ÖMÜRLÜK EMANET
YAZAN: BİLGE DOĞAN KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM UZMAN DOKTOR
Hikaye gerçek olaylardan alıntıdır. Hikayede geçen isimler hasta hakları nedeniyle değiştirilmiştir.
ÖMÜRLÜK EMANET
Kadın hastalıkları ve doğum asistanlığımın ilk yıllarındaydı. Cemrenin toprağa düşmüş olduğu bir sabahın ilk ışıklarında hastanenin yoluna koyuldum yine. Ne kadar güzel kokuyordu hava, derin bir nefes çektim karşı bahçedeki zakkumlar renkleriyle sanki beni hayata çağırıyorlardı oysa benim yapmam gereken bir sürü iş vardı ve daha tutmam gereken bir sürü nöbet.
Öncelikle pansumanları yapayım diye düşündüm hastanenin merdivenlerini hızlı hızlı çıkarken. Önceki akşam nöbetçi değildim eve gider gitmez uyumuş ancak sabaha kalkabilmiştim. Formalarımı giydikten sonra yürüyen pansuman arabamı da yanıma alıp viziteme başladım.
79 nolu oda…
Oda çok kalabalıktı yeni bir hasta yatmıştı pencere kenarındaki yatağa diğer yatak ise boştu. Hasta yakınlarını dışarı çıkardım Hastaya doğru yöneldim, yürürken gıcırdayan pansuman arabamla. Günaydın dedim gülümseyerek hiç cevap gelmedi. Pencereden süzülen gün ışığı gözlerimi kamaştırdı ama hastanın yüzündeki karanlığı aydınlatmaya yetmiyordu. Acı dolu koyu yemyeşil gözleriyle bana baktı Vücudunun her yeri şişmişti nefes almakta zorlanıyordu. Ne olmuştu acaba, sessizce dosyasına uzandım. Nihal Çapan… 40 yaşında… Başka bir hastanede sezaryen olmuş sezaryen sonrası pankreatit oluşmuş ve hastayı bizim hastaneye sevk etmişler. Bu ilk gebeliğiymiş. Kan sonuçları… Enzimleri çok yüksek elektrolit dengesi çok bozuktu.
Asistanlık eğitimimde ilk defa sezaryen sonrası pankreatit vakası görüyordum. Nihal Hanım çok yorgun gözüküyordu karnı büyük bir pansumanla kapalıydı. Sezaryen yarasına göre çok büyüktü. Eski pansumanını yavaşça açtım kalp atışlarımın hızlandığını hissettim yarası çok derin ve büyüktü yoğun rahatsız edici bir koku yayıldı fasya tamamen açık bağırsakları gözüküyordu. Sanki içeriye asit dökülmüş gibiydi. Kendimi toparlayıp yara dudaklarını iyice debride ettim antibiotikli sıvıyla sildim, içeri ıslak pedler koydum. Bebeği nerde acaba diye aklıma düştü bu arada odada yoktu. Kat kat kapattım yarasını hareket ederse açılmasın diye üstünü bantladım en son bantın üstünden ellerimle ovdum yarasını içimden dua ettim Allah’ım hemencecik iyileşsin kapansın diye…
Geçmiş olsun dedim gözlerinin içine bakarak gülümsemeye çalıştı çok acı çekiyordu belli ki; göğüsleri sütle dolu olduğundan çok şişmişti.Arkamda 20 li yaşlarında yemyeşil gözlü bir kız duruyordu; gözlerinde okuduğum soruları, korkuları içime işledi.’Teyzem..’ dedi titreyen sesiyle ‘O benim her şeyim, çok istiyordu bir çocuğu olsun, bir yıl önce evlendi sırf bir yavrusu olsun diye ama şimdi..iyileşecek dimi ?’Asistan doktor olduğumu hocalarımla konuşacağımı her şeyin yoluna gireceğini söyledim.ne diyebilirdim ki başka …Bebeği nerde diye sordum korkarak ya öldüyse .Bebek başka hastanede yoğun bakımda imiş. Derin bir oh çektim içimden aslında bebeği yanında olsa güç verirdi annesine diye düşünerek odadan çıktım diğer hastalara bakmak üzere.
Burcu’yu ilk o zaman görmüştüm geç yaşta evlenen teyzesiyle bağları çok kuvvetliydi. Eniştesi yaşlı ve yorgun bir adamdı Geç buldukları mutluluk, çocuk özlemi… Hayat onlara acımasız mıydı?
Burcu teyzesinin yattığı üç ay boyunca da hep yanındaydı. Her gün Onu siliyor altını temizliyor saçlarını tarıyordu. Burcu en rahat bana ihtiyaçlarını söylüyordu hemşirelerden çekiniyordu kızacaklar ona diye. En kıdemsiz asistan olduğumdan dolayı nöbetim çoktu. Nihal hanımla hep ben ilgileniyordum kanlarını alıyor sonuçlarını takip ediyordum. Yarası aktıkça pansumanı değiştiriyordum en son ellerimle ovuyordum
‘ Çabuk iyileş bebeğin bekliyor ‘
Bizim hocalarımız, genel cerrahi hocaları her gün Nihal hanıma bakmaya geliyorlardı. Aslında genel cerrahi ekibi Nihal hanımı ameliyata almak istiyordu. Bir sabah ilk defa Özkan hoca ve ekibi Nihal hanımı vizite geldi Özkan hoca hastanenin en kıdemli genel cerrahi profesörüydü. Nihal hanımın yarasını açtırdı heyecanla pansumanını açtım ‘Aferin evlat ..’dedi ‘Çok güzel temizlemiş, bakmışsın ‘.Kanımın vücudumda dolaştığını hissettim o anda evet iyileşecekti.Odadan dışarı çıktık bir ordudan çıkan ayak sesiyle.İnsanı korkutan destur çeken ses tonuyla ‘Yarası kapanmaya hazır fakat genel durumu ameliyatı kaldıramaz pankreası onu bitirecek ‘ dedi.Omuzlarım çöktü kanım dondu.Korkarak kendimin bile duyamadığı bir sesle ‘hocam her gün daha iyi oluyor ‘dedim. Eliyle omzumu sıvazladı, sert yüzünde oluşan gülümsemesiyle ‘eline sağlık evlat devam et ‘dedi. Boğazımda yine bir düğümlenme oldu.
Bir gün Burcu ağlayarak yanıma geldi. ‘Bebeğini çok görmek istiyor izin veremez misiniz ‘dedi. Hocalara sormam lazımdı ; doğruydu kızını mutlaka bir kere de olsa görmeliydi ama ya yolda bir şey olursa..Koşarak hocamın yanına gittim ‘Nihal hanım kızını görmek istiyor lütfen hocam izin verelim bir kere görsün bu son görüşü olabilir ’dedim Gözlerim ıslanmıştı başımı öne eğdim gözlerimi saklamak için güçsüz olduğumu düşünmesin diye .’Tamam.. ‘dedi.’ sadece iki saatliğine’..
O gece nöbetçiydim. Nihal Hanım bebeğini ilk kez görmüş ilk kez emzirmişti; yorulmuştu ama huzur dolu gözüküyordu. Beni görünce derin ama coşkulu bir sesle teşekkür ederim dedi. Eliyle Burcu’yu çağırdı ikimizin de ellerini tuttu soluk, soğuk elleriyle .‘Kızım ikinize emanet …’Taş oturdu kalbime, yüreğim dayanmıyor Lütfen iyileş artık kızın seni ister, annesini; Allah’ım yardım et.
Aylar geçmişti. Nihal hanımın kan sonuçları düzelmiş genel durumu iyileşmişti. Artık benimle kısa sohbetler ediyor yatağın etrafında tek başına dolaşabiliyordu. Yemyeşil gözleri uzun zamandır bu kadar belirgin bu kadar hayat dolu olmamıştı.
Yaz tatili izin sıram gelmişti 10 gün dinlenecek hastaneden uzaklaşacaktım Kafam o kadar yoğun ve yorgundu ki çabucak geçivermişti tatil. Tatil dönüşü ilk iş günümde koşarak 79 nolu odaya gittim yine emektar pansuman arabamla. Odada iki yeni hasta vardı. Nihal Hanım taburcu mu olmuştu yoksa genel cerrahi mi devralmıştı. Neredeydi, nerdeydi hemen sorumlu hemşirenin yanına gittim
-Nihal Hanım nerde?
-Hoş geldiniz doktor hanım. Nihal Hanım 2 akşam önce ex oldu.
Nihal hanım ex oldu .Kulaklarımda içini acıtan bir basınç ..ex mi oldu..öldü mü ama nasıl çok iyiydi her şey yoluna girmişti. Ağır adımlarla doktor odasına girdim kapıyı kitledim. Yere oturdum bağırarak ağlamaya başladım kapı çalındı geliyom bekleyin diye bağırdım. Canım çok yanıyordu; ben izne gittim diye ,pansumanını ben yapmadım ellerimle ovmadım diye mi ölmüştü.….
Bir hafta sonra poliklinikte hasta bakarken kapı çaldı. Burcu gelmişti kucaklaştık ‘teyzemi kaybettik .’dedi. Teselli edemem ki çünkü ben de başımı onun omzuna koymuş ağlıyordum .’Allah razı olsun çok iyi baktınız ona hep bir umut aradım siz hep bana güç verdiniz hakkınızı ödeyemem. Sizi Işık ile tanıştırmak istiyorum dedi. Nasıl da güçlü bir kızdı ben edecek tek kelime bulamazken o emanetini çoktan almıştı bile…
Işık… Annesi ve teyzesi gibi yemyeşil gözleri olan sarışın çok güzel bir bebekti. Hayata annesiz başladığının farkında olmadan yalanıyor gülümsüyordu. Şimdi düşünüyorum Nihal Hanım 79 nolu odada yemyeşil gözlerini bundan sonra hep parlasın diye Işığa bırakmış onu da bize emanet bırakmıştı. Sonsuz yolculuğa gidişine şahit olmayayım diye de benim iznimi beklemişti. Aradan geçen beş yılda Burcu benim en iyi dostum oldu Işığa annesizliğini hiç hissettirmedi ben de hep onların yanında oldum onlar bana emanet bırakılan ömürlük ailem oldu.
Rahat uyu Nihal hanım ….kızın bize ömürlük emanet…
Dostları ilə paylaş: |