Bugünkü Rusya da, o zamanki Rusya de ildir. Bismarck'ın aklına hiçbir zaman ilke olarak
sürekli ve kesin bir politika saptamak gelmemi tir. O böyle bir engel ile kendisini
ba lamayacak kadar zamanın gereklerini biliyordu. Örne in, "O zaman Bismarck ne yaptı?"
sorusu sorulmamalı. Daha çok, "Bugün ne yapardı?" sorusuna cevap aranmalı. Bu soruya
cevap vermek çok kolay. O hiçbir zaman, kendi siyasal akıl ve yetenekleri ile hareket ederek,
yok olmaya mahkûm bir devlet ile anla ma imzalamazdı.
Zaten Bismarck, Alman sömürge ve ticaret politikasını çe itli duygularla dü ünüp ele almı tır.
Onun gözünde, en önemli ey, ilk önce yarattı ı devletin ülke içinde güçlenmesi için en iyi
artları sa lamaktı. Rusya ile olan sınırın savunulmasına önem verilmesinin tek sebebi de bu
olmu tur. Çünkü elleri, batıda serbest kalıyordu. Ama o zaman Almanya için yararlı olan ey,
bugün zararlı olurdu. 1920-1921 senelerinden itibaren genç Nasyonal Sosyalist hareket siyasi
ufuk üzerinde yava yava belirmeye ve orada burada Alman milletinin kurtulu hareketi gibi
kabul olunmaya ba ladı ı zaman, partimizle ba ka milletlerin hareketleri arasında bir ba lılık
tesis etmek için çe itli yönlerden bize sokulma a ba ladılar. Bu giri imler hesaba sı maz
taraftarları olan tutsak milletler toplulu u adına yapılıyordu. Ço unlu u Balkan milletlerinden
ve Mısır ile Hindistan temsilcilerinden olu an bu kurallardaki adamlar, benden daima gerçek
temeli olmayan, kendini be enmi gevezeler izlenimini uyandırıyordu. Gerçi, özellikle milli
topluluk içinde birçok Alman görüldü ki, bu kendini be enmi do ulu insanlarla kar ıla tı ı
vakit gözleri kama tı. Nereden geldi i bilinmeyen herhangi bir Hint ya da Mısırlı ö renciyi,
Hindistan'ın ya da Mısır'm temsilcisi olarak kabul ettiler. Burada, arkalarında hiçbir
geçmi leri olmayan ve özellikle hangi devletle ya da ki i ile olursa olsun bir antla ma
imzalamaya hiçbir kimse tarafından yetki verilmemi olan adamların söz konusu oldu unu
bilmiyorlardı. Bu gibi unsurlarla ortaya çıkacak bütün ili kilerin eylemsel sonucu bir sıfırdan
ibarettir. Kaybedilecek zamanın "kâr ve zarar" hanesine yazılması gerekece i dü üncesi de
caba
1
,ı Ben bu türlü giri imlere kar ı sürekli olarak direndim. Sebebi, bu sonuç alınamayacak
görü melerle haftalar kaybetmektense, dalı.ı ba ka bir i le ya da i lerle me gul olabilmem
ihtimali de ildi Bu milletlerin temsilcileri yetkili olsalar bile, bende her eyin yararsı/, hatta
zararlı olabilece i dü üncesi vardı. Daha barı zamanında, Al man siyasetinin ki isel bir
saldırı faaliyetini dü ünmeyerek, dünya tarihi tarafından emekliye sevk edilmi olan ihtiyar
devletlerle sa vunması ile ilgili antla ma yapmı olması, üzülecek bir olaydı Avusturya ve
hatta Osmanlılarla antla ma yapmakta hiç mutluluk duyulacak bir ey yoktu. Dünyanın en
güçlü askeri ve sanayi devletleri faal bir saldırıya yönelik antla ma yaparlarken, zayıf devlet
organları toplanıyor ve yok olmaya mahkûm bu hırdavatlarla, güçlü bir dünya ittifakına kar ı
çıkılmak isteniyordu. Almanya bu dı siyasetinin hatalarım acı acı çekti. Fakat pek acı olan bu
ceza bizi, ebedi hülyacılık hastalı ımızın çabucak nüksetmesinden kurtaramadı. Çünkü, baskı
altında inleyen milletler grubu ile, pek güçlü galip devletlerin silâhlarını ellerinden almaya
giri mek yalnız gülünç de il, aynı zamanda çok korkunç ve u ursuz bir i tir. Böyle bir giri im
milletimizi gerçek olanaklardan yeniden uzakla tırır, hayal ve ümit içinde yüzmesine sebep
olur. Bugün Alman milleti, bo ulmak üzere iken bir saman çöpüne sanlan bir adama
benzemektedir. Bu benzetme çok kültürlü ki iler içindir. Gerçekle mesi ihtimali en az olan
ümitlerin aldatıcı alevleri az çok görülmeye ba lar ba lamaz, herkes bu adamların pe lerinden
ko ar, birtakım hayaletleri izler. Bu; ister baskı altında inleyen milletler toplulu u olsun, ister
milletler cemiyeti olsun, ya da herhangi bir ham hayal olsun, yine binlerce sadık taraftar
bulacaktır.
1920-1921 yılları içinde ırkçı çevrelerde, ingiltere'nin pek yakında Hindistan'da bir bozguna
u rayaca ına dair, birdenbire ortaya çıkan çocukça ve akıl ermez ümitleri hatırlıyorum. O
günlerde Avrupa'da dola an rasgele Asyalı hokkabazlar, ya da gerçek oldukları kabul
edilebilen Hindistanlı hürriyet severler, ba ka ba ka yerlerde ve tamamen aklı ba ında olan
birtakım ki ilere, Büyük Britanya Imparatorlu u'nun aslında kendisine kö e ta ı hizmetini
gören Hin distan'da, yok olmak üzere bulundu u yolundaki sabit fikirlere inandırmayı
ba armı lardı. Bu olaylarda da, bütün bu fikirleri yalnız kendilerindeki isteklerin do urmakta*
oldu unu fark edemedikleri gibi, ümitlerindeki anlamsızlı ın da farkına yaramıyorlardı.
Böylece Hindistan'da ingiliz egemenli inin yıkılması ile, Britanya imparatorlu u'nün sonunun
gelece ini dü ünüyorlardı. Bu yüzden de Hindistan'ın ingiltere için çok önemli oldu u fikrine
varıyorlardı.
Ama bu hayati sorun hiç ku kusuz, yalnız Alman ırkçı peygamberlerinin bildikleri derin bir
sır de ildi, ingilizler de bu konuyu biliyorlardı. ngiltere'nin, Britanya imparatorlu u içinde,
Hindistan'ın önemini gerçek de eri ile takdir etmedi ini sanmak, çocukça bir hareket olur.
Dünya Sava ı'ndan bir ders alınmaması ve ingiltere'nin en son çarelere ba vurmadan
Hindistan'la elinden gitmesine izin verece ini hayal edecek kadar Anglosakson azim ve
iradesinin bilinmemesi, üzüntü duyulacak bir konudur. Bu konu, Almanlar tarafından
ngilizlerin bir imparatorlu a ne biçimde nüfuz edip, onu nasıl yönettiklerinin bilinmedi inin
de bir kanıtıdır, ingiltere, yönetim mekanizmasında bir ırkçı da ılma ile kar ı kar ıya kalırsa,
ya da güçlü bir dü manın kılıcına boyun e erse Hindistan'ı kaybedecektir. Bugün birinci
görü için Hindistan'da böyle bir ihtimal kesin olarak yoktur. Hint âsileri hiçbir zaman bunu
ba aramayacaktır. ngilizleri hüküm altına almanın ne kadar zor oldu unu biz Almanlar kesin
derecede ö renmi izdir. Ben, bir Cermen sıfatıyla her eye ra men, Hindistan'ın herhangi bir
devletin hâkimiyetine girmesinden ziyade, ngiliz hâkimiyeti altında bulunmasını tercih
ederim. te bu da ba ka bir konu.
