Sonucun gelmesi gecikince ne yapmalı?
Başarılı olmayı sonuç almakla ölçmek doğrudur ama sürek
li iki gözü sonuçta yaşamak doğru değildir. Skor tabelasına
bakmak, neyin işe yarayıp neyin işe yaramadığını görmek için
yararlıdır. Zararı ise maraton tipi başarılarda, uzun süre sonuç
görmese de kararlı bir şekilde çalışmak gerektiğinde, sabırsız kişile
rin pes etmesine neden olmasıdır. İkinci zararı ise iyi oynadığı
için kazanan kişiler yerine, sadece kazanmak için oynayan lejyoner
ruhlu insanlar yaratabilmesidir.
Genç çekirge yaşlı karate hocasına sorar:
- Ne kadar sürede sizin seviyenize gelirim?
- 10 yıl!
- İki katı çalışsam?
- 20 yıl!
- Uç katı çalışsam?
- 30 yılda!
96
- Ne kadar çok çalışsam, süre o kadar uzuyor, bu nasıl iş
hocam?
- Sen gözünü sonuca dikmişsin. İnsanın gözü bu kadar sonuçta
olunca, önünü görmesi için tek gözü kalıyor!
Bir an önce sonuç görmeye eğilimli sabırsız gençlere kıdemli
işadamları, "Civcivlerini yumurtadan çıkmadan saymaya kalk
ma," der. "Diktiğin fidanın kök tutup tutmadığını görmek için her
gün yerinden sökersen, hiçbir zaman kök tutamazlar!"
Kısa zamanda sonuç görmek isteyenler atalete ve öğrenilmiş çare
sizliğe en yatkın insanlardır. Üç denemede sonuç alamayınca,
iki ret cevabıyla karşılaşınca, yüzlerine kapanan ikinci kapıda
hayallerinden vazgeçerler. Üstelik başarı öyküsünü okudukları
kişilerin bunun tam tersini yaptığını bile bile!
Hemen sonuç görme eğilimliler maraton tipi uzun vadeli başa
rıları gerçekleştirememektedir. Mesela İngilizce öğrenmek ya da
üniversite sınavını kazanmak, yaklaşık bir yıl çok yoğun çalı
şılarak elde edilebilecek maraton tipi başarıdır. Bu gibi uzun
vadeli başarılarda, uzun süre skor tabelasına bakmadan işini en
iyi şekilde yapabilenler kazanırlar. Hemen sonuç görme eğilimi
özellikle 'yeni neslin' en büyük zafiyetidir.
Başarı yolunda giderken bazen tembellik etmeden sabırla beklemeyi
bilmelisiniz. En hırslandığınız anda, şartlar sonuç almaya uygun
değilse, doğru zamanı beklemek için içinizdeki frenlere basabilme-
lisiniz. Tutkunuzu kaybetmeden kendinizi 'rölantiye' alabilmelisiniz.
Bazen de yaptıklarınızın herhangi bir sonucunu göremeseniz de
elinizden gelenin en iyisini yapmaya devam etmelisiniz. En gör
kemli başarılar, elde kanıt olmadan bir büyük rüyanın peşinde tutkuy
la yürüyenlerin yaptıklarıdır. İstatistiksel olarak bakıldığında bu
tarzda gidenlerin çoğunluğu başarısız olur ama başarılı olanları
'büyük' bir iş başarmış sayılır.
Ben hiçbir tutkulu çabanın karşılıksız kalmayacağına, büyük
başarı için uzun süre sonuç görülmese de tutkuyla çalışmak gerek
tiğine inananlardanım. Ne demek istediğimi Jacob Riss'in bir
metaforu çok iyi anlatıyor: "Çaresiz kaldığım zamanlarda gider, bir
97
taş ustası bulur, onu seyrederim. Adam belki yüz kere vurur taşa. Ama
değil kırmak, küçücük bir çatlak bile oluşturamaz. Sonra birden, yüz
birinci vuruşta taş ikiye ayrılıverir. İşte o zaman anlarım ki; taşı ikiye
bölen o son vuruş değil, ondan öncekilerdir."
Dostları ilə paylaş: |