Siyasi. İDeolojiler



Yüklə 11,67 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə225/240
tarix11.08.2023
ölçüsü11,67 Mb.
#139183
1   ...   221   222   223   224   225   226   227   228   ...   240
1723-Siyasi Ideolojiler-Andrew Heywood-Chev-K.Bayram-O.Tufekchi-H.Inac-2011-345s (1)

1977. New York: United Nations.
Vincent, A. (1995) Modern Political Ideologies, 2. ed. 
Oxford: Blackwell.
Ward, B. ve Dubois, R. (1972) Only One Earth. Har­
mondsworth: Penguin.
White, S. (ed.) (2001) New Labour: The Progressive Fu­
ture? Londra: Palgrave.
Willetts, D. (1992) Modern Conservatism. Harmon­
dsworth, Penguin.
Wollstonecraft, M. (1967) A Vindication o f the Righ­
ts o f Women, ed. C. W. Hagelman. New York: 
Norton.
Wolff, R. P. (1998) In Defence o f Anarchism, 2. ed. Ber­
keley, CA: University o f California Press.
Woodcock, G. (1962) Anarchism: A History o f Liber­
tarian Ideas and Movements. Harmondsworth 
ve New York: Penguin.
Woolf, S. J. (1981) (ed.) European Fascism. Londra: 
Weidenfeld & Nicolson.
Wright, A. (1996) Socialisms: Theories and Practices. 
Oxford ve New York Oxford University Press.


TERİMLER SÖZLÜĞÜ


Bir terim kitabın içindeki kutularda daha kapsamlı bir şekilde ele alınıyorsa, sözlükteki tanımın ar­
dından referans sayfa numarası verilir.
Adâlet [Justice]: 
Adâletli olmanın ve tarafsızlığın 
ahlâkî standardı; sosyal adâletse toplum da, âdil 
veya savunulabilir bir zenginlik ve mükâfat dağıtımı 
nosyonudur.
Adem-i Merkezileşme [Decentralization]: 
Yerel 
yönetimlerin/özerkliklerin, millî veya merkezî organ­
lardan uzağa iktidar ve sorumluluk transferi yaparak 
genişlemesi.
Anarşi [Anarchy]: 
Sözlük anlamı iktidar yoksunluğu 
demektir; anarşi, genellikle pejoratif anlamda istikrar­
sızlık, hatta kaos anlamında kullanılır.
Anayasalcılık [Constitutionalism]: 
Hükümet ikti­
darının, hüküm et kurumlarının görevlerini, yetkisini 
ve fonksiyonlarını ve birey haklarını tanımlayan bir 
çerçeve kurallar (bir anayasa) dâhilinde kullanılması 
gerektiğine olan inanç, (bkz. s. 56)
Ancien Regime 
[Eski Rejim]: 
Sözlük anlamı eski düzen 
demektir; genellikle Fransız Devrimi'nden önceki 
mutlakiyetçi yapılarla ilişkilendirilir.
Anomi [Anomie]: 
Değerlerin ve norm atif kuralların 
zayıflaması; tecritlik, yalnızlık ve anlamsızlık duygula­
rıyla ilişkilendirilir.
Anti-Semitizm [Anti-Semitism]: 
Yahudilere karşı 
yöneltilen önyargı ve kin; Yahudi düşmalığının dinî, 
ekonomik ve ırksal formları olabilir, (bkz. s. 228)
Artı Değer [Surplus Value]: 
Kapitalist sömürü meka­
nizması tarafından proletaryanın em eğinden alınan 
değere işaret eden Marksist bir terim.
Aşırı M illiyetçilik [Jingoism]: 
Askerî genişleme veya 
emperyal işgâlin kışkırttığı milliyetçi şevkin bir karak­
teri ve halk kutlaması.
Atomizm [Atomism]:
Toplumun sosyal gruplardan 
ziyade, bencil ve çoğunlukla kendi kendine yeten 
bireylerin veya atomların toplamından oluştuğuna 
inanma.
Avro-Komünizm [Eurocommunism]: 
Marksizmi 
liberal demokratik ilkelerle harmanlamayı amaçlayan 
bir çeşit törpülenm iş komünizm.
Aydınlanma [Enlightenment, the]: 
Doruk noktasına 
18. Yüzyıl'da çıkan ve akıl ve ilerleme adına genel ola­
rak din, siyaset ve bilgi edinm e hakkkında geleneksel 
inançlara meydan okuyan entelektüel bir hareket.
Ayrılıkçılık [Separatism]: 
Bağımsız bir devlet kurma 
görüşüyle siyasal bir formasyondan ayrılma talebi.
Batı [West, the]: 
Kültürel anlamda Greko-Roman ve 
Hıristiyan kökleriyle, sosyal alanda endüstriyel kapita­
lizmin hâkimiyetiyle ve siyasî olarak liberal demokrasi­
nin yaygınlığıyla belirginleşen dünyanın parçaları.
Belirlenim cilik / D eterm inizm [Determinism]: 
insan 
eylemlerinin ve tercihlerinin tamamen dışsal faktörler 
tarafından şartlandırıldığı inancı; determinizm hür 
iradenin bir m it olduğunu ima eder.
Bencillik/Egoizm [Egoism]: 
Birinin kendi çıkarı ve iyi­
liğiyle ilgilenmesi, bencillik; veya her bireyin kendi ah­
lâkî evreninin merkezi olması, ve bu yüzden bireylerin 
ahlâkî açıdan özerk varlıklar olarak isimlendirilmesi.
Bilim [Science]: 
Dikkatli inceleme ve tekrarlanabilir 
deneyler tarafından test edilen hipotezler süreciyle 
bilgi edinm e yöntemi.
B ilim cilik [Scientism]: 
Bilimsel m etodun gerçeği 
inşa etm ede önyargıdan yoksun ve nesnel tek yol 
olduğuna ve bu m etodun her türlü öğrenme alanına 
uygulanabilir olduğu inancı.
Bireycilik [Individualism]: 
Sosyal grup ya da kolekti- 
viteye karşı bireyin merkezî önem ine duyulan itimat, 
(bkz. s. 45)
Bireysellik [Individuality]: 
Bir bireyin ayırtedici ya da 
biricik kim liğinin ve yeteneklerinin farkına vararak -k i 
bu onu diğer tüm insanlardan farklılaştırır- kendini 
gerçekleştirmesi.
Burjuvazi [Bourgeoisie]: 
Kapitalist toplum un yönetici 
sınıfına işaret eden Marksist terim, üretken zenginliğin 
sahipleri.
Burjuva İdeolojisi [Bourgeoisie Ideology]: 
Kapitalist 
top lu m u n çarpıklıklarını gizleyerek burjuvanın çıkar­
larına hizmette bulunan fikir ve teorilere işaret eden


Marksist terim.
Çoğulculuk [Pluralism]: 
Çeşitliliğe ya da tercihe du­
yulan inanç veya siyasî gücün genişçe ve tarafsız bir 
şekilde dağılmasının gerekliliğini veya dağılmasının 
iyi olacağını öngören teori, (bkz. s. 51)
Çatışma [Conflict]-. 
İki ya da daha fazla güç arasındaki 
karşıtlık veya rekabet; uzlaşmaz amaçların takibinden 
veya çekişen fikirlerin mücadelesinden doğar.
Çevrecilik [Environmentalism] 
Doğal çevrenin 
önem ine olan siyasî inanç; çevrecilik genellikle (eko- 
lojizm in karşıtı olarak) insan ihtiyaçlarını ve çıkarlarını 
yansıtan doğaya karşı reformist bir yaklaşımı vurgula­
mak için kullanılır.
Ç ift C insiyetlilik (Androjeni) [Androgyny]: 
Erkek 
ve dişi karakteristiklere birlikte sahip olma; cinsiyetin 
sosyal rol ve siyasî statüyle ilişkili olmadığı anlamında, 
insanın cinsiyetsiz varlıklar olduğuna işaret etmek için 
kullanılır.
Çoğunlukçuluk [Majoritarianism]: 
Çoğunluk yöne­
tim in e olan inanç; çoğunlukçuluk hem çoğunluğun 
azınlığa hükmetmesini hem de azınlığın çoğunluğun 
kararına boyun eğmesi gerektiğini içerir.
Çok-Kültürlülük / Çok-Kültürcülük [Multicultura-
lism]: 
Genellikle, farklı kültürel grupların saygıyı ve 
tanınmayı hak ettiği inancı üzerine kurulan toplumsal 
çeşitliliğin (genellikle ırk, etnisite, din veya dille ilişkili­
dir) onaylanması, (bkz. s. 78)
Demokrasi [Democracy]: 
Halkın yönetimi; demokrasi 
hem genel katılımı hem de devlet yönetimini kapsar 
ve çok farklı biçimlerde ortaya çıkabilir.
D em okratik Merkeziyetçilik [Democratic
Centralism]: 
Tartışma özgürlüğüyle sert eylem birliği 
arasında bir denge öngörüsü üzerine kurulu Leninist 
Yüklə 11,67 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   221   222   223   224   225   226   227   228   ...   240




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin