korkunun bir çözümü vardır; bu çözüm sorunla ilgili gerçek
te bulunur. Onu bulmak için korkuyla yüzyüze gelmeye ve
onun hiçliğini kanıtlamaya istekli olmalıyız.
KORKUSUYLA YÜZYÜZE G E L İ P ÜSTESİNDEN GELEN BİR
ADAM
Doğduğum Güney topraklarında derin ve geniş birçok
nehir vardır. Bu nehirlerin bazılarında, yakalananlar için
son derece tehlikeli olduğu söylenen girdaplar vardır. Çok az
insanın onlardan sağ çıkabildiği söylenir.
Bir gün genç bir adam nehir kıyısında dikilmiş, bir gir
dabı gözlüyordu. Girdap tarafından yutulup birkaç saniye
sonra tekrar ortaya çıkan bir kütüğü seyrediyordu. Kendisi
ne sordu, "însan neden girdaptan korkma ihtiyacı duyar?"
Birkaç dakika düşündükten sonra soyundu ve suya daldı.
Korkusunu yenip suyun kendisini taşımasına izin verdi.
Döndü durdu. Sonra kollarını yana açıp nefesini tuttu ve
aşağıya doğru battı. Birkaç dakika sonra girdabın biraz öte
sinde, güvenli su yüzeyine çıktı. Kıyıya doğru yüzerken ken
disini zafer kazanmış gibi hissediyordu. Artık girdaplardan
korkmasına gerek yoktu. Kendi kendine şöyle düşündü: "Bir
şey hakkındaki gerçeği bildin mi korkacak bir şey kalmaz."
Yaşadığı bu deneyim ona yalnızca girdaplardan kork
mamayı değil, aynı zamanda hayatı nasıl karşılamak gerek
tiğini de öğretti. Hayatın belli bir düzene bağlı olduğunu,
belli yasalarla yönetildiğini kanıtlamak için gereken riski
göze almaya istekliydi. Girdaba girmek ve güvenle su üstüne
çıkmak için gereken güveni Bilgelik ve Sevgi'ye güvenerek
buldu. Yolun her adımına güvenmek zorundaydı. Bir an pa
niğe kapılsaydı kendisine büyük zararlar verebilirdi. Panik
şaha kalkmış korkudur ve korku her zaman korkulan şey
den daha fazla zarar verir.
Dostları ilə paylaş: