T c sakarya üNİversitesi Sİyasal biLGİler faküLtesi İKTİsadi DÜŞÜnce tariHİnde sanayi devriMİ: geçMİŞten güNÜMÜze biTİrme çalişmasi


 Türkiye Cumhuriyetinde Dış Ticaret Oranında Değişmeler



Yüklə 1,01 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə23/25
tarix23.02.2023
ölçüsü1,01 Mb.
#85320
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   25
Miraç Aslıhan Erturk Bitirme Calimasi Ödevi

2.9 Türkiye Cumhuriyetinde Dış Ticaret Oranında Değişmeler 
Geleneksel dış ticaret teorilerine göre, ticaretin genişlemesi kişi başına düşen geliri 
artıracak ve dinamik yapısına etkinlik ve değişiklik fırsatı getirecektir. Sanayi devrimi 
sonucunda dış ticarette meydana gelen, bazen ülkelerden sapan değişiklikler, değişimin 
nedeni ve ya sonucu olarak tanımlanmaktadır. İster yurt içinde ister dünya çapında ticari 
olsun, ticari olarak başarılı olmak için bir düşük maliyetle üretilmesi veya daha önce hiç 
üretilmemiş bir olması gerekir. Her iki durum için de üretimde teknolojinin maksimum 
düzeyde kullanılması ve ekonomik gerçekleşme alanlarının çok sağlam olması 
gerekmektedir. Üretim ve ticarette ayakta kalabilmek için işgücünün yüksek kaliteli ve 
yenilikçi olması gerekir. Ülkemiz dış pazarlara ürün satarken, mevcut ürünleri daha düşük 
maliyetle üretip pazarlamaktadır. Bunun temel nedeni işçiliğin ucuz olmasından dolayı 
maliyet çok düşük olmasıdır. Sanayi devriminde gelinen son nokta olan Endüstri 4.0, tüm 
dünya ve Türkiye için dış ticaret fırsatlarını dönüştürmek için rekabet baskısının artan 


38 
etkisi ile düzenlemektedir. Bu bağlamda ülkeler yerli üretimi mümkün olmayan akıllı 
makine ve sistemleri ithal edecek, diğer yandan dijital dünyanın dünyada ihtiyaç 
duyduğu ürün ve hizmetleri sunamaması nedeniyle ihracat hacimleri azalacaktır. (Yucel, 
2017)
2.10 Türkiye Cumhuriyeti Ekonomisinde Sanayi Devrimi Etkilerinin Genel 
Değerlendirilmesi
Kurtuluş savaşından sonra ortaya çıkan, dışa bağımlı olan, sanayi devrimini kaçıran ve 
üretemeyen Osmanlı İmparatorluğu'ndan sadece fabrika satın alan Türkiye Cumhuriyeti
ulusal perspektiften yürütülen ekonomik kalkınma çalışmaları sayesinde 6 fabrika 
kurarak ve ithalatı önemli ölçüde azaltmıştır. Bir ulusun bağımsızlığının temeli kuşkusuz 
ekonomik gücüdür. Bu güce sahip olmak üretmektir. "Bağımsızlık benim özelliğimdir" 
diyen Mustafa Kemal Atatürk, Osmanlı İmparatorluğu'ndan devraldığı ekonomik 
çöküntülere rağmen, cumhuriyetin ilk yıllarında önderlik ettiği sanayi devrimi ile Türkiye 
Cumhuriyeti'nin bağımsızlığının temellerini atmıştır.Türkiye Cumhuriyeti, 96 yıllık 
geçmişi olan nispeten genç bir ülkedir. Osmanlı İmparatorluğu'ndan bir harabeyi miras 
alan ve imkansızlar arasında büyük bir bağımsızlık savaşı vererek bağımsızlığını kazanan 
ülkenin ikinci savaşı, kuşkusuz kalkınma alanındaydı. Verimsiz Osmanlı 
İmparatorluğu'nun mirasını devralan, dışa bağımlı ve büyük bir savaştan sonra borçlanan 
acemi cumhuriyet, büyük bir sorumlulukla karşı karşıya kalmıştır. Yeni doğan 
Cumhuriyet, Osmanlı İmparatorluğu'ndan harabeler devralsa da, sanayileşme fikri bu 
topraklarda 19. yüzyılın başlarında Tanzimat ve Aydınlanma hareketleriyle birlikte ortaya 
çıkmıştır. Elbette Osmanlı Devleti'nin sonbahar döneminde kurduğu sanayi tesisleri, 
Osmanlı'nın Sanayi Devrimi'nden mahrum kalmasına engel olmadı. Ancak bunlar, 
yabancı olmayan yerlilerin inisiyatifiyle bu topraklarda kurulan sanayi tesislerinin ilk 
pilot çalışmaları olarak kabul edilmiştir. Aslında Genç Cumhuriyet, Beykoz ayakkabı 
fabrikası örneğinde olduğu gibi, bazılarını satın alıp geliştirerek ülkeye önemli faydalar 
sağlamıştır. 19. yüzyıldan itibaren ekonomik alanda bir tarım devleti olan Osmanlı 
Devleti, sanayi faaliyetlerini küçük işletmelerle yürütmekte ve bu faaliyetler ağırlıklı 
olarak el emeğine dayalı olmuştur. Ancak 18. yüzyıla kadar savaş endüstrisi, tersaneler, 
madencilik, halı ve tekstil gibi alanlarda Avrupa endüstrisi ile rekabet edebilir hale 
gelmiştir. Ancak Osmanlı İmparatorluğu, Avrupa'daki sanayi devrimine ayak 
uyduramamıştır. Sanayi devrimi sırasında Avrupa'daki üretim maliyetlerinin düşmesi 


39 
nedeniyle rekabet gücünü kaybeden Osmanlı ekonomisi, 1809 ve 1838 ticaret anlaşmaları 
ile önce İngiliz, ardından 1878'den itibaren Bismarckçı Almanya'nın denetimine girmiştir. 
İpek, demircilik ve deri eşya gibi yerli ticaret çökmuştur. Bundan sonra, yerel olarak 
yetiştirilen ürünler bile altyapı eksikliği nedeniyle tüketici pazarına ulaşılmamıştır.Sonuç 
olarak, 1839 yılında İstanbul'da 2.752 dokuma tezgahı ve yaklaşık 3.500 işçi tezgahlarda 
çalışırken, 1869 yılında tezgah sayısı 25'e düşürülmüştür. 1863'te Sınai İyileştirme 
Komisyonu'nu kurulmuştur. Ancak bu kurulda alınan kararlar kapitülasyon nedeniyle 
uygulanamamıştır. 1913 yılında Teşvik Sanayi Kanunu Maddesini çıkararak sanayiyi 
teşvik etmeye çalışmıştır. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin çabalarıyla ortaya çıkan kanun 
toplantılarında sunulan kanun teklifleri ile Osmanlı'nın mahalli mülkü kullanması konusu 
da Meclis'te gündeme getirilmiştir. Ancak Sanayi Teşvik Yasası'nın çıkarılmasından bir 
yıl sonra, Birinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle yasa istenilen ölçüde 
uygulanamamıştır. Ancak, yasa ile bazı başarılar elde edilmiştir. 1909-1913 yılları 
arasında Osmanlı'da 51 anonim şirket varken, teşviklerin getirildiği 191-1918 yılları 
arasında bu sayı 88'e yükselmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun 'den Türkiye 
Cumhuriyeti'ne uzanan endüstriyel mirasının en iyi kaynağı, dönemin Ticaret ve Tarım 
Bakanlığı tarafından yaptırılan 1913 ve 1915 Sanayi Sayımı'dır. İstanbul, İzmir, Bursa, 
İzmit, Manisa, Uşak, Bandırma ve Karamürsel şehirlerini içeren nüfus sayımı, Osmanlı 
sanayisi hakkında genel bir izlenim vermektedir. O dönemde çeşitli ilçelerde kurulan un 
ve deri fabrikaları ile Adana ve Tarsus'ta bulunan dört pamuk fabrikası dışında, sınai 
inceleme yapılmadan diğer illerde önemli bir sanayi üssü yoktu. .nüfus sayımından da 
anlaşılacağı gibi, Osmanlı İmparatorluğu'nda yüksek fırın veya izabe tesisi yoktu. 
Osmanlı İmparatorluğu'nun, İzmir'de buharlı motorlar, içten yanmalı motorlar, un, sabun, 
yağ, havlu ve makarna üreten dört fabrika dışında mekanik sanayisi yoktu.Osmanlı 
imalat sanayiinin üretim değeri bakımından p,3'ü gıda, ,9'u tekstil, %8,3'ü deri, %6,1'i 
kırtasiye, %2,2'si kimya %0,1, ağaç sanayii %8 ve toprak sanayisidir. yüzde 0,3. .Mevcut 
sektördeki toplam işletme sayısının u'i ve çalışanların %8,8'i tekstil, gıda ve kırtasiye 
sektörlerinde çalışmıştır. Bu müesseselerden ikisi devlete ait olup, geri kalanların çoğu 
yabancılara ve onların himayesindeki yerli gayrimüslimlere aittir. Adana ve Tarsus'taki
aktif pamuk fabrikası dışında, ankete katılan 26 işletmenin 29'u güçlü karıştırıcılar (döner 
kapasite) kullandı. Toplam 20.977 tanesi güç dönüştürücüsüne sahiptir. Şirket başına 85 
hp, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki şirketlerin Avrupalı çağdaşları ile karşılaştırıldığında 


40 
küçük bile sayılamayacağını gösteriyor. Sanayi olarak böyle bir yapının devralınması, 
Türkiye Cumhuriyeti'nin Türk milletine hayat verme girişimleri, ülke ekonomisine ilişkin 
kanun ve kararlar, kamu yararını korumak için büyük yatırımlar yapılarak, büyük işler 
kurulmuştur. (Aimsad, 2011) 


41 
SONUÇ 
Sanayi devrimi, sosyal, politik ve ekonomik alanlarda benzeri görülmemiş ölçekte ve 
hızda dönüşümler getirdi. Günümüz dunyasinin teknoloji gelişiminin çoğu Sanayi 
Devrimi ile şekillenmiştir. Turkiye Cumhuriyeti Ekonomisinde ise sanayi devrimi aslında 
Cumhuriyet döneminden gelişmeye başlamıştır diye biliriz. 
Bu dönem yeni doğan cumhuriyet, ekonomi, tarım, ticaret, endüstriyel faaliyetler ve genel 
olarak tüm bayındırlık işleriyle ilgilenmiştir. Bu düşünceyle ülke ekonomisini geliştirmek 
ve ulusal bir ekonomik dönemi başlatmak için önemli atılımlar yapılmıştır. Bütün bu 
gelişmelerde devlet ve birey, Kemalist istatistik teorisi anlamında birbirinin zıttı değil, 
tam tersine tamamlayıcı bir rol oynamıştır. 1933 yılında birinci beş yıllık plan ve 1937 
yılında ikinci beş yıllık plan ekonomik kalkınma planına önem verilerek uygulanmıştır. 
Cumhuriyetin ilk 20 yıllık atılımı, Türk tarihinin en yüksek büyüme oranını sağlamasına 
rağmen, esas olarak ülke halkının temel ihtiyaçlarını karşılayan buğday, un ve yol gibi 
temel tüketim mallarının üretimine yönelikti. 1. Sanayi Planı, Türkiye'de sıfırdan sanayi 
yaratma çabalarının en kapsamlı ve proaktif aşamasıdır. Özel teşebbüsün yeterli sermaye 
ve bilgi birikimine ulaşamadığı bir ortamda devlet müdahalesi ile sanayi yaratmanın en 
güzel örneğidir.19231950 yılları arasında, Cumhuriyetin kuruluşundan kısa bir süre önce 
yapılan birinci İzmir İktisat Kongresi'nden, çok partili siyasi ortamın kurulmasına veya 
İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesine kadar, sanayileşme hareketi bir dönemdir. hangi 
yeni cumhuriyetin sanayi devrimini özetler. Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı ve 
uygulanması bu dönemin en önemli faaliyetleri arasında yer almıştır. 


42 

Yüklə 1,01 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   25




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin