desensitization
duyarsızlaştırma
|
destrüksiyon
|
destruction
|
yıkım
|
dezavantaj
|
disadvantage
|
dezavantaj , olumsuzluk
|
dış gebelik
|
ectopic pregnancy
|
dış gebelik
|
Dış gebelik
|
Ectopic pregnancy
|
Rahim dışında gelişen gebelik
|
diferansiye
|
differentiate
|
Farklılaşmış,
|
difteri
|
diphtheria
|
Difteri, kuşpalazı
|
difüz
|
diffuse
|
yaygın
|
dilüe
|
diluted
|
seyreltik
|
dilüe etmek
|
to dilute
|
seyreltmek
|
diplopi
|
diplopy
|
çift görme
|
direkt
|
direct
|
doğrudan
|
disemine
|
disseminated
|
Yaygın, genel
|
disfoni
|
dysphonia
|
konuşmanın bozulması
|
disfonksiyon
|
dysfunction
|
işlev bozukluğu
|
diskinezi
|
dyscinesia
|
istemli hareketlerde bozukluk
|
dismenore
|
dysmenorrhea
|
ağrılı adet görme
|
dispepsi
|
dyspepsia, indigestion
|
Hazımsızlık, sindirim bozukluğu
|
dispne
|
dyspnea
|
nefes darlığı , nefes almada güçlük
|
disritmi
|
disrhythmia
|
kalp atım bozukluğu
|
distoni
|
distoni
|
kaslarda istemsiz kasılmaların neden olduğu hareket bozukluğu
|
diüretik
|
diüretic
|
idrar söktürücü
|
diyabet
|
diabetes, diabetes mellitus
|
şeker hastalığı (diyabet)
|
Diyabetik ketoasidoz
|
Diabetic ketoacidosis
|
şeker hastalarında açlık durumunda kanda aşırı miktarda asit birikimi
|
diyagnostik
|
diagnostic
|
tanıyla ilgili, tanısal
|
diyagnoz
|
diagnose
|
tanı
|
diyare
|
diarrhea
|
ishal
|
diyet
|
diet
|
diyet
|
dizartri
|
disartri
|
konuşma veya dil ile ilgili bozukluk
|
dizestezi
|
disestezi
|
hissizlik, karıncalanma gibi anormal duyu
|
dizfaji
|
dysphagia
|
yutamama, yutma güçlüğü
|
dizüri
|
disüri
|
ağrılı idrar yapma
|
dolaşım
|
circulation
|
dolaşım
|
dolor
|
dolor
|
ağrı
|
dominant
|
dominant
|
baskın
|
döküntü
|
rash
|
döküntü
|
E
|
|
|
eflaks
|
efflux
|
Eflaks (Dışa yönelik akım)
|
ejakülasyon
|
ejaculation
|
meni (sperm) boşalması
|
ekimoz
|
ecchymosis
|
deride morarma
|
eklampsi (gebelik toksemisi)
|
eclampsia
|
Eklampsi (gebelikte havale nöbetleri, kan basıncı artışı, idrarda protein bulunması ve vücudun su tutmasıyla seyreden hastalık)
|
eklem
|
joint
|
eklem
|
Eksiklik
|
deficiency
|
Eksiklik
|
eksitabilite
|
excitability
|
uyarılabilme, uyarılabilirlik
|
eksternal
|
external
|
dış, dışla ilgili
|
ekstrakt
|
extract
|
Özüt, öz
|
ekstraselüler
|
extracellular
|
Hücre dışı
|
ekzoftalmi
|
exophthalmus
|
göz küresinin anormal şekilde dışarı çıkması
|
elektrokardiyogram,
EKG
|
electrocardiogram, ECG
|
EKG (kalbin elektriksel etkinliğine ait kayıt)
|
elektrolit
|
electrolyte
|
elektrolit
|
elektrolit dengesizliği
|
electrolyte imbalance
|
Elektrolit dengesizliği
|
eliminasyon
|
elimination
|
vücuttan uzaklaştırılma
|
elongasyon
|
elongation
|
uzama
|
emboli
|
emboli (çoğul)
embolus (tekil)
|
damar tıkacı ( emboli)
Emboli (damar tıkacı)
|
emetojenik
|
emetogenic
|
kusmaya neden olan, kusturucu
|
emosyonel labilite
|
emotional lability
|
duyguların değişkenliği, dalgalanması
|
emülsiyon
|
emulsion
|
Emülsiyon (sıvı-sıvı karışımı)
|
endikasyon
|
indication
|
İlacın kullanıldığı durum
|
endürasyon
|
induration
|
Sertleşme,
|
enfeksiyon
|
infection
|
Enfeksiyon (iltihap oluşturan mikrobik hastalık)
|
enflamasyon
|
inflammation
|
iltihap
|
enfluenza
|
influenza
|
grip
|
enjeksiyon
|
injection
|
Enjeksiyon, zerk
|
ensefalomiyelit
|
encephalomyelitis
|
beyin-omurilik iltihabı
|
enterokolit
|
enterocolitis
|
ince ve kalın bağırsağın birlikte iltihaplanması
|
entübasyon
|
intubation
|
herhangi bir kanal ya da boşluğa tüp yerleştirme
|
enürezis noktürna
|
nocturnal enuresis; bed-wetting
|
gece işemesi; yatak ıslatma
|
eozinofili
|
eosinophilia
|
kanda eozinofil (bir tür alerji hücresi) sayısında artış
|
epidemi
|
epidemicity
|
salgın
|
epididimit
|
epididymitis
|
Epididimit (Testis arkası iltihabı)
|
epilepsi
|
epilepsy
|
sara
|
epistaksis
|
epistaxisis
|
burun kanaması
|
ergin, olgun
|
mature
|
ergin, olgun
|
eritem
|
erythema
|
Deri üzerinde oluşan kızarıklık
|
eritema multiforma
|
erythema multiforme
|
Eritema multiforma (genelde kendiliğinden geçen, el, yüz ve ayakta dantele benzer kızarıklık oluşturan, aşırı duyarlılık durumu)
|
eritematöz
|
erythematous
|
kızarık
|
eritrosit
|
erythrocyte, red blood cell
|
alyuvar, kırmızı kan hücresi
|
etiyoloji
|
etiology
|
Hastalık nedeni
|
Etkin, İlaç
|
agent
|
ilaç
|
etkisizleştirilmiş
|
inactivated
|
etkisizleştirilmiş
|
evre, derece
|
grade
|
Evre, derece
|
Evrelendirme, derecelendirme
|
grading
|
Evrelendirme, derecelendirme
|
F
|
|
|
faranjit
|
pharyngitis
|
yutak (farinks) iltihabı
|
farinks
|
pharynx
|
yutak
|
farmasötik form
|
pharmaceutical form
|
ilaç şekli
|
fasiyal paraliz
|
fascial paralysis
|
yüz felci
|
fatal
|
fatal
|
ölümcül
|
febril
|
febrile
|
ateşli
|
Febril nötropeni
|
Febrile neutropenia
|
Vücuttaki savunma hücreleri sayısının düşüşüne bağlı gelişen durum
|
feçes
|
feces
|
dışkı
|
felç , inme
|
stroke
|
Felç, inme
|
femur
|
femur
|
uyluk
|
fenilketonüri (Folling hastalığı)
|
phenylketonuria (Folling's disease)
|
Fenilketonüri (kalıtımsal enzim eksikliği sonucunda ortaya çıkan metabolik hastalık)
|
fetal
|
fetal
|
cenine ait
|
fetüs
|
fetus
|
cenin
|
fibromiyalji
|
fibromyalgia
|
Kulunç, kas ağrısı
|
flatulans
|
flatulance
|
Gaza bağlı mide-bağırsakta şişkinlik
|
flebit
|
phlebitis
|
toplardamar iltihabı
|
Flushing
|
Flushing
|
Al basması
|
fobi
|
phobia
|
Sebepsiz korku, fobi
|
folikül stimülan hormon
|
follicle-stimulating hormone, FSH
|
folikül uyarıcı hormon
|
fonksiyon
|
function
|
işlev
|
form
|
form
|
biçim, şekil
|
formasyon
|
formation
|
oluşum
|
fotofobi
|
photophobia
|
ışıktan ya da aydınlıktan rahatsız olma acı duyma durumu
|
fotosensitizasyon
|
photosensitization
|
ışığa karşı duyarlı olma hali
|
fragman
|
fragment
|
parçacık
|
fraksiyon
|
fraction
|
bölüm
|
fronkül
|
frunculus
|
çıban
|
fulminan
|
fulminant
|
hızlı giden ve kötüleşen
|
Fungistatik
|
fungistatic
|
mantarın üremesini durduran
|
fungus
|
fungus
|
mantar
|
Fungusid
|
fungicide
|
mantarı öldüren
|
G
|
|
|
gaita , feçes
|
feces
|
dışkı
|
galaktore
|
galactorrhea
|
meme ucundan sürekli süt ve süt benzeri akıntı gelmesi
|
galaktozemi
|
galactosemia
|
Galaktozemi ( kanda bir tür şekerin yükselmesi)
|
ganglion
|
ganglion
|
sinir düğümü
|
gastrik
|
gastric
|
mideye ait, midede bulunan
|
gastrit
|
gastritis
|
Gastrit (mide mukozası iltihabı)
|
gastroenterit
|
gastroenteritis
|
ishal ve kusma ile birlikte görülen mide ve bağırsak enfeksiyonu
|
Gebe
|
pregnant
|
hamile
|
geçici iskemik atak
|
|
beyine giden damarların geçici tıkanması sonucu oluşan geri dönüşümlü bir tür felç
|
genito-üriner sistem
|
genitourinary system
|
üreme ve idrar yolları sistemi
|
gevşeme
|
relaxation
|
gevşeme
|
girişim
|
intervention
|
girişim
|
glikozüri
|
glycosuria
|
idrarda şeker tespit edilmesi
|
glokom
|
glaucoma
|
göz içi basıncının artması
|
glossit
|
glossitis
|
dil iltihabı
|
glottis
|
glottis
|
Ses tellerinin bulunduğu gırtlak bölgesi
|
gonore
|
gonorrhea
|
bel soğukluğu
|
görsel
|
visual
|
görsel
|
gösterge, belirteç
|
marker
|
gösterge, belirteç
|
granül
|
granule
|
granül
|
greft
|
graft
|
yama
|
guatr
|
goiter
|
tiroid bezinin büyümesi hali
|
Guillain-Barré sendromu
|
Guillain-Barré syndrome, acute febrile polyneuritis, acute idiopathic polyneuritis
|
Guillain-Barré sendromu (Viral enfeksiyon sonrası gelişen bir rahatsızlık.)
|
gut
|
gout
|
Gut (damla hastalığı)
|
Güvenlilik
|
safety
|
güvenlilik
|
H
|
|
|
hafıza yitimi, bellek yitimi
|
memory deficit
|
hafıza yitimi, bellek yitimi
|
Hafıza, bellek
|
memory
|
hafıza, bellek
|
halitoz
|
halitozis
|
ağız kokusu
|
halüsinasyon
|
hallucination
|
Varsanı, Hayal görme
|
Hassasiyet, duyarlılık
|
sensitivity
|
Hassasiyet, duyarlılık
|
Havale, tutarık
|
convulsion
|
havale
|
Hazım, sindirim
|
digestion
|
hazım
|
hematemez
|
hemathemesis
|
Kan kusma
|
hematom
|
hematoma
|
Bölgesel kan birikmesi (hematom)
|
hematopoetik
|
hematopoietic
|
Kan ve kan hücre yapımı ile ilgili
|
hematüri
|
hematuria
|
idrarda kan tespit edilmesi
|
hemipleji
|
hemipleji
|
Hemipleji (yarı felç)
|
hemodiyaliz
|
hemodialysis
|
kan diyalizi (kanın temizlenmesi işlemi)
|
hemolitik anemi
|
haemolytic anaemia
|
Bir tür kansızlık (hemolitik anemi)
|
hemoliz
|
hemolysis
|
kan hücreleri yıkımı
|
hemoptizi
|
hemophtysis
|
Kan tükürme
|
hemoraji
|
hemorrhage
|
kanama
|
hepatik kolestaz
|
hepatic cholestasis
|
Karaciğer içi bir nedene bağlı olarak safra akışının yavaşlaması veya durması
|
hepatit
|
hepatitis
|
Karaciğer iltihabı
|
hepatobiliyer
|
hepatobiliery
|
karaciğer, safra ve safra yolları
|
heredite
|
heredity
|
soyaçekim, kalıtım
|
herediter
|
hereditary
|
kalıtsal
|
herni
|
hernia
|
fıtık
|
Herpes
|
herpes
|
uçuk
|
hıçkırık
|
hiccup
|
hıçkırık
|
HIV
|
human immunodeficiency virus, (HIV)
|
İnsan İmmün Yetmezlik Virüsü
|
hiperakuzi
|
hyperacusia
|
işitme yeteneğinin normalin üstünde artması durumu
|
hiperaldosteronizm
|
hyperaldosteronism
|
Böbrek üstü bezlerinin aşırı çalışmasından oluşan hastalık
|
hiperasalivasyon
|
hypersalivation
|
salya üretiminde artış
|
hiperestezi
|
hyperesthesia
|
hastanın uyarıları olduğundan daha şiddetli olarak algılaması
|
hiperglisemi
|
hyperglicemia
|
kan şeker düzeylerinde artış
|
Hiperhidroz
|
|
Aşırı terleme
|
hiperkalemi / hiperpotasemi
|
hyperkalemia/hyperpotassemia
|
kan potasyum düzeyinin normalin üstüne yükselmesi
|
hiperkinezi
|
hypercinesia
|
aşırı hareket
|
hiperpigmentasyon
|
hyperpigmentation
|
deride renk koyulaşması
|
hipersensitivite
|
hypersensitivity
|
aşırı duyarlılık
|
hipertansiyon
|
hypertension
|
yüksek tansiyon
|
hipertermi
|
hyperthermia
|
vücut ısısının 40°C 'nin üstüne çıkması
|
hipertiroidizm
|
hyperthyroidism
|
vücutta tiroid hormonunun gereğinden fazla üretilmesi
|
hipertoni
|
hypertonia
|
Kasların aşırı gerginliği
|
hipertrofi
|
Hypertrophia
|
Vücudun herhangi bir bölümünün büyümesi
|
hiperürikozüri
|
hyperuricosuria
|
idrarla ürik asit atılımı
|
hiperürisemi
|
hyperuricemia
|
kanda ürik asit miktarının yükselmesi
|
hipnotik
|
hypnotic
|
Uyku verici
|
hipoestezi
|
hypoesthesia
|
duyu azalması
|
hipoglisemi
|
hypoglisemi
|
kan şeker düzeyinde azalma
|
hipokalemi
|
hypokalemia
|
kan potasyum düzeyinin normalin altına düşmesi
|
hipokinezi
|
hypocinesia
|
aktivite veya motor işlevlerinin azalması
|
hipoklorhidri
|
|
mide asidi eksikliği
|
hipomani
|
hypomania
|
dikkat artışı, hareketlilik, yorulmazlık ve tepkilerin artması ile belirgin ruh hastalığı
|
hiponatremi
|
hyponatremia
|
kanda sodyum düzeyinin normalin altına düşmesi
|
hipotansiyon
|
hypotension
|
düşük tansiyon
|
hipotoni
|
hypotonia
|
kasların gerginliğini yitirmesi
|
histoloji
|
histology
|
dokubilim
|
histoplasmozis
|
Histoplasmosis
|
Histoplasmozis (Bir çeşit mantar hastalığı)
|
homojen
|
homogeneous
|
benzer özellikte, tekdüze
|
Hordeolum, arpacık
|
hordeolum
|
arpacık
|
I-İ
|
|
|
içerik, kapsam
|
Ingredient
|
içerik
|
idame
|
maintaince
|
İdame, devam ettirme
|
İdyopatik
|
idipathic
|
sebebi bilinmeyen
|
idrar retansiyonu
|
urine retention
|
idrar yapamama, işeme zorluğu
|
ihtiva eden
|
contain
|
içeren, kapsayan
|
İltihap, yangı
|
inflammation
|
iltihap, yangı
|
immatür
|
immature
|
olgunlaşmamış
|
immun
|
immune
|
bağışık
|
İmmun globulin
|
ımmunoglobulin
|
Vücutta bulunan bağışıklık proteini
|
immün sistem
|
immune system
|
bağışıklık sistemi
|
immün yanıt
|
immune response
|
bağışıklık yanıtı
|
immünomodülatör
|
immunomodulator
|
Bağışıklık düzenleyen
|
immünosüpresif
|
immunospressive
|
bağışıklık sistemini baskılayan
|
immünoterapi
|
immunotherapy
|
bağışıklık tedavisi
|
impetigo
|
impetigo vulgaris
|
derinin bulaşıcı yüzeysel mikrobik enfeksiyonu
|
impotens
|
impotence
|
cinsel güçsüzlük, iktidarsızlık
|
in vitro
|
in vitro
|
Laboratuar ortamında
|
in vivo
|
in vivo
|
canlı varlıkta, vücutta
|
inaktif
|
inactive
|
etkisiz
|
indükleyici
|
inducer
|
uyarıcı
|
infant
|
infant
|
Bebek (0-1 yaş)
|
infiltrasyon
|
infiltration
|
sızma
|
influks
|
influx
|
İçeri akma
|
inguinal
|
inguinal
|
kasığa ait
|
inhibe etmek
|
(to) inhibit
|
engellemek, önlemek, bastırmak
|
inkontinans
|
incontinence
|
tutamama, kaçırma
|
inkoordinasyon
|
incoordination
|
eş güdüm(koordinasyon) bozulması
|
inkübasyon
|
incubation
|
kuluçka
|
insizyon
|
incision
|
Cerrahi kesi
|
insomnia
|
insomnia
|
uykusuzluk
|
instabilite
|
instability
|
dayanıksızlık, kararsızlık
|
integrasyon
|
integration
|
Bütünleşme
|
interdigital
|
interdigital
|
Parmak arası
|
interselüler
|
intercellular
|
hücreler arası
|
intersitisyel nefrit
|
interstitium nefrit
|
İştahsızlık, aşırı susama, kusma ile seyreden böbrek iltihabı
|
interstisyum
|
interstitium
|
doku aralıkları
|
intoksikasyon
|
intoxication
|
zehirlenme
|
intolerans
|
intolerance
|
ilacın etkisine dayanıksızlık, tahammülsüzlük
|
intraabdominal
|
intraabdominal
|
karın içi
|
intramüsküler
|
intramuscular
|
Kas içi
|
intraoküler basınç
|
intraocular pressure
|
Göz içi basıncı
|
intraoperatif
|
intraoperative
|
Ameliyat sırasında
|
intraselüler
|
intracellular
|
hücre içi
|
intrauterin
|
intrauterine
|
Rahim içi
|
intravenöz
|
intravenous
|
toplardamar (ven) içi
|
intravezikal
|
intravesical, endovesical
|
mesane içi
|
intussusepsiyon
|
intussusception
|
Bağırsak düğümlenmesi
|
invaziv
|
invasive
| -
yayılmacı
-
girişimsel
|
irigasyon
|
irrigation
|
yıkama
|
iris
|
iris
|
Gözün renkli kısmı
|
iritabilite
|
irritability
|
uyaranlara karşı aşırı duyarlı olma durumu, tepki gösterme yeteneği
|
iritasyon
|
irritation
|
tahriş
|
irreverzibl
|
irreversible
|
geri dönüşümsüz
|
itrah
|
excretion
|
atılma
|
itrah etmek
|
excretion
|
vücuttan dışarı atmak
|
J
|
|
|
jeneralize
|
generalized
|
Yaygın, genel
|
jenerasyon
|
generation
|
kuşak, nesil
|
jinekolojik
|
gynecologic
|
kadın hastalıkları ile ilgili
|
jinekomasti
|
gynecomasti
|
erkekte meme büyümesi
|
jüvenil
|
juvenile
|
genç
|
K
|
|
|
kalp yetmezliği
|
cardiac failure/heart failure
|
kalp yetmezliği
|
kandidemi
|
Candidemia
|
kanda kandida türü mantarlara ait hücrelerin bulunması durumu
|
kandidiyaz
|
Candidiasis
|
kandidiyaz (Bir tür mantar hastalığı)
|
kandidüri
|
Candiduria
|
idrarda kandida cinsi mantar bulunması
|
kantitatif
|
quantitive
|
miktarla ilgili
|
kantite
|
quantity
|
miktar
|
kardiyak
|
cardiac
|
kalbe ait, kalple ilgili
|
kaşınma
|
itching
|
kaşınma
|
katarakt
|
cataract
|
Göze perde inmesi
|
kazanılmış
|
acquired
|
kazanılmış
|
keçelenme
|
numbnesss
|
Keçelenme
|
Kemoterapi
|
|
Kanserde ilaç tedavisi
|
keratit
|
keratitis
|
gözün saydam cisminin (kornea) iltihabı
|
kırıklık
|
malaise
|
kırgınlık, halsizlik
|
kistik fibroz
|
cystic fibrosis,
|
Akciğer, böbrek veya pankreasta bozukluğa neden olan kalıtımsal bir hastalık
|
klasifikasyon
|
classification
|
sınıflandırma
|
Klerens
|
Clearance
|
Temizlenme
|
klorür
|
chloride
|
klorür
|
Koagülasyon
|
coagulation
|
Kanın pıhtılaşması
|
Kognitif bozukluk
|
Cognitive disorder
|
Zihinsel işlevlerde bozukluk
|
kolelitiyazis
|
cholelithiasis
|
Safra kesesi taşı
|
kolesistit
|
cholecystitis
|
safra kesesi iltihabı
|
kolestatik sarılık
|
cholestatic icterus
|
safra kanallarından atılım bozukluğuna bağlı sarılık
|
kolestaz
|
cholestasis
|
Safra akışının yavaşlaması veya durması
|
kolit
|
colitis
|
Kalın bağırsak iltihabı
|
kombinasyon
|
combination
|
birlikte kullanım
|
kombine
|
combined
|
birleşik
|
komorbidite
|
comorbidity
|
iki hastalığın beraber bulunması
|
kompartıman
|
comparment
|
bölme
|
kompensatuvar
|
compensatory
|
dengeleyici
|
komplikasyon
|
complication
|
hastalıkla birlikte ortaya çıkan rahatsızlıklar
|
kompozisyon
|
composition
|
Bileşim
|
kondüksiyon
|
conduction
|
iletim
|
konfüzyon
|
confusion
|
Zihin karışıklığı
|
konjenital
|
congenital
|
Doğumsal, doğuştan
|
konjestif kalp yetersizliği
|
congestive heart failure
|
Kalp yetersizliğine bağlı olarak solunum yetmezliği, ödem, karaciğerde büyüme ile belirgin hastalık
|
konjonktivit | |