Mısır'da bir isyan efsanesiyle ortaya çıkarılan ümitler de aynı derecede de ersizdiler. "Cihat",
bizde aptal rolü oynayanlara ve ba kalarının da bizim için kanlarını dökmeye hazır olduklarını
sananlara, ho bir titreme verebilir. Do rusu i alanına geçemeyip yalnız açıklamak amacını
güden bu dü ünce, sürekli olarak bu türlü ümitlerin kayna ını olu turur. Gerçekte bu sava ,
ingiliz makineli tüfek bölüklerinin öldürücü ate i ve parçalayıcı bomba ya murları altında
ölümlü bir sona ula acaktır. Çünkü gerekti i an hayatını savunmak için kanının son damlasını
dökmeye hazır, güçlü bir hükümete kar ı, de erleri herkesçe bilinen milletlerden kurulu bir
antla ma yaparak saldırmak olanaksızdır. (Alınanlarda, "istek fikrin babasıdır" diye bir
atasözü vardır.) nsan malzemesinin de erini tahmin için ırka dayanan bir ırkçı sıfatıyla,
milletimin gelece ini, zulüm gören milletlerin gelece ine ba lamaya benim hakkım yoktur.
Onların ırk yönünden ne kadar a a ı olduklarını bilirim.
Bugün Rusya'ya kar ı aynı vaziyeti almamız gerekmektedir. Alman yönetici sınıfından
yoksun kalmı olan imdiki Rusya, yeni efendilerinin, yani Yahudilerin gizli niyetlerine ba lı
kalmaksızın Alman milletinin kurtulu u u rundaki mücadelesinde bir müttefiki olamaz.
Yalnız askeri yönden, batı Avrupa'ya, ya da daha ihtimal dahilinde olan bütün dünyaya kar ı,
Almanya ile Rusya sava açtıklarında , durum do rudan do ruya felâket verici bir biçimde
ortaya çıkacaktır. Çünkü sava Rus topraklarında de il, Alman topraklarında olacak ve
Almanya, Rusya'dan pek az bile olsa etkili bir yardım alamayacaktır. Bugünkü Almanya'nın
askeri araçları bir sava için pek de ersiz ve yetersizdir. Bu yüzden ingiltere de dahil olmak
üzere Batı Avrupa'ya kar ı sınırların savunulması olanak dı ı kalacaktır. Alman sanayi
bölgesi, dü manlarımızın sürekli saldırılarına savunmasız kalarak u rayacaktır. Bundan ba ka
Rusya ile Almanya arasında tamamen Fransa'nın elinde bulunan Lehistan vardır. Rusya ile
Almanya, Avrupa'nın batısına ortak sava açtıklarında; Rusya ilk askerini bir Alman
cephesine yollamadan önce, Lehistan'ı yere sermek zorunda kalacaktır. O zaman askerden
ziyade tekni e ihtiyaç duyulacaktır. Bu bakımdan Dünya Sava ı'ndaki vaziyetin daha müthi
bir ekli tekerrür edecektir. O zaman sanayiimiz müttefiklerimizin damarlarına kan vermi ve
teknik sava ı, tek ba ına Almanya yüklenmek zorunda kalmı tı.
Dünyanın genel motorla masma biz hemen hemen kar ılık veremeyece iz. Gelecekteki bir
sava ta bu durum, daha ezici ve kesin biçimde kendini gösterecektir. Çünkü Almanya'nın
kendisi bu esaslı alanda unutulacak biçimde arkada kaldıktan ba ka, sınırlı olan araçları ile
Rusya'nın yardımına ko mak zorunda kalacaktır. Çünkü Rusya, hareket edebilen bir otomobil
yapacak tek bir fabrikaya bile sahip de ildir. Bu artlar içinde böyle bir mücadele yine bir
katliam biçimine dönü ecektir. Alman gençli i kanım evvelkinden daha fazla dökecektir.
