Sizce Çin, bugün hâlâ bir klasik sosyalist ülke say›labilir mi?
205
7. Ünite - Geçifl Ekonomileri ve Devletleri
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ
AMAÇLARIMIZ
N N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
‹ N T E R N E T
‹ N T E R N E T
6
206
Uluslararas› Ekonomi Politik
Komünizm ya da klasik sosyalizmin özelliklerini
ifade etmek
Sosyalizm üretim araçlar›n›n toplum ad›na devle-
te ait oldu¤u ekonomik sistemin ad›d›r. Bu siste-
min geçerli oldu¤u ülkelerde komünist parti her-
fleye hâkim oldu¤u için komünizm olarak da ad-
land›r›lmaktad›r. Bu sistemin uyguland›¤› ülke-
lerde 1990’lardan itibaren yaflanan kapitalizme
geçifl süreci bir hayli sanc›l› olmufltur. Bu ülkele-
rin önünde bu konuda bir model olmad›¤›ndan
farkl› uygulamalar yap›lm›fl ve farkl› sonuçlar el-
de edilmifltir.
Klasik sosyalizm ya da komünizm denilen sistem-
de güç, tek parti olan komünist partinin elinde
toplanmaktad›r. Partide gücü elinde bulunduran-
lar›n toplumda ayr›cal›klara sahip oldu¤u bu sis-
tem nomenklatura olarak da adland›r›lmaktad›r.
Klasik sosyalist sistemde gücün nas›l kullan›laca-
¤› sosyal, ekonomik ve politik iliflkilerle ilgili bir
resmî inançlar seti olan Marksist ideoloji taraf›n-
dan belirlenmektedir. Bu sistemde parti ve dev-
let ya da hükûmet aras›nda ay›r›m yapmak güç-
tür ve komünist partinin devlete hâkim olmas›
sebebiyle devlet içindeki fiilî pozisyonlar ikinci
derecede önem tafl›maktad›r.
Üretim araçlar›n›n topluma ya da toplum ad›na
devlete ait olmas› klasik sosyalizmin temel özelli-
¤idir. Fakat üretimle ilgisi olmayan kiflisel mallar-
da ve baz› s›n›rl› alanlarda özel mülkiyet devam
etmektedir. Üretim araçlar›nda özel mülkiyet ol-
may›nca, klasik sosyalizmde piyasa mekanizmas›
da bulunmamaktad›r. Sadece s›n›rl› alanlarda ser-
best fiyatlar›n oluflmas›na izin verilmektedir.
Piyasalara izin verilmedi¤i için klasik sosyalist
sistemde kaynaklar› tahsis etmek için merkezî
planlamaya baflvurulmufl; neyin ne kadar üretile-
ce¤ine, hangi fiyattan sat›laca¤›na ve nas›l da¤›t›-
laca¤›na karar veren çok genifl bir devlet bürok-
rasisi ortaya ç›km›flt›r. Piyasalar mevcut olmad›-
¤›ndan, bu sistemde, mallar›n fiyatlar› merkezî
planlamay› yapanlarca belirlenmektedir. Bu du-
rumda fiyatlar, mallar›n gerçek de¤erlerini do¤ru
bir biçimde yans›tamamaktad›rlar.
Bu sistemde firmalar, kendilerine verilen plan
hedeflerine ulafl›p ulaflmad›klar›na göre de¤er-
lendirilmekte; iflçilerin ald›klar› ücretlerle ne öl-
çüde s›k› çal›flt›klar› aras›nda bir iliflki olmamak-
tad›r. Bunun sonucunda fabrikalar, ürettikleri
ürünlerin kaliteleri üzerine de¤il, miktar› üzerine
odaklanmaktad›rlar.
Bütün bunlara ek olarak, ekonomik büyümenin
temel unsuru olan yenilik de bu sistemde gerek-
li teflvik mekanizmalar›na sahip de¤ildir. Ekono-
mik yenilikler konusunda her hangi bir ödül ol-
mad›¤› gibi (firmalar ve buralarda çal›flan iflçiler
daha iyi mallar üretmenin bir faydas›n› görme-
mektedirler), ço¤u firma, planlardan sapmaya
yol açabilece¤i gerekçesiyle de¤iflikliklere diren-
mektedirler.
Geçifl ekonomilerinin yaflad›klar› politik ve eko-
nomik dönüflümleri de¤erlendirmek
Klasik sosyalizmden kapitalizme geçiflte önemli
bir mesele devletin yeniden organize edilmesiy-
di. Parti-devlet herhangi ciddi bir kontrole tâbi
olmaks›z›n insan iliflkilerinin bütün yönlerini hâ-
kimiyeti alt›nda tutuyordu ve bu gücün da¤›t›l-
mas› gerekiyordu. Ayr›ca hukukun üstünlü¤ü-
nün tesis edilmesi gerekliydi.
Devlet gücünün yeniden yap›land›r›lmas› ve hu-
kukun üstünlü¤ünün tesis edilmesi yan›nda, oto-
riterli¤in uzun süredir norm hâline geldi¤i bu
toplumlarda, reformcular demokratik bir rejim
kurma beklentisi ile de karfl› karfl›ya idiler.
Ekonomik geçifl için özellefltirme yap›lmas› gere-
kiyordu fakat bu kolay bir ifl de¤ildi. Her fleyden
önce devletin elinde bulunan varl›klar› özellefl-
tirmek için bunlar›n de¤erinin belirlenmesi ge-
rekmekteydi. Bu varl›klar›n bir piyasalar›n›n ol-
mad›¤› için bunu yapmak hayli zordu. Özellefltir-
meye ek olarak, geçifl devletleri, özel mülkiyete
konu olan varl›klar›n de¤erlerinin serbestçe olu-
flaca¤› piyasalar› da oluflturmak zorundayd›lar.
Görünüflün aksine bu, pek kolay olmay›p kar-
mafl›k bir süreci gerektirmekteydi.
Piyasa ekonomisine geçifl süreci, hemen hemen
her ülkede yüksek enflasyon, ekonomik gerile-
me (resesyon) ve gelir da¤›l›m›nda ciddi bir bo-
zulmayla sonuçland›. Bu sebeple meydana gelen
sosyal farkl›laflma, politik istikrar› tehdit etmeye
bafllad›, yeni sisteme karfl› hoflnutsuzluklar ve te-
mel reformlara karfl› bir direnç ortaya ç›kard›.
Özet
1
N
A M A Ç
2
N
A M A Ç
207
7. Ünite - Geçifl Ekonomileri ve Devletleri
Bu problemlere ek olarak birçok ülkede sosyal
problemler ortaya ç›kt›. Bunlardan en önemlisi
sosyalist dönemde oluflturulan sosyal güvenlik
a¤lar›n›n çökmesiydi. Bunun sonucunda, yüksek
enflasyon ve resesyonun yafland›¤› bu ülkelerde
gelir da¤›l›m› iyice bozuldu ve yoksulluk oranla-
r› çok yükseldi.
Bütün geçifl ekonomileri için geçerli olan bir
durum da hukukun üstünlü¤ü ile ekonomik bü-
yüme aras›ndaki iliflkidir. Hukuk düzeninin za-
y›f oldu¤u yerlerde geçifl süreci daha baflar›s›z
olmufltur.
Çin, politik aç›dan otoriter rejimini devam ettirir-
ken baflar›l› bir ekonomik geçifli gerçeklefltirebil-
mifltir. Asl›nda Çin’in durumu baz› özel flartlar›n
bir sonucudur ve buradan bütün geçifl ekonomi-
leri için geçerli sonuçlar ç›karmak mümkün de-
¤ildir. Ayr›ca, ekonomik baflar›lar›na ra¤men Çin,
baz› güçlüklerle de karfl› karfl›yad›r.
Geçifl ekonomilerinin uygulamalar› incelendi¤in-
de farkl› sonuçlarla karfl›lafl›lmaktad›r Aralar›nda-
ki farkl›l›klara ra¤men, Polonya, Macaristan ve
Çek Cumhuriyeti geçifl ekonomileri aras›nda en
baflar›l› örnekler olarak gösterilmektedirler. Orta
ve Do¤u Avrupa ülkelerindeki olumlu sonuçla-
r›n aksine, Rusya ve di¤er eski Sovyetler Birli¤i
ülkelerinde geçifl süreci pek de olumlu sonuçlar
vermemifltir.
Genel olarak bak›ld›¤›nda, baz› geçifl ekonomi-
lerinin ekonomik ve politik reformlar konusun-
da ilerleme katetdikleri; ço¤unun ise eksik kalan
reformlar›n, nomenklaturan›n özellefltirmeler s›-
ras›nda el koydu¤u devlet mallar›n›n ve devlet
müdahalelerinin devam etti¤i ekonomik yap›la-
r›n s›k›nt›s›n› çekti¤i görülmektedir.
Eski Sovyetler Birli¤i üyesi ülkelerde bugün, mer-
kantilist özellikler gösteren bir politik-ekonomik
yap› göze çarpmaktad›r. Bu ülkelerde devletin
ekonomi üzerinde etkide bulunmas› ve piyasala-
r›n millî hedeflere hizmet etmesi gerekti¤i inanc›
devam etmektedir.
208
Uluslararas› Ekonomi Politik
1.
Üretim araçlar›n›n kolektif mülkiyetinin söz konusu
oldu¤u sisteme ne ad verilir?
a. Merkantilizm
b. Sosyalizm
c. Liberalizm
d. Realizm
e. Kapitalizm
2.
Tek partinin hâkim oldu¤u sistemlerde ayr›cal›k
sahibi kimselerin pozisyonlar›n› ifade eden kelime
hangisidir?
a. Liderlik
b. fieflik
c. Nomenklatura
d. Önderlik
e. Diktatörlük
3.
Liderlerin ya da kahramanlar›n resmi inançlar›n fla-
h›slaflm›fl hali olarak sunulmas›na ne ad verilmektedir?
a. Milli flef
b. Milli önder
c. fiah›s hâkimiyeti
d. fiah›s kültü
e. Diktatörlük
4.
Bir sosyalist ülkenin liderinden bahsedildi¤inde, o
ülkedeki hangi insan kastedilmektedir?
a. Devlet baflkan›
b. Cumhurbaflkan›
c. Baflbakan
d. Parti baflkan›
e. Komünist partisi genel sekreteri
5.
Klasik sosyalizm sisteminde neyin ne kadar üretile-
ce¤ine, hangi fiyattan sat›laca¤›na ve nas›l da¤›t›laca¤›-
na kim karar verir?
a. Merkezi planlama
b. Piyasalar
c. Devlet baflkan›
d. Hükümet baflkan›
e. Halk
6.
Geçifl ekonomileri içinde demokrasiyi kurumlaflt›r-
may› baflarabilen ülkelerin ço¤u hangi bölgede yer al-
maktad›rlar?
a. Bat› Avrupa
b. Orta Avrupa ve Balt›k
c. Do¤u Avrupa
d. Orta Asya
e. Güney Do¤u Asya
7.
Afla¤›dakilerden hangisi piyasa ekonomisine geçifl
sürecinde ülkelerin karfl›laflt›¤› problemlerden biri
de¤ildir?
a. ‹flsizlik
b. Ekonomik gerileme
c. Fiyat düflüflü
d. Gelir da¤›l›m›nda bozulma
e. Sosyal huzursuzluklar
8.
Geçifl sürecinde afla¤›dakilerden hangisi ile ekono-
mik büyüme aras›nda iliflki görülmüfltür?
a. ‹flsizlik
b. Enflasyon
c. Planlama
d. Hukukun üstünlü¤ü
e. Özellefltirme
9.
Mao Çin’de sosyalist devrimi hangi y›lda gerçeklefl-
tirmifltir?
a. 1948
b. 1968
c. 1978
d. 1945
e. 1949
10.
Çin’deki kültür devrimi hangi y›llar aras›nda gerçek-
leflmifltir?
a. 1966-1976
b. 1949-1959
c. 1960-1970
d. 1968-1978
e. 1970-1980
Kendimizi S›nayal›m
209
7. Ünite - Geçifl Ekonomileri ve Devletleri
Siz hâlâ annenizin sosyal demokrasisini mi kulla-
n›yorsunuz?
‹ngiliz ‹flçi Partisi Lideri Tony Blair ile Alman Sosyal De-
mokrat Partisi Lideri Gerhard Schröder’in alt› ayd›r üze-
rinde çal›flt›klar› ve Avrupa Parlamentosu seçimlerine
birkaç gün kala Londra’da aç›klad›klar›, gelmekte olan
yeni yüzy›l›n sosyal demokrasi anlay›fl›n› flekillendirme-
yi hedefleyen on sekiz sayfal›k metin yeni bir “devrim”
olarak nitelenmekte...
“Emek, sermaye ve mal piyasalar›nda esneklik” isteyen
bu ç›k›fl›n ivmesini, muhakkak ki, Amerika’da dokuz y›l-
d›r aral›ks›z süren “ekonomik büyüme modeli” ya da da-
ha kapsaml› bir deyiflle “Yeni Ekonomi” oluflturmakta...
***
Amerika’da etlenip, kemiklenen ve sanayi dönemi son-
ras› ekonomisini simgeleyen, sosyal demokrasiyi de de-
rinden etkileyece¤i anlafl›lan “Yeni Ekonominin” üç te-
mel özelli¤i var:
1. Ekonomiler eski ile k›yaslanmayacak ölçüde “d›fla
aç›k” hale geldi. Amerika, y›ll›k üretiminin yirmi y›l ön-
ce yüzde 17’sini ihraç ederken, bugün bu oran yüzde
25’e ç›km›fl bulunuyor.
Ekonominin d›fla aç›kl›¤›, sadece rekabeti k›flk›rtmakla
kalm›yor, üretim performans›n› da sürekli yukar› çeki-
yor. Fiyatlar›n yükselmesini, ekonominin disiplinini kay-
betmesini önlüyor. Uluslararas› ticarete kat›lan sektör-
lerde, keskin rekabet nedeniyle, “ücret ve fiyat art›fl›”
meydana gelmiyor.
2. Ulus-devlet dönemi anlay›fl›n› simgeleyen “ekono-
mik kriterlerin” anlam›n› yitirmesi. Örne¤in, “iflsizlik,
enflasyon ve ücretler” aras›ndaki belirleyici ba¤ ortadan
kaybolmakta. “‹flsizlik oran› ile enflasyon oran› aras›n-
da sabit bir iliflki oldu¤unu” söyleyen Philips E¤risi Ame-
rika’da bir kez daha anlams›z hale gelmifl bulunuyor.
3. Enformasyon teknolojileri, “sanayi döneminin” tek-
nolojisini tarihe gömüyor.
Emek gücü önemsizleflmifl bulunuyor. Kitle tüketim
mallar› ise ekonomi için bir anlam ifade etmiyor. Yeni-
lik ve bilgi, daha kapsay›c› bir anlat›mla “beyinsel çal›fl-
ma” ön al›yor. Yeni her bulufl, piyasan›n egemeni hali-
ne gelebiliyor.
***
Blair ve Schröder’in sanayi dönem sonras› “sosyal de-
mokrasisini” resmeden manifestolar› “ekonomik dina-
mizm ve yenilik ile yarat›c›l›¤›n da özgürleflmesinden”
sözediyor.
Bu hedef, eski devletçi anlay›fl ve “eme¤i en kutsal de-
¤er” sayan görüfl ile yakalanm›yor. Feodal dönemde
“toprak”, burjuvazi döneminde “sermaye ve emek”
önemliydi. Bugün ise bunlar›n önemi ya kayboldu ya
epeyce azald›. Ekonomik dinamizmi “bilgi” ve ona da-
yal› olarak “yenilik” sa¤l›yor. Bu inan›lmas› güç dönü-
flüm ise eski kal›plar› yak›p y›k›yor.
Nitekim ‹ngiliz ve Alman solunun yeni önerilerinde de
“art›k ömür boyu ifl” yaklafl›m›n›n olmad›¤› s›k›ca vur-
gulan›yor. Bu kavram yerine sosyal demokratlar›n “eko-
nomide en büyük esneklik ile minimum sosyal kriterle-
ri” birlefltirecek bir formül üzerinde çal›flmalar› önerili-
yor. Bu anlay›fl›n uzant›s› olarak, sosyal demokratlar›n
eskiden “flirketler üzerinde yüksek vergilemeye gitti¤i-
ni”, hâlbuki flimdi “modern” sosyal demokratlar›n flir-
ketlerin üzerindeki vergi yükünü azaltarak kendi sosyal
yaflamdaki hedeflerine daha rahat varacaklar›n› gördük-
lerini söylüyor.
Eskiden “ifl” üzerinde yo¤unlafl›rken, flimdi iflverenin
daha rahat iflçi ç›karmas›na olanak verecek olan “es-
neklik” kavram›, sosyal-demokratlar›n “kabul” hanesine
giriyor.
***
Amerika’daki ekonomik büyümenin etkiledi¤i yeni sos-
yal demokrat manifesto, kamu yat›r›mlar›n›n art›r›lmas›
anlay›fl›n› da terkediyor. Alternatif olarak emek ve ser-
mayeden al›nan vergiyi indirmeyi, buradan do¤acak,
enerji ile arz› art›rmay› ye¤liyor. Devletin iflyerlerini de-
netlemesini ama onlar›n yerini almamas›n› isteyen bil-
dirge, “sosyal adaletin” geçmiflte “eflitlik” ile kar›flt›r›ld›-
¤›n›; kiflisel gayret ile sorumlulu¤un yok say›ld›¤›n› ve
ödüllendirmedi¤ini söylüyor. Manifestoya göre, böyle
olunca sosyal demokrasi s›radanl›¤›n destekçisi haline
geliyor. Yarat›c›l›k, çeflitlilik ve baflar› ise kapsama ala-
n› d›fl›nda kal›yor.
‹ngiliz ve Alman Baflbakanlar› kamu harcamalar› ile
“sosyal adalet” aras›nda da bir ba¤ olmad›¤›n› söyledik-
ten sonra, devletin görevinin kamu harcamalar›n› ço-
¤altmak yerine “piyasa ekonomisinin yetersizliklerini”
gidermek oldu¤unu belirtiyorlar.
***
‹flçi s›n›f›n›n tarih sahnesini terketmeye haz›rlanmas› ile
“sosyal demokrasi”, “sosyal liberalizme” dönüflüyor.
Toprak gibi, emek de önemli bir üretim faktörü olmak-
tan ç›k›nca, sosyal demokrasi de bir önceki as›rdaki öl-
çülerini yitiriyor.
Okuma Parças›
210
Uluslararas› Ekonomi Politik
Sosyal demokrat iki liderin “sa¤ ve sol dogmalara” tav›r
almas› veya “iyi bir iktisat politikas› sa¤c› ya da solcu
de¤il, modern olmal›d›r” demeleri de bundan dolay›.
Ça¤›n geliflimini dialektik bir yöntem ile sorgulamak
yerine siyasette kendine yer arayan politika erbab›n›n
yeni bildirgeyi yad›rgamalar› normaldir. Gelece¤in ana-
lizini önceden yapan her önemli tespit yad›rgan›r ve
elefltirilir.
***
“Bilgi Ekonomisi”nin Amerika’daki baflar›s›, K›ta Avru-
pa’s›n›n “sosyal demokrat” anlay›fl›n› da etkiledi.
Ne yaz›k ki, Marksist kökenli bir düflünce ak›m›n› sa-
k›ncal› bulup, otoriter ve totaliter bir yaklafl›m olan Ke-
malizmi “sol” diye piyasaya süren Türkiye bu ça¤dafl
dönüflümlerden çok uzak.
Sosyal demokrasi, iflçi s›n›f›n›n gürbüzleflmeye bafllad›-
¤› dönemde ortaya ç›k›p, serpildi. Biz ise köylülükten
kurtulamad›k. Hiç bir zaman ne do¤ru dürüst bir ser-
mayemiz, ne de iri k›y›m bir iflçi s›n›f›m›z oldu.
Bugün sermaye ve emek önemini yitirdi¤i için, sosyal
demokrasiden “sosyal liberalizme” dönüflen yeni sol
anlay›fl›n koordinatlar›n› Blair ve Schröder flöyle ver-
mekte:
• Dürüstlük
• Sosyal adalet
• Özgürlük
• fians eflitli¤i
• Dayan›flma
• Di¤erlerine karfl› sorumluluk.
***
Amerika, uygulad›¤› iktisat politikas› ile iflsizli¤i, enflas-
yonu yenmifl gözüküyor. ‹stihdam art›yor, enflasyon
hortlam›yor.
Sosyal demokratlar›n a¤›rl›kl› iktidarda bulundu¤u Av-
rupa’da ise “iflsizlik ve eflitsizli¤i çözmek” için yöntem
pek net de¤il. Babadan kalma usuller ile devletçili¤e mi
aban›lacak, yoksa Blair ile Schröder’in cesaretle öner-
dikleri yeni ça¤›n realiteleri mi kabul edilecek?
Bu sorunun cevab› herhalde uzun vadede verilecek.
***
‹flin hazin yan›, Amerikan at›l›m› dünya sosyal demok-
rasisinin ilgisini çekerken, Türkiye’nin, “düflünce ak›m-
lar›n›” tümden yads›yarak, “din, ›rk 1930’lu y›llar fafliz-
mi aras›nda” kolon vurmas›.
Sa¤l›k olsun, nas›l olsa yaz geldi.
Mehmet Altan, Prizma, 19 Haziran 1999
Avrupa Sol’unda yeni aran›fllar...
“...‹yi bir flekilde yafllanmak, bölge, kent ve kasabala-
r›n, aile ve sa¤l›k durumuna göre de¤iflen ihtiyaçlar›n
tatmini için örgütlenebilmeleri ile mümkün olabilecek.
Devletin sosyal faaliyetleri, giderek birçok neslin bir
arada yaflayabilmesi için yeni bir konut politikas›na do¤-
ru evrilmelidir; gündüz tedavilerine aç›k sa¤l›k merkez-
leri, mahalleye veya köye aç›k evde tedavi flekilleri ge-
lifltirilmelidir.
XXI. yüzy›l kentinin yafll›l›¤a uyum göstermesi, yer de-
¤ifltirme ve kamu kurumlar›na girifl, ç›k›fl imkânlar›n›n
daha yumuflak ve hatta daha yavafl bir yaflam yönünde
düflünülmesi gerekecektir...***
Daha da ileriye giderek, bir ihtimam (care) toplumuna
do¤ru ilerlemeliyiz: Zay›f bireylere daha kaliteli bir yar-
d›m, büyük ba¤›ml›l›klara uygun çözümler, gündelik
tedavilerin gelifltirilmesi.
Ayn› zamanda bu ihtimamlar› gerçeklefltirme sorumlu-
lu¤unu üzerlerine alanlar›n ayl›klar›n› uygun biçimde
vermeliyiz.
Yaflama süresinin uzamas›n›n, yafll› ve ba¤›ml› bireylere
yard›m ve tedavi amac›yla yarat›lan istihdam sayesinde
olumlu ekonomik neticeleri de oldu¤unu görüyoruz.
Bu yeni istihdam, Sol’un bafll›ca politikalar›ndan biri
olacak; amaç, bu tür istihdam› bask› alt›nda tutmayan
kamu politikalar›na canl›l›k kazand›rmak.
Örne¤in, evde tedavi için gerekli yer ve yetkili bak›m ifl-
çisi ve hemflirenin eksikli¤ini nas›l kabul edebiliyoruz?
Evde tedavi için kamu yard›m› bu yolda at›lan çok
önemli bir ad›m olmufltu.
Bu ba¤lamda, yard›m› yapan yerel kamu kurumunun,
merkezi devletin kör ve garip kararlar›yla, ekonomik
olarak zay›f düflürülmemesi önem arz ediyor!
Fransa’n›n, yafll›l›k, emeklilik için ne gibi milli gelir kay-
naklar› vakfedece¤ini söylemesinin zaman› geldi.
Büyük antropolog Maurice Gaudelier’nin dedi¤i gibi,
‘büyüklerimizi, canl›lar dünyas›ndan d›fllamayan bir top-
lum’ kurmak için elimizden gelen çabay› esirgemeyelim.
Unutmayal›m, hiçbir devlet yard›m›, düzenli tedavi ve ba-
k›m a¤lar›n›n, aile ve yak›n dost dayan›flmalar›n›n, kap›
komflusu ihtimam›n›n yerini alamaz. Bu ba¤lamda, bizce,
toplumumuzu daha insanc›llaflt›rman›n yolu budur.
Ancak bu flekilde, sadece hayata y›llar› de¤il, y›llara ha-
yat katabilece¤iz.”
Bunlar› kim söylüyor?
Frans›z Sosyalist Partisi 1. Sekreteri Martine Aubry.
Le Monde Gazetesi’ne yazd›¤› “emeklilik reformunun
ötesinde, yafl devrimini baflarmak gerek” adl› yaz›da...
xxx
211
7. Ünite - Geçifl Ekonomileri ve Devletleri
Yaz›da en büyük ilgiyi, “daha da ileriye giderek, bir ih-
timam (care) toplumuna do¤ru ilerlemeliyiz: Zay›f bi-
reylere daha kaliteli bir yard›m, büyük ba¤›ml›l›klara
uygun çözümler, gündelik tedavilerin gelifltirilmesi”
cümlesi çekti.
Daha do¤rusu cümledeki ‹ngilizce “care” kelimesi...
xxx
Bu kelime üzerinden geliflen tart›flmalardan bir tanesin-
de flu sat›rlar yer al›yordu:
“...‹lk defa Fransa’da siyasi bir sorumlu, Amerika’da
uzun zaman tart›fl›lan Anglo-sakson’care’ kavram›n› ka-
muoyunun önüne getirdi.
‘Care’, Anglo-saksonlar›n gündelik konuflma da¤arc›¤›-
na ait bir kelime. Birbirlerine hoflçakal derken, ço¤u za-
man ‘kendine iyi bak’ anlam›nda ‘take care’, yine s›k
s›k,’umurumda de¤il’ anlam›nda ‘I don’t care’ demiyor-
lar m›?
Bu kavram, Ayd›nlanma Ça¤›’ndan bu yana felsefi dü-
flünce alan›na ait; ‹skoç felsefesinin üç büyük ismi Fran-
cis Hutcheson, David Hume ve Adam Smith, ‘sempati’
kavram›n›n (di¤erine kayg› anlam›nda) yeni biçimleri
üzerine çok kafa yormad›lar m›?
Kelime, birçok modern ve ça¤dafl düflünürün kalemin-
de seyahat ederek bize kadar geldi. Bugün, ‘Bir ‹htimam
Politikas› için Kusurlu bir Dünya’ adl› kitab›n yazar› New
York Üniversitesi Hunter College’de ö¤retim üyesi Joan
Tronto, kitab›nda, siyasi kayg›lar›m›z içerisinde merkezi
bir yeri almas› gerekli ‘care’ kavram›na yeni bir ahlaki
de¤er vermekten yana bir tez gelifltirmektedir.
Maalesef, ‘bu mesaj Kuzey Amerika politika sahnesine
yerleflemedi; örne¤in, Barack Obama’n›n sa¤l›k refor-
mu’nu (healtcare) etkilemifl de¤il; bu reform sadece mi-
nimum bir sa¤l›k sigortas› olmaktan ileri gidemedi’ di-
yen Joan Tronto, ‘ayn› kavram›n son zamanlarda Hol-
landa ve Fransa’da politik tart›flmalara konu olmas›n-
dan duydu¤u memnuniyeti de vurguluyor.
Care kavram›, Joan Tronto’dan Martine Aubry’nin kale-
mine gelene de¤in, Christian Paul’un yönetti¤i Sosyalist
Parti düflünce laboratuar›nda güncelleflti.
Bu düflünce grubunda çal›flan, Bordeaux Üniversite-
si’nde ö¤retim üyesi, ‘Le Sexe de la sollicitude (flefkat
cinsiyeti) adl› eserin yazar›, düflünür Fabienne Brugère,
Amerikal› düflünürün çal›flmalar›na e¤ilerek, Frans›z
sosyalistlerinin düflünce da¤arc›¤›na nas›l etkili olabile-
ce¤ini tetkik etmifl.
Bununla beraber Martine Aubry, bu kavramla, Jospin
Hükümeti esnas›nda, 2000 y›l›ndan bu yana ilgilendi-
¤ini, ‘hem bireyler aras›nda hem de bireylerle toplum
aras›nda yeni iliflkiler gelifltirmeye meyilli, olumlu ve
yarat›c› de¤erler tafl›yan bir kavram’ oldu¤unu ›srarla
vurguluyor.
Sadece ihtimam veya flefkat ile tan›mlanabilen ‘care’ ne
anlama gelmektedir?
Joan Tronto dört mertebe belirlemektedir:
‘caring about’, (kayg› duymak);
‘taking care of’, (ilgilenmek);
‘care giving’, (ihtimam göstermek);
‘care receiving’, (bak›m görmek).
Çal›flmalar›nda, kayg› duyman›n ve yard›m etmenin,
bilhassa ‘güçlülerin’, yani erkeklerin ifli oldu¤unu ispat
ettikten sonra, bak›m›n ve bak›m görmenin ‘zay›flar›n’,
kad›n, göçmen iflçi ve ayk›r› tiplerin ifli oldu¤unu gös-
terir; ‘hem care kavram›, hem de bak›m iflini gerçeklefl-
tirenler de¤erlerini yitirdiler’ sonucuna var›r. Düflünür,
bu kavram›, özel ve resmi tüm insan faaliyetlerinin mer-
kezine yerlefltirmeyi hedefler.
‘‹htimam, sadece di¤erlerine de¤il, eflyalara ve çevreye
de yönelik olmal›d›r; insan›n tüm eylemleri yönlendir-
melidir. ‘Care’, iyi niyetin de ötesinde, dikkat, sorumlu-
luk, yetenek ve yan›tlama kabiliyeti gerektirmektedir.
E¤er, di¤er demokratik de¤erlere (insan haklar›, hukuk,
siyasi usullere sayg› ve uygun siyasi süreç tercihi...)
olan ba¤l›l›¤›m›za ‘care’ kavram›n› eklersek, daha ak›l-
l›, daha düflünen, di¤erlerinin ihtiyaçlar›na daha dikkat-
li ve k›sacas› daha iyi demokrat olma flans›m›z olabilir”
diyor Joan Tronto...
Amerikal› düflünür, siyasi sorumlular›, ‘toplum kurum-
lar›na, bu yeni de¤erin dönüflümlerini yans›tabilecek
bir çeki düzen’ vermeleri ö¤üdünde bulunmaktad›r.”
xxx
Le Monde’da yay›nlanan yukar›daki yaz›lar› “ikincig-
rup.com”dan ald›m. Arsen Ceyhan çevirmiflti.
Ayn› sitede Ça¤lar fiavkay’da “Turunç” adl› köflesinde
durumu flu sat›rlarla de¤erlendiriyordu:
“Frans›z Sosyalist Parti bölgesel seçimler için ‘yeflil’lerle
yapt›¤› ittifak›, cumhurbaflkanl›¤› seçimleri öncesinde
siyasi bir programa dönüfltürmek için çal›fl›yor; Sosya-
list Parti’nin 1. Sekreteri Martine Aubry, ‘sosyalist pro-
je’sini flekillendirmeye devam ediyor. Turunç’ta’hepiniz
d›flar›’ bafll›kl› yaz›da, bu ba¤lamda Aubry’nin flu 3 te-
mel soruya cevap arad›¤›n› ilan etti¤ini yazm›flt›m; ‘ne
üretmeliyiz, nas›l üretmeliyiz, nas›l bölüfltürmeliyiz’.”
xxx
Infomag Dergisi bizim muhalefetin ekonomik görüflle-
rini kapak konusu yapt›¤› için, Avrupa Sol’undaki gelifl-
meleri sizlerle paylaflma ihtiyac› duydum...
Dostları ilə paylaş: |