ABOMASUM ÜLSERLERİ
Abomasum mukozasında, derin katlara ve serozaya kadar uzanabilen, doku kayıplı lezyonlar ile karakterize, akut veya kronik karakterli bir hastalık olup yüksek süt verimli sığır ırklarında, özellikle kış ayları ve ahır besisinde, buzağılarda ise kaba yeme geçiş döneminde sıklıkla görülür.
Etiyoloji: Tam olarak bilinmemekle beraber sığırlarda stres durumları (doğum, laktasyon, nakiller, panarisium, artritis, taban nekrozu), sıkışık barındırma, yüksek konsantre yem ve silaj ile beslemenin önemli rol oynadığı tahmin edilmektedir. Metritis, mastitis, ketozis gibi postpartum hastalıklar, CGB, Sığır vebası, BVD/MD ve Theileriozis gibi hastalıkların varlığı sığırları abomasum ülserine karşı predispoze kılar. Yüksek oranda nemli mısır veya silaj ile besleme de ülserasyonlara neden olabilmektedir. Kimyasal maddeler (arsenik, bakır, nitrat), mikroorganizmalar, mineral madde yetmezlikleri (bakır ve selenyum), bazı ilaçlar (fenilbutazon ->2gr/gün-, Fluniksin meglumin gibi NSAID’lerin yüksek dozları) abomasum ülserlerine yol açabilir. Buzağılarda kaba yeme geçişin erken yapılması ve yemlerin mantarlar ve bakteriler (Camphylobacter jejuni, Clostridium perfringens) ile kontamine olması önemli sebeplerdendir. Uzun süre oral antibiyotik kullanımı ile sekonder olarak mantar enfeksiyonuna neden olunabilir. Abomasum parazitleri (Haemoncus, Ostertagia, Tricostrogylus) de abomasum ülserlerinin oluşmasında rol oynayabilirler.
Patogenez: Buzağılarda lezyonlar özellikle abomasumun piloris bölgesinde, erginlerde ise fundus bölgesindedir. Lezyonların büyük damarlara ulaşması ile abomasum içerisine kanamalar olur ve gaita bu nedenle katran rengindedir (melena). Abomasum duvarındaki lezyonlar lokal veya diffüz peritonitise neden olarak ağır intoksikasyona ve septisemiye yol açabilir.
Stres ve hiperasidite ülserlere neden olabilir. Abomasumun gastrik mukus salgısı normalde midenin yüzeyini örten jelatinöz bir yapı sağlar, böylece hidrojen iyonlarının difüzyonu engellenir. Aşırı gastrik asit salınımı H+ iyonlarının intra ve ekstraselüler konsantrasyonunu da arttırır ve difüzyonuna neden olur. Buna bağlı mast hücrelerden histamin salınımı artar, daha fazla asit sekresyonu ve küçük damarlarda kanama, mukozal hemoraji ve superfisiyal ülserasyonlar şekillenir.
Abomasum ülserlerinde ruminal laktik asit konsantrasyonu (320 mM/L) ve histamin konsantrasyonu da (70 mg/ml) artar. Özellikle abomasal stazis durumlarında histamin emilimi ve abomasal asit sekresyonu fazlalaşır. Fazla miktarda salgılanan pepsin ve HCl asiti büyük kurvatur’da birikerek ülserlere yol açar. Sıkışık barınma ve stres faktörleri, sempatik sinir sisteminin epinefrin, norepinefrin, ACTH aracılığı ile uyarılmasına ve gastrik asit sekresyonunun artışına yol açarak ülserlere neden olabilirler.
Dostları ilə paylaş: |