Akkad dönemi ve anadolu ile iLİŞKİleri

“Şartamhari” ve 
Elam seferi ise 
“Naru” metinlerinde geçmektedir.
19
Naram-
Sin’in Anadolu’ya yaptığı sefer, keşif seferidir. Amaç Anadolu’nun zengin-
liklerini tanımaktır. Ur’da bulunan bir akkadça metinde 
“…. (Tanrı) Nergal, kudretli 
Naram-
Sin için yolu açtı ve Arman’ı, İbla’yı verdi ve ona Amanus’u, Sedir Dağı’nı 
ve Yukarı Denizi bağışladı” ve diğer bir kısmında ise “O, Anamus’u Sedir Dağı’nı 
itaati altına aldı” diye geçmektedir. Bu yazıtlardan anlaşıldığı gibi Naram-Sin Ana-
dolu’nun önemini anlamış ve biran önce Amanus bölgesinin kontrolünü ele geçirmiştir. 
Bu bölgede, inşaat için son derece önemli olan kereste kaliteli ve çeşitlidir. Mezopo-
tamya’da kereste olmadığı için bu bölgenin fethi ekonomi ve ihtiyaç açısından son derece 
önemlidir. Ayrıca bu bölge ele geçirildikten sonra Akkadlar Anadolu’nun içlerine rahatça 
girebilmişlerdir.
20
Naram-
Sin Güneydoğu Anadolu bölgesine ulaşmıştır. Buradaki başarını göstermek 
için Diyarbakır yakınındaki Pir Hüseyin adlı yerleşmeye dikilen stel, günümüzde İstanbul 
Eski Şark Eserleri Müzesi’nde sergilenmektedir. “Kral, Sümer Heykellerinde olduğu gibi 
sağ omuzu açıkta bırakan bir giysi içinde gösterilmiştir.”
21
(Resim 1) 
Naram-
Sin’in Kuzey Mezopotamya’da yaptıkların kalıntıları ise Ninive kentinde 
bulunan döküm tekniğinde yapılmış tunçtan bir baş. Sami kavminin bir özelliği olarak 
saç ve sakal bu heykelde çok güzel işlenmiştir. (Resim 2) Naram-Sin zafer steli ise Lul-
lubi 
adlı bir kabileye karşı kazandığı zaferi anlatır. Naram-Sin tarafından Sippar kentine 
diktirilmiştir. Daha sonra Elam kralı tarafından Susa’ya götürülen eser günümüzde ise 
Louvre m
üzesindedir. (Resim 3) Tell Brak kentinde bulunan, çevresi surlarla çevrilmiş 
yönetim binası, sarayın tuğlalarında Naram-Sin adı yazmaktadır. (Resim 4)
22
Naram-
Sin döneminde Akkad İmparatorluğu’nun sınırları doğuda Elamdan, batıda 
Akdeniz’e ve kuzeyde Anadolu’ya, güneyde ise Basra körfezine uzanıyordu. İlk defa Na-
ram-
Sin dört iklim kralı (Şar kibratim arbaim) unvanını almıştır.
23
18
(Köroğlu, Eski Mezopotamya Tarihi, 2006, s. 79) 
19
(Bülbül, Eski Çağ Tarihinde Sami Göçleri, 2005, s. 26) 
20
(Bülbül, Eski Çağ Tarihinde Sami Göçleri, 2005, s. 26) 
21
(Köroğlu, Eski Mezopotamya Tarihi, 2006, s. 80,81) 
22
(Köroğlu, Eski Mezopotamya Tarih, 2006, s. 81) 
23
(Bülbül, Eski Çağ Tarihinde Sami Göçleri, 2005, s. 26) 

---

Kendini Tanrı olarak gösterme ilk kez Naram-Sin’de görülmüştür. Bu olay zafer 
stelinde betimlenmiştir. Naram-Sin bu stelde başında Tanrısallığın simgesi olan boynuzlu 
bir taç vardır. (Resim 5) Ayrıca birçok yazıtta, kralın adının karşısında Tanrı için kulla-
nılacak belirleyici işaret konulmuştur. Naram-Sin “Akkad’ın Tanrısı” olarak bahsedilir.
24