Çünkü, her zaman oldu u gibi sava ın büyük a ırlı ı bizim üzerimize yüklenecek ve sonuç,
kaçınılması olanaksız bir bozgundan ba ka bir ey olmayacaktır. Fakat bir mucizenin olaca ı
kabul edilse ve böyle bir kavga Almanya'nın çökü üne sebep olsa bile, kanım tüketmi olan
Alman ırkı, yine eskisi gibi, büyük askeri devletlerle çevrili kalacak ve gerçek durumu hiçbir
biçimde düzeltilmi olmayacaktır. Rusya ile anla ma yapıldı ı zaman, hemen bir sava ı
dü ünmenin gerekmeyece i, ya da gerekti i zaman sava ihtimaline kar ı esaslı biçimde
hazırlanmanın mümkün olaca ı itiraz: olarak ileri sürülmesin. Hayır! Amacı bir sava
ihtimalim de ihtiva etmeyen bir ittifak, manadan ve de erden yoksundur. Ancak bir kavga
dü ünülerek ittifak yapılır. Hatta anla ma yapıldı ı anda, hesap görme i i henüz uzakta
bulunsa bile, sava a, sürüklenmek ihtimali dü ünülerek esaslı surette davranmak gerekir.
Herhangi bir devletin böyle bir anla ma hakkında de i ik bir fikir besleyece i sanılmasın. Bir
Alman Rus antla ması; ya kâ ıt üzerinde kalacak ve o zaman bizim için bir de er ve bir amaç
ifade etmeyecektir ya da anlamsız bir sözden ibaret kalmayacak ve o zaman da bundan bütün
dünya haberdar olacaktır, i te bu takdirde de ingiltere ve Fransa'nın, Almanya ile Rusya'nın
sava a teknik açıdan hazırlanmaları için on yıl bekleyeceklerine ihtimal vermek, tek kelime
ile aptallıktır. Hayır, Almanya'nın üzerinde fırtına bir yıldırım hızı ile patlayacaktır.
Demek oluyor ki, Rusya ile bir anla ma, sava ın yakın oldu unu gösterir. Sonuç Almanya'nın
ortadan silinmesi olacaktır.
Bugün Rusya'yı idare edenler hiçbir zaman namuslu bir anla ma yapmayı dü ünmezler ve ona
riayet de etmezler. Fakat bu konuya unu da eklemek gerekir: 1) Bugünkü Rusya'yı
yönetenler, kanlara bulanmı adi canilerden ibarettir. Burada insanlı ın en a a ı bir tortusu
söz konusu edilmektedir. Bunlar feci bir durumdan istifade ederek, büyük bir devlete
saldırmı lar ve aydınları kanlı bir vah etle öldürmü ler ve köklerini kazımı lardır. On yıldan
beri görülmemi istibdat hüküm sürmektedir. urası da unutulmamalıdır ki, bu hükümet
adamları, hayvanı bir zalimli i inanılmaz derecede kuvvetli bir yalan hüneri ile birle tirmesini
bilen bir millete mensupturlar. Bu millet imdi kendisini her zamandan daha çok, kanlı zulüm
ve baskısını bütün dünyaya uygulamaya Tanrı tarafından görevlendirilmi oldu unu
sanmaktadır. Bugün Rusya'da mutlak bir zorlama uygulayan uluslararası Ya hudi, Almanya'yı
bir müttefik de il, aynı mukadderata mahkûm bir devlet telâkki eder. Yegâne menfaati
kar ısındakini mahvetmekten ibaret olan bir muhatap ile müzakereye giri ilemez.
Özellikle, hiçbir antla mayı kutsal saymayan insanlarla görü me masasına bile oturulamaz.
Çünkü bu dünyada, Yahudiler eref, namus ve gerçe in temsilcileri de ildirler. Onlar yalanın,
hırsızlı ın, haydutlu un, ya macılı ın temsilcileridirler. Bu gibi asalakların birtakım
antla malarla ba lanabileceklerini sanan adam, üzerindeki asalaklarla kendi lehine bir
antla ma yapmaya kalkı an a aca benzer.
2) Rusya'yı ezmi olan tehlike Almanya'yı da daima tehdit edecektir. Saf bir burjuva,
komünizm tehlikesini atlatmı oldu u hayaline kapılabilir. Yahudi ırkında daima dünyaya
tahakküm emeli, bir içgüdü olarak vardır. Yahudilerdeki bu e ilim; Anglosaksonu, yer-
yüzünde nüfuz ve iktidarı ele geçirmeye iten e ilim kadar do aldır. Yahudi de, aynen
Anglosakson gibi hareket eder. Anglosakson, bir yolda kendine özgü bir yöntemle ilerler ve
mücadeleyi kendine özgü silâhlarla yönetir. Yahudi de, kendini milletlerin içine sokulmaya ve
onların cevherlerini emmeye götüren yolu izler.
Yahudi kendisine özgü silâhlarla sava ır. Bu silâhlar yalandır, iftiradır, zehirlemedir. O, nefret
etti i milleti, kanlı bir biçimde yok edinceye kadar mücadeleyi hızlandırır.
Biz, Rus bol evizmini yirminci asırda Yahudilerin dünya hâkimiyetini ele geçirmek için bir
te ebbüsleri saymalıyız. Ba ka dönemlerde de Yahudiler aynı amaca ula maya giri tiler. Bu
e ilim Yahudilerin benliklerine pek derin biçimde kök salmı tır. Ba ka milletler kendi
cinslerini ve güçlerini geli tiren içgüdüyü izlemekten, kendi istekleri ile vazgeçmezler. Ancak
milletleri dı artlar böyle bir eyle kar ı kar ıya bırakır. Yahudi dünya diktatörlü üne
yürüyü ünü ihtiyari bir feragat ile veya ebedi emelini kendi içine atmak suretiyle kesmez. O
da ancak dı kuvvetlerle yolundan döner.
Çünkü, ondaki dünya tahakkümü içgüdüsü, ancak kendisi ile birlikte sönecektir. Fakat ırkların
âcizlerinin ihtiyarlık yüzünden ölmeleri, ancak kanların balisti inden vazgeçtikleri zaman
vukua gelir. Yahudi ise bu temizli i muhafaza etmek yolunu dünyada her ırktan daha iyi bilir.
Demek ki, Yahudi kendi yolunda sürekli biçimde ilerleyecektir. Ta ki, kar ısına ba ka bir
kuvvet çıkıp da, gökleri ku atmaya giri mi olan Yahudi'yi pek büyük bir çarpı ma sonunda
cehenneme yollaymcaya kadar...
Almanya bugün komünizmin yakın hedefidir. Irkımızı bu canavarın kucaklamasından bir kere
daha kurtarmak, kanımızın kirletilmesinin devamını durdurmak, milletimizin kurtarıcısı olan
kuvvetlerimizin Alman ırkının güvenli ini sa lamasına yol açmak ve en uzak gelecekte bile
son felâketlerin geri gelmesini olanaksız duruma sokmak için büyük bir fikrin bütün
kuvvetine ve kutsal bir görev bilincine ihtiyaç vardır. Fakat bu amaç izlenirse, ırkımızın can
dü manına ba lı olan bir devlet ile anla ma yapmak çılgınlık olur. Böyle bir anla maya
giri ilirse. Alman milletini bu zehirli kucaktan kurtarmak nasıl mümkün olur?
Alman i çisine komünizmin insanlı a kar ı cehennemlik bir cinayet oldu unu nasıl izah
edebiliriz? Bir tarafta, halk toplulu u içinde bir adamı bazı telâkkilere kar ı gösterdi i
sempatilerden dolayı mahkûm ederken, di er tarafta devletin efleri bu fikirlerin
ampiyonlarım müttefik olarak kabul edeceklerdir.
Yahudilerin dünyayı komünistle tirmek te ebbüslerine kar ı mücadele, Sovyet Rusya'ya kar ı
açık bir vaziyete lüzum gösterir. eytan, Belzebuth ile kovulamaz.
Bugün Rusya ile anla maya büyük istek gösteren ırkçı çevrelerin, Almanya'ya bir göz
gezdirmeleri ve komünistlerin ilk günlerde burada buldukları kolaylıkları takdir etmeleri
yeterlidir.
Irkçılar imdi Marksist uluslararası basın tarafından tavsiye ve davet edilen bir hareketin
Alman ırkı için kurtulu temin edecek bir ey oldu una mı inanıyorlar? Ne vakitten beri
Yahudi kendi zırhını ırkçıya takdim etme e ba lamı tır?
Eski Alman Reich'ı takip etti i anla malar politikasından dolayı önemli bir biçimde
ba layabilirdi. Reich, o sürekli denge siyaseti, yani ne pahasına olursa olsun dünya barı ını
kurtarma iste i ile sakatlanan siyaseti yüzünden, devletlerle olan ili kilerine zarar veriyordu.
Onun ele tirilemeyece i tek yanı, Rusya ile iyi ili kilere devam etmemi olmasıdır.
Daha sava tan önceki dönemde, Almanya'nın o anlamsız sömürge siyasetinden ve ticaret ile
sava donanmalarından vazgeçerek, Rusya'nın aleyhinde ngiltere ile anla masını çok daha
akla uygun kabul edebilirim. Titrek bir dünya siyaseti yerine, Avrupa kıtasında toprak ele
geçirmek gibi daha çok azim isteyen bir Avrupa siyaseti uygulanabilirdi.
Panislavist Rusya'nın Almanya'ya kar ı sürekli olarak izhara cesaret etti i yüzsüzce tehditleri
unutmuyorum. Tek amacı Almanya'yı vakitsiz zorlamaktan ve harekete geçirmekten ibaret
olan o devamlı seferberlik manevralarını hiç aklımdan çıkarmıyorum. Sava tan önce, ırkımıza
ve imparatorlu umuza kar ı Rusya kamuoyunun her an kini artan hücumlarını unutmam. Rus
basınının Fransa lehindeki muhabbeti ve bize kar ı gayet farklı durumunu aklımdan
çıkarmam. Gerçi bütün bunlara ra men sava tan önce ikinci bir yol daha mevcut idi: Rusya'ya
istinat edilebilir ve ngiltere aleyhine dönülebilirdi.
Bugün durum ve artlar bamba kadır. Sava tan önce her türlü duygusallıktan uzak kalınarak,
Rusya ile yol arkada lı ı yapılabilirse de bugün artık buna olanak yoktur. Tarihin saatinde
yelkovan yürümü tür. Mukadderatımızın tekerrür edece i saat çalmak üzeredir. Bugün dünya
devletlerinin me gul oldukları güçlenme i i, bizim için kendimize dönmeye, hayal
dünyasından alıp acı gerçeklere götürmeye ve ihtiyar Reich'ı yeni bir çiçeklenmeye
yöneltecek olan gelece in tek yolunu göstermeye hizmet edecek en önemli bir uyarıdır.
Nasyonal Sosyalist Hareket, bütün bo hayalleri bir tarafa atar da yalnız aklı kendisine rehber
edebilirse, 1918 felâketi, ırkımızın gelece i için hâlâ büyük bir nimet getirebilir. Bu yıkılma,
ırkımızı dı politikada yepyeni bir istikamete sevk edebilir. Nasyonal Sosyalist Hareket, içte
ahlâki yeni görü lerle kuvvet bularak, dı ta da siyasetini kesin surette tespit ederek muvaffak
olabilir.
Dı taki hareketi için Alman milletinin siyasi vasiyetnamesi ebediyen u olmalıdır:
Hiçbir zaman Avrupa'da iki kudretli devletin te ekkülüne müsaade etmemek. Almanya
sınırlarında ikinci bir kudretli askeri te ekkül giri imlerinin hepsini —bu böyle bir kuvvette
görünmeye kabiliyetli bir devlet ekli altında olsa bile— Almanya'ya bir hü-ı um telâkki
ediniz. Her çareye ba vurarak, icabında silaha sarılarak, l>öyle bir devletin te ekkülüne mani
olmayı kendiniz için yalnız bır hak de il, bir vazife biliniz.
E er böyle bir devlet imdiden mevcut ise onu mahvediniz. Memleketimizin kuvvet ve kudret
kayna ının sömürgelerde de il, Avrupa'da vatan topraklarında olmasına itina gösteriniz.
Hiçbir zaman Reich'ı, yüzyıllar boyunca, ırkımızın zürriyetinden olan ki ilere toprak payım
vermedi i sürece, garanti altında kabul etmeyiniz. Hiçbir zaman unutmayınız ki, bu dünyada
en kutsal hak, bizzat ekilmek istenen toprak üzerindedir. Fedakarlıkların en kutsalı bu toprak
u runa dökülen kandır.
Bizim için Avrupa'da mevcut yegâne anla ma ihtimalini bir kere daha göstermeden bu
dü üncelere son vermek istemem. Almanya'nın anla malarına ait bundan önceki bölümde,
büyük çabalar pahasına kendilerine sıkı sıkı yakla makta menfaatimiz olacak yegâne iki
devlet diye ingiltere ve italya'yı i aret etmi tik. imdi burada böyle bir anla manın askeri
önemini de belirtmek isterim.
Bu anla manın yapılması gerek ayrıntıda ve gerek genel anlamda askeri bakımdan Rusya ile
yapılacak bir anla manın neticelerine tamamen zıt sonuçlar do uracaktır. Önce u önemli
durum vardır ki, Almanya ile italya'nın yakınla maları hiçbir zaman sava tehlikesi do urmaz.
Bu anla maya kar ı bir vaziyet alabilecek tek devlet olan Fransa ise, söz konusu etti imiz
ihtimalde bu tehlikeyi göze alamaz. Oysa böyle bir anla ma, Almanya'ya Fransa ile
hesapla ma amacı ile gerekli olan tedbirleri rahat rahat almasına olanak verir. Çünkü böyle bir
anla mada önemli olan husus, yalnız Almanya'nın bir dü man istilâsına maruz kalmaması
de il, dü manlarımızın ittifakının ve bizim için o kadar u ursuz sonuçlar do uran anla manın,
kendi kendili inden yıkılmasıdır. Memleketimizin can dü manı olan Fransa, tecrit edilmi bir
hâle dü ecektir. Önce, manevi bir ba arı söz konusu olsa bile, bu Almanya'ya bugün hiç
fikrine sahip olmadı ımız bir hareket serbestisi verme e yetecektir.
Siyaset sahasında te ebbüs kuvveti artık Fransa'nın elinde de il, Avrupa'daki yeni Ingiliz-
Alman-Italyan ittifakının elinde bulunacaktır. Bu ba arının kapsamı bundan çok daha geni
olacaktır.
Almanya, birdenbire o uygun olmayan stratejik vaziyetinden kurtulacaktır. Bir taraftan
yardımların en kuvvetlisi, di er taraftan da yiyecek ve ham maddeler itibariyle ia emizin tam
surette temini: i te kudretlerin yeni tertibinin hayırlı tesiri böyle tecelli edecektir. Fakat bu
tertip, teknik yönden birbirini tamamlayan devletleri ihtiva etti i için daha çok önem
ta ıyacaktır. ilk defa Almanların müttefikleri bizim kendi ekonomimiz üzerinde ya ayan
sülükler olmayacaklardır. Tersine, tekni imizi geli tirmek ve zenginle tirmek için onlar da bir
pay getirmeye kabiliyetli bulunacaklar ve bunu yapmaktan geri kalmayacaklardır.
urası unutulmamalıdır ki, her iki ihtimal için de, Türkiye veya Rusya ile, hiç kıyas kabul
etmeyecek müttefikler söz konusudur. Büyük bir dünya devleti, refah ve geli me içinde olan
milli bir devlet, bir Avrupa sava ı için Almanya'nın Dünya Sava ı'nda ittifak etmi oldu u
çürümü devletlerin kadavralarından bütün bütün ba ka kaynaklar arz edecektir.
Daha önce de bu nokta üzerinde ısrar etmi tim. Böyle bir anla maya mani olan birçok
zorluklar vardır. Fakat ihtilâfın meydana gelmesi daha az çetin bir i mi oldu? Kral Yedinci
Edward'ın hemen hemen ve kısmen kendi çıkarlarına aykırı olarak yapabildi i bir eyi biz de
ba armalıyız ve ba arılı olmalıyız. Nasıl mı? E er bu geli menin gereklili i hakkındaki
kanaat bize kendi nefsimizde üstünlük temin ettikten sonra, hareketimiz üzerinde hâkim
olacak bir ilham kayna ı te kil ederse... Ayrıca sefaletten ders alırsak ve geçen yüzyılın
amaçsız politikasını terk edersek ve kalbimize yerle tirece imiz tek hedefi bilinçli biçimde
izlersek bu mümkün olacaktır. Bizim dı siyasetimizin gelece i Batı ve Do u istikametine
dönmek de ildir. Alman ırkı için lâzım olan memleketleri ele geçirmek anlamında bir Do u
politikasındadır. Fakat bunu yapabilecek kuvvete sahip olabilmek için, milletimizin can
dü manı olan Fransa insafsızca bo azımıza sarıldı ı ve bizi bitkin hale soktu u için,
Fransa'nın hegemonya e ilimlerini yok etme e yardım edebilecek bütün fedakârlıkları
omuzlamalıyız. Bugün Avrupa Kıtası'nda Fransa'nın korkunç ihtiraslarına tahammül
edemeyen her devlet bizim müttefikimizdir Böyle devletlerden herhangi birine kar ı yapılacak
bir ba vuru bize çok acı gelmemelidir. Alman milletine bu kadar azgın biçimde kın besleyen
dü manı, yere sermek olana ını bize verecekse, hiçbir l c ragat bizim için olanaksız
sayılmamalıdır. En büyük yaralarımızın üzerlerine kızgın demirler bastırılmak ve yaralar
kapatıldıktan sonra, öteki hafif yaralarımızın iyile meleri zamana bırakılmalıdır.
Pek tabii olarak bugün ülke içinde, milletimizin dü manlarının kin dolu havlamalarına hedef
oluyoruz. Biz Nasyonal Sosyalistle: yolu muzu hiçbir zaman a ırmayalım. Kanaatimize göre
kesin olarak gerekli olan eyi yapalım ve milletimize duyuralım. Bugün bizim için
vatanda larımızın hayallere dü kün zihniyetlerini elinde alet gibi kullanan Yahudi adili inin
devamlı bir ekilde besledi i kamuoyuna kar ı dikilmek lâzımdır. Bu dalgalar etrafımızda
kudurmalarla iddet ve co kunluklarla bir anda kırılıp parçalanacaktır. Fakat sürüklenip
gidenlerden çok, akıntıya kar ı yüzmeye çalı anlar dikkati çekerler.
Bugün bizler basit birer ba ak halindeyiz. Birkaç sene sonra kader bizi bir set yapabilir. Her
dalga bunun üzerinde erir ve ba ka tarafa akmak zorunda kalır.
Bütün dünya unu kafasına iyice sokmalıdır: Nasyonal Sosyalist Parti, güzelce tayin edilmi
Dostları ilə paylaş: |