Psikoterapist CEM KECE
www.cemkece.com.tr
Nevroz ve Narsisistik Yapı
Bir kişinin genellikle nedenini bilmediği ya da çok az bildiği iç ruhsal çatışmalar ile birlikte, toplumsal
yaşama uymak için gösterdiği çabalardan kaynaklanan ve hiçbir fiziksel nedeni olmayan ciddi ve
sürekli davranış bozukluklarına nevroz denir. En basit haliyle sinirlilik olarak tanımlanan ve
temelinde kaygı bulunan nevrozlar, psikolojik ve işlevsel belirtiler gösterir ve davranış bozukluğu
olarak anılırlar. Bu davranış bozuklukları arasında en sık görülenleri; olgun olamama, yaşça küçük
hissetme hali, abartılı suçluluk, günahkârlık, abartılı sorumluluk duygusu, kaygı, korku, kuruntu,
huzursuzluk ve cesaretsizlik hissetme ya da aşırı cesaret gösterilerinde bulunma, gereksiz yerlerde
hiç sebepsiz yere üzülme, en küçük şeyleri büyütme, uykusuzluk ile birlikte gelen güçten düşme,
bedenle ilgili işlevsel bozukluklar, cinsel işlev bozuklukları ve insan ilişkilerinde yaşanan sıkıntılar,
duygu bozukluğu yüzünden aşırı şefkat isteme, odaklanamama, güvensizlik, plan yapamama,
düşmanca ve saldırgan tutumlar içinde olma, güven ve dikkat ihtiyacı duyma, aşağılık duygusu
hissetme, huzursuzluk, sosyal faaliyetlerden rahatsız olma, çekingen davranışlar sergileme, anormal
seks davranışları talep etme, nefret, kin gibi kişiyi sağlıklı kişilerden ayıran tutum ve davranışlar
sergilemedir. Çünkü nevrotik kişilerin kaygılarla başa çıkmada kullandıkları savunma mekanizmaları
genellikle kaygıyı bastırmakta başarısız olur ya da abartılmış şekilde savunma mekanizmalarının
kullanılmassı nedeniyle anormal davranışlara sebep olur. Kişilerde aşırı derecede şefkat gereksinimi
olduğundan diğer kişilere karşı bağımlılık gelişir.
NARSİSİSTİK KÜLTÜR...
Narsisistik kültür evin içindeki ve dışındaki otoritelerin “güç” kaybetmesiyle gelişir. Nevrozlarda sık
görülen cinsel erdemin yerine narsisistik yapıda teşhircilik, sanal seks ve pornografi ön plana çıkar.
Nevrotik kişiler cinsel hisleri konusunda suçluluk, günahkârlık, korku ya da endişe hissederken,
narsisistik kişilerde bunun yerini cinsel sapkınlıklar, cinsel işlev bozuklukları ya da başarısız olma
korkusu alır. Çünkü nevrozlardaki sıkıntının kaynağı olan katı ve kasvetli süperego, narsisistik
kişilerde gücünü kaybetmiş, cinselliğe ve diğer erdemsiz davranışlara ahlaki sınırlamalar getiren ve
normal olarak değerlendirilebilecek bir süperegodan bile yoksunluk ortaya çıkmıştır. Yani bu açıdan
baktığımızda toplumun nevrotik durumdan yavaş yavaş narsisistik durma kaymaya başladığını
söyleyebiliriz. Süperegoları sağlıklı gelişmediği için geleneklere ya da usullere uymak gibi bir
mecburiyet hissetmeyen narsisistik kişiler, toplumsal kuralları dışarıda tutarak kendilerine ait yaşam
tarzlarını oluşturma ve bir ötekine dayatma konusunda özgür olduklarını düşünürler. İnsanlara ve
durumlara yönelik tepkilerinde kendilerini dizginleme yoksunluğu yaşadıkları için çoğu zaman
herhangi bir “sınır duygusu” olmadan dürtülerini eyleme dökerler. Bu nedenle de borderline yapıyla
birlikte narsisistik yapı “sınır durumlar” olarak adlandırılırlar.
NEVROTİK VE NARSİSİSTİK YAPI FARKLARI...
Nevrotikler genellikle duygularını abartırlar ve aşırı hassas kişiler olarak tanımlanırlar. Öte yandan
narsisistik kişiler “havalı, büyüklenmeci ve soğukkanlı” görünmek amacıyla duygularını inkâr ederler.
Nevrotikler endişeli olmaya ve “bilinçli bir korku" duymaya yatkınken, narsisistik kişiler depresyona,
boşluk hissi duymaya, hiçbir şey hissetmemeye ve “bilinçsiz bir korku” duymaya yatkındırlar. Benzer
şekilde nevrotikler suçluluk ve günahkârlık duygusunun ağırlığı altında ezilirken, narsisistik kişiler
sanki bu duygulardan muafmış gibi görünürler. Nevrotik kişinin duyguları kuvvetlidir ama duygularını
ifade etmede zorlanır ve özellikle de cinsel alanda kendisine kesin ve ağır kısıtlamalar getirir.
Narsisistik yapıdaki kişi ise davranışlarına daha az sınırlama koyar ve hatta özgürlük adına cinsel
dürtülerini eyleme geçirme konusunda cesaretlidir ancak duyguların önemini de asgariye indirir. Bir
başka deyişle nevrotik kişi cinsellik olmadan aşka vurgu yaparken, narsisistik yapıdaki kişi ise aşk
olmadan cinselliği ön plana çıkarır. Genellikle nevrotik yapıdaki “endişe” ile narsisistik
yapıdaki “depresyon” birbirine karışmış olarak hissedilir, çünkü ortada hem nevrotik hem de
narsisistik öğeler vardır. Ancak “kendini önemli ve güçlü hissetme” narsisistik yapı ile nevrozun ortak
belirtileri arasında yer alırken, “duyguların inkar edilmesi” ve “sınır yoksunluğu” ayırıcı tanıda önemli
bir yer tutar.
1 / 2
Psikoterapist CEM KECE
www.cemkece.com.tr
NARSİSİSTİK YANSITMALAR...
“Çok özel olduğuna dair yapılan yükleme”, “duygusal besleme eksikliği”, “ihmal ve işgal
edilme” ve
“bireyselliğin göz ardı edilmesi” çocuğun ruhunda narsisistik yapıya giden sapmayı ortaya
çıkartır. Yani narsisistik yapı çoğu zaman ebeveyn-çocuk arasındaki bozuk ilişkiden kaynaklanır.
Çocukların tüm istediği yalnızca ruhsal ve bedensel ihtiyaçlarının anlaşılması, koşulsuz karşılanması
ve koşulsuz sevgidir, ancak tam anlamıyla yaşam ve ölüm gücünü ellerinde bulunduran patolojik
ebeveynler çocuk üzerinde güç kullanma arayışı içindedir. Çünkü gerçekten güçsüz olan bebekler
tamamen bağımlıdır ve yalnızca ağlayarak yardım isteyebilirler. Bu nedenle patolojik ebeveynlerin
narsisistik arzuları bilinçdışı olarak çocuğa yansıtılır: “Ben çok ‘özel’ ve ‘güçlü’ biriyim, bu yüzden
çocuğum da çok özel biri ve gelecekte de çok güçlü olacak...”
Yayınlanma tarihi: 10.05.2016
Makale adresi: http://www.cemkece.com.tr/m-nevroz-ve-narsisistik-yapi.html
Web : http://www.cemkece.com.tr
Facebook: http://facebook.com/drcemkece
: http://twitter.com/drcemkece
Google+: https://plus.google.com/114707731481596974039
Instagram: http://instagram.com/drcemkece
Youtube: http://youtube.com/user/cisedorgtr
RSS: http://feeds.feedburner.com/drcemkece
2 / 2