Anterior dekompresyon + Anterior füzyon (otogreft/allogreft) + Anterior enstrumentasyon (+/- vertebral spacer/cage)
Aynı seansta önce Anterior dekompresyon ve Anterior füzyon (otogreft/allogreft) + Anterior enstrumentasyon (+/- vertebral
spacer/cage) + Posterior enstrumentasyon + Posterior füzyon (otogreft/allogreft)
4.
Tek seansta Dorso-ventro-dorsal yaklaşım (Posterior dekompresyon+ Posterior geçici stabilizasyon+ Anterior dekompresyon
+Anterior füzyon (kosta / fibular allogreft) + Posterior füzyon (otogreft/allogreft)+ Posterior enstrumentasyon )
7.
| Journal of Clinical
and Analytical Medicine
Posttravmatik Kifoz / Posttraumatic Kyphosis
158
şikayetlerde rölatif endikasyonlardandır.
Kırık tedavisinde kullanılan prensipler posttravmatik kifoz için
uygulanan cerrahi tekniklerde de uygulanabilir (Tablo II). Önce-
likle fonksiyonel anatominin tekrar eski haline getirilmesi ge-
reklidir.
Çok değişik tedavi seçeneklerinin bulunması nedeniyle PTK’nın
tedavisi hala tartışmalıdır (Tablo III). Cerrahi tedavideki başlıca
hedef kifozun korreksiyonu ve stabil bir mekanik yapı oluştur-
maktır. Aynı zamanda nörolojik defisit bulunan olgularda spinal
kord dekompresyonu da mutlaka yapılmalıdır. Böylece hastala-
rın hem şikayetleri hem de nörolojik defisitleri düzelebilir (Tablo
IV).
Cerrah kifotik deformiteyi düzeltirken solid füzyon elde edilene
kadar anterior kolonu desteklemeli (kompresif kuvvetler), yeterli
posterior enstrümentasyon (tensil kuvvetler) sağlamalıdır.
Özellikle global sagittal balansın bozulduğu fokal kifotik
deformitelerde anterior destek olmaksızın tek başına yapılan
posterior enstrümentasyona aşırı tensil kuvvetler binmekte,
uzun bir eğilme momenti oluşmakta ve bunun sonucunda
implant yetmezliği, korreksiyon kaybı ve psödoartroz ortaya
çıkabilmektedir. Harrington rod sisteminin ortaya çıkışıyla post-
travmatik kifoz cerrahi tedavisinde posterior enstrümentasyon ve
füzyon kullanılmaya başlanmış daha sonra bunun post- travmatik
kifoz deformitesinin optimal korreksiyon ve stabilizasyonunda
yeterli olmadığı anlaşılmıştır [16, 22] (Tablo V). Bu yöntemle
kifotik deformite ilerleyebilir ve implant yetmezliği kaçınılmaz
olabilir[45] (Resim 1).
Post-travmatik kifoz tedavisinde en iyi yaklaşımın anterior
yaklaşım olduğunu tek başına anterior enstrümantasyonla
başarılı
sonuçlar
alınabileceğini
savunan
çalışmalar
mevcuttur[16, 19, 61, 62].
Orta kolon kırığı ve kanal içinde kemik parçasının bulunması,
nonunion, ağrılı kifotik deformite anterior yaklaşım
endikasyonlarını oluşturur [16].
Anterior yaklaşım ile ön ve orta kolona posterolateral veya
transforaminal yaklaşıma göre daha kolay ulaşılmakta,
deformite korreksiyonu ve füzyon sağlanmasını kolaylaştırıcı
anterior yapısal destekler daha kolay yerleştirilmektedir [16, 32,
63, 64].
Anterior dekompresyonla nöral dekompresyon ve daha yüksek
korreksiyon oranları anterior yaklaşımla elde edilebilmektedir
[16, 47, 65].
Robertson ve Whitesides posterior elemanların sağlam olduğu
olgularda yalnızca anterior füzyon uygulamışlar, serilerindeki 18
hastadan 17’sinde hiçbir progresyon gözlemeyip yeterli füzyon ve
iyi bir mekanik stabilite elde etmişlerdir [32]. Kaneda, anteriordan
konulan Kaneda cihazının düşük dereceli post-travmatik kifoz
tedavisinde yeterli olduğunu bildirmiştir [11]. Dekompresyon
ve strut greftleme sonrası anterior enstrümentasyon posterior
enstrümentasyon kadar stabilite sağlamaktadır [16].
Been ve ark ları post-travmatik kifozun cerrahi tedavisinde
anterior enstrümentasyonla posterior enstrümentasyonu
karşılaştırmış ve iki grup arasında radyolojik ve klinik sonuçlar
açısından benzerlik bulmuştur [66].
Anterior enstrumantasyonun kullanılmaya başlamasından
itibaren stabilizasyonla ilgili komplikasyonlar nadir görülmektedir.
Mc Afee’nin çalışmasında 35 hasta anterior Kaneda fiksasyon
sistemiyle tedavi edilmiş, 33 hastada (%94) solid artrodez (kifoz
da artış görülmeden) gösterilmiştir[29]. Kaneda ve ark.larının ilk
100 hastalık serisinde, 6 hastada psödoartroz (%6) görülmüştür.
Bu transvers bağlantıların kullanılmaya başlamasından sonra
bir hastaya (%1) kadar azaltılabilmiştir [10,11].
Anterior enstrümentasyonun en önemli avantajı posterior
enstrümentasyona göre daha az sayıda mobil segmentin füzyon
alanına katılması, dolayısıyla bitişik vertebrada iatrojenik hasara
neden olunmamasıdır [66, 67]. Kifotik deformite varlığında nöral
elemanlara bası tipik olarak anteriordan olmaktadır. O nedenle
bu olguların dekompresyonuna geleneksel yaklaşım anteriordan
korpektomi uygulamasıdır. İnkomplet nörolojik defisit anterior
dekompresyonla daha iyi iyileşmektedir [38, 64, 68, 69].
Anterior interbody greft desteği konulması yük paylaşımıyla
füzyon oranını arttırmakta, lordoz restorasyonuna yardım
etmektedir. İnterbody greft geleneksel anterior yaklaşımla,
posterior transforaminal veya posterior lomber interbody
füzyon yaklaşımıyla yerleştirilebilir [47]. Yeni tekniklerden
XLİF’de bu amaçla kullanılmaya başlanmıştır [70]. Son yıllarda
özellikle osteoporotik omurganın geç PT rekonstrüksiyonlarında
vertebroplasti veya kifoplastiyle polimetilmetakrilat sement
desteği faydalı olabilmektedir. Bu gibi durumlarda osteoporotik
enstrümante seviyelerin sementle desteklenmesi stabiliteyi ve
implantın pullout kuvvetini arttırmaktadır.
Anteriordan yerleştirilen greftleri korumak ve vertebral
instabiliteyi düzeltmek için anterior girişimi takiben yapılan
posterior enstrümentasyon en yaygın kullanılan yöntemdir [9,
37, 47, 60, 71].
Kombine yaklaşım (anterior+posterior), posterior stabilitede
sorun olduğu zaman endikedir. Ayrıca tek başına uygulanan
anterior yaklaşımda, deformitenin korreksiyonu çoğu
vakada posterior yapılar tarafından engellenebilmektedir.
Tablo 4. Posttravmatik kifozun cerrahi tedavisindeki başlıca hedeflerimiz.
1.
Sinir ve kord dekompresyonu ile spinal kanal çevresindeki fizyolojik ve
topografik ilişkilerin restore edilmesi
2.
Anterior ve posterior vertebral kolonun mono/oligosegmental
korreksiyon/rekonstruksiyonu
3.
Komşu sağlam segmentlere zarar vermeden elde ettiğimiz korreksiyonu
korumak için hemen ve postoperatif uzun dönem stabilitenin
sağlanması
4.
Güçlü, güvenli ve hızlı kemik füzyonunun (kaynamasının) elde edilmesi
Tablo 5. Posterior yaklaşımın dezavantajları.
1.
İndirek nöral dekompresyon
2.
Sağlam posterior elemanların hasarı
3.
Anterior kolonun desteklenmesinde güçlük
4.
Daha uzun seviyede posterior enstrumentasyonun gerekliliği
5.
Anterior ek girişim gerektirebilmesi
Tablo 6. Posterior kapalı kama (closing wedge) osteotomisinin avantajları.
1.
Kısa operasyon süresi
2.
Anterior cerrahi girişime gerek kalmaması ve tek seansta düzelme
3.
Daha az intraoperatif kan kaybı
4.
Daha düşük postoperatif morbidite
5.
Sagittal aksta çok iyi düzelme
6.
Transpediküler spinal sistem kullanımı ile solid spinal stabilizsayon ve
füzyon
7.
Füzyon için yeterli kemik grefti sağlaması
8.
Anterior kolon yetmezliği görülmemesi
| Journal of Clinical and Analytical Medicine
Posttravmatik Kifoz / Posttraumatic Kyphosis
158
şikayetlerde rölatif endikasyonlardandır.
Kırık tedavisinde kullanılan prensipler posttravmatik kifoz için
uygulanan cerrahi tekniklerde de uygulanabilir (Tablo II). Önce-
likle fonksiyonel anatominin tekrar eski haline getirilmesi ge-
reklidir.
Çok değişik tedavi seçeneklerinin bulunması nedeniyle PTK’nın
tedavisi hala tartışmalıdır (Tablo III). Cerrahi tedavideki başlıca
hedef kifozun korreksiyonu ve stabil bir mekanik yapı oluştur-
maktır. Aynı zamanda nörolojik defisit bulunan olgularda spinal
kord dekompresyonu da mutlaka yapılmalıdır. Böylece hastala-
rın hem şikayetleri hem de nörolojik defisitleri düzelebilir (Tablo
IV).
Cerrah kifotik deformiteyi düzeltirken solid füzyon elde edilene
kadar anterior kolonu desteklemeli (kompresif kuvvetler), yeterli
posterior enstrümentasyon (tensil kuvvetler) sağlamalıdır.
Özellikle global sagittal balansın bozulduğu fokal kifotik
deformitelerde anterior destek olmaksızın tek başına yapılan
posterior enstrümentasyona aşırı tensil kuvvetler binmekte,
uzun bir eğilme momenti oluşmakta ve bunun sonucunda
implant yetmezliği, korreksiyon kaybı ve psödoartroz ortaya
çıkabilmektedir. Harrington rod sisteminin ortaya çıkışıyla post-
travmatik kifoz cerrahi tedavisinde posterior enstrümentasyon ve
füzyon kullanılmaya başlanmış daha sonra bunun post- travmatik
kifoz deformitesinin optimal korreksiyon ve stabilizasyonunda
yeterli olmadığı anlaşılmıştır [16, 22] (Tablo V). Bu yöntemle
kifotik deformite ilerleyebilir ve implant yetmezliği kaçınılmaz
olabilir[45] (Resim 1).
Post-travmatik kifoz tedavisinde en iyi yaklaşımın anterior
yaklaşım olduğunu tek başına anterior enstrümantasyonla
başarılı
sonuçlar
alınabileceğini
savunan
çalışmalar
mevcuttur[16, 19, 61, 62].
Orta kolon kırığı ve kanal içinde kemik parçasının bulunması,
nonunion, ağrılı kifotik deformite anterior yaklaşım
endikasyonlarını oluşturur [16].
Anterior yaklaşım ile ön ve orta kolona posterolateral veya
transforaminal yaklaşıma göre daha kolay ulaşılmakta,
deformite korreksiyonu ve füzyon sağlanmasını kolaylaştırıcı
anterior yapısal destekler daha kolay yerleştirilmektedir [16, 32,
63, 64].
Anterior dekompresyonla nöral dekompresyon ve daha yüksek
korreksiyon oranları anterior yaklaşımla elde edilebilmektedir
[16, 47, 65].
Robertson ve Whitesides posterior elemanların sağlam olduğu
olgularda yalnızca anterior füzyon uygulamışlar, serilerindeki 18
hastadan 17’sinde hiçbir progresyon gözlemeyip yeterli füzyon ve
iyi bir mekanik stabilite elde etmişlerdir [32]. Kaneda, anteriordan
konulan Kaneda cihazının düşük dereceli post-travmatik kifoz
tedavisinde yeterli olduğunu bildirmiştir [11]. Dekompresyon
ve strut greftleme sonrası anterior enstrümentasyon posterior
enstrümentasyon kadar stabilite sağlamaktadır [16].
Been ve ark ları post-travmatik kifozun cerrahi tedavisinde
anterior enstrümentasyonla posterior enstrümentasyonu
karşılaştırmış ve iki grup arasında radyolojik ve klinik sonuçlar
açısından benzerlik bulmuştur [66].
Anterior enstrumantasyonun kullanılmaya başlamasından
itibaren stabilizasyonla ilgili komplikasyonlar nadir görülmektedir.
Mc Afee’nin çalışmasında 35 hasta anterior Kaneda fiksasyon
sistemiyle tedavi edilmiş, 33 hastada (%94) solid artrodez (kifoz
da artış görülmeden) gösterilmiştir[29]. Kaneda ve ark.larının ilk
100 hastalık serisinde, 6 hastada psödoartroz (%6) görülmüştür.
Bu transvers bağlantıların kullanılmaya başlamasından sonra
bir hastaya (%1) kadar azaltılabilmiştir [10,11].
Anterior enstrümentasyonun en önemli avantajı posterior
enstrümentasyona göre daha az sayıda mobil segmentin füzyon
alanına katılması, dolayısıyla bitişik vertebrada iatrojenik hasara
neden olunmamasıdır [66, 67]. Kifotik deformite varlığında nöral
elemanlara bası tipik olarak anteriordan olmaktadır. O nedenle
bu olguların dekompresyonuna geleneksel yaklaşım anteriordan
korpektomi uygulamasıdır. İnkomplet nörolojik defisit anterior
dekompresyonla daha iyi iyileşmektedir [38, 64, 68, 69].
Anterior interbody greft desteği konulması yük paylaşımıyla
füzyon oranını arttırmakta, lordoz restorasyonuna yardım
etmektedir. İnterbody greft geleneksel anterior yaklaşımla,
posterior transforaminal veya posterior lomber interbody
füzyon yaklaşımıyla yerleştirilebilir [47]. Yeni tekniklerden
XLİF’de bu amaçla kullanılmaya başlanmıştır [70]. Son yıllarda
özellikle osteoporotik omurganın geç PT rekonstrüksiyonlarında
vertebroplasti veya kifoplastiyle polimetilmetakrilat sement
desteği faydalı olabilmektedir. Bu gibi durumlarda osteoporotik
enstrümante seviyelerin sementle desteklenmesi stabiliteyi ve
implantın pullout kuvvetini arttırmaktadır.
Anteriordan yerleştirilen greftleri korumak ve vertebral
instabiliteyi düzeltmek için anterior girişimi takiben yapılan
posterior enstrümentasyon en yaygın kullanılan yöntemdir [9,
37, 47, 60, 71].
Kombine yaklaşım (anterior+posterior), posterior stabilitede
sorun olduğu zaman endikedir. Ayrıca tek başına uygulanan
anterior yaklaşımda, deformitenin korreksiyonu çoğu
vakada posterior yapılar tarafından engellenebilmektedir.
Tablo 4. Posttravmatik kifozun cerrahi tedavisindeki başlıca hedeflerimiz.
1.
Sinir ve kord dekompresyonu ile spinal kanal çevresindeki fizyolojik ve
topografik ilişkilerin restore edilmesi
2.
Anterior ve posterior vertebral kolonun mono/oligosegmental
korreksiyon/rekonstruksiyonu
3.
Komşu sağlam segmentlere zarar vermeden elde ettiğimiz korreksiyonu
korumak için hemen ve postoperatif uzun dönem stabilitenin
sağlanması
4.
Güçlü, güvenli ve hızlı kemik füzyonunun (kaynamasının) elde edilmesi
Tablo 5. Posterior yaklaşımın dezavantajları.
1.
İndirek nöral dekompresyon
2.
Sağlam posterior elemanların hasarı
3.
Anterior kolonun desteklenmesinde güçlük
4.
Daha uzun seviyede posterior enstrumentasyonun gerekliliği
5.
Anterior ek girişim gerektirebilmesi
Tablo 6. Posterior kapalı kama (closing wedge) osteotomisinin avantajları.
1.
Kısa operasyon süresi
2.
Anterior cerrahi girişime gerek kalmaması ve tek seansta düzelme
3.
Daha az intraoperatif kan kaybı
4.
Daha düşük postoperatif morbidite
5.
Sagittal aksta çok iyi düzelme
6.
Transpediküler spinal sistem kullanımı ile solid spinal stabilizsayon ve
füzyon
7.
Füzyon için yeterli kemik grefti sağlaması
8.
Anterior kolon yetmezliği görülmemesi
138 | Journal of Clinical and Analytical Medicine
Journal of Clinical and Analytical Medicine |
Posttravmatik Kifoz / Posttraumatic Kyphosis
159
Bohm ve arkları posteriorda rijit kifoz varlığında, genellikle
yalnızca anterior yaklaşım yapıldığında yeterli korreksiyonun
sağlanamayacağını savunmuşlardır [3]. Böhm ve arkları Dorso-
ventro-dorsal yaklaşım ile tedavi ettikleri 40 PTK vakasının
takiplerinde belirgin korreksiyon kaybı, psödoartroz ve nörolojik
bulgularda ilerleme görmediklerini bildirmişlerdir [3].
Anterior cerrahi çok iyi bir şekilde uygulandığında meydana
gelen eğilme momentleri, yalnızca anterior füzyon yapılan
olgularda saptanan başarısızlığın (%50) en başta gelen
nedenidir. Bundan dolayı bu hastalarda iki-aşamalı veya
kombine (anterior+posterior) cerrahi endikasyonu vardır.
Malcolm ve ark’ları semptomatik PTK nedeniyle yalnız kosta
veya fibular allogreft kullanarak anterior füzyon yaptıkları 48
hastanın %50’sinde başarısız sonuç almışlar, posterior füzyon
veya kombine anterior ve posterior füzyon uyguladıkları bütün
olgularda ise primer füzyon elde etmişlerdir [24].
Global pozitif sagittal imbalanslı hastalardaki esnek deformite,
osteotomiye gerek olmaksızın intraoperatif pozisyon verme ve
enstrümentasyonla tedavi edilebilir.
Esnek olmayan deformiteler ise Smith-Petersen veya pedikül
subtraksiyon osteotomisi gibi osteotomiler gerektirir.
Posterior chevron osteotomi Smith-Petersen osteotomi
(SPO) olarak bilinir. İstenilen seviyede posterior elemanların
rezeksiyonuyla (ligamentum flavum ve fasetler) posterior kolonu
kısaltır, segmentler arasında posterior kompresyon uygulanır,
posterior kolon kapanarak sagittal korreksiyon sağlanır.
Anteriorda disk boyunca bir miktar yükselme görülür [46]. Bu tip
osteotomide anterior kolondaki yükselme boyunca omurgada
stabilite kaybı olur o nedenle rijid segmental posterior fiksasyon
gereklidir. Kifoz korreksiyonunu sürdürmekteki potansiyel
başarısızlık nedeniyle anterior kolon yapısal greftlemesi bu
osteotomi sonrası önerilmektedir [17, 72-75]. Tek seviye SPO ile
ortalama 10-15 derece düzelme elde edilmektedir. Thomasen
ilk olarak transpediküler kortikal dekansellasyon osteotomisini
(pedikül subtraksiyon osteotomi=PSO) tanımlamıştır [76].
Daha sonra diğer otörler egg shell osteotomiyi tanımlayan teknik
varyasyonları tarif etmiştir [77-79]. PSO için önce korreksiyon
planlanan seviyede posterior elemanlar çıkarılır [80], sonra
pedikül içinden vertebra cismi dekansellasyonuna başlanır, egg
shell modifikasyonunda posterior ve lateral vertebra cisminin
duvarları kapalı kama şeklinde çıkarılır [77, 78].
Omurga daha sonra vertebra cisminin ön sınırından itibaren
hiperekstansiyona getirilir.
Teknik zorluğuna ve artmış kanamaya rağmen PSO’nun SPO’ya
göre avantajları vardır;
PSO ön kolonu yükseltmeden segmental kifozu düzeltir(SPO
vertebra cisminin arka sınırı boyunca korreksiyon aksına
sahiptir ve bu ön kolonda yükselmeye neden olur). PSO anterior
ve posterior kemikleri uç uca getirir, daha fazla stabilite
sağlar, kemik kaynama potansiyelini arttırır, tek bir seviyede
daha fazla düzelme sağlar(ort 30-35 derece), asimetrik olarak
yapılabilmesine bağlı olarak hem koronal hem de sagittal planda
düzelme sağlar [75, 80-83].
SPO rutin olarak torasik omurgadaki keskin açılı post-travmatik
kifozlarda kullanılırken PSO daha çok lomber bölgenin keskin
açılı kifozlarında kullanılır [46]. Minör sagittal imbalanslı(<2.5–5
cm) ve yuvarlak post-travmatik kifozlu hastalarda (torasik
veya lomber) SPO uygulanabilir. Majör sagittal imbalanslı ve
keskin açılı post-travmatik kifozlar (torasik veya lomber) çoğu
zaman PSO gerektirir ancak bazen özellikle torasik bölgedekiler
vertebral kolon rezeksiyonuyla da düzelebilir [13, 84, 85].
Torasik majör sagittal imbalans ve yuvarlak PTK tek veya multipl
SPO ile, lomber majör sagittal imbalans ve yuvarlak PTK PSO ile
tedavi edilir. Torasik minör sagittal imbalans ve keskin açılı kifoz
SPO veya PSO (veya vertebral kolon rezeksiyonu) ile, lomber
minör sagittal imbalans ve keskin açılı kifoz PSO ile tedavi edilir
[46]. Sakruma uzanan uzun füzyon uygulamalarında anterior
kolon desteği psödoartroz oranını azaltmak için gereklidir [86].
Global sagittal dengeyi etkilediği için fokal deformite
korreksiyonu önemlidir. 30 derece ve üzerindeki lokal kifoz açılı
hastalarda kronik ağrı riski artmaktadır [5, 24, 32].
Post-travmatik kifozda %50-100 olguda ağrı görülmektedir [9,
45, 66].
Cerrahi sonrasında özellikle ağrı belirgin bir şekilde
azalabilmektedir. Malcolm ve arkları serilerinde hastalarının
%31’de ağrının belirgin bir şekilde azaldığını ve %67’de
tamamen kaybolduğunu bildirmiştir [24]. Kostuik ve ark.ları
hastalarının %78’de ağrıda belirgin azalma saptamışlardır
[15-17]. Bohlman ve ark.ları ise 45 hastalık vaka serisinin
(1a)
(1b)
(1c)
(1d)
Resim 1. İmplant yetersizliğine bağlı torakolomber bölgede 77º’lik kifotik deformite (1a,b) gelişen hastaya posterior yaklaşımla rijit enstrumenta-
syon ve posterior füzyon (1c,d) uygulandı.
Journal of Clinical and Analytical Medicine | 139
| Journal of Clinical and Analytical Medicine
30’unda ağrının tamamen kaybolduğunu 11’inde ise kısmen
kaybolduğunu saptamışlardır [2].
Bridwell ve ark ları postravmatik deformiteli hastaların cerrahi
düzeltmeyle ağrılarının azaldığını bulmuştur [81, 82].
Ahn ve ark ları spinal osteotomi sonrası iyi fonksiyonel sonuç
ve radyolojik düzelme olduğunu göstermiştir [87]. Kostuik
ve Matsusaki enstrümentasyon, anterior stabilizasyon ve
dekompresyonla geç post-travmatik kifozda hastaların çoğunda
ağrıda azalma bildirmiştir [16].
Anterior enstrümentasyon ağrı şikayetinde belirgin azalmaya
yol açmaktadır [4,31, 88].
PTK’da geç dönemde ortaya çıkan lokalize ağrı veya nörolojik
defisitin en sık nedeni anteriordan kronik kord kompresyonudur.
Bradford
ve
McBride
posterior
dekompresyon
ile
karşılaştırdıklarında anterior dekompresyon yapılan vakalarında
nörolojik bulguların daha iyi iyileştiğini bildirmişlerdir
(Anterior:%88 & Posterior: %64). Normal bağırsak ve mesane
kontrolü anterior dekompresyon yapılan grupta daha sık
olarak geri dönmüştür (Anterior:%69 & Posterior: %33) [69].
Transfeldt ve ark.ları yaralanmadan sonra 2 yıldan daha
az süre içinde ameliyat yaptıklarında, hastaların % 68’inde
nörolojik belirtilerin iyileştiğini ve Frankel derecesinin %32
hastada düzeldiğini, %43’ünde mesane fonksiyonların
iyileştiğini bildirmişlerdir [38]. Bohlman ve arkları anterior
cerrahi sonrasında 25 hastadan 21’inde (%84) iyileşme elde
etmiş, 14 vakasında ise Eismont sınıflandırmasına göre bir ya
da daha fazla derecesinin ilerlediğini bildirmişlerdir [2]. PTK
cerrahisinde en korkulan komplikasyon nörolojik yaralanmadır
ve oran %0 ile %20 arasında değişmektedir [45, 66]. PTK
cerrahisi sonrası görülen diğer komplikasyonlar postoperatif
cerrahi saha enfeksiyonu(%0-7), korreksiyon kaybı, psödoartroz,
revizyon cerrahisi gereksinimi ve medikal komplikasyonlardır [5,
9,13,16,24, 42, 45, 48, 66, 73].
Anterior cerrahinin komplikasyonları cerrahi yaklaşıma, nöral
yapıların dekompresyonlarına ve omurganın stabilizasyonuna
bağlı gelişebilmektedir [19-21,23]. Pnömotoraks veya
hemopnömotoraks cerrahi alana sıvı doldurarak ve bu sırada
akciğerlerin soluması sırasında varsa hava kaçağını saptayarak
Dostları ilə paylaş: