suçluluk duygusu yaşamaz. Ortak başarısızlık olur! Birey
iç ve dış saygınlığını korur. İstişare' edin, çevreniz de suç
ortağı olsun!
2.
Mazeret dayanışması. Malum ülkemizde, "Sen benim
mazeretimi hoş gör, ben de senin mazeretini," anlayışı
yaygındır. Açıklamalara, mazeretlere, özürlere gösteri
len hoşgörü Batı toplumuna göre daha fazladır. Başarı
sız ama mazeret sahibi insanlara gösterdiğiniz hoşgörü,
ileride sizin başarısızlıklarınızın görmezden gelinmesini
sağlayacaktır! Başarısız ama huzurlu yaşamanın yolu,
başkalarının
başarısızlıklarını
görmezden
gelmekten
geçer.
3.
Dert yarıştırma. Yurdum insanının beni en çok şaşırtan
tarafı, problemlerini çözmekten daha çok, problemleri
üzerine konuşmayı (dertleşmek) sevmesidir. Bu garip
dert
yarıştırma hali yaygın bir
yerel terapi geleneğidir. Arabesk
müzikte,
"Senin derdin dert midir/benim derdim yanında/
böyle dert gördün mü/söyle sen hayatında," şeklinde ifadesini
bulur. Dertleşme davranışı,
"Demek ki herkes dertli, o zaman
ben de normalim," diyebilmek için yapılır. Dertleşme süreci
sonunda oluşan,
"Herkes başarısız, ben de başarısızım, demek
ki ben normalim!" duygusu, insanı çaresiz ama huzurlu
yapar!
4.
Gariban yücelticilik: Türk kültürü kaybedenleri kazanan
lardan daha fazla yücelten nadir toplumlardandır. Gari
banlar bu ülkenin
kutsal çocuklarıdır. Türk filmlerinde
gariban kötü adam yoktur, çünkü gariban kötülük yapsa
da onun garibanlığı yanlışını aklar. Garibanlık öyle güçlü
bir doğrudur ki, kırk yanlışı götürür! Bu ülkenin gelmiş
geçmiş en büyük ideolojik hareketi 'garibanizm'dir.
Batı
toplumu az sayıdaki başarılı insanı kaybeden çoğunluktan
korur ve yüceltir. Bizde garibanlar 'güçlü ama kötü' kaza
nanlardan korunur ve yüceltilir. Kişi başarısız bir gariban
olduğu
için kendini kötü hissetmez, aksine 'özel' hisseder.
66