SEVGİ KORKUYU DEFEDER
îşte korkunun hayatımızdaki rolünü gösteren başka bir
hikâye: Bir adamın çok sevdiği küçük, üç aylık bir Doberman
Pinscher köpeği vardı. îşi nedeniyle başka bir kente taşınır
ken köpeği bir arkadaşına verdi. Bir yıl sonra aynı yere dön
düğünde yapmak istediği ilk şey tabii ki köpeğini görmekti.
Arkadaşının evinin etrafındaki yüksek çiti ve kapıdaki zili
görünce çok şaşırdı. Zilin ev sahibinin dikkatini çekmek için
olduğunu biliyordu; ancak, köpeği sundurmada görünce ses
lendi ona. Köpek hiçbir tepki göstermedi, adam da içeri girip
köpekle konuşmaya karar verdi. Kapıdan içeri girdiğinde kö
peğin tüyleri kabardı ve hırlamaya başladı. Adam korkusuz
ca yaklaşmaya devam edince köpek sakinleşmeye başladı.
Adam sundurmaya vardığında köpek kuyruğunu sallıyordu.
Adam kapıyı çalmadan önce birkaç dakika oynadılar. Arka
daşı kapıyı açtı ve onu sevgiyle selâmladı. Birkaç dakika ko
nuştuktan sonra birden ev sahibinin yüzü sarardı, "Köpek?"
dedi. "Bahçeden doğruca yürüdün ve köpeğin önünden geçtin
öyle mi?" "Neden, evet, elbette" diye yanıtladı ziyaretçi.
"Prens ve ben eski arkadaşız. Önce tanımadı beni, ama uzun
sürmedi bu."
"O Prens değil" dedi beriki. "Sen gittikten kısa bir süre
sonra Prens öldü; biz de ona benzer başka bir köpek aldık,
ama bu bir katil. Gördüğün o yüksek çitin nedeni bu."
Korku olmadığı için tehlike yoktu. Sevgi aradaki uçuru
ma köprü oluşturmuştu. Adam giderken arkadaşının kapıya
kadar refakat etme teklifini reddetti. Kapıdan geçerken kö
pek ona baktı ve hafifçe hırladı. Adam birden korkuya kapıl
dı. Düşünmeye başladı, "Bu benim köpeğim değil. Bu bir
katil." Giderek hızlanmaya başladı, kapıya tam zamanında
vardı. Bahçeye ilk girdiğinde köpeğe duyduğu sevgi bulaşı
cıydı. Köpek bir katil olmasına rağmen dostça karşılık ver-
176
177
misti. Geri dönerken ise adam korku ve endişe duyduğu için
köpek de aynı şeyi hissetmiş ve korkuyla karşılık vermişti.
Sık sık dış şartlar tarafından yönetilmemize izin veri
riz. Adam, köpeğin bir katil olarak tanındığını duyunca gü
venini kaybetti. Varlığının gerçeği'ni bilse ve güvenseydi,
sevginin korkuyu defettiğini ve bizi hayatla bütünleştirdiği-
ni kanıtlayabilecekti. Korkunun aldatıcı yönleri vardır. Her
zaman korktuğumuz şey tarafından aldatılırız. Burada köpe
ğin ünüydü, başka bir zaman komünizm tehdidi veya ölü
m ü n gölgesi olabilir.
KORKU DÜŞMANIN SAHİP OLDUĞU EN GÜÇLÜ SİLAHTIR
Düşmanınızın kim ya da ne olduğu hiç önemli değil,
onun en güçlü silahı sizin korkunuzdur. Bu düşmandan
korkmaya başladığınız an sizden güçlü duruma geçer. Eski
bir kitabe bunu gösteriyor. Şöyle ki:
Ölümle karşılaştım. Sordum, "Nereye gidiyorsun?"
Ölüm yanıtladı, "Benares'e gidiyorum."
"Oraya neden gidiyorsun?" diye sordum.
"Bin kişiyi öldürmek için."
Ertesi hafta yine karşılaştım Ölüm'le.
Ölüm'e sordum, "Benares'e bin kişi öldürmek için git
medin mi? Anladığım kadarıyla yüz bin ölü var."
Ölüm gülümsedi ve "Ben bin kişi öldürdüm" dedi, "Geri
sini korku öldürdü."
Bu korkulann bazılarına bir göz atalım. Bakarken t a n ı
maya başlayacağız onları. Tanıdıkça da kurtulacağız onlar
dan.
ÖLÜM KORKUSUNU YENMEK
"Korkaklar bin kez ölür" derler. Her korku küçük bir
ölümdür. Temelde her korku bir ölüm korkusudur. Ölümden
korkmaktan kurtulursak hayatla korkusuzca yüzyüze gelebi
liriz. Ölüme "son düşman" denir; aslında o yenmemiz gere
ken ilk düşmandır.
Ölüm gerçekten bir düşman mı? Yok etmemiz gereken
aslında ölümle ilgili duygularımız değil mi? Ölüm sadece be
dene gelir. Ruha dokunmaz. Ölümle ilgili inancımız değişirse
ölüm bir düşman olmaktan çıkar. Hayata hiçbir şey olamaz.
Hayat ölmez. İnsan bunu anladı mı, ölüm ona hiçbir zarar
veremez. Hayat sonsuzdur. Kullandığı şekil değişebilir, ama
Hayat sonsuza dek sürer. Hayat yok edilemez.
insan aklı Evrensel Akıl'la bir b ü t ü n d ü r . Asıl Ben'iniz
asla ölmez, ihtiyaç duyduğu şekilde kendini ifade ederek var
olmaya devam eder. Ölüm, ileri doğru hareketimizde anlık
bir aradır yalnızca; böylece başka bir deneyime geçebiliriz.
Sir Thomas Browne'ın dediği gibi "Yaratılmış dünya, sonsuz
lukta küçük bir parantezdir yalnızca."
Ölüm korkusu yenildi mi, hastalık korkusunu yenmek
çok kolay olur. Hastalık basit anlamda huzur eksikliğidir,
hastalıkta güç yoktur. Kendimizi huzursuzluk, endişe ve kor
kunun diğer çocuklanna açık tutarsak, bedende bir hastalık
inancıyla son bulan Hayat'tan ayrılık duygusuna kapılırız.
Hakkımızdaki gerçek bu olmadığı için bu duygu yenilebilir.
Tanrı bedenlerimize hastalık vermedi. Tanrı bize mükem
mel Hayat'ı sundu. Korkusuzca kabul etmemiz için bu hayat
bizi bekliyor.
178
179
|