kendini gerçekleştirme genellikle egoizmin ve mater
yalizmin üstünlüğüyle ilişkilendirilir.
Keynezyenizm
[Keynesianism]:
Toplam talebi regüle
etm ek ve tam istihdamı sağlamakla
ilişkili bir ekonomi
yönetim i (J. M. Keynes tarafından geliştirilmiş) teorisi
veya siyasası, (bkz. s. 76)
Klasik Liberalizm
[Classical Liberalism]:
Liberalizm
içindeki, genellikle minimal devletin kurulmasına
ve piyasa ekonomisine dayanan, sınırlandırılmamış
bireysel faaliyet alanını maksimize etmeyi amaçlayan
bir gelenek.
Kolektifleştirm e
[Collectivization]:
Genellikle devlet
mekanizması aracılığıyla, özel m ülkiyetin ilgası ve or
tak veya kamusal mülkiyet sistemin geniş bir şekilde
kurulması.
Kolektivizm
[Collectivism]:
İnsanî amaçların en iyi
şekilde işbirliğine ya da kolektif çabaya dayalı olarak
başarılacağı inancı; kolektivizmde sosyal grupların
önem i vurgulanır, (bkz. s. 120)
Komüniteryanizm /T op lu lu kçu lu k / Cemaatçilik
[Communitarianism]:
Bir kişi ya da
şahsiyetin toplum
sayesinde oluştuğu inancı; bu anlamda hiçbir "sınır
landırılmamış şahsiyet"yoktur, (bkz. s. 155)
Komünizm
[Communism]:
Servetin ortak mülkiyeti
prensibi; komünizm genellikle, daha geniş anlamda,
Marksist ilkelere uygun olarak kurulmuş hareket ve
rejimlere gönderme yapmak için kullanılır.
Konsensüs (Oydaşma)
[Consensus]:
Meselelerin
ayrıntıları veya vurguları hakkında anlaşmazlığa izin
verse de temel konular ve ilkeler üzerinde varılan
anlaşma.
Korporatizm
[Corporatism]:
Temel ekonomik çıkar
ların -iş ve işgücü- hükümet sürecine dâhil olması
veya olması gerektiği yolundaki (faşist ve liberal
teoriyle ilişkilendirilebilir) teori, (bkz. s. 225)
Korumacılık
[Protectionism]:
Yerli üreticileri yabancı
rakiplerden korumak için tasarlanmış kotalar ve tarife
ler gibi ithalat kısıtlamaları.
K ozm opolitlik
[Cosmopolitanism]:
Kelime anlamı bir
dünya devletine olan inancı ifade eder; daha genel
anlamda, milletler arasında anlayışı ve âhengi besle
yen bir ifadedir, (bkz. s. 185)
Kutsal Haklar
[Divine Right]:
Dünyevî yöneticilerin
Tanrı tarafından seçilmiş olduklarını öngören doktrin,
bu sayede karşı çıkılamaz otoritenin kullanımı meş
rulaşır; kutsal haklar monarşlk m utlakiyetçiliğin bir
savunusudur.
Kültürel M illiyetçilik
[Culturel Nationalism]:Jerr\e\
vurgusunu öz yönetim den ziyade milleti ayırt edici
bir uygarlık olarak yeniden
üretme üzerine kuran bir
milliyetçilik şekli.
Küreselleşme
[Globalisation]:
Hayatın, artan bir
şekilde uzaktan alınan kararlar ve olaylar tarafından
şekillendirilmesiyle oluşan karmaşık bir karşılıklı ilişki
ler ağı; küreselleşme m illî devletlerin artan geçirgen
liğini yansıtır.
Laissez-faire
[Bırakınız Yapsınlar]:
Ekonomik akti-
vitenin devlet müdahalesinden tamamen bağımsız
olmasını savunan doktrin, serbest piyasaya duyulan
aşırı güven.
Leninizm
[Leninism]:
Lenin'in, özellikle proleteryayı
sınıf bilincine yükseltecek devrimci veya öncü bir
Dostları ilə paylaş: