MüMİn sekman, Kişisel gelişim ve


Engelleri Aşmak ve Sonuç Almak



Yüklə 1,62 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə69/114
tarix09.05.2022
ölçüsü1,62 Mb.
#56943
1   ...   65   66   67   68   69   70   71   72   ...   114
2 5204350642956535162

Engelleri Aşmak ve Sonuç Almak: 
"Bir Kapıyı Kırk Kere mi Çalmalı, Kırk 
Kapıyı Bir Kere mi Çalmalı?"
Eski bir Çin hikâyesidir.
Köyün  birinde  yaşlı  bir  adam  yaşarmış.  Çok  fakirmiş  ama 
Kral'ın  bile  kıskandığı  bir  ata  sahipmiş.  Kral  bu  at  için  ihtiyara 
neredeyse  hâzinesinin  tamamını  teklif  etmiş  ama  adam  satma­
ya  yanaşmamış.  "Bu  at,  bir  at  değil  benim  için;  bir  dost,  insan 
dostunu satar mı?" dermiş.
Bir  sabah  kalkmışlar  ki  at  yok!  Köylü  ihtiyarın  başına  top­
lanmış.  "Seni  ihtiyar  bunak,  bu atı sana bırakmayacakları, çala­
cakları  belliydi.  Kral'a  satsaydın,  ömrünün  sonuna  kadar  beyler 
gibi yaşardın. Şimdi ne paran var, ne de atın," demişler.
İhtiyar,  "Karar  vermek  için  acele  etmeyin,"  demiş.  "Sadece 
'at kayıp' deyin, çünkü gerçek sadece bu. Ötesi sizin yorumu-
91


nuz.  Atımın  kaybolması  bir  talihsizlik  mi,  yoksa  şans  mı  bunu 
henüz bilemiyoruz."
Köylüler  ihtiyara  kahkahalarla  gülmüşler.  Aradan  15  gün 
geçmeden,  bir  gece  ansızın  at  dönmüş.  Meğerse  çalınmamış, 
dağlara  gitmiş  kendi  kendine.  Dönerken  de  vadideki  12  vahşi 
atı  peşine  takıp  getirmiş.  Bunu  gören  köylüler  toplanıp  ihtiyar­
dan özür dilemişler.
"Tamam,"  demişler.  "Sen  haklı  çıktın.  Atının  kaybolması 
bir  talihsizlik  değil  adeta  bir  devlet  kuşu  oldu  senin  için.  Şimdi 
bir at sürün var."
"Karar  vermek  için  gene  acele  ediyorsunuz,"  demiş  ihtiyar. 
"Sadece  atın  geri  döndüğünü  söyleyin.  Bilinen  gerçek  sadece 
bu.  Ondan  ötesinin  ne  getireceğini  henüz  bilmiyoruz.  Bu  daha 
başlangıç.  Birinci  cümlenin  birinci  kelimesini  okur  okumaz 
kitap hakkında nasıl fikir yürütebilirsiniz?"
Köylüler bu defa açıkça ihtiyarla dalga geçmemişler ama içle­
rinden, "Bu adam sahiden budala," diye geçirmişler.
Bir  hafta  geçmeden,  ihtiyarın  tek  oğlu  vahşi  atları  terbi­
ye  etmeye  çalışırken  attan  düşmüş  ve  bacağını  kırmış.  Evin 
geçimini  temin  eden  oğul  şimdi  uzun  bir  süre  yatakta  kala­
cakmış.
Köylüler  gene  gelmiş  ihtiyara.  "Bir  kez  daha  haklı  çıktın," 
demişler.  "Bu  atlar  yüzünden  tek  oğlun  uzun  süre  bacağını 
kullanamayacak.  Sana  bakacak  başkası  da  yok.  Şimdi  eskisinden 
daha fakir, daha zavallı olacaksın."
İhtiyar, "Siz erken karar verme hastalığına tutulmuşsunuz," 
diye cevap vermiş. "O kadar acele etmeyin. Oğlum bacağını kır­
dı.  Gerçek  bu.  Ötesi  sizin  yorumunuz,  sizin  verdiğiniz  karar. 
Hayat  böyle  küçük  parçalar  halinde  gelir  ve  ondan  sonra  neler 
olacağı size asla bildirilmez."
Birkaç hafta sonra düşmanlar kat kat büyük bir orduyla sal­
dırmış. Kral son bir ümitle eli silah tutan herkesi askere çağırmış. 
Köye  gelen  görevliler,  ihtiyarın  kırık  bacaklı  oğlu  hariç  bütün 
gençleri askere almışlar! Köyü matem sarmış. Çünkü savaşın
92


kazanılmasına  imkân  yokmuş.  Giden  gençlerin  öleceğini  ya  da 
esir düşeceğini herkes biliyormuş.
Köylüler  gene  ihtiyara  gelmişler.  "Gene  haklı  olduğun 
kanıtlandı,"  demişler.  "Oğlunun  bacağı  kırık  ama  hiç  değilse 
yanında.  Oysa  bizimkiler  belki  hiç  dönmeyecekler.  Oğlunun 
bacağının kırılması talihsizlik değil, şansmış meğer."
"Siz  erken  karar  vermeye  devam  edin,"  demiş  ihtiyar.  "Oy­
sa  gelecekte  ne  olacağını  kimse  bilemez.  Bilinen  tek  gerçek  var, 
benim  oğlum  yanımda,  sizinkiler  askerde...  Bunların  hangi­
sinin talih, hangisinin şanssızlık olduğunu kim bilebilir ki?"
Bu anlamlı öyküden çıkarılacak dersler nelerdir?
1. Ders : Bu öykü bana dilimizdeki 'hayırlısı olsun' deyişinin
anlamını açıklıyor.
2. Ders: Elde ettiğimiz sonuçlar değil, onlara yüklediğimiz
'iyi'  ya  da  'kötü'  gibi  anlamlar  ne  hissedeceğimizi 
belirliyor.
Öğrenilmiş  çaresizlik  ve  atalet,  elde  edilen  sonucun  aceleyle 
'başarısızlık'  olarak  nitelenmesinden  doğar.  Oysa  doğada  başarı 
ya  da  başarısızlık yoktur,  sadece  sonuçlar  vardır.  Başarı  ya  da  başarı­
sızlık,  insanların  sonuçlara  eklediği  bir  sıfattır.  Birkaç  denemede 
istediği  sonucu  alamayınca,  "Ben  başaramayacağım,"  demek, 
yaşlı  bilge  karşısında  her  defasında  mahcup  olan  köylülerin 
düşünme biçimini kullanmaktır.

Yüklə 1,62 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   65   66   67   68   69   70   71   72   ...   114




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin