Yaklaşık 10 gün önce ateş yüksekliği gelişen hasta, özel bir sağlık kuruluşuna başvurmuş. ÜSYE tanısı ile hastaya başlanan antibiyoterapi (amoksisilin) sonrasında hastanın ateşi 2 gün içinde düşmüş.
Yaklaşık 10 gün önce ateş yüksekliği gelişen hasta, özel bir sağlık kuruluşuna başvurmuş. ÜSYE tanısı ile hastaya başlanan antibiyoterapi (amoksisilin) sonrasında hastanın ateşi 2 gün içinde düşmüş.
Ancak daha sonra; hastanın uyku hali, yürüyememe, aşırı halsizlik ve idrar kaçırma şikayetleri ortaya çıkmış. Bunun üzerine tekrar hastaneye başvuran hasta 1 gün süre ile yatırılmış ve hastaya farklı bir antibiyoterapi (sefprozil) başlanmış.
Ateşi düşmesine rağmen uyku hali devam eden ve denge kaybı belirginleşen hasta, ileri tetkik ve tedavi için Kocaeli Üniversitesi Hastanesi’ne yönlendirilmiş.
Ateşi düşmesine rağmen uyku hali devam eden ve denge kaybı belirginleşen hasta, ileri tetkik ve tedavi için Kocaeli Üniversitesi Hastanesi’ne yönlendirilmiş.
Prenatal: Annenin 2. gebeliği. Gebeliği boyunca düzenli doktor kontrolü var. Takiplerinde bir patoloji saptanmamış. Gebelik sırasında sigara, alkol, madde kullanımı, radyasyon maruziyeti, idrar yolu enfeksiyonu, döküntülü veya ateşli hastalık geçirme öyküsü yok.
Prenatal: Annenin 2. gebeliği. Gebeliği boyunca düzenli doktor kontrolü var. Takiplerinde bir patoloji saptanmamış. Gebelik sırasında sigara, alkol, madde kullanımı, radyasyon maruziyeti, idrar yolu enfeksiyonu, döküntülü veya ateşli hastalık geçirme öyküsü yok.
Natal: Özel Konak Hastanesinde,38 haftalık term, C/S ile, 2690 gram olarak doğmuş.
Uyanıklığı biraz daha arttı, ancak boş ve anlamsız bakıyordu.
Hastanın EEG’si:
Hastanın EEG’si:
Yetersiz uyku değişiklikleri, 3-5 Hz düşük ampilitütlü, delta-teta frekansında yavaş dalga aktivitesi gözlendi.
Hastanın IVIG ve pulse steroid tedavisi sonrasında kliniğinde kısmen düzelme olmakla birlikte; iyileşme sürecini hızlandırmak için plazmaferez yapılmasına karar verildi.
Hastanın IVIG ve pulse steroid tedavisi sonrasında kliniğinde kısmen düzelme olmakla birlikte; iyileşme sürecini hızlandırmak için plazmaferez yapılmasına karar verildi.
Bezm-i Alem Vakıf Üniversitesi Çocuk Yoğun Bakım’a sevk edilen hastaya 5 gün süre ile plazmaferez uygulandı.
Plazmaferez sonrasında hastanın uyanıklığı ve spontan hareketliliği belirgin olarak arttı.
Plazmaferez sonrasında hastanın uyanıklığı ve spontan hareketliliği belirgin olarak arttı.
Yutma disfonksiyonu ortadan kalktı.
Diskinetik hareketleri azaldı, anlamsız sesler çıkarmaya başladı.
MIBG sintigrafi: . Üst batın sol paravertebral alanda fokal artmış aktivite tutululumu
Sol surrenale yönelik ince kesit batın BT: Sol surrenal gland lojunda volüm artışı ve kalınlaşma (Fizyolojik büyüme?)
Sol surrenale yönelik ince kesit batın BT: Sol surrenal gland lojunda volüm artışı ve kalınlaşma (Fizyolojik büyüme?)
Pediatrik Tümör Konseyi:
3 ay sonra sol surrenale yönelik batın MR’ı çekilecek,
Sonuçlarla tekrar P.T.K.’nde değerlendirilecek.
Anti-NMDA-R Ab: Negatif
Anti-NMDA-R Ab: Negatif
AMPA-R1 Ab: Negatif
AMPA-R2 Ab: Negatif
CASPR2 Ab (VGKC): Negatif
LGI1 Ab (VGKC): Negatif
GABA-R Ab:Negatif
Anti-Hu: Negatif
Anti-Hu: Negatif
Anti-Yo: Negatif
Anti-Ri: Negatif
Anti-amphiphysin: Negatif
Anti-Tr: Negatif
Anti-PCA-2: Negatif
Anti-Ma: Negatif
Anti-CV2-1: Negatif
Anti-ANNA-3: Negatif
IVIG: 6 ay boyunca, ayda bir kez 0.4 gram/kg/doz
IVIG: 6 ay boyunca, ayda bir kez 0.4 gram/kg/doz
Prednizolon:2 hafta:2 mg/kg/gün
2 hafta:1 mg/kg/gün
4 mg gün aşırı (1 yıl)
Merkezi ve periferik sinir sistemi otoantikorların hedefi olabilmektedir.
Merkezi ve periferik sinir sistemi otoantikorların hedefi olabilmektedir.
Enfeksiyöz etkenlerin saptanamadığı ensefalit olguların yaklaşık %60’ını oluşturmaktadır.
Son yıllarda sinir sisteminin inflamasyon ile giden süreçlerin etyolojisinde bazı antikorlar kan ve BOS’ta gösterildi. İmmun tedavilerin verilmesi, bu klinik tablolarda düzelmeyi sağladı.
Antinöronal antikorlar; sinaptik geçiş ve uyarılabilirlikle ilgili hücre dışı reseptörler ve iyon kanalları gibi yüzey proteinlerine bağlanarak sinir sisteminin fokal ya da daha yaygın tutulumu ile giden klinik tablolara neden olabilmektedir..
Antinöronal antikorlar; sinaptik geçiş ve uyarılabilirlikle ilgili hücre dışı reseptörler ve iyon kanalları gibi yüzey proteinlerine bağlanarak sinir sisteminin fokal ya da daha yaygın tutulumu ile giden klinik tablolara neden olabilmektedir..
Otoimmun ensefalit; nöral antijenlere karşı gelişen immun reaksiyon sonucunda ortaya çıkan klinik bir tablodur.
Otoimmun ensefalit; nöral antijenlere karşı gelişen immun reaksiyon sonucunda ortaya çıkan klinik bir tablodur.
Otonomik insitabilite (hipertermi, kan basıncında fluktuasyon, taşikardi, bradikardi, hipoventilasyon
Dil disfonksiyonu (mutizm, ekolali)
İngiltere’de yapılan multisentrik bir çalışmada; anti-NMDA reseptör ensefalit, ADEM’den sonra %4 oranı ile 2. sıklıkta görülen immun ilişkili ensefalit olarak bildirilmiş.
İngiltere’de yapılan multisentrik bir çalışmada; anti-NMDA reseptör ensefalit, ADEM’den sonra %4 oranı ile 2. sıklıkta görülen immun ilişkili ensefalit olarak bildirilmiş.
Granerod J, Ambrose HE, Davies NW, et al. Causes of encephalitis and differences in their clinical presentations in England; a multicentre, population-based prospective study. Lancet Infect Dis. 2010;10;:835-844
Kaliforniya Ensefalit Projesi’nde; anti-NMDA reseptör ensefaliti sıklığının tanımlanmış viral ensefalit oranını geçtiği belirtilmiş.
Kaliforniya Ensefalit Projesi’nde; anti-NMDA reseptör ensefaliti sıklığının tanımlanmış viral ensefalit oranını geçtiği belirtilmiş.
Gable MS, Sheriff H, Dalmau J, Tilley DH, Glaser CA. The frequency of autoimmune NMDA receptor encephalitis surpasses that of individual viral etiologies in young individuals enrolled in the California Encephalitis Project. Clin Infect Dis. 2012;54;899-904
Başka bir çalışmada;18 yaş altı otoimmun ensefalit tanısı alan hastaların %40’ını Anti-NMDA reseptör ensefaliti olgularının oluşturduğu bildirilmiş.
Başka bir çalışmada;18 yaş altı otoimmun ensefalit tanısı alan hastaların %40’ını Anti-NMDA reseptör ensefaliti olgularının oluşturduğu bildirilmiş.
Dalmau J, Lancaster E, Martinez-Hernandez E, Rosenfeld MR, Balice-Gordon R. Clinical experience and laboratory investigations in patients with anti-NMDAR encephalitis. Lancet Neurology. 2011;10:63-74
Diskinezi ile birliktelik gösteren idyopatik ensefalitli 20 hastanın serum veya BOS örnekleri incelenmiş.10 tanesinde (%50) anti-NMDAR antikorları gösterilmiş.
Diskinezi ile birliktelik gösteren idyopatik ensefalitli 20 hastanın serum veya BOS örnekleri incelenmiş.10 tanesinde (%50) anti-NMDAR antikorları gösterilmiş.
Dale RC, Irani SR, Brilot F, et al. N-Methyl-D-aspartate receptor antibodies in pediatric dsykinetic encephalitis letherjica. Ann Neurol 2009;10:759
BOS’ta lenfositik pleositoz varlığında veya oligoklonal band (OKB) pozitifliğinde (başlangıçta BOS normal de olabilir)
BOS’ta lenfositik pleositoz varlığında veya oligoklonal band (OKB) pozitifliğinde (başlangıçta BOS normal de olabilir)
EEG’de sık olmayarak epileptik aktivite görülmesi, fakat sıklıkla zemin aktivitesinin yavaş olması ve dizorganize aktivitenin sıklıkla anormal hareketlerle korele olmaması
Beyin MR’ının sıklıkla normal olması veya geçici olarak FLAİR sekanslarında anormalliklerin saptanması veya kortikal-subkortikal alanlarda kontrast tutulumu olması
Çocuklarda kranyal görüntüleme anormallikleri erişkinlere göre daha az sıklıkta bildirilmektedir.
Çocuklarda kranyal görüntüleme anormallikleri erişkinlere göre daha az sıklıkta bildirilmektedir.
32 hastadan oluşan ve otoimmün ensefalit tanısı alan bir seride; olguların %31’inin kranyal MR’ında anormallik tespit edilmiş.
Luca N, Daengsuwan T, Dalmau J, et al. Anti-NMDA receptor encephalitis: a newly recognized inflammatory brain disease in children. Arthritis Rheum. 2011;63:2516-2522
Rutin önerilmese de; PET’in karakteristik değişiklikleri gösterebildiği ve serebral glukoz metabolizmasının frontooksipital gradyentinde artmayı saptamakta rol oynayabileceği bildirilmektedir.
Rutin önerilmese de; PET’in karakteristik değişiklikleri gösterebildiği ve serebral glukoz metabolizmasının frontooksipital gradyentinde artmayı saptamakta rol oynayabileceği bildirilmektedir.
Leypoldt F, Buchert R, Kleiter I, et al. Fluorodeoxyglucose positron emission tomography in N-Methyl-D-Aspartate receptor encephelitis: distinct pattern of disease . J Neurol Neurosurg Psychiatry 2012
BOS veya serumda NMDA reseptörlerine karşı gelişmiş olan antikorların gösterilmesi ile tanı konulabilir.
BOS veya serumda NMDA reseptörlerine karşı gelişmiş olan antikorların gösterilmesi ile tanı konulabilir.
Başvuru anında; serum veya BOS değerlendirmesi çoğunlukla pozitiftir. Hastaların çoğunda antikorlar intratekal sentezlenmektedir.
Tedaviden sonra veya hastalığın ileri evrelerinde BOS otoantikorları sıklıkla yüksek kalırken, serum otoantikorları tedaviyle birlikte azalma göstermektedir.
Tedaviden sonra veya hastalığın ileri evrelerinde BOS otoantikorları sıklıkla yüksek kalırken, serum otoantikorları tedaviyle birlikte azalma göstermektedir.
BOS otoantikorlarının titresi, klinik sonuçlarla daha yakından ilişkili gibi gözükmektedir.
Otoimmün ensefalitin paraneoplastik bir sendrom olarak görüldüğü 18 yaş üstü kadın hastaların %50’sinde unilateral veya bilateral over teratomu saptanmış.
Otoimmün ensefalitin paraneoplastik bir sendrom olarak görüldüğü 18 yaş üstü kadın hastaların %50’sinde unilateral veya bilateral over teratomu saptanmış.
Aynı klinikle takip edilen 14 yaş altı kız hastaların ise sadece % 9’unda teratom tespit edilmiş.
Prüss H, Dalmau J, Harms L, et al. Retrospective analysis of NMDA receptor antibodies in encephalitis of unknown origin. Neurology 2010;75:1735
Erkek hastalarda ise eşlik eden bir tümörün (testiküler germ hücreli tümör, mediasten yerleşimli teratom, hodgkin lenfoma vb.) saptanması oldukça nadir olarak gösterilmiş.
Erkek hastalarda ise eşlik eden bir tümörün (testiküler germ hücreli tümör, mediasten yerleşimli teratom, hodgkin lenfoma vb.) saptanması oldukça nadir olarak gösterilmiş.
Mycoplazma, varisella zoster, herpes simplex gibi enfeksiyöz etkenlerin, non-paraneoplastik otoimmün anti-NMDA reseptör ensefaliti vakalarında rol oynayabileceklerinden şüphelenilmekte.
Mycoplazma, varisella zoster, herpes simplex gibi enfeksiyöz etkenlerin, non-paraneoplastik otoimmün anti-NMDA reseptör ensefaliti vakalarında rol oynayabileceklerinden şüphelenilmekte.
Herpes simplex ensefalitli 44 hastalık bir serinin % 33’ünde bu antikorlar saptanmış.
Prüss H, Finke C, Höltje M, et al. N-Methyl-D-Aspartate receptor antibodies in hepes simplex encephalitis. Ann Neurol 2012; 72:902
Tümör saptanırsa rezeksiyon,
Tümör saptanırsa rezeksiyon,
IVIG
Glukokortikoid
Plazmaferez
Rituksimab/siklofosfamid (tedavi süresi:?)
Erken tanı ve tedavideki gecikme; kognitif hasarın daha sık ve ağır olmasına neden olmaktadır.
Erken tanı ve tedavideki gecikme; kognitif hasarın daha sık ve ağır olmasına neden olmaktadır.
Bu hastalarda relaps riski mevcut olup, uzun süreli immunsupresif tedaviye ihtiyaç duymaktadırlar.
Özellikle başlangıçta immunoterapi almamış hastalarda relaps riski daha yüksek.
Tedavisiz kalan hastalarda ilerleyici nörolojik kötüleşme ve hatta ölüm bildirilmiş.
Tedavisiz kalan hastalarda ilerleyici nörolojik kötüleşme ve hatta ölüm bildirilmiş.
Ciddi seyreden birkaç hastada, aylar sonra görülen spontan iyileşmeden de bahsedilmekte
Birçok hasta uzun bir süre yoğun bakım desteğine ihtiyaç duyabilmekte ve multidisipliner yaklaşım gerektirmektedir.
Birçok hasta uzun bir süre yoğun bakım desteğine ihtiyaç duyabilmekte ve multidisipliner yaklaşım gerektirmektedir.
Takipte özellikle frontal lob disfonksiyonundan kaynaklanan bulgular (zayıf dikkat, planlama yeteneğinde azalma, impulsivite) ortaya çıkabilir.
Aydınlatılamayan etyoloji,
Aydınlatılamayan etyoloji,
Semptomların hızlı gelişmesi (birkaç gün veya hafta),
Davranış değişikliği, bellek problemleri, konuşma bozukluğu, hareket bozukluğu, nöbet varlığında,