Çocuk Kalbi



Yüklə 1,14 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə36/83
tarix25.02.2022
ölçüsü1,14 Mb.
#53085
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   ...   83
Edmondo De Amicis - Çocuk Kalbi

ŞUBAT
YERİNDE BİR ÖDÜL
4 Cumartesi
Bu  sabah  ödülleri  vermek  için  okula  Milli  Eğitim  Müdürü  geldi,  siyah
elbiseli, beyaz sakallı bir beydi. Dersin bitmesine az bir zaman kala müdürle


birlikte  sınıfa  girdi  ve  öğretmenin  yanında  oturdu.  Birkaç  kişiye  sorular
sordu, sonra da Derossi’ye ilk ödülü verdi. İkincisini vermeden önce, bir süre
kendisine  bir  şeyler  söyleyen  öğretmenle  müdürü  dinledi,  alçak  sesle
konuşuyorlardı. Herkes birbirine soruyordu: ikinciyi kime verecek acaba?
Milli Eğitim Müdürü yüksek sesle;
–  “Bu  hafta  ikinci  ödülü  ev  ödevleri,  sınıftaki  çalışması,  güzel  el  yazısı,
terbiyeli  hareketleri,  her  şeyi  bakımından  öğrenci  Pietro  Precossi  kazandı”
dedi.
Bütün  sınıf  döndü  Precossi’ye  baktı,  herkes  buna  çok  sevinmişti.  Precossi
ayağı kalktı, o kadar heyecanlıydı ki ne yapacağını bilemiyordu.
Milli Eğitim Müdürü:
– “Buraya gel” dedi.
Precossi  sıradan  çıktı  ve  öğretmenin  kürsüsünün  yanına  gitti.  Milli  Eğitim
Müdürü balmumu rengindeki bu yüze, zayıf, ufak tefek vücuduna bol gelen
yırtık  pırtık  elbiselerine,  iyilik  taşan  hüzünlü  gözlerine  baktı;  bu  gözler
kendisininkilerden  kaçıyorlardı  ama,  istemeden  de  olsa  o  acıklı  hikayeyi
açığa vuruyorlardı. Milli Eğitim Müdürü Precossi’ye ödülünü verirken şefkat
dolu bir sesle:
– “Perossi, ikinci ödülü sana veriyorum. Bu sınıfta senden başka hiç kimse
bu  ödüle  hak  kazanmamıştır.  Bunu  yalnız  akıllı  ve  iyi  niyetli  olduğun  için
vermiyoruz; bunu sana iyi yürekli, mert yaradılışlı bir çocuk olduğun için de
veriyoruz”  dedi.  Sınıfa  doğru  dönerek  ekledi:  “Bu  iyi  huyları  için  de  ödülü
hak ettiği doğru değil mi?”
Herkes bir ağızdan:
– “Evet, evet.” dedi.
Precossi,  sanki  bir  şeyi  zorlukla  yutmak  istermiş  gibi  bir  boyun  hareketi
yaptı ve teşekkür eden iyilik dolu tatlı bakışlarını herkesin yüzünde gezdirdi.
Milli Eğitim Müdürü:
– “Haydi bakalım, sevgili çocuk, şimdi sırana git! Tanrı seni koruyacaktır!”
dedi.
Tam bu sırada zil çaldı. Bizim sınıf diğerlerinden önce çıktı. Sınıftan çıktık
ki... Bir de ne görelim? Precossi’nin babası, çilingir, her zamanki gibi soluk
yüzlü,  allak  bullak,  saçları  gözünün  önüne  düşmüş,  beresini  çarpık  giymiş,
bacaklarının  üstünde  zorlukla  durabiliyor.  Öğretmen  onu  hemen  gördü  ve
Milli  Eğitim  Müdürünün  kulağına  bir  şeyler  söyledi.  Beriki  de  hemen
Piecssi’yi aradı, onun elinden tuttu ve babasının yanına götürdü. Çocukcağız
titriyordu. Öğretmenle müdür de yaklaştılar, öğrenciler de etraflarında halka


olmuşlardı.
Milli Eğitim Müdürü, sanki eski iki dostmuşlar gibi, tatlı bir dille çilingire
sordu:
– “Siz bu çocuğun babasısınız, değil mi?” ve cevabı beklemeden: “Onunla
iftihar  ediyorum.  Bakın:  Elli  dört  çocuğun  içinden  yalnız  o  ikinci  ödülü
kazandı.  Bunu  hem  kompozisyondan,  hem  de  aritmetikten,  her  şeyden
kazandı. Çok akıllı, iyi niyetli bir çocuk, ileride büyük adam olacak. Çok iyi
bir çocuk, bütün arkadaşları onu sevip, sayıyorlar onunla ne kadar övünseniz
azdır.”
Bütün  bu  söylenenleri  ağzı  açık  dinleyen  çilingir  bir  Milli  Eğitim
Müdürüne,  bir  müdüre  baktı,  bir  de  titreyerek,  gözleri  yere  eğik,  önünde
duran  oğluna  baktı.  Sanki  şimdiye  kadar  zavallı  küçüğe  çektirdiği  acıları,
onun iyiliğini, sessizce ızdırap çekişini şimdi ilk kez hatırlıyor ve anlıyormuş
gibi birden yüzü aydınlandı, gözlerinde büyük bir sevinç belirdi, sonra bütün
bu  yaptıklarını  hatırlamanın  verdiği  acı  yüzünü  kararttı,  birden  oğluna  karşı
içinde  büyük  bir  sevgi  dalgası  uyandı  ve  ani  bir  hareketle  çocuğu  başından
yakaladığı  gibi  bağrına  bastırdı.  Hepimiz  sevinçten  çılgına  dönmüştük.
Perşembe  günü  Garrone  ve  Crossi’ye  gelmesi  için  onu  bize  davet  ettim;
diğerleri onu tebrik ediyorlar, bir kısmı onu okşuyor, bir kısmı da ödül olarak
verilen  madalyasını  elliyordu.  Herkes  ona  tatlı  bir  iki  söz  söyledi.  Baba  da
hala  hıçkırarak  ağlayan  çocuğunu  bağrına  bastırarak  şaşkın  gözlerle  bize
bakıyordu.

Yüklə 1,14 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   ...   83




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin