12.1.3.4. Plastik Boyalar
Bağlayıcı sentetik reçinelerin (polivinil asetat gibi) sudaki emülsiyonları olan, su ile incelebilen boyalardır. Her türlü yüzeye yapışma yeteneği vardır. Uygulandıkları yüzeyde suyun buharlaşarak uçması ile polimerize olarak katılaşıp, suya dayanıklı bir tabaka oluştururlar. Çabuk kururlar, genellikle kargir duvarların boyanmasında kullanılır(Atmaca ve Çorbacıoğlu,1998).
12.1.3.5. Diğer Boyalar
Zamanımızda değişik amaçlar için çok değişik boyalar (pinoteks, selülozik oto, sentetik fırın, siklozitle kauçuk vb.) üretilmektedir.
Bunların haricinde; antipas, silikatli, tiokstropik, fırınlanmış veya emaye, silikonlu, su bazlı vb. boyalar sayılabilir.
12.1.3.6. Vernikler
Vernik gamolak vb. gibi film teşkil edici özellikteki maddelerin; alkol, eter, benzol, vb. çözücülerde çözülmesiyle elde edilir. Saydam olduklarından sürüldükleri yüzeyi daha iyi gösterirler. Yağlı selülozik, sentetik, ispirtolu ve polyester vernikleri olmak üzere 5 şekilde üretilirler. Özellikle; kapı, pencere, mobilya gibi ahşap yüzeylerde kullanılır(Şanıvar ve Zorlu,1980).
12.1.3.7. Macunlar
Ahşap kagir ve metal yüzeylerde; boya sürmeden önce çatlak çukur veya pürüzlü kısımları doldurmak, pencere camlarından yalıtımı sağlamak için macun kullanılır. Çeşitli amaçlar için değişik şekillerde imal edilir(Şanıvar ve Zorlu,1980).
12.1.3.8. Cilalar
Ahşap yüzeylerin daha güzel görünmesini sağlamak, çeşitli tesirlerden korumak gayesiyle vernikler gibi cilalarda kullanılır. Cilalar gomalağın alkol içerisinde eritilmesi ile elde edilir.
12.1.3.9. Ahşap Koruyucular
Ahşabın doğal dokusunu veya şeklini kapatmaksızın renklendirilmesinde, hafifçe boyanmasında, ahşabın korunmasında kullanılırlar. Bazıları aynı zamanda boyanın korumasını sağlar, koruyucunun üzerine vernik çekilebilir.
BOYA VE VERNİK ÇIKARICI
Eski boya astarları çıkarmak için kullanılan genel olarak iki tip materyal vardır. Birisi kuvvetli kostik eriği ve diğeri alkol, aseton ve benzol gibi organik solventlerin bir karışımıdır ve yavaş tebahuratı temin etmek için içerisine bir miktar parafin mumu ilave edilmiştir. Her ikisi de astarın parçalanmasını, yumuşamasını ve böylece kolayca yüzeyden çıkarılmasını sağlarlar(Önal,2008).
7. ASTARLAR
7.1- Pigmentli Astarlar:
Pigmentli boyalar çok çeşitli materyallerden formüle edilmişlerdir ve geniş bir kullanma sahaları mevcuttur. Bununla beraber her biri esas olarak pigment ve boyanın sürülmesini kolaylaştıran yağ ihtiva eder ve bu bileşim boyanın karakteristiğini ve tesirini tespit eder. Pigmentli astarlar, ev boyaları, makine boyaları, sülyen tozu, alüminyum boyalar, renkli vernikler ve su boyalarını olduğu gibi özel olarak imal edilmiş sentetik vinil reçinesi boyasınıda ihtiva eder (Önal,2008).
7.2- Pürüzsüz (Parlak) Astarlar
Vernik, boyasız lak, şellak en çok bilinen pürüzsüz astarlardır. Diğerleri temiz kurşunlar ve su geçirmez bileşimlerdir.
Pürüzsüz astarlara örnek olarak;
7.2.1- Vernik
7.2.2- Lak (Reçineli Vernik)
7.2.3- Şellak
7.2.4- Balmumu Cila verilebilir.
- Ziftli Astarlar
Zift ve asfalt astarlar suya batırılmış ve gömülmüş demir ihtiva eden metallerin korunmasında, dam ve çatı işlerinde su geçirmez madde olarak geniş miktarda kullanılmaktadır. Bunların çok kullanışlı olmasının sebebi kalın bir film teşkil ederek rutubetin ve oksidasyonun geçmesine geniş ölçüde mani olmasıdır(Önal,2008).
Bunlar kullanış tiplerine göre;
Katran zifti
Katran emaye
Soğuk tatbikli katran boyalar
Katran emülsiyon
Asfalt
7.4- Diğer Tip Astarlar:
7.4.1- Çimento harç astarlar
7.4.2- Çinko astarlar
7.4.3- Plastik astarlar
7.4.4- Sentetik lastik astarlar
7.4.5- Katalize edilmiş astarlar
7.4.6- Müteferrik astarlardır
8. BOYALARIN KORUNMASI
Boyama işlemi esnasında ateşten, tozdan ve dumandan korunmak için gerekli mesafe hesaplanmalı ve temas eden yüzeyler kapatılmalıdır. İşçiler uygun aspiratör veya gaz maskeleri ile teçhiz edilmeli veya çalışılan yer uygun vantilasyona tabi tutulmalıdır.
Bir çok bota malzemeleri, genellikle bir çok kimseler için kısa bir müddet temas edildiği taktirde zararsızdır. Şüphesiz boyanmış olan sahanın hiç olmazsa boya bitimini müteakip temizlenmesi icap edecektir. Keza boya dumanlarının, buharının, kokusunun orta derecede teneffüs edilmesi genellikle zararlı olmaz. Bununla beraber bu her şahısa göre değişir. Yine bu ortamda uzun müddet kalmak mecburiyetinde olan veya sık sık bu ortama girmekle görevli olan şahıslar bu gazları orta dereceden daha fazla teneffüs edebilir. Bu taktirde vücut bundan zarar görebilir. Püskürtme suretiyle boyama yapan boyacılar ve kum püskürtücüler, toz parçacıklarından ve boya gaz ve zerreciklerinden korunmak için maske takarlar ve keza bütün vücutlarını koruyan bir tulum giyerler. Boyama işinin kapalı yerlerde yapılması halinde, içeriye devamlı surette temiz hava temin etmek için uygun bir havalandırma tertibatı düşünülmelidir. Uygun bir vantilasyon hem zehirleyici gazların aşırı derecede teneffüsüne mani olur hem de madeni ispirto, xylene ve ketones gibi yanıcı gazların bir yerde toplanmasını önler. Boyanın deri üzerinde bir noktada birikmesine mani olunmalı bu gibi kısımlara koruyucu kremler sürülmelidir.
Yapılan boya işine göre eldiven,önlük ve şapka kullanmak zaruridir. Bilhassa yeni boyalar deri için çok zararlı olabilir. Bu boyaların koruyucu özelliği fazla olması sebebiyle kullanılma sahaları gittikçe genişlemektedir. Hal böyleyken zararlarından kaçınabilmek içinde çeşitli tedbirler düşünülmektedir. Bu boyanın kullanılması anında plastik eldiven ve elbiseler giyilmelidir. Etkiye maruz kalacak deri kısımların her tarafına koruyucu kremler sürülmelidir. Organik buharları absorbe edecek filtreli maskeler kullanılmalıdır. Kullanılan elbiseler sık sık değiştirilmeli ve yıkamalıdır(Önal, 2008).
9. BOYA MALZEMELERİNİN DEPOLANMASI
Boyaların depolanması, boyanın tipine ve depolama şartlarına göre değişir. Katran emaye, normal atmosfer şartlarında uzun zaman muhafaza edilebildiği halde, neopron mayi astarlar birkaç ay içerisinde bozulabilir. Bazı pigmentli boyalar, sert bir çökeltme yapmaksızın bir sene veya daha fazla bir süre depolanabilirler. Diğerleri, bilhassa kırmızı sülyen boyalar, karıştırılmadan bırakıldığı taktirde, birkaç ay içinde sert bir şekil alırlar. Genel olarak, tedricen, belirli sebeblerle etkilenen boyalar, sıcaktan, soğuktan olduğundan daha fazla etkilenirler. Su ihtiva eden boyalar (sulu boyalar) donmaya maruz kaldığı taktirde umumiyetle bozulur.
Boyalar üstü kapalı ve vantilasyonun kabil olduğu yerde muhafaza edilmelidir. Boyalar genellikle yanabilir olduğu unutulmamalıdır. Çeşitli tip boyaların muhafaza edildiği yerlerde, istenildiğinde aranılan boyayı bulmak için sistemli bir tasnif yapılmalıdır. Kapların üzerindeki etiketler ve yazılar, bilhassa açık havada, zamanla silinirler. Böyle bir durum müşahade edildiğinde etiketler yenilenmelidir. Pigmentli boya kapları, her ay veya iki ayda bir sert bir çökeltme yapmalarını önlemek için alt üst edilmelidir (Önal, 2008).
10.1-Kullanma esnasında boyaların korunması
Boyaların karıştırılması veya alınması işlemi dışında, kabın kapağı sıkıca kapalı tutulmalıdır. Açık kapta duran boya tebahur ederek kalınlaşır. Boyanın tipine göre solventin tebahur etme hızı değişir. Vinil reçine boyalar, bezir yağlı boyalardan çok daha fazla etkilenilirler, keza solvent ihtiva eden boyalarda açık kalmaktan mutazarrır olurlar. Bundan başka açık kaplar, yağmur, toz vs. den de etkilenirler. Keza açık veya sıkça kapatılmamış kap içerisindeki boya yanma tehlikesinden korunmamış olur ve yuvarlandığı zaman dökülür(Önal, 2008).
Vernik ve yağlı boyalar kabuklaşmaya meyillidir. Yani, havadan absorbe edilen oksijen sebebiyle yüzeydeki bir kısım boya kabuklaşır. Kap doldurulup sıkıca kapatıldıktan sonra, böyle bir reaksiyonu yapacak fazla bir oksijen bulunmaz. Kap kullanmak üzere açıldığında içeriye tekrar hava girer ve kabuklaşma daima bir problem olur. Kabuklaşma temayülü ve sürati vernikli ve bilhassa parlak emayelerde çok daha fazladır. Bu güçlük boyanın üzerine ince bir tabaka solvent dökmek ve kabın kapağını sıkıca kapatmak suretiyle minimum duruma indirilir
Başka bir metot, boyayı yarı yarıya boşalmış olan kaptan küçük kaplara aktarmaktır. Bu şekilde kabuklaşmış olan boya kullanılmadan önce ya iyice karıştırılmalı veya çabuk çıkarılmalıdır.
Boya kabından alınırken üzerindeki etiketin kirlenip okunamaz hale gelmemesine dikkat edilmelidir. Boya, boya kovası içerisinde karıştırılmalı veya yeksenek muhafaza etmek için püskürtme kapları kullanılmalıdır(Önal, 2008).
11. BOYA FIRÇALARININ KULLANILMASI VE BAKIMI
Fırçalara gösterilecek itina bunun karşılığını kat kat verecektir. İyi kalitede fırça, boyanın fırça kılları arasında kalarak kurumasına meydan verilmediği müddetçe uzun zaman kullanılabilir.
Yağlı veya vernikli boyalarla her gün kullanılan fırçalar, ham bezir yağı veya yağ ve türbentin veya madeni ispirto karışımı içersinde tutularak iyi durumda muhafaza edilebilir. Fırça kılları kabın dibine iyice bastırılmalı ve tamamen kapanacak şekilde mayi içine sokulmalıdır. Kullanmadan evvel yapılacak yegane işlem, fırçayı iyice sıkarak fazla mayiyi akıtmaktır.
Aynı işlem vernik fırçaları içinde kullanılabilir. Ancak kullanmadan evvel fırçayı türbentin veya madeni ispirto içine sokmak çok daha iyi olur.
Fırçalar artık kullanılmayacaksa, fırça hemen kullanılmasını müteakip iyice temizlenmeli, kılların arasında boyanın kurumasına meydan verilmemelidir. Bu fırçayı madeni ispirto veya türbentin ile yıkamalıdır(Önal, 2008).
BOYA KUSURLARI
Boyalar, tasarıma üretimi aşamasında giren bir bitiş malzemesi, dış çevre koşullarına açık, ancak uygulandığı malzeme ile de doğrudan temas halinde olan bir malzeme olarak zaman zaman üzerine sürülmüş olduğu yüzeyden, zaman zaman da dış ortamdan kaynaklanan tahrip edici unsurların etkisi altında kalmaktadır. Bazı hallerde bu tahribat tehlikesi hem içerden, hem de dış yüzeyde birlikte görülmektedir (Önal, 2008).
6.1-İçeriden, tatbik edilen yüzeyden gelen kusurlar
Boyaların tatbik edilecekleri madde ve yüzeyinin özelliklerinin iyi bilinerek uygun boya türünün seçimi büyük önem taşımaktadır. İç taraftan olumsuz etkilerin gelebileceği öngörüldüğü bir çok durumda boyanın altına, söz konusu etkileri azaltıcı boya tabakaları da ara katlar olarak uygulanmaktadır(Önal, 2008).
Burada sözünü ettiğimiz türden sorunlar arasında ortama, kullanılan malzemelere, kullanım koşullarına bağlı olmak üzere rastlana benzer bir çok nedenler sayılabilir.
6.1.1- Bunlardan uygulamada en sık rastlananlardan bazıları ise
Kullanılması öngörülen boya ile yüzey arasında aderansın kurulamaması.
Yumuşak ve çatlak yüzeylerin, rutubet oranı yüksek mineral yüzeylerin, tuz kusan, ufalanan ve tozuyan yüzeylerin varlığı.
Kireç parçacıkları ihtiva eden, kireç sıvalar veya zayıf alçı sıvalar üzerine yapılacak uygulamalar.
Curuf tabakalar.
Kalıp yağı kusan beton yüzeyler.
Rutubet oranı yüksek ve mavi küf.
Boya ile ulaşılamayacak yüzey şekillerinin varlığı.
Boyanacak metal yüzeylerin aşınmış, kirli, oksidasyona uğramış olması.
Uygun şartlarda saklanmayan boyalar.
İnceltme, uygun ortam ve istenilen oranlarda yapılmaz ise.
Fazla sıcak, soğuk, yağmur, sisli ortamda yapılmamalıdır.
Uygulama yapılacak yüzey yağı küt, toz, is gibi kirlerden arındırılıp boya yapılmalıdır(Önal, 2008).
6.2- Dış etkiler:
Sözünü ettiğimiz tatbik edilen yüzey yönünden etkili olan olumsuz tesirlerin yanı sıra dış ortamdan boya üzerine doğrudan etkili olan olaylarda büyük ölçüde boyanın türüne ve çevresel koşullara bağlı olarak değişiklik gösterir. Ancak bunlardan başlıcalarını dıştan gelen darbe, sürtünme, aşındırma gibi çeşitli mekanik etkiler, kimyasal maddelerin doğrudan etkisi, asit ve bazların etkisi, güneşin, suyun ve nemin etkisi olarak toplayabiliriz.
Özellikle endüstri bölgelerinde görülen ve kurumayı geciktirici etkisi olan atmosfer kirliliği boya yüzeylerinde renk değişikliklerine neden olabilen diğer bir sorundur.
Ayrıca uygulama ortamındaki hızlı hava hareketleri ve rüzgar toz taşıyarak taze boyaların kirlenip, tozlanmasına sebep olur(Önal, 2008).
12.2. BADANALAR
12.2.1. Genel Bilgiler
Kireç, su, gerektiğinde toz boya, tutkal vb. katkılar katılarak hazırlanan ve ince sıvası yapılmış kargir yüzeylere uygulanan ince kaplamalara badanalar denir. Yüzeylere sürüldükten sonra havanın karbondioksitini alarak sertleşirler. Dış etkilere, özellikle su tesirlerine dayanıklı değillerdir. Badanalı yüzeyler kirlendiği zaman silinerek kirleri temizlemek mümkün değildir, yüzeyin tekrar badana edilmesi gerekir. Kireç aynı zamanda dezenfektan bir madde olduğu için badana edilen yüzeyler mikrop ve küçük canlılardan arınmış olur. Boyalara nazaran ucuz ve uygulama kolaylığı olan geleneksel bir kaplama türüdür. Kırsal alanlarda yoğun olarak kullanılmaktadır(Taymaz,1992).
12.2.2. Çeşitleri
12.2.2.1.Kireç Badanalar
Suyla karıştırılan, yeterince inceltilen ve süzülen kireçle elde edilirler. Kirecin kimyasal reaksiyonlarını tamamlaması için karışımdan sonra bir müddet bekletilmesi gerekir. Badananın renkli olması arzu edilirse, badananın içine yeterince toz boya katılabilir. Toz boyalar, toprak ve oksit boya diye ikiye ayrılır. Toprak boyalar dış cephelerde kullanılırsa güneş ışığından etkilenerek badananın renklerinin solmasına neden olurlar. Bunun içim dış cephelerde mutlaka oksit toz boya kullanılmalıdır(Taymaz,1992).
12.2.2.2. Tutkallı Badanalar
Normal kireç badanalar sürüldükleri yüzeylerden kolayca çıkabilirler. Badananın çıkmaması için badana içine çeşitli katkılar (tuz, gazyağı, vb.) katılmaktadırlar. Bu katkılar çok iyi sonuç vermediği için, badananın duvardan çıkmasını önlemek için özel tutkallı badana üretildiği gibi, normal badananın içine yeterli oranda tutkal katılarak da üretilmektedir(Taymaz,1992).
12.2.2.3. Toz Badanalar
Özel olarak fabrikalarda üretilip, toz olarak plastik torbalar halinde piyasada satılmaktadır. Bu özel badana tozu suda eritilerek elde edilir. Çok kullanılan bir badana değildir(Güner ve Süme,2000).
12.2.2.4. Plastik Badanalar
Fabrikalarda özel olarak üretilen bir badana çeşididir. Piyasada plastik ambalajlarda satılır. Suyla inceltilen bir badanadır, çok çeşitli renkleri mevcuttur. Plastik badana yüzeyi yıkanabilir.
11.2.2.5. Diğer Badanalar
Yukarıda sayılanların haricinde; sütlü badana, mermer badana, çimento badanası gibi badana çeşitlerinden bahsedilir. Ancak bu badanalar pek kullanılan badanalardan değildir.
12. YAPI KİMYASALLARI
12.1. GENEL BİLGİ
Yapıda kullanılan ürünlerin kullanımını kolaylaştırmak, kalitesini ve dayanımını artırmak gayesiyle yapı malzemelerine (miktar olarak küçük fakat malzemenin maliyetinde oldukça yüksek paylar alan) eklenen kimyasal malzemelerdir.
Yapı kimyasallarının ülkemizde kullanımı yeni olduğundan, üretim süreçleri pahalı ve ileri teknoloji gerektiğinden ülkemizdeki üretimi sınırlıdır. Bu malzemelerin önemli bir kısmı yurtdışından getirilmektedir.
12.2. ÇEŞİTLERİ
12.2.1. Beton Katkıları
Günümüzde beton, şantiyelerde betoniyerle değil endüstriyel teknolojinin gereği olan beton santrallerinde üretilmektedir. Teknoloji ilerledikçe; daha kaliteli, dayanıklı, kolay işlenebilen, sorunları en aza indirilmiş beton üretilmesi söz konusudur. Bunun için betonu; daha akışkan, yerleştirme sürecinde ayrışmayan, taşıma sürecinde prize başlamayan, kolay yerleşebilen, düzgün yüzey elde edilen ve tüm bunların yanında yüksek dayanımlı beton üretmek zorunlu hale gelmiştir(Atmaca ve Çorbacıoğlu,1998).
İstenilen bu özellikte beton üretmek ancak katkı malzemeleriyle gerçekleşmektedir. Beton katkı maddeleri EN 934 Avrupa Birliği Standartlarına göre 9 grupta açıklanmıştır.
Bunlar;
1. Su azaltıcılar (plastifiyanlar)
2. Süper su azaltıcılar
3. Su tutucular (terlemeyi önleyenler)
4. Hava sürükleyiciler
5. Priz hızlandırıcılar
6. Sertleşmeyi hızlandırıcılar
7. Priz geciktiriciler
8. Suya dayanıklılık sağlayıcılar
9. Çok işlevli katkılar
Bunların haricinde alçı gibi bazı malzemeler için de kimyasal katkılar bulunmaktadır(Atmaca ve Çorbacıoğlu,1998).
12.2.2. Su Yalıtımı Kimyasalları
Yapı malzemelerinin büyük çoğunluğu su ve rutubetten zarar görürüler. Malzemeleri bu zarardan korumak için su yalıtım malzemeleri üretme çalışmaları çok eskiye dayanır. Su yalıtımında kullanılan kimyasallar, su ve rutubet yalıtım uygulamalarını büyük ölçüde kolaylaştırmışlardır. Yalıtım sistemleri, rijit ve esnek diye ikiye ayrılır(Atmaca ve Çorbacıoğlu,1998).
- Rijit Yalıtım:
Bu sistemde kullanılan malzemeler, beton ve sıva harcı gibi kullanım sırasında plastik özellik gösteren malzemelere sıvı ya da toz halinde belirli oranlarda katılırlar. Bu malzemenin prizi veya katılaşması sırasında, boşlukları tıkayarak su geçirmezlik sağlar.
- Esnek Yalıtım:
Yapı elemanlarının rijit yüzeylerinin üzerine sürülerek veya kaplanarak, elemanı sudan koruyan yalıtım malzemeleridir. Sıvı ya da rulo halinde üretilmektedirler. Sıvı olanlar; sıcak bitüm, emülsiyon ve solüsyon bitüm, sıvı bitümlü polimer ve kopolimerlerdir. Bir başka grubu da; armatürlü bitümlü pestiller, kauçuk-bitüm, ve benzerleridir.
Su yalıtım malzemeleri;
Öncelikle betonda tedbir alınarak en küçük su/çimento oranında betonlar dökülmelidir.Su /çimento oranı < 0,50 olmalı.
Yalıtım sistemi seçilirken , su yalıtımı için mi yoksa nem önleyici mi olması gerektiğine karar vermek daha sonra malzemeye yönelmek gerekir.
Sürme/püskürtme esaslı
Çimento/Akrilik esaslı çift kompenantlı: Toz ve sıvı kompenantlıdır.Sıvı/toz oranına göre elastikiyeti değişir.Fırça ile uygulanır.Fileli uygulanması tavsiye edilir.Uygulama öncesi yüzey nemlendirilmelidir.
Akrilik: Tek başına uygulanır.
Poliüretan: Püskürtme ve fırça ile uygulanır.Kimyasal veya hava ile kürlenen tipleri vardır.Aderansı , UV dayanımı ve elastikiyeti iyidir.
Bitüm Kauçuk: Fırça,püskürtme ve rulo ile uygulanabilir.UV dayanımı düşüktür.
Kristalize: Uygulama öncesinde, kristalize olduğu belirtilen malzemelerin ,hangi beton sınıfında , nekadar süre ile ve ne kadar derinliğe işleyeceği ürün sahibi firmadan talep edilmelidir.
Membran türü
PVC : Değişik kalınlık ve özellikte membranlar vardır.Kalınlığı 1,1.5,2,2.5,3,3.5,4 mm kalınlığa çıkan tipleri vardır.Rulo halinde satılan bu malzemeler biribirine sıcak hava kaynağı ile tek veya çift sıra olmak üzere kaynatılır.Çift sıralı kaynakta test basınçlı hava ile yapılır.Alttan ve üstten yüzeysel çıkıntılara karşı korumak için jeotekstil yada keçe kullanılmalı, yüzeysel drenajın sürekliliği için naylon da ihmal edilmemelidir.Yine kaneviçe takviyeli yada takviyesiz olarak iki tipte üretilir.Kaneviçe takviyelilerin hareketi sınırlı , mukavemeti yüksek olup, teras ve çatı yalıtımında ağırlıkla kullanılır.Takviyesiz olanlar çok daha yüksek elastikiyetli olup, temel bohçalaması, tünel yalıtımı,gölet gibi deformasyonların fazla olduğu yerlerde kullanılır.Çoğunlukla çift renk halinde üretilmekte olup, bu çift renklilik ; kaynak kontrol, delinme kontrol gibi konularda kolaylık sağlamaktadır.
HDPE : PVC’ye göre yoğunluğu, mekanik ve kimyasal dayanımı yüksektir. T-GRIP : PVC yada HDPE türü olabilen şekli nedeniyle bu ismi almış membranlardır.Üzerindeki kulakçık vasıtasıyla ,betona tutunur.Yani beton dökümü sırasında kalıp içine yerlştirilip, kalıp alımı sonrasında beton içinde kalır.
Bitüm esaslı: İçindeki bitüm katkıları , iç taşıyıcı sistemleri ile değişik kalınlıkta üretilen membranlardır.Uygulanacak yerin iklim koşulları , ve işin bütçesi en önemli “tip seçim” kriterleridir.
Bentonit esaslı : Bu tip membranlar daha çok şilte tabiriyle anılabilirler.Bünyesindeki bentonit sayesinde, su ile karşılaştığında hacimsel genişlemeye girerek bariyer oluşturur.
Derz geçiş malzemeleri ve uygulamalar
Günümüzde prefabrikasyonun hizla yayildigi ülkemizde prefabrike büyük boy beton cephe panelleri arasindaki derzlerin yapimi, montaja dayali her türlü üretimde oldugu gibi, en kritik islemlerden birini olusturmaktadir. Çünkü bu derzler, strüktürel baglanti ve devamliligi saglamanin yani sira, panellerin boyutsal, sekilsel hatalari ve hareketlerine ragmen iyi bir hava, yagmur, isi, nem, toz ve gürültü yalitma özelligini göstermek ve bu niteligini binanin ömrü boyunca koruyabilmek zorundadir. 0 nedenle; büyük boy iki beton cephe paneli arasindaki derzi kapatarak, sizdirmazligi saglamak üzere geçirimi engelleyici malzemeler (sealant) kullanilmaktadir. Ayrica derzlerde; derz geçirimsizlik (sizdirmazlik) malzemesinin derz içindeki derinligini sinirlamasi, arka yüzünü sekillendirmesi ve destekleyici yatak görevi görmesi için derz dolgu fitilleri (backup material) kullanilmaktadir.Derz malzemeleri çesitli etkenler karsisinda hareket edip çalismaktadirlar. Genelde etken unsurlar, sicaklik farkliliklari nedeniyle malzemenin çesitli derecelerde genlesmeleri veya büzülmeleri, nemin etkisiyle sismeleri ve kurumayla büzülmeleridir. Bunlarin yani sira rüzgar, yer sarsintilari, agir yük gibi mekanik etkenler de malzemelerin deformasyonuna neden olabilmektedirler.
Belirli bir sicaklik araliginda ve belli bir süre içinde yaslanma, hava etkileri veya beklenen diger çevre kosullarindan etkilenmemelidir(Demirel,2007).
Genelde şantiyelerde gerek bütçe gerekse bilgi eksikliği nedenlerinden dolayı hangi malzeme seçileceği muğlak kalır .Halbuki yapısal deformasyonlara,derz genişliğine , servis yüklerine, hijyen koşullarına, derzin özelliğine bağlı olarak “proje aşamasında” derz malzemesine karar verilip , öylece uygulanmalıdır.
Mastikler
Genel olarak ,sıcak/soğuk uygulamalı ,kimyasal kürlü/solvent esaslı, sıkştırmalı olarak genel çeşitleriyle birlikte , biraz daha özele inilirse ;
Akrilik
Bitüm esaslı
Silikon (DIN 18545,DIN 52452)
Poliüretan
Polisülfit
Neopren esaslı
Epoksi esaslı
Kauçuk esaslı,
Katran esaslı
Üretan esaslı
Su tutucu bantlar
TS 3078’e göre PVC (Polivinilklorür) su tutucu bant tasarlanır.Bu standartda beton kütle boyutları, su yapısının türü, dilatasyonun tipi gibi kriterlere göre seçim yapılır.ANSI (American National Standards Institute) ve ASTM (American Society for Testing and Materials) standartlarında CRD-C 513 yada CRD-C 572 standartlarında yer alır.
TS 3078 deki bant tipleri ; B , I ,V,A,O,OL ,M , DO , DI , DT ,KP,KPO,KPT,DK dır.
Gelen paketlerden (Genelde 20-25 mt’lik rulolar halinde yada özel sipariş boylarda gelir) rastgele erişimle bandın boyutu (genişliği, et kalınlığı,taahhüt rulo boyu) , ağırlığı (satınalmaya çıkarken istenen ve taahhüt altına alınan 1 mt ağırlığı) en az 3 numune ile kontrol edilmelidir.TS 3078’in boyut töleransları vardır.Milimetrik olan bu töleranslar yine TS 3078’de vardır.Daha ileri testler DSİ gibi laboratuvarlarda yaptırılabilmektedir.
Bantlar, donatıya tutturulur.Tutturmak için ya agraf dediğimiz mandallar kullanlır,yada bantlar kendiliğinden delik ve kulakçıklı gelir.
Bant kaynakları biribirine elektrikli ve tüp ısıtmalı havyalarla yapılabilir.Küçük işlerde şantiyede bulunabilecek 15 cm x 50 cm x 3 mm boyutunda bir sac parçasıda havya olarak kullanılabilir.
Aşağıda değişik tiplere ilişkin kesitler yeralmaktadır.
Şekil 12.01.: PVC Su Tutucu Bantlar
Dostları ilə paylaş: |