“ÖNCE DAHA da KÖTÜLEŞİR SONRA
DÜZELİR” TUZAĞI
Birileri size “sancılı yoldan” bahsediyorsa tehlike çanları çalıyor
demektir.
Birkaç yıl önce Korsika’da tatildeyken hastalandım. Belirtiler
bana yabancıydı. Ağrılar her geçen gün artıyordu. Sonunda
muayene olmaya karar verdim. Genç doktor ciğerlerimi
dinledi, eliyle yokladı, karnıma, sonra omuzlarıma, dizlerime
bastırdı. Omurlarımı tek tek yokladı. Giderek doktorun hiçbir
fikri olmadığını düşünmeye başladım. Ama ben de belirsizlik
içindeydim, dolayısıyla bu eziyete katlandım. Muayenenin
artık bittiğinin işareti olarak doktor reçete koçanını çıkarıp
şöyle dedi: “Antibiyotik. Günde üç kez birer tablet alın. Önce
daha da kötüleşir, sonra düzelir.” Nihayet bir teşhis
konmasının sevinciyle, sürüne sürüne otel odama döndüm.
Ağrılar gerçekten de doktorun öngördüğü gibi arttı. Demek
ki adam işini biliyordu. Izdırabım üç gün sonra hâlâ
azalmayınca doktora telefon ettim. “İlacın dozunu günde beş
tablete çıkarın. Bir süre daha ağrınız devam edecektir” dedi.
Söylediğini yaptım. İki gün sonra da ambulans uçak servisini
aradım. İsviçre’deki doktor apandisit teşhisi koydu ve beni
hemen ameliyata aldı. “Hangi akla hizmet bu kadar
beklediniz?” diye sordu ameliyattan sonra. “Hastalığın
ilerleyişi aynen öngördüğü gibi olmuştu, o yüzden genç
doktora güvendim.” “Siz önce daha da kötüleşir sonra düzelir
tuzağına düşmüşsünüz. Korsikalı doktorun hiçbir şeyden
anladığı yokmuş. Büyük ihtimalle tatil sezonunda bütün
turistik yerlerde bulunan şu yardımcı hasta bakıcılardan
biriydi.”
Başka bir örnek alalım: Hiçbir çıkış yolu bulamayan bir
CEO. Cirolar düşmüş. Satıcıların motivasyonu kalmamış.
Pazarlama çalışmaları sonuç vermemiş. CEO, çaresizlik
içinde bir danışman tuttu. Günde 5.000 euro’ya şirketi
inceleyen danışman şu bulguyla geldi: “Satış departmanınızın
vizyonu yok, markanız net bir yerde durmuyor. Çetrefilli bir
durum. Sizin için düzeltebilirim. Ama bugünden yarına
olmaz. Sorun karmaşık ve önlemler duyarlılık gerektiriyor.
Düzelmeden önce cirolar daha da kötüleşecek.” CEO
danışmanı işe aldı. Bir yıl sonra cirolar gerçekten de düştü.
İkinci yılda da. Danışman her şeyin öngörüleri doğrultusunda
ilerlediğinin altını çiziyordu tekrar tekrar. Üçüncü yılda
cirolar düşmeye devam edince CEO danışmanı nihayet işten
attı.
Önce daha da kötüleşir sonra düzelir tuzağı, doğrulama
eğiliminin bir türüdür. Alanından hiçbir şey anlamayan ya da
kendinden emin olmayan bir uzman bu hileye başvurmakla
akıllılık eder. İşler kötüleşmeye devam ederse öngörüleri
doğrulanır. Beklenmedik şekilde düzelirse de müşteri
memnun olur ve uzman bu iyileşmeyi kendi becerisinden
sayabilir. Öyle ya da böyle –her şekilde haklı çıkar.
Varsayalım bir ülkenin başkanı oldunuz ve ülkeyi nasıl
yöneteceğinize dair zerre kadar fikriniz yok. Ne yaparsınız?
Sizi “zorlu yılların” beklediğine dair kehanette bulunursunuz,
vatandaşlarınızdan “kemer sıkmalarını” istersiniz ve ancak bu
“çetin dönem”, “temizlenme”, “yeniden yapılanma”
sonrasında bir iyileşme yaşanacağının sözünü verirsiniz.
“Sancılı zamanların” ne kadar süreceğini ve ne kadar sancılı
olacağını ise bilinçli olarak muallakta bırakırsınız.
Bu stratejinin başarısının en iyi kanıtını Hıristiyanlık
sunuyor: Dünya üzerindeki cennet gelmeden önce dünya
yerle bir olmak zorunda. Felaket, tufan, yeryüzü ateşi, ölüm –
bunlar büyük bir planın parçaları ve olmak zorundalar. Durum
kötüleştikçe inançlı insanlar bunu kehanetin doğrulaması
olarak, her düzelmeyi ise Tanrı’nın hediyesi olarak görecek.
Sonuç: Biri “önce daha da kötüleşir, sonra düzelir” derse
tehlike çanları çalmaya başlamalı. Ama dikkat: Gerçekten
önce kötüleşip sonra düzelme gösteren durumlar da var.
Kariyer değişikliği bazen zaman alır ve buradaki kötüleşme
gelirin kesilmesiyle bağlantılıdır. Bir şirket departmanının
yeniden örgütlenmesi süre ister. Ama bütün bu durumlarda,
önlemlerin işe yarayıp yaramadığını oldukça çabuk
görürsünüz. Kilometre taşları nettir ve denetlenebilir.
Gözünüz onlarda olsun, gökyüzünde değil.
|