Atak insan olmak için birkaç küçük öneri
Kişisel Ataleti Yenmek kitabımda 'atalet savaşçısı' olmak için
sistematik ve detaylı çözümler önerdim. Bu kitaptan birkaç ipu
cunu özetleyebileceğim.
Ataletten kurtulmanın ilk adımı atalet halinde yaşadığını fark
etmektir. Bu kadar atalet içerisinde yaşadığımız halde ataletin ne
olduğunu bile bilmememiz, ataletimizin ömrüne ömür katıyor.
89
Panonuza şu soruyu yazmakla işe başlayın: Bugün yapmadık
larımın gelecekteki sonuçları neler olacak? Prof. Dr. Ali Fuat Baş-
gil'in şu üç kelimesini hayat felsefeniz yapabilirsiniz: "Üşenme,
Erteleme, Vazgeçme."
Eyleme geçmek için mükemmel hale gelmeyi beklemeyin. Mükem-
meliyetçilik yerine sürekli iyileştirme felsefesine göre hareket
edin. Bir yerden başlayın, yaptıklarınızı aşama aşama düzeltin.
Büyüklüğün verdiği 'hormonlu egonun yarattığı atalet' tuzağına
dikkat edin. Osmanlı'nın sonunu getiren şey aşırı özgüvenin getir
diği ataletle Batı'nm yeni icatlarım takip etmemesiydi. Yüksek ego
şöyle düşündürtür: "Buldukları iyi bir şey olsaydı, biz bulurduk!" ya
da "Biz o kadar iyiyiz ki, onlar kadar çalışmadan da başarılı oluruz!”
İçinizdeki çatışmaları yönetmek için özenli bir şekilde çaba harcayın.
Kafanızda birbirinin tersine konuşan 'iç kuvvetler'iniz, birbiriyle
savaşıp sizi yorabilir. Çoğu insan aşırı derecede iç çatışma yaşa
dığından, kariyer mücadelesine enerjisi kalmaz ve atalete düşer.
Önemsiz ama acil işlere boğulma tuzağına düşmeyin, 'önemli
işlere öncelik' verin. Panomdaki bir söz: "En büyük bilgelik, neyi
ihmal etmemek gerektiğini bilmektir."
Unutmayın, hiçbir canlının atalet hali sonsuza kadar süremez. Ya
siz atalet halinize son verirsiniz ya da bir felaket ataletinizi biti
rir. Bir gün doktor kanser teşhisi koyunca, 'elimde değil' dedi
ğiniz sigarayı üç saniyede bırakırsınız.
Cehalet gafleti, gaflet ataleti, atalet sefaleti, sefalet felaketi
getirir. Atatürk bir konuşmasında bunu vurgular: "Çalışmadan
rahat yaşamanın yollarını alışkanlık haline getirmiş milletler, evvela
haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini, en sonunda da istikballerini kay
betmeye mahkûmdurlar."
Ann Landers, "Tanrı bize iki yuvarlak organ verdi, biri oturmak,
diğeri düşünmek için. Başarınız hangisini daha fazla kullanacağınıza
bağlı!" der. Oturmak ya da çalışmak, seçim sizin!
90
I? “ İt % i
j
her şey
seninle
Dostları ilə paylaş: |