1. Ulusal kozmetoloji eğitimi kongresi’nde sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyuyorum. Bildiğiniz gibi, sanayi ve ticaret bakanlığı tüketicinin ve rekabetin korunması genel müdürlüğü görevimin yanı sıra, aynı bakanlık bünyesinde faaliyet gösteren reklam kurulu başkanlığını da yürütmekteyim. Bu nedenle, bugün daha çok kozmetik reklamları ve tüketicinin korunması ilişkisini değerlendirmeye çalışacağım.
İnsanların yaşam kalitesini, moral ve motivasyonunu artırdığı inkâr edilemeyecek bir gerçek olan kozmetikler, dünya kurulduğundan bu yana insan yaşamında önemli bir yer tutmuştur.
20. Yüzyılın ikinci yarısından sonra, kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinin yapımında kullanılan maddelerin kalitesi ve çeşitliliğinde meydana gelen hızlı artış dünyada bu tür ürünlerin tüketiminin de artmasında rol oynamıştır. Bununla birlikte ülkemiz açısından değerlendirildiğinde, kozmetik ürün tüketiminin avrupa ülkelerine göre çok az olduğu bilinen bir gerçektir.
Ülkemizde kozmetik pazarının yıllık 2 milyar dolar civarında olduğu görülmektedir. Yine bilindiği üzere ülkemizde pazara sürülen kozmetik ürünlerin % 90’ını ithal ürünler oluşturmakta, ülkemizde üretilen %10 civarındaki ürün ise ya küresel markaların taklidi ya da değişik versiyonu olarak karşımıza çıkmaktadır. Yerli malı olduğu sanılan birçok ürünün ise sadece ambalajlaması türkiye’de yapılmaktadır.
Ülkemizde kozmetik ürünlere ilişkin yasal durum incelendiğinde ise, mart 2005 tarihli yeni kozmetik kanunu ile bir kozmetik ürünün piyasaya sunulmadan önce ‘izin’ alma zorunluluğu kaldırılarak, sağlık bakanlığı’na bildirimde bulunulması koşulu getirilmiştir. İthalinden, üretim ve dağıtımına kadar kozmetik ürün piyasasını ab standartları temelinde yeniden şekillendirmeyi amaçlayan yeni kozmetik yasası ile piyasadaki özellikle avrupa birliği ülkelerinden ithal ürünlerin sayısının hızla artması beklenmektedir.
Tüketiciler açısından değerlendirildiğinde bu durumun pazardaki ürünlerin çeşitliliğinin artması gibi olumlu etkilerinin yanında, kalitesiz ürünlerin pazara sürülmesi, ithal ürünler arasında yerli kozmetik üreticilerinin %10 olan pazar payının daha da düşmesi gibi olumsuz etkileri olabileceğinden sıklıkla söz edilmektedir.
Hangi durum meydana gelirse gelsin bu şu anlama gelmektedir; hem yasanın uygulamasını gerçekleştirecek olan sağlık bakanlığına hem sosyal sorumluluk ve tüketicilerin bilgilendirilmesi açısından pazarda faaliyet gösteren firmalara hem de tüketici çıkarlarının korunması açısından genel müdürlüğümüze ve kozmetik reklamlarının değerlendirilmesi açısından da reklam kuruluna bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da önemli görevler düşmektedir.
---***kozmetik sektörünün ülkemizde halen bakir bir alan olması, kozmetik ürünlerini hiç kullanmayan bir kesimin olduğunun bilinmesi, buna karşılık bu tür ürünleri kullananların sayısının her geçen gün artması ayrıca kozmetik sektörünün kalbi sayılan fransa, almanya gibi ülkelerde genç nüfusun hızla azalmasına karşılık türkiye’nin sahip olduğu genç nüfus gibi nedenlerle kendilerine yeni pazarlar arayan küresel firmalar için türkiye önemli bir pazar durumundadır. Firmalar arasında bir rekabet ortamı oluşturan bu durumdan tabii ki en çok tüketiciler etkilenmektedir.
zira kozmetik sanayinde reklam ve pazarlama faktörü önemlidir. Bu ürünler, reklamlarla değer kazanır ve yatırımların çoğu pazarlama ve reklama yapılmaktadır. Ancak kozmetik ürünlere ilişkin yapılan tanıtımlarda tüketiciler zaman zaman karmaşık, abartılı, bilimsel olarak ispatlanmamış hatta gerçek dışı mesajlar ile karşı karşıya kalabilmektedirler. Özellikle çok çeşitli ürünler kullandığı bilinen 35-40 yaş arası kadınlar başta olmak üzere neredeyse tüm yaş grubundaki tüketicileri hedef alarak hazırlanan reklamlarda yer alan mesajlara karşı tüketicilerin tabiri yerindeyse dolduruşa gelmemesi aksine bilinçli hareket etmeleri gerekmektedir.
bilindiği üzere, 4077 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanun’un 1 inci maddesinde; “bu kanun’un amacı, kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konudaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir.” Denilmiştir.
Anılan kanun’un 16 ncı maddesinde "ticari reklam ve ilanların kanunlara, reklam kurulunca belirlenen ilkelere, genel ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına uygun, dürüst ve doğru olmaları esastır. Tüketiciyi aldatıcı, yanıltıcı veya onun tecrübe ve bilgi noksanlıklarını istismar edici, (…) reklam ve ilanlar (…) yapılamaz.(…) reklam veren, ticari reklam veya ilanda yer alan somut iddiaları ispatla yükümlüdür(…)” hükmü düzenlenmiştir.
23/05/2005 tarih ve 25823 sayılı resmi gazete’de yayımlanan kozmetik yönetmeliği'nin 10 uncu maddesinde ise "(…)etiketlerde, ürünlerin satış için sergilenmesinde ve reklamlarında kullanılan metin, isimler, ticari marka, resim, figüratif desenler veya diğer şekiller, ürünlerin gerçekte sahip olmadıkları nitelikler varmış gibi kullanılamaz. Ayrıca, bu yönde imada bulunulmaz." hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan, 4077 sayılı kanun’un 17 nci maddesi ile reklamların hukuka uygunluğu denetimini gerçekleştirmek suretiyle ticari reklamlarda uyulması gereken ilkeleri belirlemek, bu ilkeler çerçevesinde ticari reklam ve ilanları incelemek ve inceleme sonucuna göre kanun’un 16 ncı maddesi hükümlerine aykırı reklam ve ilanları 3 aya kadar tedbiren durdurma ve/veya durdurma ve/veya aynı yöntemle düzeltme ve/veya para cezası verme hususlarında görevli ve yetkili bir reklam kurulu kurulmuştur.
kozmetik ürünlerden daha çok ciltteki kırışıklıkları giderici kremler, selülit kremleri ya da şampuan reklamları reklam kurulu’nda görüşülmektedir. İnceleme konusu reklamlarda tüketicilere verilen ana mesajlar ürünün kullanımı ile kırışıklıkların giderildiği, selülitin yok olduğu ya da saçların artık dökülmediği, kepeğin tamamen yok olduğu şeklinde karşımıza çıkabilmektedir.
Krem formatındaki kozmetik ürünlerin yanı sıra son yıllarda ağız yoluyla alınan gıda takviyeli kozmetik ürünler de pazarda önemli yer tutmaya başlamıştır (örn: imedeen). Alınan bu tabletlerin yalnızca ciltte değil, tırnak, saç gibi vücudun diğer bölgelerinde de etkili olduğu belirtilerek yapılan tanıtımlar tüketicileri bu tür ürünlere de yöneltmektedir.
Bununla birlikte, “hiçbir kremin, yerçekimi sonucu ciltte oluşan sarkmaları engelleyemeyeceğini, özellikle gözaltı morlukları ve selülitin giderilmesi için satılan kremlerin hiçbir faydası olmadığını, selülitin bir hastalık olduğu ve kahve ve kola içmek, spor yapmamak, sigara kullanmak gibi faktörlerin selülite yol açtığı, kişinin yaşam tarzını değiştirmediği sürece selülitten kurtulamasının mümkün olmadığını” savunan bilim adamlarının görüşlerinin yanı sıra kozmetikte yan etkilerin daha çok cilde uygun olmayan ürünün seçilmesinden kaynaklanması nedeniyle, kozmetik ürünlerin her şeyden önce bilinçli şekilde ve uzmandan yardım alınarak kullanılması gerektiği, yanlış ve bilinçsiz kullanılan kozmetik ürünlerinin çeşitli hastalıklara yol açabileceği gibi hususlar göz önüne alındığında özellikle reklamlar yolu ile topluma doğru mesajlar verilmesinin önemi ortaya çıkmaktadır.
nitekim reklam kurulu tarafından yürütülen incelemeler sırasında inceleme konusu reklama göre çeşitli kurum ve kuruluşlardan görüşler alınmakta, kozmetik ürün reklamlarına ilişkin olarak da hacettepe üniversitesi tıp fakültesi dermatoloji anabilim dalı başkanlığı’nın görüşlerine sıklıkla başvurulmaktadır. Piyasada özellikle selülit kremleri olarak satışa sunulan ürünler ile ilgili olarak anılan anabilim dalından alınan görüş yazısında “piyasada selülit kremi olarak satışa sunulan pek çok ürün olduğu ve içerik olarak hemen tümünün benzer maddeler ihtiva ettiği, bu maddelerin, yapılan bazı çalışmalarda yağ dokusunun azalmasında hiçbir etki göstermediği, bazılarında ise az da olsa yararları olduğunun gözlendiği, bu etkilerin aktif olarak yağ dokusunu azaltmaktan çok yağ hücrelerinin su kaybetmesi sonucunda olduğu, ancak tüm çalışmalarda, bu etkilerin geçici olduğu ve krem bırakıldıktan sonra tüm belirtilerin geri döndüğünün tespit edildiği” bildirilmiştir.
İnceleme konusu reklamlar ile ilgili görüşleri sorulan firmalardan ise; bu tür ürünlerin kozmetik ürünü olduğu ve kozmetik ürünlerinin etkisinin geçiçi olduğu ve bunun herkes tarafından bilindiği, bu nedenle “kullanıldığı sürece etkilidir” ya da “etkileri geçicidir” ibarelerinin reklamda yer almasına gerek olmadığı yönünde görüş bildirenler bulunmaktadır. Gerçekten de ruj, kolonya, parfüm vb. Kozmetik ürünlerinin etkilerinin geçici olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Çünkü bu tür ürünler cilt yüzeyine uygulanır, cilt altına etki etmez ve cilt üzerinde renk ve koku verme dışında bir etkiye haiz değildir. Oysa inceleme konusu ürünler vücutta biriken fazla yağların atılmasını sağlayarak hoşa gitmeyen fazlalıkların ortadan kalkacağını ve vücudun ince ve sıkı bir görünüme sahip olacağını iddia etmekte olup, ortalama algılama düzeyine sahip tüketiciler ise bir kutu ürünü kullandıktan sonra vücudundaki yağların atılacağı, daha sıkı ve ince bir görünüme sahip olacağı beklentisi içerisine girmektedir.
Bu noktada şunu da belirtmek gerekir ki, ülkemizde pazara sunulan kozmetik ürünlerin % 90’ının ithal olması nedeniyle buna paralel olarak ürünlere ilişkin reklamlar da çoğu kez yurtdışında yayımlandığı şeklinden tercüme edilerek yayımlanmaktadır. Ancak söz konusu reklamlarda verilen ibarelere dayanak olarak gösterilen çalışmaların çoğu kez bilimsel anlamda bir geçerliliğinin olmadığı tespit edilmektedir.
Reklam kurulu, tüketicinin korunması hakkında kanun’un 16 ncı maddesine aykırı hareket edenlere 2006 yılı için 5.491 ytl (beşbin dörtyüz doksanbir yenitürklirası) idari para cezası verebilmektedir. 16 ncı maddeye aykırılığın, ülke düzeyinde yayın yapan yazılı, sözlü, görsel ve sair araçlar ile gerçekleşmesi halinde ise, para cezası bu miktarın on katı olan 54.913 ytl (ellidörtbindokuzyüzonüç yenitürklirası) olarak uygulanmaktadır.
Reklam kurulu tarafından alınan kararların ve yapılan çalışmaların kamuoyu tarafından yakından izlendiğini biliyoruz. Zira 2005 yılında reklam kurulu başkanlığı’na ulaşan toplam başvuru sayısı 642 iken, 2006 yılının ilk 8 ayında başkanlığımıza ulaşan başvuru sayısının 770 olması bunun açık göstergesidir.
Ocak 2000 - eylül 2006 tarihleri arasında reklam kurulu’nda karara bağlanan kozmetik reklamlarına ilişkin veriler şu şekildedir:
Karara bağlanan kozmetik reklamı sayısı : 53
Reklamı karara bağlanan kozmetik ürünün türü
Kırışıklık giderici : 19
Selülit kremi/ürünü : 12
Şampuan/saç bakım ürünü : 12
Sabun : 3
Tüy dökücü ürünler : 5
Parfüm : 2
Karara bağlanan kozmetik reklamlarının 16 ncı maddeye aykırılığa ilişkin dağılımı
16 ncı maddeye aykırı bulunan reklam sayısı : 45
16 ncı maddeye aykırı bulunmayan reklam sayısı : 8
16 ncı maddeye aykırı bulunan kozmetik reklamlarının ceza türlerine göre dağılımı
İdari para cezası sayısı : 11 idari para ve durdurma cezası sayısı : 22
İdari para ve düzeltme cezası sayısı : 8
Durdurma cezası sayısı : 4
16 ncı maddeye aykırılık nedeniyle reklam veren firmalara uygulanan para cezası miktarı: 1.578.380.- ytl
reklam kurulu tarafından incelenen kozmetik ürün reklamlarına örnekler:
(dosya no:2004/24) 2004 yılı mart ayı içerisinde çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanan “… vücut bakım uzmanı” başlıklı reklam,
reklam kurulu, hacettepe üniversitesi dermatoloji anabilim dalı başkanlığı’ndan, söz konusu reklamda yer alan “…vücut bakım uzmanı. Selülite veda zamanı geldi!” İbarelerinin tüketiciler açısından yanıltıcı olup olmadığı konusunda alınacak karara yardımcı olmak üzere incelemede bulunmasını istemiş, anılan üniversiteden cevaben alınan yazıda yukarıda belirtilen görüşün yanı sıra inceleme konusu reklamda yer alan tüketiciyi yanıltabilecek “selülite veda” ibaresinin “selülitli görünüme veda” şeklinde değiştirilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
reklam kurulu’nun 11.05.2004 tarih ve 104 sayılı toplantısında yapılan değerlendirmeler sonucunda; reklam veren firmaya idari para ve düzeltme cezası verilmesine karar verilmiştir. (ankara 10. İdare mahkemesinde açılan davada, anılan mahkeme, idari işlemi yani reklam kurulu kararını hukuka uygun bulmuştur.)
(dosya no:2004/20) 2004 yılının şubat-mart-nisan ayları içerisinde yayımlanan reklamda, “%100 mükemmel vücut inceltici anti-selülit sprey... Yağ hücrelerinin açlığını önleyen molekülleri harekete geçirir. Sonuç:bayanların %95’i ciltlerinin daha pürüssüz olduğunu hissettiler. Bayanların %76’sı daha inceldiklerini belirttiler. ‘in vitro test edilmiştir.’ 1 ay boyunca … kullanan 87 bayanda yapılan test sonuçları...” İbarelerinin yer aldığı, inceleme konusu reklamdaki iddialar ile ilgili olarak görüşleri sorulan hacettepe üniversitesi tıp fakültesi dermatoloji anabilim dalı başkanlığı’ndan alınan yazıda, yukarıda anılan üniversite tarafından selülit kremlerine ilişkin olarak verilen görüşün yanı sıra; “… %100 mükemmel vücut inceltici anti selülit sprey” isimli ürünün reklamlarında kullanılan “yağ hücrelerinin açlığını önleyen molekülleri harekete geçirir” gibi dayanıksız, kesin kanıtlanmamış bilgilerin reklam metninden çıkarılması gerektiği ifade edilmiştir.
reklam kurulu’nun 11.05.2004 tarih ve 104 sayılı toplantısında yapılan değerlendirmeler sonucunda; reklam veren firmaya idari para ve düzeltme cezası verilmesine karar verilmiştir. (ankara 11. İdare mahkemesinde açılan davada, anılan mahkeme, idari işlemi yani reklam kurulu kararını hukuka uygun bulmuştur.)
(dosya no: 2004/21) şubat 2004 tarihinde çeşitli gazete ve televizyon kanallarında yayımlanan reklam.
“… günlük 15.000 mimiğinizi unutun. Kırışıklıklara karşı yoğun bakım. Kırışıklık görünümünde %76 azalma” başlıklı, “(…), mimikler ve tüm kırışıklık oluşum sebeplerine karşı geliştirilmiş kapsamlı cilt bakım kremidir. Gözle görünür sonuçlar: ilk uygulamanın hemen ardından pürüzsüzlük: %96, 4 hafta sonunda kırışıklık görünümünde azalma: %76” ibarelerinin yer aldığı, inceleme konusu reklamlardaki iddialar ile ilgili olarak görüşleri sorulan hacettepe üniversitesi tıp fakültesi dermatoloji anabilim dalı başkanlığı’ndan alınan yazıda“… isimli ürünün reklamında tüketiciyi yanlış yönlendirecek ibareler bulunmaktadır. “kırışıklık görünümünde %76 azalma” ve “ilk uygulamanın hemen ardından pürüzsüzlük: %96” gibi ibareler, aslında bilimsel bir çalışmanın objektif sonuçlarını yansıtmamaktadır. Bu ibarelere dayanak olarak verilen “50 kadının 4 haftalık test sonucu değerlendirmesi” herhangi bir yerde yayımlanmadığından ulaşılamayan, kriterleri belirsiz ve tüketiciyi etkilemek adına seçilmiş ifadelerle sunulan bir anket izlenimi vermektedir. Dolayısıyla bu ifadelerin çıkarılması uygun olur” şeklinde görüş bildirilmiştir.
reklam kurulu’nun 11.05.2004 tarih ve 104 sayılı toplantısında yapılan değerlendirmeler sonucunda; reklam veren firmaya idari para ve düzeltme cezası verilmesine karar verilmiştir. (ankara 10. İdare mahkemesinde açılan davada, anılan mahkeme, idari işlemi yani reklam kurulu kararını hukuka uygun bulmuştur. )
(dosya no: 2004/22) 2004 yılı şubat-mart aylarında çeşitli gazete ve dergiler ile çeşitli tv’lerde yayımlanan “…kırışıklıklara karşı bakım” başlıklı reklamlarda, “cilt kasılması kırışıklıkların yerleşmesine yol açar… alındaki kırışıklıklar:-%14. Göz kenarındaki kırışıklıklar:-%18, dudak kenarındaki kırışıklıklar:-%21, kırışıklıklara karşı bakım… kırışıklıklara karşı cilt kasılmasını rahatlatan adenoxine tm içeren ilk bakım. 21. Günden itibaren gözle görülür sonuçlar…kırışıklıklara karşı yenilik” ibareleri bulunduğu; söz konusu reklamda cilt kırışıklığının oluşmuş olduğu bir bayan yüzüne ait cilt fotoğrafı dikey olarak iki ayrı bölüme ayrılmış, bir tarafta kırışıklıkların yoğun olduğu bölüm görüntülenirken diğer tarafta kırışıklıkların yüzün çeşitli bölümlerinde hangi oranlarda giderildiği belirtilmiş, öte yandan söz konusu fotoğrafın altında “21 günde dermatolojik kontrol altında elde edilen klinik test sonuçları… bu görsel, 40 kadın üzerinde yapılan klinik çalışmalarda elde edilen kırışıklıkların ortalama azalma yüzdelerini gösterir.” İfadesine yer verilmiştir. Böylece rakamsal ve kesin ifadelerle kırışıklıkların anılan ürünle belli oranlarda giderilebileceği iddia edilmiş, öte yandan konuyla ilgili olarak görüşüne başvurulan hacettepe üniversitesi tıp fakültesi dermatoloji anabilim dalı başkanlığı’nca “kaynağına ulaşılamayan bir çalışmaya atfen verilen kesin rakamların çıkarılmasının uygun olacağı” bildirilmiştir.
reklam kurulu’nun 11.05.2004 tarih, 104 sayılı toplantısında yapılan değerlendirmeler sonucunda; reklam veren firmaya idari para ve düzeltme cezası verilmesine karar verilmiştir. (reklam veren şirket, ankara 8. İdare mahkemesinde açtığı davadan feragat etmiştir.)
(dosya no:2004/39) mart 2004 tarihli marie clarie, elele ve elle dergisi’nde yayımlanan “doğru performans. Gözle görülür sonuçlar. Kanıtı vücudunuz olacak” başlıklı reklam
Söz konusu reklamda, “sonunda selülite karşı savaşta başarı kanıtlandı. Bu multi-action serum, özel termojenik karışımı ve asya’da yetişen şifalı bitkilerin yardımıyla selülitin yarattığı çirkin görüntüyü eritiyor. Cildi sıkılaştırıp, portakal kabuğu görünümü gerginleştiriyor. Klinik testler sadece dört haftada 1,2 cm kadar incelme sağlandığını göstermiştir. Tüketici testlerine katılanların %83’ü ise selülitli görünümde gözle görülür azalma olduğunu ifade ediyor. Deneyin. Vücudunuzda görecekleriniz ihtiyacınız olan kanıtınız olacak” ibarelerinin yer aldığı, reklamdaki iddiaların ispatına yönelik olarak reklamveren firma tarafından bakanlığımıza gönderilen test sonuçlarının bilimsel çalışma anlamında bir geçerliliği olup olmadığı hakkında görüşleri sorulan hacettepe üniversitesi tıp fakültesi dermatoloji ana bilim dalı’ndan alınan yazıda, söz konusu ibarelerin ispatına yönelik olarak gönderilen test sonuçlarının incelendiği, bu çalışmada test edilen parametreler ve bu parametrelere ait ölçümlerin nasıl yapılacağının ayrıntılı olarak belirlendiği ancak çalışmanın kendi içinde bir kontrol içermediği, aynı çalışmanın adı geçen krem yerine basit bir nemlendirici ile yapıldığında sonuçların nasıl olacağının bilinmediği, bunun da çalışmanın gücünü düşürdüğü, test sonuçlarına ait değerlerin sadece ortalamalarının verildiği, her hastaya ait değerlerin bir tablo şeklinde değerlendirmenin mümkün olmadığı belirtilmiştir.
Reklam kurulu'nun 14.09.2004 tarih ve 108 sayılı toplantısında yapılan değerlendirmeler sonucunda; reklam veren firmaya idari para ve durdurma cezası verilmesine karar verilmiştir (reklam veren firma bu cezaya karşı dava açmamıştır.)
(dosya no:2004/226) eylül-ekim 2004 tarihlerinde çeşitli televizyon kanallarında yayımlanan; “şimdi saçlar bir ayda %85 daha az kopuyor, daha az dökülüyor” ifadelerinin yer aldığı reklam.
Şampuan, şampuan+saç kremi, saç kremi ile şekillendirici ve koruyucu kremden oluşan ürünlere ilişkin reklamlarda “şimdi saçlar bir ayda %85 daha az kopuyor, daha az dökülüyor” ifadelerinin yer aldığı; ancak, sağlık bakanlığı ilaç ve eczacılık genel müdürlüğü’nden alınan 26.11.2004 tarihli yazı ve eklerinin incelenmesinden anılan bakanlık tarafından, “söz konusu seride bulunan ürünlerin kopmaya bağlı saç kaybını, şampuan ve şampuan+saç kremi için %50, saç kremi için %80, yalnızca şekillendirici ve koruyucu krem için %85 azaltır” ibarelerinin kullanılmasına izin verildiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla reklam kurulu'nun 14.06.2005 tarih, 117 sayılı toplantısında yapılan değerlendirmeler sonucunda; inceleme konusu reklamda “şimdi saçlar bir ayda %85 daha az kopuyor, daha az dökülüyor” ifadesinin kullanılmasının abartılı, tüketicileri aldatıcı ve yanıltıcı olduğuna ve reklam veren firma hakkında idari para ve durdurma cezası verilmesine karar verilmiştir (reklam veren firma bu cezaya karşı dava açmamıştır.)
verilen bu örnekleri çoğaltmak tabii ki mümkün. Ancak asıl önemli husus; idari yaptırımların bir dereceye kadar caydırıcı olduğu, bununla birlikte firmaların konuya duyarlıklık göstermelerinin pazarlama etiğinin bir gereği olduğunun unutulmaması gerektiğidir.
Sözlerime burada son verirken bu toplantının düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür eder, kongrenin tüm katılımcılar için yararlı olmasını temenni ederim. Kozmetik reklamcılarının deyimiyle; tüm katılımcılara pürüzsüz ve ışıltılı günler dilerim.
Dostları ilə paylaş: |