ş
art, zorunlu, zaruri, elzem, lâzım, gereklidir] vb. ile ifade edilir. 4) Doğal
zorunluluklar doğal olaylar karşısında bireysel zorunlulukları ifade eder, [-mElĐ,
zorunda, zorunlu, lâzım, gereklidir, gerekmekte, şart] vb. ile anlatılır. 5) Örf ve
adetlerden kaynaklan zorunluluklar, [zorundadır, -mElĐ, zorunda, zorunlu, lâzım,
308
gereklidir, gerekmekte, şart], vb. ile ifade edilir. [-mAlI], kaçınılmaz bir zorunluluk,
mecburiyet dışı zorunlulukları ifade eder. [-DĐr] zorunluluk anlamını pekiştirir.
6) Mesleki ve sosyal konumla ilgili zorunluluklarda [-meli, zorunlu, şarttır,
gerekmektedir, şart ] vb. kullanılır. 7) Usulüne uygun gerek, bir gereklilik anlatır,
bu nedenle [-mAlI, gerekir, gereklidir, lâzımdır, gerekmektedir, şarttır] bu anlamda
zorunluluk değil, gereklilik ifade eder. 8) Zorunlu sonuç [-AcAk] ile ifade edilir.
Çünkü bu biçimbirim, mantıksal çıkarsamaya dayalı kuvvetli bir tahmini içerir. 9)
Kaçınılmaz deneyim, [-mElĐ, gerekir, lâzım, -EcEk, zorundalar, zorunlu ] vb. ile ifade
edilir. 10) Acil tavsiye, Türkçede [zorunda, lâzımdır, gereklidir, gerekmektedir,
ş
arttır, zorunludur, -mElĐ] şeklinde ifade edilir. 11) Zorunlu uyarıda, zorunluluk
güçlüdür. Bu nedenle [şart, zorunlu, şarttır, zorunda, zorunlu, icap eder] vb. ile ifade
edilir.
Burada iki önemli hususu vurgulamamız gerekir. Birincisi Türkçe gerek güçlü
gereklilik, zorunluluk ve gerekse de zayıf gereklilik kipliği ifade araçları açısından
oldukça zengin anlatım olanaklarına sahip bir dildir. Đkincisi, bu ifadeler dilbilgisel
olarak kesin bir biçimde ayrılmamıştır. Örneğin
[
-mElĐ
]
zayıf gereklilik belirtirken, bir
zorunluluk da ifade edebilmektedir.
[
-mElĐ
],
bir izin, istek anlatımında da kullanılır.
Bu da Türkçenin zenginliğine önemli bir tanıttır.
Kiplik fiillerin öznel (subjektiv) anlamları, genelde konuşanın belirttiği
önermedeki kuşku, iddia, zan ve tahmin, dikkatlice ifade tarzları, dikkatlice öneride
bulunma, sabırsızca beklenti gibi konuşanın öznel tutum ve ifade biçimleridir.
Kiplik fiillerin öznel (subjektiv) olasılık (Wahrscheinlichkeit) anlamında:
Müssen çok yüksek bir olasılığı, dürfen yüksek bir olasılığı, können orta düzey bir
309
olasılığı, mögen ise zayıf bir olasılığı belirttiği saptanmıştır. Sollen ise daha ziyade
söylenti (Gerücht) anlamını, wollen başka bir kişinin kanıtlanmamış bir iddiasını (eine
unbewiesene Behauptung) ifade eder.
Wollen fiilinin iddia anlamında, asıl fiil Partizip II+yardımcı fiil haben/sein ile
cümle sonunda yer alır. Bu sözdizimsel yapı iddia ve öznel anlamı içerir. Türkçede
ise normal cümle düzeni vardır. Wollen ile öznenin kendisi hakkında kanıtlanmamış
iddiası dile getirilir. Konuşan kendisinin pek de inanmadığı iddiayı ifade eder. Sollen,
iddia, söylenti anlamını içerir. Sollen fiilindeki iddia, başka bir kimsenin bir başkası
hakkındaki iddiasıdır. Örn. ‘Angela soll im Ausland sein.’
[
Dostları ilə paylaş: |