Şİrketlerin süRDÜRÜlebiLİR Çevre poliTİkalari ve rekabet avantajlari



Yüklə 1,84 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə18/104
tarix12.05.2022
ölçüsü1,84 Mb.
#57603
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   104
yokAcikBilim 10092049

2.1.Hava Kirliliği  
        Hava kirliliği, atmosferi oluşturan karışımın  dışında, atmosfere gaz, toz duman, 
koku  gibi  yabancı  maddelerin  karışması,  bunların  miktarının  da  canlılar  ile  cansız 
varlıklara  zarar  verecek  boyutlara  ulaşması  olarak  tanımlanabilmektedir.  Hava  da 
bulunan  toz,  gaz,  sis,  koku,  duman  ve  buhar  gibi  kirleticilerin  atmosferde 
yoğunlaşması  giderek  artması  insan,  hayvan  ve  bitki  sağlığına  zarar  verecek 
boyutlara gelip yaşamı tehdit etmesidir. Bu durum öyle büyük boyutlara ulaşmaktadır 
ki  günlerce  sürdüğü  bilinmektedir  ve  bu  duruma  “hava  kirliliği  salgını” 
denilmektedir. 
Çağımızda  sanayileşmeyle  birlikte  ileri  toplumların  çevreye  verdiği  zarar 
miktarı çok fazla artmış olup dünyanın medeniyetten en uzak köşesinde yaşayan ilkel 
toplumları  bile  tehdit  eder  duruma  gelmiştir.  Sanayileşmeden  kaynaklanan  hava 
kirliliğinin oluşma nedenlerinde başlıcalarını oluşturmaktadır. Yatımların konumunda 
yanlış  yer  seçiminin  ve  atık  gazların  yeterli  teknik  tedbirler  alınmadan  havaya 
bırakılmasının en önemlileri olduğu görülmektedir (Çorakcı, 1991: 32).  
Hava  kirliliğinin  kaynaklarını,  doğal  ve  yapay  kaynaklar  olmak  üzere  iki 
grupta  toplamak  mümkün  olmaktadır:  Doğal  kaynaklar;  volkan  faaliyetleri,  orman 
yangınları,  hayvan  ve  bitki  ölümlerinin  sonucu  olduğunu  söylemek  mümkündür. 
Yapay  hava  kirliliği  kaynakları  ise;  hammaddelerin  işlenmesi  sonucunda  ortaya 
çıktığı  görülmektedir.  Hava  kirliliğinin  oluşmasında  etkili  olan  yapay  kaynaklar: 
“sabit  kaynaklar”  ve  “hareketli  kaynaklar”  olmak  üzere  ikiye  ayrılmaktadır.  Sabit 
kaynaklar:  Katı,  sıvı,  gaz  yakıtların  yakılmasıyla  veya  herhangi  bir  üretim  prosesi 
esnasında  oluşan  kirleticilerin  bir  baca  yoluyla  atmosfere  emisyonun  yayılması  ile 
oluşmaktadır. 



 
Hareketli  kaynaklar:  Kara,  deniz,  hava  taşıtlarının  egzozlarından  çıkan 
gazlardan  oluşmaktadır.  Kara,  deniz  ve  hava  taşıtlarının  kullandığı  yakıtlar  mazot, 
benzin  veya  jet  yakıtı  gibi  havaya  zarar  veren  fosil  yakıtlardır.  Bu  yakıtların 
tüketilmesi  ile  atmosfere  verilen  kirleticilerden  kaynaklanmaktadır  (T.C.  Çevre  ve 
Orman Bakanlığı, 2004: 50).  
Hava  kirliliğinin,  insan  sağlığına,  doğaya,  iklime  ve  flora-faunaya  etkilerde 
bulunduğu gibi ayrıca sera etkisi ve ozon tabakasının incelmesi gibi küresel sorunlara 
da  yol  açtığı  bilinmektedir  (Öktem,  2003:  41).  Kirli  havanın  insanlar  üzerinde 
olumsuz  etkileri  mevcuttur  bunların  bazıları:  Psikolojik  etkileri  doğurmaktadır, 
salgın  hastalıklara  karşı  vücudun  direncini  azaltmaktadır,  hastalıkların  iyileşmesini 
geciktirmektedir,  insanların  solunum  yollarını  etkileyerek  normal  vücudun 
mekanizmasını  etkilemektedir.  Kirli  havanın  doğaya  olan  etkisine  bakıldığında, 
doğal  iklim  dengesinin  bozulmasından  tarımsal  üretimin  düşmesine,  toprağın 
verimliliğinin  azalmasından  mor  ötesi  ışınların  zararının  gözlenmesine  varan  çok 
çeşitli sorunlarla karşılaşılmaktadır (Keleş, Hamamcı, 2009: 108-109).  
İnsanın  beşeri  faaliyetlerine  bağlı  olarak  fosil  yakıtların  yakılması  azotlu 
gübre  kullanılması  sonucu  oluşan  iz  gazların  atmosferin  üst  tabakasına  gitmesi  ve 
orada  birikmesi  tehlike  yaratmaktadır.  İz  gazları  atıl  kalarak  reaksiyona 
girememektedirler.  Zararlı  gazların  stratosferde  birikmesi  sonucu  sıcaklığı 
arttırmakta bu da güneşin zararlı etkilerini filtre eden ozon tabakasını inceltmektedir. 
Ozon  tabakasının  deliği  1986  yılında  keşfedilmiş,  bilim  insanları  o  zamandan  beri 
dikkatleri  bu  noktaya  çekmişlerdir.  Ozon  tabakasının  incelmesinin  cilt  kanserlerini 
arttıracağı,  tarımsal  ürünlerin  büyümelerini  engelleyeceği  bu  olgunun  da  besin 
kaynaklarını azaltacağı savunulmaktadır. 
Ayrıca  yeryüzüne gelen  ışınların  büyük kısmı  yüzeyden  yansıtılmaktadır. Bu 
yansıtılan  güneş  enerjisi  yeryüzüne  geri  dönünce  uzun  dalga  ısı  enerjisine 
dönüşmektedir  bu  ısı  enerjisinin  bir  kısmı  da  atmosferdeki  karbondioksit  tarafından 
emilerek tekrar yeryüzüne geri dönmektedir. Bu olaya limonluk etkisi denilmektedir. 
Limonluk  etkisi  atmosferin  buz  tutmamasını  yani  yaşamın  devam  etmesini 
sağlamaktadır.  Ancak  fosil  yakıtların  kullanılması  sonucu  havadaki  iz  gazlarının 


10 
 
miktarındaki artışla beraber geri yansıtılan bu enfraruj ışınlarını arttırmaktadır başka 
bir  söylemle  dünyada  ilave  bir  sıcaklık  artışı  görülmektedir  (Erdin,  1991:  10).  Eğer 
sıcaklık  artışı günümüzdeki artış  hızıyla artmaya  devam edecek olursa 2020  yılında 
sıcaklık artışının 3 derece civarında olacağı tahmin edilmektedir. Yapılan çalışmalara 
göre sera etkisinin sıcaklık artışına bağlı olarak orta enlemlerdeki sup tropik çöllerin 
ve  rutubetli  batı  rüzgâr  bölgelerinin  kutuplara  doğru  genişlemesi  görülmektedir. 
İklim  kaymalarının  orman  alanlarını  olumsuz  yönde  azaltacağını  bilim  adamları 
söylemektedirler (Brown,  Flawin, vd.,1997: 80-85). 

Yüklə 1,84 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   104




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin