle yazıyordu. Soru; bu türden bir övgünün insanları
cesaretlendirip cesaretlendirmediğidir.
Araştırmalarımız hakkındaki en
harika şey; bu soruları sarabil
meniz ve sonra cevapları bulmaya yönelebilmenizdir. Çoğunluğu
büyüme çağında olan yüzlerce öğrenciyle çalışmalar yürüttük. Ön
celikle her öğrenciye sözel olmayan bir
IQ
testinden uygun olan on
soru yönelttik. Öğrencilerin çoğu bu soruları yapabildiler, bitirdik
lerinde öğrencileri övdük.
Bazı öğrencileri sahip oldukları yetenekleri için övdük. Bu öğ
rencileri, "İnanılmaz, sekiz doğru cevabın var. Gerçekten iyi bir so
nuç elde etmişsin. Bu işte çok iyisin" gibi cümlelerle övdük. Adam
Guettel'ın "öyle yeteneklisin ki " denilen durumundaydılar.
Diğer öğrencileri gösterdikleri çaba için övdük: "İnanılmaz, sekiz
doğru cevabın var. Gerçekten iyi bir sonuç elde etmişsin. Çok ça
lışmış olmalısın." Özel bir yetenekleri varmış gibi hissettirilmediler,
başarmak için gereken neyse onu yaptıkları için övüldüler.
İki grupta başlangıçta aynı durumdaydılar
ancak övgülerden
hemen sonra, farklılaşmaya başladılar. Korktuğumuz gibi, övgüler
öğrencileri sabitlenmiş düşünce tarzına
doğru itti, bu düşüncenin
bütün işaretlerini de bizlere gösterdiler:
Onlara bir seçim sunduk,
ondan yeni şeyler öğrenebilecekleri zor bir deneyimi reddettiler. Ku
surlarını ortaya çıkaracak ve yeteneklerini sorgulayacak hiçbir şeyi
yapmak istemediler.
Guettel on üç yaşındayken, Metropol Opera yayınında ve ayrıca
Amahl ve Gece Ziyaretçileri
televizyon fılminde yıldız olmaya tama
men hazır hale getirilmişti. Guettel başını eğerek kenara çekildi, sesi
kısılmıştı. "Sesimin değiştiğini uydurmuştum, taklit yapıyordum ...
Üzerimdeki baskının üstesinden gelmek istemedim."
Buna karşın, öğrenciler çabaları için övüldükleri zaman, öğrenci
lerin yüzde 90'ı ondan yeni şeyler öğrenebilecekleri başka bir dene
yim daha yaşamak istediklerini belirttiler.
104
Dostları ilə paylaş: