Prof. Dr. Yusuf nergiZ



Yüklə 193,12 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə2/3
tarix31.03.2017
ölçüsü193,12 Kb.
#12917
1   2   3

 

 

Gri Cevher (Substansiya Grisea) 

 

Kelebek  veya  ters  duruşlu iki  virgül  veya  H  harfi  şeklindedir  H  harfinin  her iki 



kolu  kommissura grizea ile birbirine birleşmiştir. H’ın posteriör kolları küçük olup arka 

boynuz  (kolumna  posterior),    anterior  kolları  daha  büyük  olup  ön  boynuz  (kolumna 

anterior) adını alır. Medulla spinalis'in  thorakolumbal bölgesinde ise H'ın ortalarından 

yanlara  doğru  üçgen  şeklinde  çıkıntı  yapan  yan  boynuzlar  (kolumna  lateralis) 

bulunur.  Ön  boynuzlar  motor,  arka  boynuzlar  duyusal  ,  yan  boynuzlar  ise  vejetatif  

fonksiyon ile ilgilidir.  H  harfinin  tam  ortasında    kanalis  sentralis  bulunur, bu  tek  katlı 

ependim  hücreleriyle  döşenmiştir.  İçinde  beyin-omurilik  sıvısı  (BOS)  Med.  spinalis 

substansiya grizea'sı da diğer gri maddelerde olduğu gibi nöron gövdeleri ,dendritleri, 

akson  başlangıçları,  başka  sinir  organlarındaki  nöronlara  ilişkin  akson  sonları,  gliya 

hücreleri  ve  kapillar  damarlar  içerir.  Substansiya  grizea'daki  nöronlar  her  tarafta 

bulunmakla  beraber  dağılışları  eşit  değildir.    Bazı  yerlerde  kümeler  halinde 

gruplaşarak medulla spinalis  nukleuslarını yaparlar. 

 

Medulla spinalis grizea’sında bulunan nöronlar; topoğrafik dağılımları, yapısal 



ve fönksiyonel özellikleri göz önüne alınarak üç gruba ayrılırlar:  

  Motor nöronlar,  

  Duyusal nöronlar,  

  Gölgi II tipi nöronlar bulunur. 

 

1.  Motor  (Radiküler)  nöronlar:  Bunların  hücre  gövdeleri  ön  ve  yan  boynuzlarda 

bulunur.  Aksonları  ön  köklerle  medulla  spinalis’ten  (  aynı  zamanda  merkezi  sinir 

sisteminden)  çıkarak    periferik  sinirler  içerisinde  perifere  giderler.  Bunlar  motor 

nöronlardır  (  ön  boynuzdakiler  somatomotor’dur;  iskelet  kaslarına  gider,  yan 

boynuzdakiler vejetamotor (visceral motor)’dur; kalb kası, düz kas ve bezlere gider). 

Bunlar  aynı  zamanda  uyarımları  merkezden  perifere  ilettikleri  için  efferent  nöronlar  

diye  de  adlanırlar.  Somatomotor  radiküler  nöron  aksonları  başlangıç  ve  bitiş  yerleri 

hariç myelinlidir.  

 

Ön  boynuz’daki  motor  (efferent)  nöronlar  150  mikron  büyüklüğündedirler. 



Bunlar  medulla  spinalis’in  en  büyük  hücreleridir.  Kendi  aralarında  üç  adet  nukleus 

yaparlar  (nuklei  kolumna  anteriör).  Bu  nukleuslardan  çıkan aksonlar  periferik  sinirler 

içinde  seyrederek  iskelet  kaslarının  motor  plaklarında  dallanarak  sonlanırlar  (  bu 

nukleuslarda 

iki 

tip 


motornöron 

bulunduğu 

bildirilmektedir; 

150 


mikron 

büyüklüğündekilere  alfa  motonöron    adı  verilir  bunlar  çizgili  iskelet  kaslarına  gider, 



biraz daha küçük olanlar ise gama motonöron adını alır ve bunlar kas mekiklerindeki 

intrafüzal çizgili kaslara gider). 

 

Yan boynuz’da (yan boynuz daha önce açıklandığı gibi sadece torako-lumbal 



ve  sacral  bölümde  mevcuttur)  otonom  sinir  hücreleri  bulunur.  Bunlar  da  efferent 

(motor)  özelliktedir.  Bu  hücrelerin  aksonları  istemdışı  çalışan  doku  ve  organları 

innerve ederler. Sempatik ve parasempatik iki ayrı gruptur. Sempatik olanlar torako-

lumbal bölgenin yan boynuzunda nukleus intermediolateralis'i oluştururlar. Bunlar 45 

mikron  çapında,  ovoid  veya  mekik  biçimlidir.  Bunların  sempatik  preganglioner  lifleri 

ön  köklerden  çıkarak  sempatik  ganglionlara  ulaşır,  burada  sinaps  yaptıkdan  sonra 

ayrılan 

 

2.Duyusal  (Funiküler)  nöronlar:  Arka    boynuzda  bulunurlar.  Bunların  hem  nöron 

gövdeleri hemde aksonları merkezi sinir sistemi içinde kalır. Bunlar duyusal bağlantı 

(ara duyusal bağlantı) nöronlarıdır. 

   

Arka  boynuz’da  bulunan  funiküler hücreler  duyusaldır.  Bunlar, periferik  spinal 



ganglion’lardaki duyusal nöronların aksonlarıyla  arka kökler içinde medulla spinalise 

gelen uyartıyı; dendritleriyle alıp , aksonlarıyla ileten duyusal ara nöronlardır  

(not: 

esas  duyusal  nöronlar  spinal  ganglionlardaki  nöronlardır,  psöydoünipolar  tiptirler; 



periferden  dendritleriyle  aldıkları  uyarımları  aksonlarıyla  merkeze  aktardıklarından 

dolayı  bunlara  afferent  nöronlar  da  denir.  Bu  psöydoünipolar  nöronların  terminal 

uçları    reseptörler  olarak  bilinirlerler,  ortak  genel  özellikleri;  bir  sitimülasyona  bağlı 

olarak  uyarım  üretmeleridir.  Uyarımın  orijinine  bağlı  olarak  reseptörler  üç  gruba 

ayrılırlar:  

1.  Exteroceptors;  ısı,  dokunma,  koku,  ses,  görüntü  gibi  sitümülasyonlarla 

uyarılırlar, 

2.  Enteroceptors;  vücut  içinden  kaynaklanan  sindirim  tüpü  ,  mesane,  damar  içi 

dolgunluğu gibi basınç sitimülasyonlarıyla uyarılırlar, 

3.  Proprioceptors;  vücut  pozisyonu,  kas  tonusu,  denge  gibi  işlevleri  sağlamak 

üzere  yine  vücut  içinden  üretilen  sitimülasyonlara  karşı  cevap  veren 

reseptörler ) 

 

Funiküler  hücreler  arka  boynuz  içinde  iki  belirgin  nukleus  yaparlar.  Bir  tanesi 



arka boynuz tabanının iç kısmında bulunan nukleus dorsalis (Clarke) dir. Nöronların 

çapı 70 mikron civarında, şekilleri yuvarlağımsı/poligonaldir. Diğeri arka boynuzun uc 



kısmında  yerleşik  olan  nukleus  proprius'dur.  Bunun  nöronlarının  çapı  yaklaşık  15 

mikron, şekilleri  üçgenimsi/yıldız/mekik’tir.  

 

Bu  funiküler  nöronların  aksonları  aynı  taraf  veya  karşı  taraf    substansiya 



alba’sına  geçerek  (N.  Clarke  aksonları  aynı  taraf,  n.  proprius  aksonları  ise  karşı 

tarafa geçerek ensefalona çıkan traktusları yaparlar) miyelin kılıfı ile sarılır, funikulus 

antero-lateralis  içinde  belirgin  demetler  (traktus’lar)  yaparlar.  Bu  aksonların 

sonlandığı  yere  göre  funiküler  nöronlar  ikiye  ayrılır:    1.  Aksonları  funikulus  lateralis 

içinde ansefalon’a çıkanlara suprasegmenter bağlantı nöronları denir.  2. Aksonları 

substansiya  alba  içinde,  T  şeklinde    inen  ve  çıkan    iki  dala  ayrılıp,  her  dal    2-6 

segment boyunca (fasikulus proprius’u yapıp)  medulla spinalis’in gri maddesine geri 

dönen  nöronlar,  komşu  segmentler  arasında  bağlantı  kurduklarından  bunlara; 



intersegmenter bağlantı nöronları denir. Bunlar ulaştıkları komşu segmentin motor 

nöronlarıyla sinaps yapar.  

 

 

3.  Golgi  II  tipi  nöronlar:  Özellikle  arka  boynuzda,  az  sayıdada  diğer  gri  madde 



içinde dağılmış küçük nöronlardır.  Bunların hücre gövdeleri, dendrit ve aksonları gri 

madde  içinde  kalır,  albaya  geçmezler.    Bu  hücrelere  intrasegmenter  bağlantı 

nöronları adı verilir. Bunlar duyusal ve motor nöronlar arasında bağlantı sağlarlar.  

 

Bu  açıklamalara  göre  fizyolojik  olarak  medulla  spinalis  grizea’sının  ön 



boynuzları  somatomotor,  yan  boynuzları  vejetatif  (visceral)  motor,  arka  boynuzları 

duyusaldır.  

 

 

SUBSTANSİYA ALBA 

 

Grizeayı  çepeçevre  sarmıştır.  Esas  itibariyle  myelinli  sinir  liflerinden, 



nöyrogliya  dokusundan  ve  kapillarlardan  oluşmuştur.  Substansiya  alba’da  gliya 

hücrelerinin çoğunu fibröz astrositler oluşturur.   

 

Medulla  spinalis’in  substansiya  alba’sında  bulunan  myelinli  sinir  liflerinin 



yapısal  organizasyonun  iyi  kavranması,  medulla  spinalis-ansefalon  arasındaki 

iletişimin  ve  bu  organların  fonksiyonel  işlevlerinin  daha  iyi  anlaşılmasını 

sağlayacaktır. Bu amaçla aşağıdaki bilgileri şekil 2 ile birlikte takip ediniz: 

 

Medulla spinalis substansiya albasındaki sinir tellerinin bazıları  ansefalondan 



medulla  spinalise  bilgi  iletir,  bazılarıda  medulla  spinalisden  ansefalona  bilgi  iletir.  

Bunların tümü, önce üç funikulus ( funiculus: kordon, şerit, huzme ) yaparlar. Bunlar 



her iki tarafta birer tane funikulus anterior , funikulus lateralis  ve funikulus posterior 

’dur. 


 

Funikuluslar  içindeki  aynı  işi  yapan  sinir  lifleri  belirgin  demetler  yaparak  

medulla  spinalis  uzunluğuna  paralel  traktus  (tractus:  bir  yerden  başlayıp  bir  yere 

uzanan liflerin teşkil ettiği demet, yol, band)’lar oluştururlar.  

 

Bu demetlerden bazıları medulla spinalis içinde kalan intersegmenter bağlantı 



demetleridir  (  fasikulus  proprius  (o)’u  oluştururlar  ).  Bu  demetler  medulla  spinalis 

grizeası  içine  geri  dönerek,  ulaştıkları  motor  nöronlarla  veya  bağlantı  nöronlarıyla 

sinaps yaparlar. 

 

Diğer  demetler  ansefalona  çıkan  veya  ansefalondan  medulla  spinalise  inen 



demetlerdir.  

 

Çıkan  traktuslar  duyu  yollarıdır.  Bunlar  funikulus  posterior’un  tümünde, 



funikulus  lateralis  ve  funikulus  anterior’un  dış  kısımlarında  yer  alırlar.  Funikulus 

posterior’da  yer  alan  fasikulus  grasilis  (1)  ve  fasikulus  kuneatus  (2)  arka  köklerin 

liflerinden  oluşur  ve  bilinçli  derin  duyu  uyartılarını  bulbus’a  iletirler.  Funikulus 

lateralis’in  dış  kısımlarında  yerleşik  olan    traktus  spinoserebellaris  posterior  (3)  ve  

traktus spinoserebellaris anterior (4), traktus spinotalamikus posterior (5) ile funikulus 

anterior’un  dış  kısımlarında  yerleşik  traktus  spinotalamikus  anterior  (6)  arka 

boynuzda  yerleşik  nöronların  aksonlarından  oluşurlar.    Bunlar  arka  köklerle  spinal 

ganglionlardan gelen bilinçsiz derin duyuyu ilgili ansefalon kısımlarına iletirler.  



    

MENINKSLER 

Santral  sinir  sistemi  yumuşak;  kolayca  zarar  görebilen  bir  dokudur.  Hem  yeterli 

biçimde  korunmaya,  hem  de  beslenmeye  gereksinimi  vardır.  Korunması  kranium  ve 

kolumna  vertebralisin  kemikleriyle  sağlanır.  Ayrıca  kemiğin  iç  tarafında  meninks 

denen 3 yapraklı bağ dokusu zar ile örtülüdür.Dıştan içe; 

  Duramater (pakimeninks), 

  Araknoid membran, 

  Piamater 

 

Duramater (pakimeninks) 

      Anatomik  özelliği:  altındaki  araknoid  membrandan  potansiyel  olarak  varolduğu 

düşünülen  subdural  aralık  ile  ayrılmıştır.  Beyin  durası  ile  spinal  dura  foramen 

magnum aracılığıyla birbirleriyle devam etmektedir. 


 

Histolojik yapı: Birbirine paralel yerleşmiş çok sayıda kollojen fibril, az sayıda elastik 

fibril  ve  fibroblastlar  bulunan  kompakt  bağ  dokusudur.  Az  miktarda  kan  damarı  ve 

duyu  sinirleri  bulunur.  İç  yüzü  (m.  spinaliste  ayrıca  dış  yüzü)  yassı  mezenkimal 

kökenli  mezotel  hücresi  ile  döşelidir.  Duranın  2  yaprağı  arasında  endotelle  döşeli 

venöz sinuslar bulunur. Bu sinuslar v. jugularis internaya boşalır. 

 

Beyin durası ile spinal dura arasında aşağıda belirtilen farklar vardır: 



 

Beyin durası: 

Kafatası  kemiklerine  sıkıca  yapışıktır.  Yani  kemiğin  periostu  ile  dura  sıkıca 

bağlanarak  bilaminar  (2  tabakalı)  bir  yapı  oluştururlar.  Dolayısıyla  epidural  aralık  ve 

dura dışını kuşatan mezotel hücreleri bulunmaz. Damarlar durayı delip periosta girer. 

Dura  tubuler  bir  kılıf  şeklinde  kafatasından  çıkan  sinirlerin  etrafında  dışa  doğru 

uzanır.  Sinirin  en  dış  kılıfı  olan  epineuriumla  kaynaşır.  Ancak  epidural  kanamalarda 

spinal  duradakine  benzer  bir  epidural  aralık  oluşur.  İçe  doğru  septumlar  yollayarak 

kranial  boşluğu  kavitelere  ayırır  (falks  serebri,  tentorium  serebelli,  diafragma  sella 

dura uzantılarıdır). 

 

Spinal dura : 

Kemik  ile  dura  arasında  epidural  aralık  vardır.  Dura  kemiğe  küçük  lateral 

ligamentlerle asılı durumdadır. Epidural aralıktaki yağdan zengin gevşek bağ dokusu 

içinde çok sayıda ven bulunur. Duranın dış ve iç yüzü mezotelle döşelidir. Yine dura 

spinal sinirler çevresinde tubuler biçimde uzanır. Septum bulunmaz

 

Araknoid membran 

Damarsız ince ağ şeklinde bağ dokusudur. Makroskobik olarak örümcek ağına 

benzediğinden  araknoid  membran  denir.Beyni  saran  pia  ile  araknoid  arasında  bir 

aralık  bulunmaktadır  (subaraknoidal  aralık).  Araknoid  membranın  piaya  bakan 

yüzünde  2  membranı  birbirine  bağlayan  ve  subaraknoidal  aralığı  bölmelendiren 

trabekülalar vardır. Subaraknoidal aralıkta serebrospinal sıvı bulunur. Belirli yerlerde 

subaraknoidal  aralık  genişleyerek  sisternaları  oluşturur.  Sisternalarda  trabeküla 

nadirdir ya da hiç bulunmaz.Araknoid membran bazı yerlerde durayı parmak şeklinde 

delerek,  dura  içindeki  venöz  sinuslara  açılır,  son  kısmı  biraz  genişler,  üzeri  yassı 


hücrelerle  örtülü  bu  uzantılara  araknoid  villus  denir.  Bu  villuslar,  subaraknoidal 

aralıktaki serebrospinal sıvının aralıklı olarak venöz sinuslara akmasını sağlayan tek 

yönlü valvler olarak kabul edilebilir. Serebrospinal sıvı villusların apeksinden osmozla 

venöz  sinuslara  verilir.Villusların  tepesinde  dura  oldukça  incelmiştir.  Serebrospinal 

sıvı ile venöz kan arasında doku engeli olarak sadece venin endotel tabakası vardır. 

Buradaki  damarların  geçirgenliği  vücudun  diğer  yerlerinde  bulunanlara  kıyasla  daha 

azdır. Yaşlılıkla villus bağ dokusu içinde kalsiyum tuzları birikir ve Paccioni granülleri 

oluşur. 


 

Piamater 

Histolojik yapısı genellikle 2 tabaka olarak tanımlanır: 



1.  İntimal pia: Beyin dokusuna yakın bulunan, içteki membranöz yapıdaki tabakadır. 

Elastik  ince  retiküler  fibrilleri  içerir.  İntimal  piadan  sinir  dokusu  içine  fibröz 

septumlar şeklinde uzantılar sokulur (m.spinalisin septum mediana posterior). 

2.  Epipial  tabaka:  Yüzeyel  pia  tabakasıdır,  kollajen  fibriller  ve  az  sayıda 

fibroblasttan yapılıdır.  

  Epipial tabakanın dış yüzü tek katlı yassı mezotel hücreleriyle döşelidir. 

 

  Beyin  içine  giren  arterler  beraberlerinde  pia  materi  de  içeriye  sürüklerler, 



böylece prekapiller arteriole kadar olan damarlar çevresinde pia mater yer alır.  

  Damar  pia arasında  aralığa Wirchow  Robins  aralığı  ya da  perivasküler  aralık 

denir.  

  Bu aralık kaybolana kadar giderek daralır.  

  Kapiller  çevresinde  damar  ile  sinir  dokusunu  ayırıcı  glia  damar  ayaklarının 

oluşturduğu membrana limitans glia perivaskülaris bulunmaktadır. 

 

Pleksus koroideus 

3  ve  4.  ventrikülün  çatısı,  ayrıca  yan  ventriküllerde  kısmen  bulunan  pianın 

ependim altına sokulmasıyla oluşmuş 2 yapraklı membrana tela koroidea denir. Tela 

koroideada parmak şeklinde birçok çıkıntılar (vilus) oluşarak yüzeyi genişlemiştir (200 

cm2 kadar): böylece pleksus koroideus ismini alır. 

 

 


Ependim Hücresi 

Basit  kübik  ya  da  silindirik  şekillidir.  Çıplak  gözle  görülebilen  ependim  hücrelerinde, 

villusların  yanısıra  mikrovillusların  oluşu  yüzeyi  çok  genişletmiştir.Sitoplazma 

mitokondriden  zengindir.  Yapısal  özellik  salgı  fonksiyonundan  çok  su  transportuna 

uygun  olduğunu  gösterir  (Golgi  kompleksi  iyi  gelişmemiş,  salgı  granülü  yok,  buna 

karşılık  bazal  kıvrımlar  bulunmakta).  Fizyolojik  çalışmalar  beyin-omurilik  sıvısı-BOS 

(likör serebrospinalis) buradan salındığını göstermektedir.Bu işlem pia damarlarından 

filtrasyon  yoluyla  yapılır.Ependim  hücrelerinde  az  da  olsa  BOS  absorbsiyonu 

yapılmaktadır, bazılarında sil bulunur. Ependimal hücreler birbirlerine yan yüzlerinden 

sıkıca zonula okludenslerle bağlanmışlardır. Bu bölgedeki kapillerlerin pencereli tipte 

olmasına  karşın,  ekstravasküler  materyelin  serebrospinal  sıvıya  girişi  ependimal 

hücrelerin sıkı yan bağlantılarıyla engellenmiştir. 

  

Stroma:  Damardan  zengin  gevşek  bağ  dokusudur  (pia).  Az  miktarda  fibroblast,  az 

sayıda kollajen fibril vardır. Çoğu hücreler yassıdır. Makrofajlar yer alır. 



 

PERİFERİK SİNİR SİSTEM 

Periferal  sinir  sistemini;    periferik  sinirler,  bunların  yolları  üzerinde  bulunan 

ganglionlar ve sinir sonlanmaları oluşturur. Uyarımların merkezi sinir sistemine veya 

merkezi sinir sisteminden ilgili organ veya alt birimlere taşınmasını sağlarlar. Periferal 

sinir sistemi, ilişkili bulunduğu doku tipi veya vücut bölgesine bağlı olarak  somatik ve 

visseral(otonom)  sinir  sistemi  olarak  ikiye  ayrılır.  Somatik  sinir  sistemi  isteme  bağlı 

olarak  çalışan  doku  ve  organlar  (iskelet  kasları)  ile  merkezin  ilişkisini  sağlarken, 

visseral  (otonom,vejetatif)  sinir  sistemi    istem  dışı  çalışan  doku  ve  organlar  (bezler, 

kalb  kası,  düz  kas,  sindirim  vs)  ile  merkezi  sinir  sistemi  arasındaki  bağlantıyı 

gerçekleştirirler.Sinir  hücrelerinin  uzantıları  olan  aksonlar  kendilerini  saran  kılıflarla 

birlikte sinir teli (sinir fibrili) adını alırlar. Bazı aksonlar tek bir kılıf ( sadece Schwann 

kılıfı,  neurolemma)  ile  sarılıdır.  Diğer  bazıları  ise  çift  kılıf  (  içte  myelin  kılıfı  +dışta 

Schwann  kılıfı)  ile  sarılmışlardır.  Myelin  kılıfı  bulunmayan  sinir  tellerine  myelinsiz 

(unmyelinated) sinir telleri, bulunanlara ise myelinli (myelinated) sinir telleri denir. Bu 

kılıfların gelişimi sinir telinin bulunduğu yere göre değişir

Merkezi  sinir  sisteminin  substansiya  grizea’sı  içindeki  aksonlar  myelinsizdir, 

bunlar sadece gliyal hücrelerin uzantılarıyla desteklenmişlerdir. Aksonlar substansiya 

alba’ya  geçince  miyelin  kılıfı  ve  hücresel  kılıfla  sarılırlar.  MSS’de  Schvann  hücreleri 



bulunmadığından  burada  hücresel  kılıfı  Oligodendrosit’ler  yapar.  Şüphesiz  burada 

içteki myelin kılıfı da oligodendrosit’ler tarafından yapılır.   Periferik sinir sistemindeki 

aksonlardan    ise  ;  otonom  ganglionlardan  çıkan  postganglionik  liflerde,    nervus 

olfaktorius’u  oluşturan  liflerde  ve  ince  sinir  sonlanmalarında  myelin  kılıfı  bulunmaz, 

bunlar  sadece  Schwann  hücreleri  (neurolemma,neurilemma)  kılıfı  ile  sarılmışlardır. 

Diğer  yerlerdeki  periferik  sinirlerde  ise  tamamen  myelinli  veya  myelinli  ve  myelinsiz 

lifler karışık halde  bulunabilir.  

Birden fazla sayıdaki akson bantları ise daha kalın, fibröz bir tıkız bağ dokusuyla 

sarılmıştır. Anatomik siniri en dıştan saran bu sıkı bağ dokusuna ise  epineurium adı 

verilir. Tüm siniri çevreleyen epinöyriyum Tip I kollagen lifler ve fibroblastlar, damarlar 

içerir.  

 

Periferik Sinir Sistemi Anatomik olarak;  

1.  Periferik Sinirler 

  31 çift spinal sinir 

  12 çift kraniyal sinir 

2.  Ganglionlar 

  Duyu ganglionları 

  Otonomik ganglionlar 

3.  Reseptörler 

 

 

Periferik Sinir Sistemi Fonksiyonel olarak;  

1.  Somatik sinir sistemi 

  III,IV,VI,XII. Kraniyal sinirler 

  31 çift spinal sinir 

2.  Otonom sinir sistemi 

  Sempatik sinir sistemi 

  Torakolumbar 

  Parasempatik sinir sistemi 

  Kraniosakral III,VII,IX,X 

  Enterik Sinir Sistemi 

 


 

Periferik Sinirlerin Bağ Doku Kılıfları 

1.  Epinörium 

2.  Perinöriu 

3.  Endonörium  

 

Sinir  telleri,  merkezi  sinir  organlarını  terkettikten  sonra,  tek  tek,  Schwann 

hücresinin  dışından  ince  bir  bağ  doku  ile  kuşatılarak  sarılırlar  ve  sinir  teli  bantları 

(fasikulus’ları)  oluştururlar.  Tek  tek  sinir  tellerini  saran  bu  bağ  doku  endoneurium 

adını  alır.  Endonöyriyum  sinir  tellerini  Schwann  hücrelerinin  dışından  sarar,  Tip  III 

kollagen lifler ve tek tük fibroblastlar içerir, içerdiği kapillarlar sürekli tiptirler. 

Endonöyriyumun  devamı  daha  kalın  bir  bağ  doku  olarak  sinir  teli  bantlarını 

çevresinden  sarar  ve  perineurium  adını  alır.  Perinöyriyum  akson  gruplarını 

çevrelemektedir, Tip I kollagen lifler ve daha sık olan fibroblastlar dairesel tabakalar 

oluşturmuştur. Bazal membranlı olan fibroblastlar sitoplazmik uzantılarıyla birbirlerine 

sıkıca  tutunarak  akson  grupları  etrafında  koruyucu  bir  bariyer  oluştururlar. 

Fibroblastların  bazal  membranı  +  fibroblastların  oluşturduğu  bu  koruyucu  bariyer  + 

endonöyriyum’daki sürekli kapiller yapısı birlikte kan/sinir bariyerini oluşturur. 

 

Ganglionlar 

Santral  sinir  sistemi  dışında  yer  alan  nöron  topluluklarına  Ganglion 

denir.Santral  sistemi  içerisinde  yer  alan  nöron  topluluklarına  ise  Nukleus  adı 

verilir.Ganglionlar dıştan bağ doku kapsülü ile sarılıdır.Ganglionda yer alan nöronlara 

ganglion hücresi adı verilir. 

Ganglion; 

  Nöron gövdesi, 

  Satellit hücresi, 

  Akson, 

  Gevşek fibrokollajen bağ dokusundan oluşmuştur. 

 

 

Ganglionların boyutları oldukca farklılıklar gösterir. Birkaç sinir hücresi gövdesi 



içeren büyüklükte ganglionlar olduğu gibi, 50000 veya daha fazla sinir hücresi içeren 

büyüklükte ganglionlar da vardır. Her ganglion bağ dokudan bir kapsüla ile sarılmıştır, 

bu  kapsül  büyük  ganglionlarda  kuvvetli  ve  sıkı,  küçük  ganglionlarda ince  ve  gevşek 


olabilir. Kapsülden ayrılan bağ doku ağı sinir hücreleri arasını doldurur. Kollagen ve 

retikülin lifleri içeren bu bağ doku içinde kan damarları da bulunur.  

 

Gangliyonlar  sinirsel  uyarımların  aktarımında  dağıtım  istasyonu  olarak  iş 



gördüklerinden,  her  gangliyona  bir  sinir  girerken  diğeri  çıkar.  Sinir  uyarımının  yönü 

gangliyonun duyusal veya otonom olmasını belirler.  

 

 

Morfoloji ve fonksiyonları gözönüne alınarak iki tip ganglion ayırt edilir: 



Yüklə 193,12 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin