Dünya g›da krizinin sebepleri nelerdir?
ÇEVRE PROBLEMLER‹
Bugünün önemli küresel problemlerinden biri de çevre kirlili¤idir. Çevre kirlili-
¤i, canl›lar›n sa¤l›¤›n› olumsuz yönde etkileyen maddelerin havaya, suya ve
topra¤a yo¤un bir flekilde kar›flmas› ve ekosistemdeki do¤al dengeyi bozan di-
¤er insan kaynakl› zararlar fleklinde tan›mlanabilir. Çevre ile ilgili problemler
dünyan›n çeflitli bölgelerinde her zaman var olmakla birlikte bugün küresel bir
yap› kazanm›fl ve tek tek ülkelerin çözemeyece¤i boyuta eriflmifltir. Bu yüzden,
bu meselelerin çözümü, art›k devletlerin, uluslararas› organizasyonlar›n, hükû-
met d›fl› organizasyonlar›n, bölgesel yönetimlerin, bilim adamlar›n›n ve hatta bi-
reylerin ortak çabas›n› gerekli k›lmaktad›r.
Çevre problemleri ile uluslararas› ekonomi politik aras›nda karfl›l›kl› etkile-
flim söz konusudur. Piyasalar ve ekonomik ve politik aktörler aras›nda meyda-
na gelen gerilimler, çevre üzerinde hem bölgesel hem de küresel çapta etkiler
meydana getirmektedir. Buna karfl›l›k, çevre problemleri de uluslararas› ekono-
mi politik üzerinde etkiye sahiptir. Mesela, çevre problemleri ile kitlesel üretim
ve bu üretim üzerinde etkili olan d›fl ticaret politikalar› aras›nda kesin bir ay›r›m
yapmak imkâns›zd›r. Çevre ile ilgili düzenlemelerden ve standartlardan kaç›n-
mak için üretimlerini az geliflmifl ülkelere kayd›ran çok uluslu flirketler de bu
aç›dan elefltirilmektedir.
Gelecekte g›da talebi daha
da artacakt›r. Buna karfl›l›k
g›da üretimi ayn› oranda
art›r›lamamaktad›r. Ekilen
topraklar›n miktar›n› art›k
art›rmak mümkün de¤ildir.
Sulama ve gübreleme
imkânlar› da fakir ülkeler
için kolay ulafl›labilir
de¤ildir. Bu sebeple
gelecekte g›da problemi
büyüyecek gibi
gözükmektedir.
G›da krizi ve açl›k problemi
çözümü güç, küresel bir
problemdir ve uluslararas›
çabalar› gerekli k›lmaktad›r.
Asl›nda pek çoklar›na göre
dünyan›n kaynaklar›
bugünkünden de fazla
nüfusu beslemeye yeterlidir
fakat gelir da¤›l›m›
eflitsizli¤i gibi çeflitli
faktörler bu problemi ortaya
ç›karmaktad›r.
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ
AMAÇLARIMIZ
N N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
‹ N T E R N E T
‹ N T E R N E T
2
Sanayi Devrimi’yle birlikte kitlesel tüketime yönelik mallar›n üretimi için ma-
kineler ve di¤er araçlar gelifltirilince, çevre üzerindeki zararl› etkiler de artmaya
bafllad›. Ço¤u kolonilerden getirilen ucuz do¤al kaynaklar ve ham maddeler Av-
rupa’da imalat sanayiinin geliflimini teflvik ediyordu. Bunun sonucunda, Avru-
pa’da hava, su ve toprak kirlili¤i bölgesel boyuttan ç›k›p bütün k›taya yay›ld›.
19’uncu yüzy›l›n sonunda petrolle çal›flan makinelere geçilmesiyle, kömür ve
buhar yerine petrole dayal› bir sanayi geliflmeye bafllad›. Çünkü petrol bol ve
ucuzdu.
Devletler, çevre ile bu mesele kendilerine zarar verdi¤i ölçüde ilgileniyorlard›
ve bu problemlerin küresel bir boyut kazand›¤› 1960’lara kadar tam olarak anlafl›-
lamad›. 1972 y›l›nda, ‹sveç’in baflkenti Stockholm’de bir Befleri Çevre Konferans›
topland› ve bu konferansta Birleflmifl Milletler Çevre Program› (UNEP) tesis edildi.
Konferansta ayr›ca, yayg›n çevre problemleri ile ilgili olarak devletler çap›nda ve
uluslararas› çapta 109 faaliyetin tavsiye edildi¤i bir eylem plan› kabul edildi.
Çevre meselelerinin önemi Roma Kulübü taraf›ndan yay›mlanan Büyümenin
S›n›rlar› adl› çal›flmayla tekrar vurguland›. Çal›flmaya göre, mevcut ekonomik fa-
aliyet modeli ve çevrenin sömürülmesi devam ederse toprak, g›da ve di¤er faktör-
ler de¤il, çevresel faktörler küresel ilerlemeye s›n›r getirecekti. 1980 y›l›nda ABD
baflkan› Jimmy Carter Küresel 2000 Raporu haz›rlatt›. Bu raporda, nüfus art›fl›n›n,
do¤al kaynaklar›n tüketilmesi ve ormanlar›n yok edilmesi e¤iliminin, hava ve su
kirlili¤inin ve çeflitli türlerin yok olmas›n›n devam edece¤i öngörülüyordu. Bu ra-
pora karfl›, iki y›l sonra, Julian Simon ve Herman Kahn, daha az karamsar olan
Kaynak Zengini Dünya: Küresel 2000’e Cevap adl› bir rapor yay›mlad›lar.
Bu arada biyoloji profesörü Garrett Hardin, Ortak Mal Trajedisi kavram›n› orta-
ya att›. Ona göre, dünyan›n kaynaklar› s›n›rl›yd› ve afl›r› kullan›m sonucu bitecekti.
Çevre herkesçe paylafl›lan ama kimseye ait olmayan bir kolektif mald›. Bu tür mal-
lar suistimal edilmeye müsaitti. Ekonomik ve politik sistemler insanlar›, dünyan›n
kaynaklar› üzerindeki etkilerini dikkate almadan, mümkün oldu¤unca çok üretim
yapmaya itiyordu. Bu trajedi en iyi, küresel ›s›nma ve okyanuslara dökülen zehir-
li at›klarda görülmektedir.
Afl›r› üretimin çevre üzerindeki zararlar› yeryüzünün bütün sakinleri taraf›ndan
zorunlu olarak paylafl›lmakta ve kendisini ancak uzun y›llar sonra hissettirmekte-
dir. Maliyetler ve faydalar karfl›laflt›r›ld›¤›nda maliyetler ihmal edilmektedir. Çünkü
faydalar hemen ve aç›k olarak görülürken maliyetler tercih yapan bireyler aç›s›n-
dan dolayl› ve ihmal edilebilir düzeyde olmakta, herkese yay›lmakta ve bu mali-
yetlerin de¤erlendirilmesi hayli zor olmaktad›r. Hardin ve onun gibi düflünenler,
bu sebeple, devletlerin bu meseleye el atmas› gerekti¤i sonucuna varmaktad›rlar.
1980’lerde petrol arz›n›n artmas› ve petrol fiyatlar›n›n düflmesi ya da sabit kal-
mas› sebebiyle kaynak k›tl›¤› ve çevre problemleri konular›na ilgi zay›flad›. Ancak,
Hindistan’daki Union Carbide fabrikas›nda kimyasallar›n etrafa dökülmesi, ABD ve
Kanada aras›ndaki asit ya¤muru tart›flmas›, Sovyetler Birli¤i’ndeki Çernobil nükleer
tesislerindeki kaza, Afrika ve ABD’deki kurakl›klar ve ozon tabakas›n›n delinmesi
gibi olaylar çevre problemlerine olan ilgiyi tekrar canland›rd›. 1987 y›l›nda UNEP,
Ortak Gelece¤imiz bafll›kl› bir raporla çevre ve geliflmekte olan ülkelerin hayatta
kalma mücadelesi aras›ndaki iliflkiyi ön plana ç›kard›.
Çevre meseleleriyle ilgili çok tarafl› çabalar, 1992 y›l›nda Rio de Janeiro’da topla-
nan Dünya Zirvesi ile su yüzüne ç›kt›. Çok say›daki ülke ve uluslararas› organizas-
yondan temsilcilerin bu zirvede ilgisi sürdürülebilir kalk›nma üzerinde yo¤unlaflt›.
227
8. Ünite - Küresel Problemler ve Krizler
Çevre kirlili¤i, canl›lar›n
sa¤l›¤›n› olumsuz etkileyen
maddelerin havaya, suya ve
topra¤a kar›flmas› ve
ekosistemin dengesini bozan
di¤er etkilerdir. Bugün bu
problem bölgesel olmaktan
ç›km›fl, küresel bir karakter
kazanm›flt›r.
Rio zirvesinde ayr›ca, sera etkisini azaltmay› hedefleyen bir iklim anlaflmas› ile bi-
yolojik çeflitlilik konusunda bir anlaflma ortaya ç›kt›. Bu s›rada, ABD’nin çevre mese-
lelerinin çözümüne katk› yapma konusunda fazla istekli olmad›¤› dikkat çekti.
1997 y›l›nda, Japonya’n›n Kyoto flehrinde, Rio’da görüflülmüfl olan küresel ›s›n-
ma anlaflmas›n› güçlendirmek üzere Kyoto Protokolü’nü oluflturmak için 159 ülke-
den iki bin temsilci topland›. Bu protokol, sanayileflmifl ülkelerin sera gazlar› emis-
yonunu 2012 y›l›na kadar üçte birden daha fazla oranda azaltmas›n› gerektirmek-
teydi. Bu gazlar›n küresel ›s›nmaya yol açt›¤›na inan›lmaktayd›. Fosil yak›tlar›n ya-
k›lmas›, çimento üretimi gibi faaliyetler sonucu ortaya ç›kan karbon dioksit, bu
gazlar içinde en genifl etkiye sahip olan› idi.
Clinton yönetimi taraf›ndan temsil edilen ABD, 1998 y›l›nda protokolü imzala-
d›. Ancak ABD senatosu, ABD ve di¤er geliflmifl ülkelere uygulanan k›s›tlamalar
geliflmekte olan ülkelere de uygulanmad›kça protokolü onaylamayaca¤›n› ilan et-
ti. Clinton yönetiminin yerine gelen George W. Bush yönetimi, 2001 y›l›nda ABD’yi
Kyoto Anlaflmas›’ndan çekti. Bush yönetimi, anlaflman›n ABD’ye 400 milyar dola-
ra ve 4,9 milyon istihdama mal olaca¤›n› iddia ediyordu. Yine yönetimin iddias›na
göre, bu gazlar›n sal›n›m›n›n küresel ›s›nmaya yol açt›¤› ya da küresel ›s›nman›n
ciddi bir problem oldu¤u yolunda yeterli delil yoktu.
2000 y›l›nda, Hollanda’n›n Hague flehrinde ve Almanya’n›n Bonn flehrinde ya-
p›lan bir dizi toplant›n›n ard›ndan ABD, AB, Kanada, Rusya ve Avustralya gibi dev-
letler aras›nda, karbon al›c› olarak adland›r›lan ormanlar, okyanuslar gibi do¤al
228
Uluslararas› Ekonomi Politik
Resim 8.4
ABD ‘de yap›lan bir araflt›rmada, kutup ay›lar›n›n yavrular›n›n, anneleriyle birlikte buzullara ulaflmak için daha fazla yüzmek zorunda kald›¤›, bunun,
uzun mesafe yüzmeye al›fl›k olmayan yavrular aras›nda ölüm oran›n› artt›rd›¤› gözlenmifl. Araflt›rma çerçevesinde, GPS cihaz› tak›lan 68 difli kutup
ay›s›, yüzdükleri mesafelerin tespiti amac›yla 2004 ile 2009 y›llar› aras›nda alt› y›l boyunca uydu yoluyla izlendi. Bu süre içinde yavrular› olan ve uzun
mesafe yüzen 11 difli kutup ay›s›ndan beflinin bu yüzüfller s›ras›nda yavrular›n› kaybetti¤i, anneleriyle birlikte uzun mesafeler yüzmek zorunda olma-
yan yavru kutup ay›lar› aras›nda ölüm oran›n›n yüzde 18 oldu¤u görüldü.
Do¤ufltan suda yaflamaya al›fl›k olmayan kutup ay›lar›, karada ya da buzullarda do¤um yap›yor ve besleniyor. ‹klim de¤iflikli¤i, buzullar› kutup ay›la-
r›n›n ayaklar›n›n alt›ndan çekerek, bu hayvanlar›n yiyecek ve do¤al yaflam alan› bulmak için daha uzun mesafeler yüzmeye zorluyor.
Kutup ay›lar›n› hayat›n› tehlikeye sokan iklim de¤iflikli¤i ve sonucunda buzullar›n erimesi 2012 y›l› itibar›yla 2007’deki rekor erimeyi geride b›rakm›fl
bulunmaktad›r. Kuzey Buz Denizi kutup bölgelerinin so¤uk kalmas› ve küresel iklim sisteminin genel dengesi için önemli bir rol oynamaktad›r. Buzu-
lun aç›k renkteki yüzeyi, günefl ›fl›nlar›n›n yüzde 80’ini gökyüzüne geri yans›t›r. Buzullar erimesi ise okyanuslar›n daha karanl›k bölgelerini görünür
hâle getirerek günefl ›fl›nlar›n›n yüzde 90’›n› emer ve deniz suyunun ›s›nmas›na yol açar.
Maalesef her gün yaklafl›k 100 bin kilometre kare buz erimektedir.
1968’de kurulan bir düflünce
toplulu¤u olan Roma
Kulübü’nün kurulufl amac›
“yerkürenin ve insanl›¤›n
gelece¤i üzerine
öngörülerde” bulunmakt›r.
Ortak Mal Trajedisi görüflüne
göre çevre herkesin
paylaflt›¤› bir ortak mald›r
ve kimseye ait olmad›¤› için
herkes taraf›ndan afl›r›
biçimde kullan›lmaktad›r.
Bu sebeple, dünyan›n s›n›rl›
kaynaklar› birgün bitecektir.
varl›klar›n kullan›lmas› konular›nda tart›flmalar yafland›. Bu kaynaklar havadaki
karbondioksidi emerek ABD gibi ülkelere fosil yak›tlar›n kullan›m›n› azaltmaktan
kaç›nma f›rsat› veriyordu. ABD ayr›ca, ortaya at›lan çözüm önerilerinin ABD en-
düstrisi üzerinde do¤uraca¤› etkilerden endifle duyuyordu. Böylece bu toplant›lar
difle dokunur bir anlaflmaya var›lamadan sona erdi.
Rusya nihayet 2005 y›l›nda Kyoto Protokolü’nü imzalad› ve ayn› y›l›n Kas›m
ay›nda Kanada’n›n Montreal flehrinde 180 ülke Kyoto’da oluflturulan hedeflerin na-
s›l hayata geçirilece¤ini tart›flmak üzere topland›. Baz› ilerlemeler kaydedilmekle
birlikte, kimi ülkelerin anlaflma flartlar›na uyma istek ve kabiliyetinde azalma oldu-
¤u görüldü. Mesela Kanada, Kyoto’daki emisyon hedeflerini reddetti.
Bütün bu problemler küresel özellik göstermesine ra¤men, bu konularda dev-
letlerin uyacaklar› ba¤lay›c› düzenlemeler getiren bir küresel otorite mevcut olma-
d›¤› için düzenlemeler, devletler karfl›l›kl› olarak üzerinde anlafl›rlarsa ortaya ç›k-
maktad›r. Bu yöntemin baflar›l› olmas›n› engelleyen birçok faktör vard›r.
Çevre kirlili¤inden sorumlu olan bütün devletlerin ya da ço¤unun bir anlaflma-
ya varmas› gerekmektedir. Hâlbuki devletler aras›nda güç, ekonomik ç›kar, kültür,
politik sistem ve yeni flartlara uyum sa¤lama kabiliyeti aç›s›ndan büyük farkl›l›klar
vard›r. Ülkeler uyum çabalar›n›n ortaya ç›karaca¤› en büyük maliyetleri ve zorluk-
lar› di¤erlerinin üzerine y›kma e¤ilimindedirler. Ülkelerin anlaflmalardan cayma ya
da anlaflma flartlar›na uymama ihtimali bu anlaflmalar›n baflar› flans›n› azaltmaktad›r.
Son olarak 2012 y›l›n›n Haziran ay›nda yay›mlanan bir çal›flmayla çevre konu-
sunda gelinen noktay› gözler önüne sermekte fayda var.
Oxford Üniversitesinin eski ö¤retim görevlisi Matt Prescott’›n, ülkelerin çevre
politikalar›na göre bir notlamaya tabi tutulmas›n› önerdi¤i ve Rio de Janeiro’da dü-
zenlenen Birleflmifl Milletler çevre zirvesi esnas›nda aç›klad›¤›, Çevre Derecelendir-
me Kuruluflu isimli çal›flmas›, Türkiye dâhil G20 ülkelerini kaps›yor.
Ülkelerin kredi notuna benzer bir mant›kla haz›rlanan çevre notu, kifli bafl›na dü-
flen karbon emisyonu, koruma alt›ndaki do¤al alanlar, kesilen ve dikilen a¤açlar›n
229
8. Ünite - Küresel Problemler ve Krizler
Resim 8.5
Bir yandan petrol ile kapl› kanatlar›n› kald›rmaya çal›fl›rken bir yandan da bafl›na gelenlere isyan eden bu kahverengi pelikan›n hayk›r›fllar› bofluna
de¤ildi... 2010 y›l›n›n Nisan ay›nda petrol platform kazas› sonucu Meksika Körfezi’ne s›zan petrol, büyük bir çevre felaketine yol açm›fl, milyonlarca lit-
re ham petrol yüzünden renk de¤ifltirmeye bafllayan Meksika Körfezi, denizdeki petrolle temas eden her türlü canl› gibi ölümü beklemeye bafllam›flt›.
Meksika Körfezi’nde, 22 Nisan 2010’da BP’nin iflletti¤i petrol platformunda meydana gelen patlama, dünyadaki en büyük çevre felaketlerinden birine
neden oldu.
Meksika Körfezi’nde yaflanan çevre felaketinde zarar gören binlerce davac›yla 7,8 milyar dolarl›k bir anlaflmaya varan petrol devi BP’nin katland›¤›
maliyet ise 41 milyar dolar› buldu.
Hindistan’daki kimyasallar›n
etrafa dökülmesi, ABD ve
Kanada aras›ndaki asit
ya¤murlar› meselesi ve
Sovyetler Birli¤i’ndeki
Çernobil kazas› 1980’lerde
çevre problemlerine ilginin
artmas›na sebep olmufltur.
230
Uluslararas› Ekonomi Politik
birbirine oran›, hava kirlili¤i ve türü tükenen canl›lar›n korunmas› gibi farkl› alanlar-
da ülkelerin performans› de¤erlendirildikten sonra bir ortalama al›narak hesaplan›-
yor. Bu hesaplamalara göre Almanya, A+ notu ile G20 ülkelerinin bafl›nda gelirken
onu A notu alan ‹ngiltere ve A- ile derecelendirilen Fransa izliyor. Dördüncü ve be-
flinci s›ra ABD ve Kanada’n›n.
Türkiye, listede 11’inci s›radaki Meksika ile 13’üncü Güney Kore’nin aras›nda
BBB- çevre notu ile 12’inci s›rada yer al›yor. Notu Türkiye gibi BBB- olan di¤er ül-
keler Güney Kore, Endonezya, Rusya ve Çin. G20 listesinin en düflük çevre notu
ise Suudi Arabistan’›n.
Ortak mal trajedisi nedir?
SÜRDÜRÜLEB‹L‹R KALKINMA
Sürdürülebilir kalk›nma, bugünkü nesillerin ekonomik faaliyetler yoluyla ihtiyaçla-
r›n› karfl›larken bunu, gelecek nesillerin ayn› konudaki faaliyetlerini tehlikeye ata-
cak ölçüde çevreyi tahrip etmeyecek flekilde yapmalar› olarak tan›mlanabilir. Hâl-
buki klasik kalk›nma teorilerinde ekonominin niceliksel boyutlar›na odaklan›lmak-
ta, çevre üzerinde meydana gelecek etkiler dikkate al›nmamaktad›r. Özellikle sa-
nayileflmenin h›z kazanmas› ve ülkeler aras›nda yayg›nlaflmas›yla birlikte çevre
üzerinde meydana gelen bask› sürekli olarak artm›flt›r. Bunun sonucu olarak orta-
ya ç›kan birçok geliflme sebebiyle, mevcut küresel ekonomik yap›n›n sürdürülebi-
lir olmad›¤› söylenmeye bafllanm›flt›r. Bu geliflmelerden baz›lar› flunlard›r:
• Karbondioksit ve di¤er sera gazlar›n›n atmosferde birikmesi sebebiyle dün-
yan›n ›s›s› artmaktad›r ve bunun sonucunda okyanuslarda su seviyesi yük-
selecek ve dünyan›n baz› bölgeleri sular alt›nda kalacakt›r.
• Antarktika üzerinde ozon tabakas› incelmifl ve bir delik oluflmufltur. Ayr›-
ca, Avrupa ve Kuzey Amerika üzerinde de ozon tabakas›nda tehlikeli öl-
çüde incelme tespit edilmifltir. Stratosferdeki ozonda meydana gelen
yüzde 1 oran›ndaki incelme, tahmini olarak, cilt kanserinde yüzde 2, ka-
tarakt vakalar›nda yüzde 1 oran›nda art›fla yol açmaktad›r.
• Amazon’lardaki ya¤mur ormanlar›n›n yüzde 20’si flimdiden yok olmufltur
ve durum böyle devam ederse 80 y›l sonra Amazon ormanlar› tamamen
ortadan kalkacakt›r.
• 2025 y›l›na kadar 18 ülke, nüfusunun ihtiyaçlar›n› karfl›lamaya yetecek su
kaynaklar›ndan mahrum olacakt›r.
• Tahminlere göre 11 bin bitki ve hayvan türü yok olma tehlikesiyle karfl›
karfl›yad›r.
Gelecek nesilleri tehlikeye atan bu tür ciddi geliflmeler sebebiyle toplumlar›n
gelifliminin yaln›zca ekonomik aç›dan de¤erlendirilmemesi; ekonominin yan›nda
sosyal ve çevresel unsurlar›n da göz önüne al›nmas› gerekti¤i ileri sürülmüfltür.
Böylece, çok boyutlu bir kavram olan “Sürdürülebilir Kalk›nma” fikri ortaya at›l-
m›flt›r. Bu kavram her ne kadar 1970’li y›llarda tart›fl›lmaya bafllansa da resmî ola-
rak ilk kez 1987 y›l›nda, Norveç Baflbakan› Gro Harlem Brundtland’›n baflkanl›¤›-
n› yapt›¤› Dünya Çevre ve Kalk›nma Komisyonu (WCED) taraf›ndan yay›mlanan
“Ortak Gelece¤imiz” bafll›kl› raporda kullan›lm›flt›r. Daha sonra, 2000 y›l›nda ger-
çeklefltirilen BM Genel Kurulu’nda; bar›fl, kalk›nma, insan haklar›, çevre gibi konu-
larla ilgili olarak altm›fla yak›n hedef belirlenmifltir.
Buna göre, sürdürülebilir kalk›nman›n ekonomik hedefleri; hayat tarz›n›n de-
¤ifltirilmesi ve verimlili¤in art›r›lmas›, enerji ve do¤al kaynaklar›n daha dikkatli kul-
lan›lmas›, fosil yak›t kullan›m›n› azaltacak temiz üretim teknolojilerine geçilmesi,
Uluslararas› Enerji
Kurumunun verilerine göre,
ABD ve Çin hâlâ atmosfere
en fazla karbondioksit salan
ülkelerin bafl›n› çekiyor. ABD
5,6 milyon ton, Çin 6,5
milyon ton zehirli gazdan
sorumlu tutuluyor.
Çevre problemleri küresel
özellik göstermesine
ra¤men, bu konuda bütün
devletlerin uyaca¤› kurallar
koyacak küresel bir otorite
mevcut de¤ildir. Devletler
aras›nda anlaflmalar zor
sa¤lanmakta, devletler bu
çabalar›n ortaya ç›karaca¤›
maliyetlerini di¤erlerine
y›kma çabas› içine
girmektedirler.
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ
AMAÇLARIMIZ
N N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
‹ N T E R N E T
‹ N T E R N E T
3
231
8. Ünite - Küresel Problemler ve Krizler
gelir da¤›l›m›ndaki dengesizliklerin düzeltilmesi, sa¤l›k flartlar›n›n iyilefltirilmesi,
e¤itime ve sosyal hizmetlere eriflimde adaletin sa¤lanmas›d›r. ‹nsani hedefler ara-
s›nda, nüfus art›fl›n›n dengelenmesi, k›rsal kalk›nma sa¤lanarak flehirlere göçün
önlenmesi, kentleflmenin ortaya ç›kard›¤› çevresel sorunlar›n azalt›lmas›, e¤itim
standartlar›n›n iyilefltirilmesi, kültürel çeflitlili¤in korunmas›, kad›nlar›n e¤itimine
ve sa¤l›¤›na önem verilmesi ve çevrenin korunmas› bilincinin oluflturulmas›na yö-
nelik e¤itimin bafllat›lmas› ve yayg›nlaflt›r›lmas› yer almaktad›r.
Sürdürülebilir kalk›nman›n çevre ile ilgili hedefleri ise flu bafll›klar alt›nda toplana-
bilir: Tar›m arazilerinin kullan›m›nda verimlili¤e önem verilmesi, verimi art›racak tek-
nolojilerin gelifltirilmesi, biyolojik çeflitlili¤in korunmas›, sulaman›n daha dikkatli ya-
p›lmas›, yüksek verimlili¤e sahip tar›m arazilerinin tar›m d›fl› amaçlarla kullan›lmas›-
n›n önlenmesi, ormanlar›n ve sulak alanlar›n yok edilmesinin önüne geçilmesi.
1972 y›l›nda “Büyümenin S›n›rlar›” raporunun yay›mlanmas› ve Stockholm’de
gerçeklefltirilen BM Çevre Konferans›, sürdürülebilir kalk›nma yolunda at›lan ilk
uluslararas› ad›mlar olmufltur. Brundtland Raporu’nda sürdürülebilir kalk›nma resmî
olarak tan›mland›ktan sonra, 1992 y›l›nda gerçeklefltirilen Rio Konferans›’nda çevre
ve kalk›nmayla ilgili stratejiler incelenmifl ve 21’inci yüzy›l›n gündemi belirlenmifltir.
Daha sonra, Kyoto Protokolü ile küresel ›s›nma ve iklim de¤iflikli¤i konusunda ya-
p›lacak mücadelenin çerçevesi tesbit edilmifltir. 2000 y›l›nda BM’nin gerçeklefltirdi¤i
Biny›l Zirvesi’nde bin y›l›n kalk›nma hedefleri belirlenmifltir.
2002 y›l›nda, daha etkili sürdürülebilir kalk›nma stratejilerinin oluflturulmas›
amac›yla Johannesburg’ta Dünya Sürdürülebilir Kalk›nma Zirvesi gerçeklefltirilmifl-
tir. Ancak, daha önce de ifade edildi¤i gibi bu konularda yeterli mesafe al›nd›¤›n›
söylemek mümkün de¤ildir.
BM, 2000 y›l›nda yoksulluk ve hastal›klarla mücadele için belirledi¤i ‘Bin y›l Hedef-
leri’ne ulaflmak amac›yla 2005 y›l›nda yeni plan›n› aç›klad›. Dünya genelinde yoksul-
luk, açl›k ve hastal›klar›n önlenmesi için 2000 y›l›nda dünya liderlerince kabul edilen
hedeflere ulaflmak için gerekli k›sa ve uzun dönemli yat›r›m stratejilerini içeren rapora
göre, zengin ülkelerin gelecek 10 y›l içinde kalk›nma yard›mlar›n› iki kat›na ç›karma-
lar› hâlinde, dünyada yar›m milyar› aflk›n kifli yoksulluktan kurtar›labilecek; 250 milyon
kifli, aç kalmayacak ve 30 milyon çocu¤un hayat› kurtulacakt›.
Resim 8.6
BM Mülteciler Yüksek Komiserli¤i, 2005 y›l› itibar›yla dünya çap›ndaki mülteci say›s›n› 8,4 milyon olarak aç›klasa da bu rakam›n yan›lt›c› oldu¤u ka-
bul ediliyor. Zira din, dil, ›rk ya da siyasi görüflü dolay›s›yla bask› görmemek için birçok kifli bulundu¤u topraklar› terk ediyor ancak kendi ülkesi s›-
n›rlar›n› aflamad›¤› için ülke s›n›rlar› içinde göçü yafl›yor.
Sürdürülebilir kalk›nma,
bugünkü nesillerin ekonomik
faaliyetlerini gelecek
nesillerin imkânlar›n›
ortadan kald›racak flekilde
çevreyi tahrip etmeden
yapmalar›d›r.
Sanayileflmeyle birlikte
ortaya ç›kan ekonomik
geliflme çevre üzerinde a¤›r
bir bask› meydana getirmifl
olup, bunun sürdürülebilir
olmad›¤› düflünülmektedir.
Raporda, sivrisineklere karfl› korunmak için tellerden çiftçiler için topra¤› bes-
leyici gübre sa¤lamaya, 2015’e kadar üç milyon AIDS hastas›na ilaç vermekten,
okul ücretlerinin kald›r›lmas› ve paras›z okul yemeklerine kadar, “h›zl› kazan›m”
ad› verilen projeler öneriliyor ve hem zengin hem de yoksul ülkelerin bunlara ka-
t›lmas› isteniyordu.
Eylül 2010 Biny›l Kalk›nma Hedefleri Zirvesi’nde dünya liderleri yeni bir eylem
plan› ortaya koydular. Raporda, hâlihaz›rda Biny›l Kalk›nma Hedefleri’nin milyon-
larca insan› yoksulluktan ç›karmaya, hayat kurtarmaya ve çocuklar›n okula gitme-
sine yard›mc› oldu¤u, gebelikte anne ölümlerini azaltt›¤›, kad›nlar için daha genifl
f›rsatlar sa¤lad›¤›, temiz suya eriflimi art›rd›¤› ve birçok insan› ölümcül ve sakat b›-
rakan hastal›klardan kurtard›¤› tespitine ver verildi. Kad›nlar›n ve k›zlar›n güçlen-
dirilmesinde, sürdürülebilir kalk›nman›n ilerletilmesinde, çat›flmalar, do¤al afetler
veya g›da ve enerji fiyatlar›ndaki dalgalanmalar gibi birçok krizin y›k›c› etkilerine
karfl› en savunmas›z durumda olanlar›n korunmas›nda kat edilmesi gereken çok
yol oldu¤u da ayr›ca raporda ortaya konuldu.
Son olarak 2012 y›l› Haziran ay›nda hükûmet ve devlet baflkanlar›, üç gün bo-
yunca Birleflmifl Milletlerin düzenledi¤i Rio+20 Sürdürülebilir Kalk›nma Zirvesi’nde
bir araya geldi. Sürdürülebilir kalk›nma ve yeflil ekonomi, zirvenin en önemli gün-
dem maddeleri aras›nda yer ald›. Özellikle yeflil ekonomiye geçiflle ilgili olarak ül-
kelere yol gösterecek, kamu ve özel sektör için gerçekçi ve uygulanabilir öneriler
üzerinde tart›flmalar yürütüldü.
Zirvenin sonuç bildirisinde “sürdürülebilir kalk›nma konusundaki kararl›l›¤›m›-
z› yineliyor ve gezegenimiz ile flimdiki ve ilerideki nesiller için ekonomik, sosyal
ve çevresel aç›dan sürdürülebilir bir gelece¤in teflvik edilmesi yönünde garanti ve-
riyoruz” ifadeleri kullan›lsa da zirvenin “hayal k›r›kl›¤›” oldu¤u konusunda hemen
hemen herkes hemfikir oldu.
Sürdürülebilir Kalk›nma Hedefleri, 2015 y›l›ndan itibaren BM Biny›l Hedefle-
ri’nin yerini alacakt›r.
Dostları ilə paylaş: |